Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


MİKROSKOP UCUNDAKİ ŞAHESERLER

07.11.2023
Kültür Sanat

 

Öyle bir eser düşünün ki üretilmesi, beş katlı bir apartmanın inşa edilme süresine denk fakat üzerine tek bir saç teli düşmesi ile yerle bir olabiliyor. Mikro minyatür ve Gubari hat sanatının en önemli temsilcilerinden olan Necati Korkmaz, Kuşadası’nda yer alan müzesinde şaheserlerini sizlere sunmaktadır.

Minyatür; ince detaylar ile işlenmiş, bolca emek ve sabır gerektiren, küçük boyutlardaki resim ve bu resimlerin türleri diyebiliriz. Mikro minyatürü, minyatür sanatından başlıca ayıran özellik ise çıplak göz ile görülmesinin neredeyse imkansız oluşudur. Necati Korkmaz, icra ettiği sanata dair detayları bizlerle paylaştı. 

 

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Mikro minyatür ve Gubari hat sanatında, dünyadaki ilk üç sıra içerisinde yer alan isimlerden biriyim. Gubari sanatı günümüzde artık temsilcisi olmayan bir sanat haline geldi. Bu sebepten ötürü bu sanatın son temsilcisi konumundayım. Yaklaşık 40 yıldır mikro minyatür ve Gubari hat sanatı üzerine çalışmalar yapmaktayım. Dünya üzerinde oldukça dikkat çeken saç teli üzerine besleme, toplu iğne başına satranç takımı ve şırınga iğnesi ucunda Coronavirus gibi çalışmalarım vardır.

Müzede  sergilediğiniz eserlerinizden bahseder misiniz?

Müze Aydın'ın Kuşadası ilçesinde yer almaktadır. Müzede çevre kirliliğine dikkat çekmek, bu soruna ses getirecek bir tepkide bulunmak amacı ile tamamı çiğnenmiş ve artık atık haline gelmiş damla sakızlarından yaptığım bir köşe var. ‘‘Sakızdan Hayaller’’ adını verdiğim köşede sergilediğim 15 eser vardır. ‘‘Mutant’’, ‘‘Şahmeran’’ ve ‘‘Temizlikçi’’ gibi eserleri renklendirmekte kullandığım materyaller ise çilekli, karpuzlu ve naneli sakızlardır. Eserlerin doğada çözünme süreleri ise yaklaşık bin yıla tekabül etmektedir. Çevre kirliliğine dikkat çekmeye çalıştığım gibi nükleer enerji sorununa da dikkat çekmek istedim ve yapımı bir yılı bulan “Bit ve Pirelerin Nükleer Enerji Karşıtı Mitingi” isimli eseri yaptım.  Eserin yapımında doğal yollar ile ölmüş, 1968 döneminin giysi ve aksesuarları giydirilmiş 1 mm boyutundaki gerçek bit ve pireler kullandım.


Hem Gubari hat sanatı çalışmalarımda hem de mikro minyatür heykel çalışmalarımda çoğunluğu doğadan elde edilen materyaller ile çalışmayı tercih ediyorum. Bu her sanatçının çalışma alanına ve şartlarına bağlı olarak özerkleşebilen bir konudur. Eser üzerinde kazıma yapılmasını gerektiren durumlarda arı pençesi, bıçak olarak arı iğnesi ve fırça niyetine örümcek kılı kullanmayı tercih ettim. Yazı yazmak için ise genellikle bir tilki bıyığı tercih ediyorum.


Müze içerisinde yapımı beş ay süren saç teli üzerinde ‘‘Yürüyen İp Cambazı’’, küçük bir bitki tohumu üzerinde ‘‘Salıncak ve Sallanan Çocuk’’ ve gözle görülemeyen ‘‘İstanbul Manzaralı Bir Çini Vazosu’’ gibi eserleri meraklıları için sergilemekteyim. Aynı zamanda mikro minyatür olarak hazırlanmış Osmanlı giysileri kataloğu, mercimek üzerinde Gubri yazıları, dünyanın en küçük Kuran-ı Kerim’i, dünyanın en küçük çinileri de yer almaktadır.

Mikro minyatür ve Gubari hat Sanatının ne olduğundan ve bu sanata nasıl başladığınızdan bahseder misiniz?
Gubari hat sanatının temelleri insanların iletişim alanında kısıtlı olduğu dönemlerde ortaya çıkmıştır. O dönemlerde insanlar birbirlerine yazdıkları mektupları karşı tarafa iletmesi için güvercinleri eğitirlermiş. Güvercinler küçük ebata sahip hayvanlardır dolayısıyla ayağına bağlanacak mektubunda belirli bir boyutu aşmaması gerekmektedir. O dönemin insanları da bu kısıtlı şartlar altında küçük ebatlı yazılar yazmayı keşfetmişlerdir.  Bu yazılara ilerleyen zamanlarda  bazı kurallar getirilmiş ve tabii ki bazı isimler konunun uzmanı haline gelmiştir. Bu öyle bir sanattır ki çalışma yaparken aldığınız nefes düzeni bile önemlidir. Yanlış bir zamanlama ile alacağınız nefes elinizin kaymasına ya da titremesine sebep olabilir. Bu durum emek verdiğiniz eseri hiç eder. 


Her insanın ilgi duyduğu ve yetenekli olduğu  bir konu vardır. Bu sanat dalları yetenek, sabır ve biraz da genetik gereksinimler gerektirmektedir. Benim bu alana yönelişim kendimde bu  biyolojik yapının ve ilginin varlığını keşfetmem ile başladı. Sanat alanında teknik oldukça önemli bir konumdadır fakat Gubari sanatında en önemli konumdadır çünkü Gubari sanatı kitaplardan öğrenilen bir sanat dalı değildir.

Geleneksel el sanatları ve Gubari hat sanatının günümüzde yok olmaya yüz tutması hakkında görüşlerinizi bizimle paylaşır mısınız ? 

Geleneksel el sanatları yok olmaya yüz tutmuş durumdadır fakat Gubari sanatı için yok oldu demek de mümkündür. Bunun başlıca sebeplerinden biri ise genç neslin sanatın bu dalına olan ilgisizliği diyebilirim. Çünkü bir şeyde başarılı olabilmenin en büyük sebebi o şeye ilgi duyuyor olmaktır.

 

Eserlerinizi Kale Kapısı üzerinde sergilemek özellikle tercihiniz miydi ?
Evet elbette. Orası tarihi açıdan oldukça önemli bir yapıdır. Eski Kuşadası’nın ana giriş kapısıdır ve bunun yanı sıra orası zamanında bir itfaiye binasıydı. Üzerinde bir kule vardır ve bu kule Türkiye’de ilk mobese kamerası görevini üstlenmiştir. Osmanlı döneminde kule üzerinden Kuşadası’na bakılır, yangın olup olmadığı kontrol edilir ve eğer bir yangın başlamış ise kule üzerinde bulunan çanı çalarak var olan duruma karşı insanlar uyarılırmış. Türkiye’de ilklerin yaşandığı bu yapıda eserlerimi sergileyebilmek benim için oldukça hoş bir durum.

Henüz müzede dahi yer almayan iğne deliğine işlenmiş ve dünyanın en küçük minyatür eserlerini bizlere sunan ve değerli bilgilerini bizlerle paylaşan Necati Korkmaz’a çok teşekkür ederiz.

 

Haber: Beyza Haskaya

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00