İnsanlık tarihi boyunca hep savaşlar aktif olarak devam etmiş ve topluluklar birbiri ile mücadele etmiştir. Çağlar boyunca hep askeri güç ve silah gücü bir ülkeyi ön plana çıkararak adının duyulmasını sağlıyordu. Fakat günümüzde yine az sayıda savaşlar olsa da büyük oranda savaşlar yerini barışa ve huzur ortamına bıraktığı için ülkeler başka yönlerden de kendilerini geliştirerek isimlerini dünyaya duyurmaya başladılar. Son yıllarda teknolojinin öneminin artmasıyla birlikte, yüksek teknolojili ürünler üreten ve geliştiren ülkeler ve markalar bu sayede ülkelerinin dünyada adını duyurmaya ve ülkelerinin her bakımdan güçlü olduğu algısını yaratmayı başardılar.
Dünyada değişen güç kavramı ve teknolojik gelişmelerin, teknolojik cihazların gücünün ne boyuta geldiği ve uluslararası arenada nasıl bir etki yarattığı hakkında Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde Donanım Ana Bilim Dalı’nda çalışmalarını sürdüren Doç. Dr. Ahmet Çağdaş Seçkin ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Teknolojik ürünlerin üretimi yönünden son yıllarda rekabet ne durumdadır? Artış yaşandı mı?
Teknolojik ürün üretimindeki rekabetin artmasından ziyade bu sektörde iş birlikleri ve üretim kapasiteleri kullanılan araçlar açısından gelişmeler olduğu için, bu süreç kapsamında bu tür aletleri çok kullanan ülkeler, işbirliklerini çok yapan ülkeler daha verimli işlere imza atabiliyorlar. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin gibi gelişmiş ülkeler yapay zeka aletleri kullandıkları için insan gücüyle yapılması zor olan işlemleri daha hızlı ve daha verimli yapabiliyorlar. Bu sayede daha çok üretiyorlar. Çin ve Amerika Birleşik Devletleri gibi devletler bunu çok rahat bir şekilde yapabiliyorlar. Bizim de bu duruma erişmemiz gerekiyor.
Eskiye oranla günümüzde pek çok ülke kendi arabası, telefonu ve bilgisayarı gibi teknolojik aletleri üretmeye başladı. Bunun sebepleri nelerdir?
Ülkelerin artık üretim araçlarına ve tasarım cihazlarına rahat erişim sağlayabilmeleriyle birlikte bu durum kolay bir hale geldi. Örneğin bir bilgisayar üretmek istediğinizde bunun ana kartını Çin’de üreterek, plastik kasasını da burada üreterek bunların sadece montajını ülkenizde yaptığınızda kendi markamı ürettim diyebiliyorsunuz. Ama burada asıl önemli olan şey bu cihazların nasıl yapıldığı bilgisini elde etmektir. Burada asıl önemli olan, kritik bilgi çip teknolojisi ve algoritmalardır. Bu teknolojileri her devlet üretmiyor ve biz de üretmiyoruz. Bunlarla ilgili çalışmaların ve bilimsel yayınların çoğalması gerekiyor. Herkes kart tasarlayıp Çin’e ürettirebiliyor ama Çin ile ilgili bir sıkıntı çıktığında ve sorun yaşandığında -çip krizi gibi- büyük problemler ortaya çıkabiliyor. Sadece montajla ilgilenen bir ülke isen ve dışa bağımlıysan bu sorunlarla karşılaşman muhtemel oluyor. Bu yüzden bu konuda gelişmek ve üretim yapan ülke olmak çok önem arz ediyor. Ülkemizde de böyle gelişmeler olmasını ve bu konuda iyi konumlarda olan ülkelerden olmasını isterdim.
Son yıllarda görüldüğü üzere pek çok ülkenin kendi teknolojilerini geliştirerek bir hegemonya kurmaya çalıştıkları görülmektedir. Bunun ileride ortaya çıkarabileceği olumlu ve olumsuz sonuçlar nelerdir?
Bu durumda katma değerde ürün sayınız artacak ve sattığınız ürün size katkı sağlayacaktır. Ülkenizin doğal kaynağı olmasa bile bu sayede gelir elde edebilirsiniz. Ürünleri hammadde olarak satın alıp işleyerek gelir sağlayabilirsiniz. Ayrıca dışarıdan ülkeye başka insanları da çekerek bu alanda iyi insanlarla çalışarak başarı sağlayabilirsiniz. Örneğin ABD beyin göçü alanında başarı yakalayan ülkelerden biri konumunda bulunuyor. Dış kaynaklardan beslenmek bu yönüyle çok önemlidir. Japonya başarılı olmasına rağmen fazla beyin göçü alamıyor. Kore bu konuda biraz daha iyi bir durumda bulunuyor. Çin ve Hindistan nüfus avantajları ile bu konuda pek sorun yaşamıyor. Ayrıca Çin ve Hindistan’dan da yurtdışına beyin göçleri gerçekleşiyor. Elindeki seçkin vatandaşları kaybetmek büyük bir dezavantaj olarak olumsuz bir duruma sebep oluyor.
Daha önce ülkeler silah, ordu ve zenginliği ile güçlü bir ülke olarak bilinirken ve dünyadaki güçlü ülkeler bu yönde kendilerini geliştirirken günümüzde bu durum teknolojik cihazların bir ülkeyi güçlü bir ülke gibi göstermesine dönüşmüştür. Bunun sebepleri nelerdir?
Zaman içerisinde insanların nüfusunun artması ve dünyada artık savaşların yaşanmaması sebebiyle güç kavramı da farklı algılanmaya başlandı. Bu kapsamda düşünülecek olursa insanlar kazandıkları bir başarıyı ekonomik başarılarla destekleyip ilerletmezlerse bu sürdürülebilir olmuyor. Sürdürülebilir olmadığı takdirde de bir yerde takılıyor, yeniden başka bir savaşa veya politik çatışmaya sebep oluyor. Batı dünyası bu yönüyle bir hegemonya kurmuş durumda ve diğer ülkelerdeki insanlar Batı ülkelerine veya ABD’ye göç etmek için birbirleriyle yarışıyorlar. Alternatif ülkeler olan Hindistan ve Çin’e kimse gitmek istemiyor. Oradaki ekonomik özgürlükler ve yaşam tarzı konularında isteksiz oldukları için bu tür ülkeleri tercih etmiyorlar. Batının kendi düzeni devam ettiği sürece savaşmasına ihtiyacı kalmıyor.
Bir ülkenin yüksek teknolojili cihazlar üretmesi ve bunu dünyaya göstermesi o ülkenin istikrarını ve gücünü uluslararası arenada ortaya koyabilir mi?
ABD’nin sahip olduğu teknolojinin ve teknolojik ürünlerin eşdeğer ürünlerine Rusya’da sahip durumdadır. Fakat durum böyle olsa da ABD ve Rusya’yı aynı mertebede sayabileceğimizi zannetmiyorum. İnsanlar tarafından ABD kültürel ve teknolojik anlamda referans alınıyor. ABD teknolojilerini ve teknolojik silahlarını daha şeffaf bir şekilde sergilerken Rusya gibi ülkeler bu konuda daha az şeffaf oldukları için tam olarak nasıl bir teknoloji seviyesine sahip olduklarını tam anlamıyla kestiremiyoruz. Bunun dışında oluşturulan Amerikan rüyası imajıyla ABD beyin göçü konusunda insanların ilgisini daha çok çekmeyi başarıyor. Kullandığı bazı propaganda yöntemleriyle beyin göçü alarak ülkesini daha ileriye taşıma konusunda büyük başarılar gösteriyor. Uluslararası arenada çizilen imaj çok önemli ve bizim de bu konuda gerçekten kendimizi geliştirerek beyin göçü alabilecek duruma ve konuma gelmemiz gerekiyor. Beyin göçü bu yönüyle gerçekten çok önemlidir. ABD bir zamanlar düşmanları olan nazilerin bilim insanlarını bile ülkelerinin ilerlemesi ve gelişmesi için kullandığını biliyoruz.
Ülkemizde TOGG (Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu), General Mobile ve benzeri yerli teknoloji şirketleri ülkemizi uluslararası arenada temsil etmektedir? Sizce bu gibi teknolojik gelişmelerin ve ilerlemelerin daha fazla artması ve başarılar yakalaması ülkemizi uluslararası arenada daha istikrarlı ve güçlü bir konuma taşıyabilir mi?
Aslında eskiden ülkemizde otomobil üretiliyordu fakat bu üretilen otomobiller farklı ülkelere ait markalar olarak üretiliyordu. Kendimize ait bir markamız bulunmuyordu. Bazı tartışmalı konuları olsa da günümüzde artık kendimize ait bir marka otomobil üreten bir ülke konumundayız. Bu sektörde her yer birbirine bağlı ve bağımlılıklar bulunuyor. Burada önemli olan nokta bizim bu bağımlılıklar arasında bunu ne kadar sürdürülebilir yaptığımızdır. Otomobilimizin bataryası üretiliyor. Bataryasını ne kadar kendimiz üretebildiğimiz burada önemlidir. Zaten eğer bir ülke ABD veya Çin değil ise o ülkenin yüzde 100 yerli bir ürün yapması mümkün değildir. Bu materyallere çoğu ülke sahip değildir. Bu ürünlerde nadir materyaller kullanılıyor ve bu materyaller de ülkedeki topraklardan çıkmıyorsa mecburi olarak bunları dışarıdan satın almak gerekiyor. Elektriği, çipi kendin üretemiyorsan bunları kesinlikle dışarıdan almak zorunda kalıyorsun. Ama bunu birleştirdiğinde ve algoritmasını kendin yazdığında bile yüzde 100 milli manasına gelebilir. Fransız ve İtalyan markaları araba üretiyor ve montajları Türkiye’de yapıldığı için Türk malı olarak çıkıyor ama bu ülkeler bundan rahatsız olmuyor. TOGG zamanla başka ülkelerde fabrikalar kurularak iyi satışlar yaparak iyi yerlere gelebilir. Ülkemizin çıkarlarına hizmet ediyorsa bu fabrika çok önemlidir. TOGG projesinin şu anda ülkemizin çıkarlarına hizmet ettiğini ve gençlerimize yeni gelecekler sunduğunu düşünüyorum.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Gerekli teşviklerle parlak gençlerimizin yurtdışına beyin göçü yapmasını engellememiz ve onların ülkemizin gelişmesinde önemli roller oynamalarını sağlamalıyız. Bu yönüyle gençler ülkemiz için çok önemlidir ve ülkenin geleceğidir. Onların işleri kolaylaştırılmalı ki yurtdışına gitme isteklerinden vazgeçebilsinler. Yurtdışında yaşam şartları kolay zannediliyor ama aslında sanıldığı kadar kolay olmuyor.
Dünyada değişen güç kavramı ve ülkemizin bu değişen güç kavramına nasıl entegre olacağı ve dünyadaki yarışta yer alabileceği ile ilgili değerli bilgilerini bizlerle paylaşan Doç. Dr. Ahmet Çağdaş Seçkin’e teşekkür ederiz.
Haber: Ali Osman Korkmaz
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...