Zeytin ağacı, Antik Çağ’dan bugüne kadar, barışın, saflığın ve umudun sembolü olarak tanımlanmıştır. Zeytin ağacı binlerce yıl yaşayabilen güçlü ve köklü ağaçlardır. Kökleriyle bulundukları coğrafyanın kültürel izlerini taşırlar. Çıkan yangınlar sadece zeytin ağaçlarını yok etmekle kalmayıp, bölge halkının geçmiş izlerini ve manevi dünyasına da derin yaralar açmaktadır.
Geçtiğimiz Temmuz ayında, Aydın’ın Efeler İlçesi Kenger Mahallesi’nde henüz çıkma nedeni bilinmeyen yangında, rüzgarında etkisiyle birlikte büyük bir alana yayılması ve zeytin ağaçlarına sıçraması sonucunda binlerce zeytin ağacının kül olması bölge halkını hüzne boğdu. Yangın, geride kül ve gözyaşı bıraktı en büyük kayıp köy halkının geçim kaynağı ve kültürün bel kemiği olan zeytin ağaçlarında yaşandı. Köy halkından yangında mağdur olan Ramazan Karabey, Davut Karabey, Gülşen Kaman, Nurettin Manka, Birgül Karabey ile röportaj gerçekleştirdik.
Yanan zeytinliği dedem bana sünnet hediyesi olarak vermişti.
Büyük dedesinden kalma en az 100 yıllık ağaçları olduğunu belirten Ramazan Karabey, “Bahçenin içine ben kendi emeklerimle de ağaçlar dikmiştim. 40 yıl önce çok zorlu şekilde uğraşarak çapayla ağaçları tek tek kendi ellerimle dikmiştim. Bir ağacın büyüyüp yeşermesi, zeytin vermesi kaç yılı buluyor, gelen bir kıvılcımla kendi emeklerimi, 100 yıllık dede mirasını kaybettim. O zeytinliği dedem bana sünnetimde ‘sünnet hediyesi’ olarak vermişti.” dedi. Çıkan yangının onun içinde manevi yaralar açtığını belirten Karabey, “Bu yönüyle de bende çok manevi yeri vardı. Sonrasında ben de o zeytinliği çocuklarıma sünnet hediyesi olarak vermiştim ve şimdi hiçbir şey kalmadı. Evlatlarımın rızkı da yok oldu. En az 120 ağacım kül oldu. Yangın esnasında oradaydım ve gözümün önünde ağaçlar yanıp köklerinden devrildi ve ben çaresizce izledim. Yağımın büyük kısmını oradan elde ediyordum. Bu yıl artık oradan zeytin alamayacağım. Yanan zeytinlik yol kenarında ve her gün işe gider gelirken görüyorum ve her geçişimde gözyaşlarımı tutamıyorum. Üzerinden 4 ay geçti fakat o görüntü dün gibi hala aklımda.” diyerek sözlerini bitirdi.
Yanan yerde benim çocukluğum geçmişti.
Çıkan yangında ailesine ait zeytin bahçesi küle dönen ve çocukluğundan beri o bahçeye emek veren Gülşen Kaman, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “ Yangın sırasında oradaydım. Yanan sadece zeytin ağaçları değildi; benim çocukluğum, geçmişimin izleri de yandı.” Yangında yanan bahçesinin onun için önemini anlatan Kaman, “Ben yangını oturup çaresizce izledim. Gözyaşlarımı tutamadım. O ağaçların altında küçükken oyunlar oynar, ailem zeytin toplarken onlara yardım ederdim. Geçmişimden, çocukluğumdan şu an hiçbir iz kalmadı. En az 150 tane ağacım gözümün önünde yanıp kül oldu. O zeytinlerden çok güzel verimli zeytin elde ediyorduk. Yangından önce ağaçlarda tonla zeytin vardı. Yangınla hepsi telef oldu. O ağaçlar bakılıp tekrar yetiştirilmeye çalışılsa dahi en az 20 yıl zeytin veremez. Biz artık o zeytinlerin ayağa kalktığını, yeşerdiğini göremeyiz, ömrümüz yetmez. Yanan ağaçları kesip odun yaptık. Isınmak için sobada yakacağız. Benim için o kadar zor bir durum ki yangının üzerinden 4 ay geçti, benim halen yüzüm gülmüyor.” ifadelerini kullandı.
Benim bahçem tertemizdi ve yerde tek bir ot yoktu.
Çıkan yangın öncesinde, bahçesini süren ve otlarını temizleyen Davut Karabey, “Yangın esnasında oradaydım ve köyden çoğu kişinin yeri yandı, benim bahçem temizdi.” ifadelerini kullandı. Yangında bahçesinin temiz olduğu için yangından etkilenmeyeceğini düşünen Davut Karabey, “Yangının benim bahçeme sıçrayacağını hiç düşünmedim çünkü ateş tutacak tek bir ot yoktu. Bir anda benim bahçeme de sıçradı ve 300 ağacım tamamen kullanılamaz hale geldi ve ben çaresizce izledim. Çocuklarımın rızıkları tamamen kül oldu. Ne emeklerle bakıp bahçemi temizlemiştim. Bir kıvılcım tüm emeklerimi yok etti.” sözleriyle yaşadığı çaresizliği dile getirdi. “300 ağaç… Dile kolay! Kim bana bu ağaçları geri verebilir ki?” diyerek zararının büyüklüğünü vurgulayan Davut Karabey, yaşadığı üzüntüyü şu sözlerle dile getirdi: “Çaresizce, her gördüğümde ağlıyorum. Elimden hiçbir şey gelmiyor. Yanan ağaçları bellerinden kesip gelecek yıllara hazırlamaya çalışıyorum. Karşıdan baktığımda ise sadece kapkara dallar ve yere devrilmiş ağaçlar görüyorum.” dedi.
Benim tek zeytin bahçemdi
Çıkan yangında, tek zeytin bahçesi de yanan Birgül Karabey, “O bahçe benim zeytinini yediğim, yağını aldığım tek bahçemdi. Bahçem gözümün önünde yanarak kül oldu.” diyerek aktardı. Zeytin elde ettiği tek bahçesi olduğunu aktaran Birgül Karabey, “70 zeytin ağacım vardı ve başka tek bir zeytin ağacım dahi yok. Eşim vefat etti ve ben yalnız yaşıyorum. Bundan sonraki hayatımda zeytinyağını artık parayla almak zorunda kalacağım. Evlatlarımla birlikte 3 aile biz oranın yağını yiyorduk. Şimdi elde hiçbir şey kalmadı. Benim bu mağduriyetimi kim görecek?” dedi. “Yalnız kendimi değil evlatlarımı da düşünüyorum. Benim onlara bırakacak tek dal zeytin ağacım kalmadı. O bahçe bana eşimden yadigardı ve eşimin emanetine sahip çıkamadığım için büyük üzüntü duyuyorum.” diyerek üzüntüsünü vurguladı.
Yanan zeytinliğin içinde benim bahçe evim vardı
Çıkan yangında zeytin bahçesinin içinde bahçe evinin olduğunu söyleyen Nurettin Manka, “Yangının olduğu gün bahçe evimdeydim yangında hayvanlarım da zeytin bahçesinin içinde bulunuyordu.” ifadelerini kullandı. Yangında hayvanlarınında zarar görmek üzere olduğunu aktaran Manka, “Bahçe evimin yanında hayvanlar için kalacak inek damı vardı. Yangının çıktığını duyduğum an hemen hayvanlarımı dışarı saldım. Alevler zeytin ağaçlarıma sıçradı, oradan bahçe evime sıçradı ve o evi ben gençken çok zorla, uğraşarak yapmıştım. Yazları orada hayvanlarımla kalıyordum. Yangın geldi evimi, hayvanlarımın kaldığı damı kül etti. Yanan sadece ev olsa gene o kadar üzülmeyecektim. 80 tane dede mirası zeytin ağacım da yok oldu.” diyerek sözlerine devam eden Manka, “Ben o ağaçların tek dalına kıyamıyordum. Hayvanlarımı dışarıya salmasaydım onlar da kül olacaktı. Canımı ve hayvanlarımı zor kurtardım. Yarım saat içinde alevler tüm bahçemi sardı ve ben sadece canımı ve hayvanlarımı kurtarabildim.” şeklinde ifade etti.
Haberimize verdikleri katkılardan dolayı Ramazan Karabey, Davut Karabey, Gülşen Kaman, Nurettin Manka, Birgül Karabey’e teşekkür eder ve yaşadıkları bu yangın dolayısıyla geçmiş olsun dileklerimizi iletiriz.
Haber: Reyhan Karabey
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
EN YÜKSEK SUÇ ORANI NEDEN AYDIN’DA?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her yıl olduğu gibi bu yıl ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
ESKİ BİR TÜRKMEN ENSTRÜMANIN YENİDEN DOĞUŞU: ERBANE
Eski çağlardan beri ritim ve müziğin vazgeçilmez bir enstrümanı olan ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...