Kadın her yaşta emekçi ve üretkendir. Kadının elinin değdiği her şey güzelleşir. Anadolu toprakları, asırlardır nesilden nesile aktarılan el emekleri ve geleneklerle kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak için uğraşır. Burada mirasın taşıyıcılarına baktığımızda ise çoğu zaman sessiz sedasız çalışan, gelenekleri ve doğayı birleştiren kadınlarımızdır. Onların geçmişten günümüze aktardığı sadece bir ürün, bir gelenek değil aynı zamanda geçmişin şifasını, doğanın mucizelerini gelecek nesillere aktarmaktır. Bu topraklarda kadının rolü; üretmek, şifayı bilmek ve kültürü gelecek nesillere aktarmaktır. İşte bu geleneği devam ettiren Anadolu kadını 76 yaşındaki Feriştah teyze.
Aydın’ın dağ köylerinden olan Karaköy’de yaşayan 76 yaşındaki Feriştah teyzenin kekik suyu yapmaya başlama hikayesi, kendine özgü kekik suyu yapma teknikleri anlattığı, buradan kazanç elde edip zorlu yaşamını devam ettirmeye çalışması, yaptığı kekik sularının ulaştığı yerlerin sadece Aydın’la kalmayıp, çevre iller ve hatta yurt dışına kadar uzanma hikayesidir. Feriştah teyzenin kekik suyu yapma amacının sadece gelir elde etmek olmadığını, “Kültürel geleneklerimizi” devam ettirmek için yaptığını söylemesi üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
Öncelikle kendinizden bahseder misiniz ve kekik suyu yapmaya başlama hikayenizi anlatır mısınız?
Ben Feriştah Döker. 1949 Aydın Efeler Karaköy doğumluyum. Şu anda da orada yaşıyorum. 17 yaşında evlendim ve 2 çocuğum var. İlk evlendiğim yıllarda daha kekik suyu yapmayı bilmezdim, annem yapardı. Birkaç yıl geçti ve 2 çocuğum olduğu için geçim derdine düştüm. Eşim şofördü ve yola gittiği zaman 4-5 gün eve gelmezdi. Bende çocuklarla kalırdım yeri gelir hiç para bulamazdım. Sonrasında elimden gelebilecek işleri düşündüm. Annemden kekik suyu yapma işini öğrenmeye karar verdim. Annem yaparken bana anlattı ve birkaç kez yapınca zaten bu işe aşina olduğum için hemen öğrendim. Annem bana bu işin sadece “Bir kekik suyu yapmak değil, gelenek devam ettirmek” olduğunu söyledi. Annemin yaşadığı yıllarda kadınların yapabileceği iş neredeyse yoktu. Kadınlar çalışmaz evine bakar yargısı hakimdi. Annem geleneklerine bağlı bir Anadolu kadınıydı ve kekik suyu yapımının herhangi bir iş gibi olmadığını, onunda büyüklerinden bu işi öğrendiğini ve devam ettirilmesi gereken bir gelenek olduğunu söyledi. Annem bana erkekler neden bu işi yapmıyor hiç düşündün mü? diye sordu. Bende cevabı nedir dedim ve verdiği cevap ise:” Kadının eli adeta bir mucizedir, taşı sıksa suyunu çıkartır. Bu iş emek, sevgi ve sabır ister” dedi. Annem, “Anadolu kadını kültürüne sahip çıkan, onu yaşatmak için çabalayandır.” demişti. Ardından ben de bu geleneği devam ettirmek istedim ve tam 50 yıldır bu işi yapıyor ve geleneği sürdürüyorum. Böylelikle maddi manevi kazanç sağlıyorum. Bu işi şu anda pek fazla yapan insan yok çünkü uzun ve zahmetli bir iş. Pek çok aşamadan geçtiği için sabır gerektirir. Bu işi ben kendime meslek edindim. Geçtiğimiz yıllarda eşim vefat etti ve yalnız kaldım, şu anda geçimimi bu işten sağlıyorum ve başka gelirim yok. Bana göre bu işin yapma zamanı yok, Kekik suyu yapan diğer insanlar kekik mevsimi geldi bu zamanda yapılır gibi şeyler söylüyorlar fakat bu işi yapmanın zamanı yok çünkü dağda kekik her zaman olur ve ayrıca her mevsimin kekiği ayrı güzel olur bu yüzden ben kekiği her bulduğumda kazanımı ocağa koyar ve yapmaya başlarım.
Kekik suyu yapımını kısaca anlatır mısınız?
Öncelikle kekiği dağlardan toplar ve kuruturum. Her kekiğin suyu güzel olmaz. Ben tür olarak Ak tepeli kekik ve incir kekiği kullanırım çünkü içtiğinde daha keskin ve şifalı olur. Kuruyan kekikleri kazana alıyorum ve suyla kekikleri ıslatıyorum. Sonrasında o suyu boruyla geri çektirip, tekrar ıslatıyorum ve kekikler daha temiz oluyor. Daha sonrasında kazanın ağzını hamur ile kaplıyorum ve öncesinde bunun için hamur yoğuruyorum. Hamuru kapladıktan sonra kazanın ağzını sini ile kapatıyorum. Hamur ile kazanın ağzını kaplama sebebim ise kazanın içindeki havanın dışarı çıkmamasıdır. Kazanın ağzına koyduğum sininin üzerini ise su ile dolduruyorum ve böylelikle terleyen su ile damlama usulü kekik elde ediyorum. Ben sabah kaynatmaya başlıyorum ve akşama kadar ancak kaynıyor. Akşam olduğunda sininin ağzını açıyorum ve üstte yağı altta ise suyu birikmiş oluyor sonrasında da kazandan şişelere alıp hazır hale getiriyorum.
Yaptığınız kekik sularını nerede satıyorsunuz? Pazara mı gidiyorsunuz?
Satım aşaması işin en kolay kısmı çünkü çevreden komşular, akrabalar, bu işi yaptığımı bilen insanlar “Yeni kekik suyu yaptın mı?” diye soruyorlar yani yaptığım kekik suları sipariş üzerine yapılmış oluyor. Bazen o kadar çok isteyen oluyor ki hergün kekik suyu yapmam gerekiyor. Ben hiç pazara gitmekle uğraşmadan gelip evimden alıyorlar.Açıkcası bu benim için daha rahat oluyor, bu yaşımda pazara gitmekle uğraşmıyorum. Benim kekik suyum sadece Aydın’la kalmıyor farklı illerden insanlara gidiyor. Örnek vermek gerekirse,bizim Sinop’tan akrabalarımız var onlar kekik suyunu bilmiyorlarmış ve buraya geldiklerinde gördüler ve ne işe yaradığını sorup tatmak istediler. bende neye faydalı olduğunu anlatıp ikram ettim. Daha sonrasında giderlerken onlara götürmeleri için hediye verdim ve onlarda Sinop’ta komşularına tattırmış ve faydalarını da duyunca onlarda benim kekik suyumdan istemişler ve bende kekik suyumdan gönderdim. Böylelikle kültürümüzü farklı illere tanıtmış ve aktarmış oluyorum. Hatta komşumun akrabası var ve Amerika’dan geldiğinde benim kekik sularımı alıp oraya götürüyor. Böylelikle sadece kekik suyu oraya ulaşmış olmuyor, kültürel değerlerimizi de farklı kültürlere aktarmış oluyoruz. Aslında bu bir kültürel etkileşim oluyor.Ben bu işi yaparak aslında hem kazanç sağlıyorum hem de kültürel bir geleneğimizi yaşatıyorum. Bu zamanda kütüre sahip çıkan pek fazla insan yok ben bu geleneği yaşatmak ve aktarmak isteyen bir Anadolu kadınıyım. ömrüm yettikçe de bu geleneği sürdürmeye devam edeceğim.
Kısaca kekik suyunun birkaç faydasından bahseder misiniz ve sizden hangi amaçla alıyorlar?
Kekik suyunu sadece sağlığa iyi geldiği için içmiyorlar onu süregelen bir gelenek olarak görüp onun için de tüketiyorlar. Neye faydalı olduğunu sorarsanız da üşütmeye, karın ağrısına, hazımsızlığa, öksürüğe ve bağışıklık sisteminine gibi olumlu faydalarından söz edebiliriz.. Kısacası doğal bir şifa kaynağıdır.
Bizimle gerçekleştirdiği söyleşi için Feriştah teyzeye teşekkür eder ve ayrıca kültüre sahip çıkma ve aktarma gayretinden dolayı onu tebrik ederiz.
Haber: Reyhan Karabey
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
EN YÜKSEK SUÇ ORANI NEDEN AYDIN’DA?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her yıl olduğu gibi bu yıl ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
ESKİ BİR TÜRKMEN ENSTRÜMANIN YENİDEN DOĞUŞU: ERBANE
Eski çağlardan beri ritim ve müziğin vazgeçilmez bir enstrümanı olan ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...