Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü
Öğrenci Uygulama Haber Sitesi

Kick boks, hız ve dayanıklılığı birleştiren modern bir dövüş sporu olarak 1980’lerde Türkiye’de tanınmaya başladı. O dönemde amatör olarak yapılan bu spor bugün uluslararası arenada Türk sporcuların başarılarıyla adından sıkça söz ettiriyor. Futbol oynadığı yıllarda kick boksa hobi olarak adım atan bir sporcunun azim ve başarının formülünü ortaya koyduğu hikayesi bu sporun Türkiye’deki yükselişine de ışık tutuyor.

Aydın’da yaşayan ve kendi spor salonunu yöneten Sedat Demir, 51 kilo sıkletinde kazandığı Türkiye, Avrupa ve dünya şampiyonlukları ile tanınıyor. Futbol oynadığı yıllarda kick boksa merak saran Demir, zamanla bu sporu hayatının merkezine koyarak zirveye tırmandı. Başlangıçta yaşadığı zorluklar ve yıllarca süren disiplinli çalışmaların ardından kazandığı ulusal ve uluslararası başarılar onu sadece bir sporcu değil aynı zamanda gençlere ilham veren bir isim haline getirdi. Bu söyleşide Demir’in kick boksla tanıştığı günden itibaren yaşadığı dönüşümü ve başarılarla dolu kariyer yolculuğunu dinledik.

Kick boks sporuna başlamaya nasıl karar verdiniz?

Sporla aslında futbol sayesinde tanıştım. Yaklaşık 5-6 yıl futbol oynadım ama bir noktada farklı bir şeyler yapmak istedim. 2006 yılında kick boksa tamamen hobi amaçlı başladım. İlk başlarda, “Bu spor tam bana göre mi emin değilim.” diyordum ama her antrenmanla birlikte bu sporu daha çok sevmeye başladım. Zamanla hayatımın bir parçası haline geldi. Tabii ki başlangıçta işler hiç kolay olmadı. 2007 yılında ilk maçıma çıktım ve yenildim. 2008’de ikinci kez denedim, yine yenildim. 2009’da tekrar çıktım ve yine kaybettim. Bu kadar üst üste yenilgi yaşayınca, “Herhalde bende bir problem var.” diye düşünmeye başladım ancak hocamla oturup konuştuğumuzda asıl sorunun eksik antrenmanlar ve yanlış teknikler olduğunu fark ettik. O dönem pes etmemek için kendimi sürekli motive ettim ve eksiklerimi gidermek için daha çok çalıştım.

Kariyerinizdeki en büyük dönüm noktası neydi?

2010 yılında Beşiktaş Spor Kulübü’ne transfer olmam kariyerimdeki en büyük dönüm noktalarından biri oldu. Beşiktaş’ta tam 9 yıl boyunca kick boks yaptım. Burada hem teknik hem de mental olarak kendimi geliştirme fırsatı buldum. Sistemli çalışmanın ve disiplinin ne kadar önemli olduğunu o yıllarda anladım. İlk büyük başarımı 2013 yılında Türkiye ikinciliği elde ederek kazandım. Bu başarı spora olan inancımı ve motivasyonumu artırdı. Artık ulusal şampiyonalarda ismimi duyurmaya başlamıştım.

Ulusal başarılarınızdan uluslararası arenaya nasıl geçiş yaptınız?

2014 yılında askere gittim ve askerlik sürecinde de spor yapmaya devam ettim. O yıl askerdeyken Türkiye şampiyonu oldum. Bu benim için çok önemliydi çünkü askeri ortamda spor yapmanın zorluklarını da aşmak zorundaydım. Ardından Avrupa Şampiyonası’na katıldım ve burada Avrupa üçüncüsü oldum. Bu başarı bana uluslararası arenada neler yapabileceğimi gösterdi. 2015 yılı ise tam anlamıyla bir yükseliş yılıydı. İzmir’de düzenlenen Türkiye Şampiyonası’nda tekrar şampiyon oldum. Ardından Dünya Şampiyonası’na katıldım ve burada dünya üçüncüsü oldum. Bu başarı benim için bir dönüm noktasıydı çünkü uluslararası arenada artık adım duyulmuştu.

2016 ve sonrası kariyerinizde neler yaşandı?

2016 yılında Türkiye şampiyonu olduktan sonra Avrupa Şampiyonası’nda Avrupa ikincisi oldum. Aynı yıl Dünya Kupası’nda şampiyon olmayı başardım. 2017 yılında Türkiye şampiyonu oldum ve dünya ikinciliğini elde ettim. 2018 yılında yine Türkiye şampiyonu oldum ve Avrupa ikinciliğini kazandım. 2019 yılı ise benim için zirve noktalarından biriydi. Tekrar Türkiye şampiyonu oldum ve dünya üçüncüsü olarak kariyerime nokta koymaya karar verdim.

Hangi sıklette mücadele ettiniz?

Tüm başarılarımı 51 kilo kategorisinde elde ettim. Bu sıklette hem fiziksel hem de teknik açıdan kendimi en rahat hissettiğim için bu kategoride yoğunlaştım. Bu kilo benim için en uygun sıklet oldu ve yıllarca bu alanda çalışarak elimden gelenin en iyisini yaptım.

Spora ara verme kararını nasıl aldınız?

2019 yılında fiziksel ve mental olarak kendimi oldukça yorgun hissetmeye başladım. Uzun yıllar boyunca yoğun bir tempoda çalıştım. Her yıl şampiyonalara hazırlanmak, sürekli formda kalmak hem bedenimi hem de zihnimi çok zorladı. Artık biraz dinlenmek, kendime zaman ayırmak ve başarılarımı değerlendirmek istiyordum. Bu ara hayatımı yeniden şekillendirmek için bana önemli bir fırsat sundu.

Kick boks yolculuğunuz size ne öğretti?

Bana en büyük dersi yenilgiler verdi. Başlangıçta ardı ardına yaşadığım yenilgiler aslında beni güçlendirdi. Yenilgilerden ders almayı, kendimi geliştirmeyi ve pes etmemeyi öğrendim. Kick boks sadece bir spor değil aynı zamanda bir hayat dersi oldu benim için.

Bu süreçten ilham alabilecek genç sporculara mesajınız nedir?

Pes etmeyin. Hiçbir başarı kolay kazanılmıyor. İlk başta işler zor olabilir hatta başarısızlıklar yaşayabilirsiniz ama bu yenilgiler sizin için birer ders ve öğrenme fırsatıdır. Kendinize inanın, disiplinle çalışın ve hedeflerinize sadık kalın. Azim ve kararlılık sizi mutlaka başarıya ulaştıracaktır.

Değerli görüşleri için Sedat Demir’e teşekkür eder, spor kariyerinin devamında kendisine başarılar dileriz.

Haber: Emircan Aksu