500 yıllık tarihi ile Hisar Cami, İzmir-Kemeraltı bölgesinde bulunan İzmir’in en büyük ve en gösterişli camilerinden biridir. 16. yüzyılda varlığı bilinen önemli beş cami arasında yerini almaktadır. Aynı bölgede bulunan ve tarihi 17. yüzyıla dayanan Başdurak Cami, Evliya Çelebi’nin seyahatnamesine de konu olmuştur. Birçok afetten ve Yunan işgalinden kurtulmuş olan bu camiler tarihi ve kültürel olarak büyük önem taşımaktadır.
UNESCO İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanlığı Temsilcileri, Şehir Plancısı Bilge Bektaş, Arkeolog Nilüfer Kübra Döner ve Mimar Burçak Çıkıkçı ile İzmir’de bulunan önemli kültürel ve tarihi camiler hakkında bilgilendirici ve keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Bir şehrin özellikle tarihi dokusunu yansıtabilen en önemli yapılardan olan camiler, işin içine mimari doku da girdiği zaman ihtişamlı ve görkemli bir yapı halini alıyor. Hisar ve Başdurak Camileri gencinden yaşlısına, İzmir’in en önemli camilerini ziyaret etmek isteyen, bunun yanında tarihe ve mimariye merak duyan herkesin önceliği konumuna gelmiştir. İçinde ve dışında birçok taş süsleme, hat sanatı, ihtişamlı bir kubbe gibi tasarımsal özellikler de barındırıyor. Mimari özelliklerinin yanı sıra tarihi hikâyesi de ziyaretçileri etkilemeyi başarıyor.
“İzmir’in en eski ve en büyük camisi”
İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanlığı Temsilcisi ve Şehir Plancısı Bilge Bektaş, İzmir’in en önemli camisi konumunda olan Hisar Cami hakkında birçok bilgi aktardı. Kemeraltı bölgesinde Kızlarağası Hanı’nın doğusunda yer alan Hisar Cami’nin, yıllar boyunca İzmir’in simge yapılarından olduğunu belirten Bektaş, Hisar Cami adını, inşa edildiği dönemde kentin güvenliğini sağlayan ve günümüzde mevcut olmayan Liman Kale’den aldığını da belirtti. Caminin, 1596 yılında Aydınoğlu Yakup Bey tarafından yaptırıldığının bilinmekte olduğunu da aktardı. Bektaş, yapının oluşumuyla alakalı olarak, “Hisar Cami’nin özellikle 15. yüzyıl’da Padişah Fatih Sultan Mehmet’in katkısıyla inşa edildiği de bilinmektedir.” ifadelerini kullandı. Bektaş, konu ile alakalı olarak çevresi dar bir avlu ile kuşatılan yapı, merkezi kuruluşlu bir harim, kuzeyinde yedi birimli son cemaat yeri, kuzeybatısındaki minare, avlu içerisindeki üç çeşme, muvakkithane, kütüphane ve avlu dışında iki şadırvandan meydana geldiğinin de altını çizdi. Bununla birlikte Hisar Cami’nin inşasından beri birçok kez restore edildiğinden de bahsedildi. Ayrıca Bektaş, “Kemeraltı bölgesindeki en eski tarihli cami ve en büyük boyutta olduğu bilinen yapının inşa tarihi, kaynaklarda farklılık göstermektedir.” açıklamalarında bulundu.
“Mimari tasarımları ile büyük dikkat çekmekte”
İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanlığı Temsilci Mimarı Burak Çıkıkçı, “İzmir’deki alçı süslemeli camilerin en önemli örneklerinden birini oluşturan Hisar Cami; kubbe içi, kemer alınlıkları, sütun başlıkları, mihrap duvarı ve kadınların kutsal toplanma alanındaki zengin tasarımlar gibi özelliklere sahiptir.” açıklamalarında bulundu. Aynı zamanda Çıkıkçı, Hisar Cami’nin kapladığı alan ve çevresinde bulunan hanların da Hisar Cami’nin görkemli yapısına destek olan unsurlar olduğunu belirti. Hisar Cami’nin yoğun süslemelere sahip mermer minberi, boyutları bakımından İzmir il merkezindeki en büyük örnektir. Çıkıkçı, “Bu mimari tasarımlar ziyaretçiler tarafından en dikkat edilen ve ilgi çeken alanlar olmuştur.” diyerek yapının mimari tasarımına dikkat çekti.
“Tahıl tüccarının eseri”
İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanlığı Temsilcisi Arkeolog Nilüfer Kübra Döner, Başdurak Cami’nin özellikle o dönem inşa edilen camilerden farklı olarak, önemli devlet adamlarının yanı sıra bir tüccarın isteğiyle yapılmış olduğuna dikkat çekti. Başdurak Cami’nin özellikle bulunduğu bölge itibariyle çok haraketli bir yaşamın içerisinde kendini gösterdiğini, adeta yaşayan bir cami olduğuna da ifadelerinde yer verdi. Döner, caminin konumu üzerine, “Başdurak Cami, Anafartalar Caddesi üzerinde Kemeraltı çarşısının en hareketli bölgelerinden birinde yer almaktadır. Bulunduğu konum itibariyle ticarete elverişli olarak tasarlanmıştır. Yani alt katında ticaret mekânları yerleştirilmiş, ibadet mekânı ve avlu ise üst katında yer almaktadır.” ifadelerini kullandı. Cami’nin kuruluş hikâyesine dikkat çeken Döner, “Başdurak Cami, 1652 yılında o dönemin meşhur mesleklerinden olan, tahıl tüccarlığı mesleğini yapan Hacı Hüseyin Efendi tarafından inşa ettirilmiştir. Kısaca bu yapı bir tahıl tüccarının eseridir. Yapının isim tarihine bakacak olursak, o dönem o bölgeye verilen “Başoturak” kelimesinden halk dilinde söylenmesi en kolay haline yani “Başdurak” kelimesine evirilmiştir. Ayrıca inşa edildiği tarihlerde caminin adının “Hacı Hüseyin Camii” olduğu da söylenmektedir.” ifadelerini kullandı.
Evliya Çelebi’nin gözünden Başdurak Cami
Döner açıklamalarında, inşa kitabesi günümüze ulaşmamış olan caminin inşa tarihi hakkında en erken verinin Evliya Çelebi’ye dayanmakta olduğunu belirtti. Evliya Çelebi’nin “Seyahatname” eseri sayesinde gün yüzüne çıkan birçok bilginin de mevcut olduğunu iletti. Evliya Çelebi’ye göre, caminin liman yakınında olduğu, alt katında dükkân ve mahzenlerin yer aldığı, avlusuz iki katlı bir tasarımı olduğunu da aktardı. Bektaş, Evliya Çelebi’nin gözünden tarihi yapımızı daha net anlayabildiğimizi söyledi. Başdurak Cami’nin, kare planlı bir biçimde harim, harimin hemen kuzeyinde yer alan son cemaat yeri ve bir minareden oluştuğunu da aktardı.
Tarihi camilerin turizme katkısı
Bektaş konuya ilişkin, “Tarihi Kemeraltı Çarşısı, yerli ve yabancı birçok ziyaretçi tarafından ziyaret edilmektedir. Kemeraltı Çarşısında yer alan bu beş cami, İzmir’in önemli kültürel değerlerindendir. Ancak, çarşıda ziyaretçi sayımı yapılmamakta olup, açık bir tarihi ticaret alanıdır. Hisar Cami’nin kültürel ve görsel yoğunluğu daha fazlayken, Başdurak Cami’nin altında yer alan dükkânlarda hat, keçe, doğal taş gibi çeşitli geleneksel el sanatları sergilenmektedir. Bu açıdan da ziyaretçilerin ilgisini çekmekte ve somut olmayan kültürel değerlerin tanıtımı açısından da turizme katkı sunmaktadır.” şeklinde sözlerini noktaladı.
Yapmış olduğumuz bu röportaj ile birlikte tarihi camilerin yapısı, mimarisi ve tasarımı hakkında bilgi sahibi olduk. Konuya ilişkin olarak, UNESCO İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanlığı Temsilcileri Bilge Bektaş, Burçak Çıkıkçı ve Nilüfer Kübra Döner’e başvurduk. Bizlere değerli vaktini ve bilgilerini paylaştığı için kendisine teşekkür ediyoruz.
Haber: İsmail Altun
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...