Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


KÜÇÜK AYRINTILAR BÜYÜK EMEK

10.04.2023
Kültür Sanat

 

Kocaman bir dünyanın içinde yaşıyoruz. Peki bu koca dünyayı ne kadar ayrıntılı görebiliyoruz? İsmail Kuş, bu koca şehirleri, sokakları ve dükkânların içindeki en küçük çöp parçasını bile Diorama sanatı ile evinizin odasındaki küçük bir maketin üzerinde gösterebilecek bir sanat icra ediyor.

 

Minyatür sanatı ile sıkça karıştırılan ama aralarında belirgin bir fark olan, ilginin az olduğu Diorama sanatının parlayan bir ismi olan İsmail Kuş, 1980 yılında Kocaeli’nin Çayırova ilçesinde doğmuş. Kuş, evli ve dört çocuk babasıdır. Hiçbir eğitim almadan, hobi olarak Diorama sanatına başlamıştır. Öncesinde sanatla ilişkisinin olmadığını ama yeteneği olduğunun farkında olan İsmail Kuş, Diorama ile tanışma hikayesini bizlere anlattı.

 

“Tüm maketlerimi çöpe attım”

İsmail Kuş, 15 yaşındayken yaz tatillerinde camilerde çalışan nakkaş ustalarına yardım ederek, boyalarla ve sanatla tanışmış olduğunu söylüyor. Resim yapmayı ve boyaları çok sevdiğini, ancak resim sanatında kendini çok ilerletemediğini dile getiren Kuş,  “4 yıl önce çalıştığım iş yerine gelen bir arkadaşım benden ahşap ve çubuk parçaları istedi. Ben de bunları ne için kullanacağını sorduğumda, yaptığı köy evi maketi için tırpan, çekiç, makas gibi aletler yapacağını söyleyince benim de içimde bu şekilde maketler yapma isteği uyandı. Köy evini ve köy yaşamını sevdiğim için, ‘bir köy evi de ben yapmalıyım’ dedim. O gün, ben de bir köy evi yapmaya başladım ve böylelikle maketçilik hayatım başlamış oldu. 15-20 günde köy evini bitirdim ve bu sefer ‘başka evler de yapmalıyım’ dedim. Sırayla köy bakkalı, nalbur, kahvehane, okul, park ve değişik evler yapmaya başladım. Maketlerimin sayısı 15-20 tane olduktan sonra, çalışmalarıma bir süre ara verdim. Yaptığım çalışmalar sevimli, tatlı ve çizgi film animasyonlarındaki görseller gibi çalışmalardı. Ancak benim istediğim bu değildi. ‘Bunlar gerçekçiliğe uymuyor’ diyerek ilk yaptığım maket hariç, tüm maketlerimi çöpe attım. Bundan sonra yaptığım işlerde gerçeklik arayarak, daha yavaş ve sabırlı bir şekilde çalışmalarıma tekrar başladım. Ben aslında, adını sonradan öğrendiğim Diorama sanatını yapmaya başlamışım.” sözleriyle, bizlere bu sanata nasıl başladığını ve yaşadığı süreçleri anlattı.

 

Diorama nedir?

Diorama sanatı bir hikâyenin, anını ve kurgunun üç boyutlu olarak resmedilmesidir. Yapılan Diorama maketlerinin boyutu önemli değildir. Büyük veya küçük boyutlarda olabilmektedir. Çok karıştırılan şeylerden biri de, Diorama ve Minyatür sanatıdır. Minyatür, objelerin küçültülmüş halidir. Diorama ile minyatürü birbirinden ayıran özellik ise, Diorama’da yaşanmışlık vardır. İsmail Kuş ise Diorama’yı minyatür boyutunda çalışmaktadır.

Kuş, bu durum için, “Çalışmalarımda gündelik veya geçmişte yaşadığım her şeyi kullanmaya başladım. Eşyalar, anılar, yaşanmışlıklar kısaca bugünden geriye doğru tüm hatıralar ve objeleri işliyorum. İnsanlar çalışmalarıma bakarken kendilerinden veya yaşadıklarından birçok parça bulabiliyorlar. Bu da çalışmayı hayatın içinden bir parça yapıyor.” sözleriyle, bu sanatın ne olduğunu bizlere anlatıyor.

 

Küçük dünya 

İsmail Kuş’a, yapacağı yerlere nasıl karar verdiğini sorduğumuzda, “Önce hangi dükkânı yapmalıyım diye kendime soruyorum. Berber, market, nalbur veya evin hangi odasını yapacağıma karar veriyorum. Daha sonra, kararını verdiğim dükkânda hangi malzemeler ve aletler kullanıldığının bir araştırmasını yapıyorum ve buna göre iç malzemeleri yapmakla başlıyorum. Dükkânın içini bitirdikten sonra, dışını yapmaya geçiyorum. Kaç katlı olacak, balkonu nereye konacak, tuğla mı, ahşap mı olacak gibi gerçek bir mimari çizim gibi hepsine karar veriyorum. Yolda yürürken kafam hep kaldırımlarda, çöplerin diziliş şeklinden, binaların sıvalarının döküntüsüne kadar inceliyorum. Sokaklardan ve maziden besleniyorum, belli bir plan doğrultusunda gitmiyorum tamamen doğaçlama olarak çalışıyorum.” sözleriyle, çalışma aşamalarını bizlere aktardı

 

Hiçbir hazır ürün kullanmıyor

Kuş’a, bu kez de çalışmalarında kullandığı materyalleri ve yaptığı çalışmaların ne kadar sürede bittiğini sorduğumuzda ise, “Yaptığım çalışmalarda kil, ahşap, plastik parçaları, karton, mukavva, strafor köpük, metal veya çöpe atılan elektronik aletin içindeki tüm küçük parçalar dahil her türlü malzemeyi kullanıyorum. Çalışmalarımda dekor olarak kullandığım arabalar hariç, hiçbir hazır ürün veya üç boyutlu yazıcı ile yapılan objeler kullanmıyorum. Önceden 2-3 haftada biten çalışmalarım, detaya indikçe ve mükemmeli aradıkça şimdilerde 3-4 ayı bulmaya başladı.” sözleriyle, bizlere aslında bir çalışma için ne kadar emek ve zaman harcadığını dile getirdi.

 

“İşin içine para girerse her şeyin değişmesinden korkuyorum”

Yaptığı çalışmalardan gelir elde edip etmediğini sorduğumuzda ise Kuş, durumu şu şekilde ifade ediyor: “Satın almak isteyenler oluyor tabii ki, ama ben ticari amaçla çıkmadığım bu sanat yolculuğunda yaptıklarımı satmaya sıcak bakmıyorum. İşin içine para girerse her şeyin değişmesinden korkuyorum aslında. Çünkü ortaya çıkan bu çalışmalar, çok uzun sürede ve birbiriyle iç içe olarak tamamlanmış işlerdir. Satarsam bu çalışmalar kaybolup gidecek. İnsanların ilgisini ve dikkatini çeken bu çalışmaları, ‘uzun süre bir arada nasıl tutabilirim’ ve ‘çalışmalarımı nasıl sürekli devam ettirebilirim’ diye düşünürken, aklıma müze oluşturma fikri geldi. Kendi yaptığım çalışmaların haricinde başka sanatçıların yaptıkları çalışmaları da alarak bir müze oluşturma hedefim var. Böylece yapılan işlerin gelecek nesillere sağlam bir şekilde aktarılabileceğini düşünüyorum.” diyerek bizlere düşüncelerini aktardı. Bu sanata harcadığı emek, bizlere verdiği bilgiler ve bu keyifli röportaj için İsmail Kuş’a teşekkür ederiz.

 

Haber: Fırat Zimer

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

CUMHURİYET’İN İLK KADIN MUHTARI: GÜL ESİN

Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk kadınını modern toplumun simgesi ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00