Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


MUTFAKLARIN VAZGEÇİLMEZİ: SÜRMENE BIÇAĞI

13.06.2022
Kültür Sanat

Ev hanımlarının, aşçıların kısaca yemek yapan herkesin eline bir kez aldığı ya da almak için can attığı dünyaca ünlü bir bıçak. Sürmene bıçağı, sağlamlığı ve keskinliğe ile dünyaca tanınan hatta İsviçre çakıları ile yarışan bir marka. 2017 yılından bu yana coğrafi işaretli olan Sürmene bıçağının tarihini, inceliklerini ve özelliğini, Sürmene bıçağının adını duyurmak için birçok çalışma yapmış olan İbrahim Çolakoğlu anlattı.

Sürmene doğumlu olan 73 yaşındaki İbrahim Çolakoğlu, Marmara Üniversite Güzel Sanatlardan mezun olduktan sonra tekrar Sürmene’ye dönerek doğduğu yerin güzelliklerini tanıtmak için çalışmalar yaptı. Sürmene bıçağı için çok sayıda çalışma yapan Çolakoğlu, “Trabzon günleri olsun, çeşitli fuarlar olsun birçok yerde Sürmene bıçağı için çalışmalar yaptım. Bunun dışında makaleler kaleme aldım ve Sürmene bıçağını tanıtmaya odaklandım.” ifadelerini kullandı. Sürmene bıçağının serüvenine de değinen Çolakoğlu, ”Sürmene bıçağı bize atalarımızdan kalan bir miras. Buradaki ustaların çoğu da babadan veya dededen gören ustalar. Tabi, biz bu sanatı aslında Rumlardan öğrenmişiz çünkü baktığımızda, Sürmene bıçağının tarihi Bizans dönemine kadar dayanıyor. Bizim atalarımız da Rum ustalardan baka baka bu sanatı öğrenmişler. O zamanlar tabi,  kama (ucu sivri olan öldürme ve suikast bıçağı) ve meyve bıçağı yapılırmış. Sürmene bıçağı denince de akla kama ve meyve bıçağı gelirdi. Kasap bıçağı, mutfak bıçağı falan yoktu zaten o zamanlar.” ifadelerini kullandı. 

 

“Rusların döşediği tren raylarını sökerlerdi”

Eski zamanlarda çelik bulmak epey zordu. Bu zorluğun altından nasıl kalkıldığına değinen Çolakoğlu, “Buraya Rusların döşediği ray çelikleri vardı, buraya 1915 işgalinde döşedikleri raylar, onların döşedikleri rayları sökerek, yararak ve ısıtarak damgalayarak yaparlardı.” ifadelerini kullandı. Teknolojinin gelişmesiyle bu işin sanattan çok üretim alanının ağırlık kazandığını söyleyen Çolakoğlu, “Eskiden zımpara yok bir şey yok. O yüzden zordu bazı şeyler. Başka yerlerden sökülürdü bulunurdu, öyle yapılırdı. Şimdi her şey var, envai çeşit çelik, ahşap bir sürü şey var. Kamanın sapı genelde hayvan boynuzlarından veya kemiğinden yapılır, mesela eskiden bulmak, ulaşmak zordu. Teknolojinin gelişmesiyle bunlara ulaşım kolaylaştı ve Sürmene, bıçak sanayileşmesine gitti.” Dedi. Bıçağın, Sürmene için büyük bir gelir kapısı olduğuna da değinen Çolakoğlu, “Şimdi Sürmene’de iki tane fabrika var. Bunlar seri üretim yapıyorlar. Birinin 6 bin civarında üretim kapasitesi var. Tabi bu 2 fabrika TSE onaylı fabrikalar, merdiven altı çalışıp bu işin ekmeğini yemek isteyen de çok fazla insan var. Bazıları da ata geleneğini sürdürüp münferit olarak kama ve meyve bıçağı yapmaya devam ediyor.” dedi. 

 

“Sürmene bıçağı diye sahte bıçak satan çok fazla kişi var”

Sektörün, teknoloji ile gelişmesinin sıkıntıları olarak merdiven altı işler bir hayli gelişti. Bu özellikle Sürmene bıçağında da bir hayli yaygın. Yıllarca bunun önüne geçmek için mücadele ettiğini söyleyen Çolakoğlu, “Biz kaç kere şikâyet ettik gerekli yerlere ama sonuç alamadık. Denizli’nin bir ilçesinde adam orijinal Sürmene bıçağı diye ürün satıyor. Kardeşim bu yasak bunu yapamazsın! Kalitesiz ürünleri millete orijinal diye satıyorlar, rantını alıp kar ediyorlar.”  diyerek, bu kişilere sitemini dile getirdi. Bu işi bilenlerin sahte ve gerçeği ayırt edebileceğini söyleyen Çolakoğlu, halkın da elinden geldiğince dikkat etmesi gerektiğini söyledi. Çolakoğlu, ”Mutfak gereçleri hariç, kama türü şeylerin saplarındaki işçiliğe dikkat ederek gerçekle, sahteyi ayırt edebilirsiniz. Sap işçiliği zahmetlidir. Özellikle kemikten yapılan kamalar veya çakılar çok zahmet ister çünkü kemiğin 1 yıl gibi bir süre beyazlaması için belli aşamalardan geçmesi gerekir.” dedi.

 

Popülerleşmesi ve yaygınlaşması

Sürmene bıçağının popülerleşme sürecine de değinen Çolakoğlu, “Özellikle 12-13 sene önce bu bölgeye gelen turist akımı, yapılan turlar Sürmene bıçağının popülerleşmesine yol açtı. Gelen turistler bıçakları gördü, beğendi ve aldı. Bunun dışında, farklı şehirlerde yaptığımız fuarlarında katkısı oldu. Bazı müşteriler özel olarak sipariş vermeye bile başladı çünkü ürün kaliteli. Müşteri de kaliteyi görünce tanındı. Onun dışında birisi alıyor, komşusu görüyor o da almak istiyor, böylece silsile usulü gelişti.” dedi. Sürmene bıçağının özelliklerine ve kalitesinin sırrına da değinen Çolakoğlu, “Eskiden kara çelik dediğimiz yani paslanır çelikten yapılıyordu. Artık paslanmaz çelik kullanıyor herkes. Buradaki bütün firmalar zaten 2 yıl garanti verirler. Onun dışında Sürmene bıçağının en büyük özelliği, yunus balığı yağı kullanılmasıdır.” dedi. İşlemin nasıl yapıldığından da bahseden Çolakoğlu, “Önce döverek şekil veriyoruz, daha sonra yunus balığı yağına batırarak su veririz. O yağın içindeki kimyasallar onun mukavemetini arttırıyor. Bunun dışında fabrikalar en kaliteli çeliği kullanmakta. Bu çelikler Fransa’dan gelir ve son derece kalitelidir. Standart aynı çelik kullanıldığı için kaliteli oluyor. Bununla birlikte bıçakta ısıl işlem de çok önemli. Onun bir derecelendirilmesi var. Sertliğinin az olmaması son derece önemli. İşçilikte, üst düzey Sürmene’de. Kaliteyi bunlar sağlıyor.”  dedi. Çolakoğlu son olarak “Kalitesiz bıçak sağlığa da zarar veriyor. Bıçakla yemek kesiyorsun bir sürü işlem yapıyorsun. Kanserojen barındırmaması için iyi ısıl işlem görmüş kaliteli bıçak almak lazım.” diyerek sözlerini noktaladı. 

Dünyaca ünlü markaların yanında adı anılan Sürmene bıçağı, gücünü ve keskinliğini tarihinden ve işçiliğinden almakta. Kalitenin, tesadüf olmadığını ve belli evrelerden geçmesi gerektiğini de en iyi ispatlayan değerlerimizden birisi.

 

Haber & Fotoğraf: Burak Şahinbaş

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00