Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


MALAZGİRT PROJESİ

24.06.2024
Dosya

 

Malazgirt Savaş alanının tespiti, tarihi ve arkeolojik yüzey araştırma projesi, savaşın geçtiği bölgede eserleri ve izleri belgelemeyi hedefliyor. Prof. Dr. Adnan Çevik liderliğindeki ekip, zaferin somut bir şekilde görünür kılınması için çalışıyor. Malazgirt'te yapılan kazılarda Bizans ve Selçuklu dönemlerine ait buluntular ortaya çıkmıştır. Bu çalışmalar, Türkiye'de savaş alanı arkeolojisinin ilk örneğini oluşturuyor.

 

Malazgirt Savaşı, 26 Ağustos 1071 tarihinde Selçuklu Türkleri ile Doğu Roma İmparatorluğu arasında gerçekleşti. Türklerin zaferi, Anadolu'nun Türkleşmesi açısından önemli bir dönüm noktası oldu. Savaş, Türklerin Anadolu'ya yerleşmesine olanak sağlayarak Türk hakimiyetinin başlamasına yol açtı. Malazgirt Savaşı hakkında Tarihi ve Arkeolojik Yüzey Araştırma Projesi'nin yürütücülüğünü yapan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden Prof. Dr. Adnan Çevik, bölgeye ilişkin yapılan araştırmaları bizimle paylaştı.

 

Malazgirt Savaşının dünyaya etkisi

“Malazgirt Savaşı Türk tarihi açısından kapı metaforuyla anlatılan bir savaştır.” diyen Adnan Çevik, tarihte büyük dönüm noktası olan savaşla ilgili şunları kaydetti: “Pek çok ulusun tarihinde, dünya tarihinde büyük savaşlar vardır. Savaşların büyüklüğü, orduların sayılarıyla ölçülmez; doğurduğu sonuçlar ile ölçülür. Çünkü bu sonuçlar tarihin akışını değiştirir. Dolayısıyla Malazgirt Savaşı da bu savaşların en önemlilerinden birisidir. Sadece Anadolu Türklüğünün hikayesini başlatan kurucu bir savaş olmanın ötesinde, dünya tarihini de, Avrupa tarihini de etkileyen, Yakın Doğu diye adlandırdığımız şu an içinde bulunduğumuz coğrafyayı da doğrudan etkileyen sonuçlar doğurmuştur.”

 

“Bu geç kalmış bir gerekliliktir”

Malazgirt Savaşı’na dair yüzlerce film çekildiğini ve kitap yazıldığını belirten Çevik, “Bu büyük zafer bugüne kadar yerinde bir bilimsel çalışmayla ortaya konulamamıştır. Malazgirt Savaşı üzerine onlarca, yüzlerce kitap yazıldı, filmler çekildi ama bunların hiçbiri bizzat savaşın geçtiği alanda yapılan bir bilimsel çalışmanın sonucu olarak kaleme alınmış çalışmalar değildir. Nasıl ki Çanakkale gibi büyük destansı bir kahramanlık hikayesinin geçtiği yerin görünür kılınması tarihimizin gelecek nesillere doğru aktarılması ve burada bir vatan aidiyet bilincinin, şuurunun oluşması için mekansal olarak önem taşıyorsa; yani oradaki siperleri gördüğümüzde oradaki şehitlikleri gördüğümüzde yerinde Çanakkale Savaşı’nı dinlediğimizde, bizde yarattığı etki neyse aynısının bu toprakların Türkiye Cumhuriyeti olma sürecini başlatan Malazgirt Savaşı için de yerinde anlatılarak gelecek nesillere vatan, kimlik, aidiyet duygusunun hissetirilmesini istiyoruz. Bu geç kalmış bir gerekliliktir.Savaşla ilgili proje başlatıldığını aktaran Prof. Dr. Çevik, “2020 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün desteği ve talebi doğrultusunda, benim bilimsel danışmanlığımda 12 üniversiteden 40'a yakın uzmanla -bunların içerisinde arkeologlar, antropologlar, tarihçiler, sanat tarihçileri olduğu gibi, coğrafyacılar, jeologlar, jeofizikçiler, nümizmatlar, epigraflar, 3D modellemeciler, grafik tasarımcılar, iletişimciler, sosyologlar olmak üzere, pek çok alandan uzmanın katılımıyla- bir proje başlatıldı.” diye konuştu.

 

“Bu projeye bir ‘ocak proje’ diyoruz”

Kazının 4. yılda olduğunu söyleyen Çevik, “Savaş alanı arkeolojisi ülkemizde ilk kez bu kapsamda tarafımızdan yürütülen bir projedir. Arkeolojinin bir alt disiplini olarak ülkemizde maalesef bu alanda ne bir bilgi birikimi ne de insan kaynak birikimi var. Bu çerçevede, biz bu projeyi geniş tutarak  bundan sonra yapılacak savaş alanı çalışmaları için bu alanda uzmanlar yetişsin istiyoruz. Bu yüzden ekibimizde uzman hocalarımızın yanı sıra genç akademisyenlerimiz çoğunluktadır. Bunların içerisinde her disiplinden pek çok genç arkadaş var. Hatta bunların bazılarının doktora ve yüksek lisans tez konularına yine bu savaş ve bu savaş metodolojisiyle ilgili konular verilerek, bundan sonraki yapılacak olan çalışmaların da insan kaynağı ihtiyacını gidermiş olmak istiyoruz. O yüzden biz kendi aramızda bu projeye bir "ocak proje" diyoruz. Yani içinden pek çok uzmanın yetişerek  bu alanla ilgili başka projelere de katkı sunmalarını istiyoruz.” şeklinde konuştu.

 

Projenin amacı zaferi ete kemiğe büründürmek ve görünür kılmak

“Bu projenin amacı, Malazgirt Savaşı'nın geçtiği alanı noktasal olarak tespit etmektir,” ifadelerini kullanan Çevik, savaşı anlatan tarihi metinlerin mevcut olduğunu vurguladı. Çevik, “O metinlerin anlatılarını coğrafyaya uyarlayarak, Malazgirt Savaşı'nın 26 Ağustos’ta Diojen'in Malazgirt'e gelip kuşattığı tarihten başlayıp, Alparslan'ın Malazgirt'ten ayrıldığı tarihe kadar geçen süreci yerinde tespit ederek, bu büyük zaferi ete kemiğe büründürmek ve görünür kılmak bu projenin temel amacıdır,” diye konuştu. Sözlerine devam eden Çevik,  “Takdir edersiniz ki 150 km’lik bir alanda bu tarz bir çalışma samanlıkta iğne aramaktan farksız. Bunun için zamana ve imkana ihtiyacımız var. Yani 10 işçiyle çalıştığınız bir yerden aldığınız sonuçla, 50 işçi ve uzmanla çalıştırdığınız bir yerden aldığınız sonuç aynı değil. Bunun için tabii ki daha yoğun maddi desteğe ve sponsorluğa ihtiyacımız var. Hiç şüphesiz bakanlığımız bu projeye maddi destek sağlıyor, sahibi de o ama bu kapsamdaki bir proje için bunun yeterli olduğunu söyleyemem. Zira bu projenin sonunda bizim asıl yapmak istediğimiz şey Malazgirt Savaşı'nın geçtiği alanı görünür kılmak, savaşın aşamalarının nereden geçtiğini göstermek, ordugâhlarıyla, interaktif bir müzeyle, seyir teraslarıyla, şehitlikleriyle göstermektir. Türkiye'den insanların bu büyük zaferin geçtiği alanda gezerek, bu zaferin nasıl kazanıldığını yerinde tecrübe etmesini, şehitliklerimizi yerinde ziyaret etmesini istiyoruz. Anadolu'nun Türklere kapılarını açan bu büyük hadisenin yaşandığı yerin de bir turizm destinasyon alanı haline dönüşmesini amaçlıyoruz. Bütün çalışmalarımız bu sonucu sağlamaya dönük bir metadoloji ve sistem üzerinde yürütülüyor.” dedi.

 

Bugüne kadar 600 küsür metal obje elde ettik

Çalışmada şimdiye kadar 600 civarında metal obje elde edildiğini belirten Çevik, “Malazgirt'in içinde bulunduğu bölge stratejik bir bölgedir. Bu da tarih boyunca burada bir sürü savaşın ve mücadelenin yapılmasına sebep olmuştur. Bu sebeple kazılarda daha önceki ve daha sonraki dönemlere ait olan birçok buluntuya rastlıyoruz. Çalışmalarımızda Urartu yazıtları, Urartu ok uçları, Demir Çağı’na ait mezarlar vb. yapılar bulduğumuz gibi daha sonraki dönemlere ait objeler ve kalıntılara da rastlıyoruz. Hiç şüphesiz, biz bunların içerisinde kendi dönemimize kendi hikayemize ait olanları ilgili uzmanlarla ayırarak çalışmalarımızı yürütüyoruz. Son derece verimli geçiyor.” ifadelerini kullandı.

 

Bizans İmparatoru Romenos Diogenese ait kurşun mühürler tespit ettik

Bizans’a ait materyaller tespit edildiğini anlatan Çevik, “Bugüne kadar bizzat sahada Bizans İmparatoru Romenos Diogenes’e ait kurşun mühürler, bronz ve altın sikkeler tespit ettik. İnsan kayıplarına ilişkin de yine askeri haritalardan ve yöreden elde ettiğimiz, şehitlik diye kayda geçen bölgelerde sondaj kazıları gerçekleştirdik. Buradan elde ettiğimiz insan kalıntılarının radyokarbon sonuçlarına göre yürüttüğümüz bölgeler var ki bunlardan iki tanesi Ziyarettepe ve Afşin Mahallesidir.  Bunlar savaşın geçtiği alana ilişkin lokalizasyonlarımızda önemli olan noktalardır. Birisi savaş öncesi, savaşa ilişkin planlar için çok uygun olan 1800 metre yüksekliğinde bazalt bir tepedir. Malazgirti gören 10-12 km uzakta bir noktada olması ve hemen yanından nehrin geçmesi Alparslan açısından savaşı buradan sevk ve idare etme ihtimali olduğu göstermektedir. Burada bir mezarlık alan ve müslüman mezarları tespit ettik.” dedi.

 

Selçuklu şehitliği olma ihtimalini ortaya çıkartıyor

Malazgirt’in Güneydoğusunda, Ermeni yerleşiminde 2 bine yakın Müslüman mezarlığı olduğunu kaydeden Çevik, bu durumun onları proje için çalışmaya sevk ettiğini söyledi. Son 2 yıldır burada yoğun bir kazı yaptıklarını aktaran Çevik, “Buradan elde ettiğimiz sonuçlar bizi daha da heyecanlandırıyor ve buradaki çalışmalarımız yoğunlaşarak bu yıl da devam edecek, çünkü buradan aldığımız radyokarbon 14'lerin tamamı bize 11. yüzyıl sonucunu verdi. 25'e yakın örnek gönderdik, bunların tamamı 25-35 yaş aralığında yetişkin erkek bireyler ve bunlardan dördü bizzat başlarından balta ya da kılıç darbesiyle travmatik bir ölüm izi taşıyorlar. Bu da buranın Selçuklu şehitliği olma ihtimalini ortaya çıkartıyor. Tabii savaşın nihai aşamasının geçtiği yerde de Bizans kaybının 8 ila 10 bin civarında olduğunu, bin civarında da Selçuklu kaybının olduğunu düşünüyoruz. Selçuklu şehitlerinin daha düzenli, tepelik, yüksek alanlara gömülmüş olduğunu tahmin ediyoruz. Çünkü galip gelen tarafın, kendi şehitlerini alandan çıkarıp, bir şehitlik şekline getirilecek bir alana gömmüş olduğunu düşünüyoruz.” şeklinde konuştu.

 

 Bu yıl toplu mezarları tespit etmeye yönelik çalışmalar yürütülüyor 

Türkiye'de ilk kez bu kapsamda bir savaş alanı arkeolojisi yapıldığının altını çizen Çevik, “Şunu hep söylüyorum, söylemeliyim: Bu projede biz öğreniyoruz, hem hoca olarak hem de öğrenci olarak. Türkiye'de ilk kez bu kapsamda bir savaş alanı arkeolojisi yapıldığı için hazır bir bilgi, buna ilişkin bir yöntem oluşturulmuş değil. Dolayısıyla biz kendi yöntemimizi sonuç aldığımız ya da alamadığımız bütün uygulamaları raporlayarak bir yöntem de geliştiriyoruz. Bundan sonraki çalışmalara kaynaklık teşkil edecek bir metodoloji de kurmaya çalışıyoruz. O yüzden biraz deneme yanılma yöntemiyle de yürüttüğümüz işler var. Bu sebeple Afşin'deki alanın bir Selçuklu şehitliği olabileceği ihtimali üzerinde yoğunlaşıyoruz. Bu çalışmalarımız bu sene de yoğun olarak devam edecek ama aynı zamanda Bizans kayıplarının nerelere gömüldüğünü de araştırıyoruz, ki onların daha büyük çukurlar açılarak 50, 100, 200 kişilik gruplar halinde esirlere ve civardaki gayrimüslim köylülere gömdürüldüğünü düşünüyoruz. Yoğun çatışmaların olduğu yerlerdeki cesetlerin dışarda bırakılmaması gerektiğini tahmin ediyoruz. Malazgirt artık Selçuklu topraklarına katılmıştır. Sultan Alparslan’ın savaş bittikten sonra 8 gün daha burada kaldığını bilmekteyiz ve bu faaliyetleri yürütmek amaçlı kaldığını tahmin etmekteyiz. Bu sebepten dolayı bu yıl toplu mezarların nerelerde olduğunu tespit etmeye yönelik çalışmalar yürütüyoruz.” ifadelerini kullandı.

 

 

Malazgirt Savaşı alanının tespiti, tarihi ve arkeolojik yüzey araştırma projesi'nin yürütücülüğünü yapan Prof. Dr. Adnan Çevik’e kıymetli bilgileri için teşekkür ederiz.

 

Haber: Merve Kankan

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00