Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


KAYBOLMAYA YÜZ TUTMUŞ TÜRK LEHÇELERİ: KÜLTÜREL MİRASIMIZIN KAYBOLAN İZLERİ

20.06.2024
Dosya

 

Türk dilinin zenginliği, binlerce yıllık tarihi boyunca çeşitli coğrafyalarda farklı lehçelerin doğmasına ve gelişmesine olanak sağlamıştır. Ancak, günümüzde birçoğu yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan Türk lehçeleri, kültürel mirasımızın önemli bir parçasıdır. 

 

Zamanla, kültürel değişimler, göçler, iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve diğer faktörler, bazı lehçelerin kaybolmasına veya azalmasına neden olabilir. Türk lehçelerinin yok oluşuyla ilgili uzman bir görüşe sahip Dr. Öğr. Üyesi Cihan Doğan ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

 

Kendinizi tanıtır mısınız?

Ben Dr. Öğr. Üyesi Cihan Doğan. 1986 yılında Samsun’da doğdum. Sakarya Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdim. Yüksek lisans ve Doktoramı ise Ankara Üniversitesi’nde tamamladım. Yüksek lisans tezimi Eski Türk Dili üzerine yazdım. Aydın’da yaşıyorum. 2013 yılından beri Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nde görev yapıyorum. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde Eski Türk Dili Anabilim Dalında eğitim veriyorum. Türk Dil Kurumu bünyesinde olan Köken Bilgisi Sözlüğü ve Türkiye Türkçesi Ağız Atlası projelerinde yer alıyorum.

 

Dil, Lehçe, Şive ve Ağız kavramlarının farkları nelerdir?

Hepsi birbirinden farklı ama birbiriyle bağlantılı kelimelerdir. Dil, farklı kollardan oluşan toplulukların genel olarak iletişim kurmak için kullandığı ortak sembolik bir sistemdir. Örneğin Türk Dili Türkçe konuşan tüm toplulukların ana dilidir. Lehçe ise daha yereldir. Tarihsel süreçte birbirlerine coğrafi olarak uzak kalmış toplulukların arasındaki oluşan bazı farklılıklardan dolayı ortaya çıkan yapıdır. Türk Dili, Altay Dil ailesine aittir. Türk Dil ailesi içinde yer alan birçok alt grup vardır. Bu alt gruplardan bazıları Oğuz, Karluk veya Kıpçak grubudur. Şiveler ise aynı dil çatısı altında olmalarına rağmen farklı lehçe gruplarına aitlerdir. Türkiye Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Türkmenistan Türkçesi, Özbekistan Türkçesi, Kazakistan'da konuşulan Kazak Türkçesi gibi şiveler Oğuz, Karluk ve Kıpçak lehçeleri içinde yer alır. Tarihsel süreçte lehçeler farklı özellikler gösterebilir. Türkler gittiği her bölgede farklı topluluklarla iletişime geçtiği için dil zenginliği oluşmaktadır. Lehçeler, aynı dili konuşan fakat tarihsel süreçte kendi aralarında farklılıklar oluşturan gruplardır. Bu süreçte Türk Dili; Oğuz lehçesi, Kıpçak lehçesi, Karluk lehçesi gibi yakın lehçelere, Çuvaşça ve Yakutça gibi uzak lehçelere ayrıldı. Ağız ise belli bir bölgenin konuşma aksanı olarak belirtilebilir. Ağız coğrafi bölgeye veya sosyal gruplara özgü olabilir. Örneğin Türkiye'de farklı illerdeki insanlar arasında kullanılan konuşma tarzları farklılık gösterebilir. Aynı şekilde, şehirler arasında, kırsal ve kentsel alanlar arasında, hatta aynı şehirdeki farklı mahallelerde bile ağız farklılıkları ortaya çıkabilmektedir. Türkiye, ağız zenginliği olan bir ülkedir. Örneğin Ege Bölgesinde yaşayan kişilerin ağız özellikleri ile Karadeniz Bölgesinde yaşayanların özellikleri aynı ülkede aynı dilin kullanılmasına rağmen farklıdır. Ağız terimi, etnik grupların veya belirli bir coğrafi bölgenin konuşma ve dil özelliklerini ifade etmek için kullanılabilir. Her bölgenin çeşitli ağız türleri bulunur. Bu da Türk Dilinin zenginliğini gösterir.

 

Kaybolmaya yüz tutan Türk lehçelerine örnek verebilir misiniz ?

Türk lehçeleri toplumsal faktörlere bağlı olarak kaybolabilir. Toplumsal değişimler ve göçler, insanların eğitim hayatı, kültürel değişimler ve teknolojinin ilerlemesi lehçeleri kaybolmaya yaklaştıran etkenlerdir. Örneğin Rusya’da yaşayan Türk lehçeleri için kaybolma endişesi vardır. Yakut Türkleri Rusya Federasyonu içinde özerk bir bölge olan Saha Cumhuriyeti'nde yaşayan en büyük etnik gruptur. Baskı politikası izlendiği için zamanla değişimlere uğramıştır. Büyük bir ülkenin çatısı altında yaşayınca, orada bulunan halktan kopmak ve kendi dilini veya lehçesini konuşmak dezavantajdır. Çünkü bu durum eğitim, meslek ve alım satım işlerini olumsuz etkiler. Rusya’da kullanılan Tatarca’da Türk dillerinden biridir. Genellikle Rusya'nın Tataristan Cumhuriyeti'nde, Tataristan'ın başkenti Kazan ve çevresinde konuşulur. Ayrıca Rusya'nın diğer bölgelerinde yaşayan Tatar toplulukları tarafından da konuşulmaktadır. Tatarca, Türk Dilleri ailesinin Kıpçak grubuna aittir ve diğer Türk Dilleriyle benzerlikler gösterir. Gagavuzca da Moldova'daki Gagavuzlar tarafından konuşulan bir Türk lehçesidir. Ancak Moldova'da yaşayan Gagavuz topluluğunun azalması ve Moldova'da resmi dil olan Moldovaca'nın etkisiyle Gagavuzca da kaybolma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Hemedan Türkçesi ise İran'ın Hemedan şehrinde konuşulan Türkçe lehçesidir. Ancak İran'ın resmi dili Farsça'nın etkisiyle Hemedan Türkçesi de giderek azalmaktadır. Her dilin lehçeleri zamanla yok olabilir veya değişebilir. Karayca veya Karay Türkçesi, Karay Türkleri tarafından konuşulan Türk lehçesidir. Karay Türkleri, Karay Hanedanı'nın bir parçası olan ve Orta Asya'dan göç ederek Kırım'a yerleşen bir Türk halkıdır. Günümüzde Karayca, UNESCO tarafından ciddi tehlike altındaki diller arasında sınıflandırılmıştır.

 

Kaybolan Türk lehçeleri günümüzde hangi bölgelerde konuşulmaktadır?

Her tarihi lehçe ölü dildir. Buna Köktürkçe örnek verilebilir. Günümüzde Köktürkçe konuşan bir topluluk yoktur. Köktürkçe, Orta Asya'da 6. ile 8. yüzyıllar arasında yaşamış olan Göktürkler tarafından konuşulan Türk lehçesidir. Kaybolan Türk lehçeleri, genellikle Orta Asya, Anadolu, Kafkasya ve diğer Türk coğrafyalarında konuşulmuştur. Bazıları zamanla yok olmuş olsa da, bu lehçelerin varlığı yazılı eserlerde bulunabilmektedir.

 

Lehçelerin sahip olduğu özellikler nelerdir?

Türkler göç ettikleri her yerde yaşayan topluluklarla kelime alışverişi yapmıştır. Örneğin tatlı su balıklarına isimler koyulabiliyordu. Çünkü eski zamanlardan beri tatlı sularda balık avlayan bir milletiz. Lakin toplumumuz deniz balıklarını belki de ilk kez Anadolu’da avladı. Denizde yetişen balıklara tekrar isim vermek yerine, göç edilen bölgede yaşayan topluluğun sözcükleri tercih edildi. Türk lehçeleri, Türk dilinin çeşitli coğrafi bölgelerde ve farklı etnik gruplar arasında farklılık gösteren çeşitlilikleridir. Her bir lehçenin kendine özgü ses, kelime dağarcığı, dil bilgisi ve konuşma tarzı bulunur. Bu lehçeler, tarih boyunca Türk topluluklarının göçleri, etkileşimleri ve coğrafi faktörlerin etkisiyle şekillenmiştir. Türkler tarih boyunca farklı kültürlerden kelime alma konusunda mantıklı ve tutarlı davranmıştır.

 

Din dili kavramını açıklayabilir misiniz?

Din dili, genellikle dini metinlerin yazımında ve dini ibadetlerde kullanılan özel bir dildir. Din dili, dini topluluklar arasında ortak bir iletişim aracı oluşturur ve dini metinlerin anlaşılmasına ve yorumlanmasına yardımcı olur. Kelimeler genellikle değişmez ve uzun yıllar aynı haliyle kullanılır. Din dili olarak en yaygın bilinen örnekler arasında Arapça, İbranice, Sanskritçe ve Latince bulunmaktadır. Bu diller, dini metinlerin orijinal dilleridir ve genellikle ibadetlerde, dua ve ritüellerde kullanılmaktadır.

 

Lehçelerin özelliklerini ve farklılıklarını koruma ve gelecek nesillere aktarma konusunda neler yapılabilir?

Lehçelerin korunması ve geleceğe aktarılması oldukça zordur. Çünkü değişen ve gelişen toplumla birlikte kaybolma riski vardır. Korumak için ise dil politikaları genişletilebilir. Değişim olsa bile Türkçe kendi hâkimiyetini devam ettirecektir. Kaybolan topluluklar için kültürel faaliyetler düzenlenebilir. Tarihsel süreci ve dilin önemini kişilere aktararak lehçelerini korumalarına yardımcı olunabilir. Dil politikaları kapsamında Türk Birliği kuruldu. Türkçe kullanan tüm ülkelerde, ortak alfabe üzerinde bir araya gelinmesi için öneriler bulunmaktadır. Bu tür kaybolma tehlikesi altında olan Türk dilleri için Süer Eker ve Ülkü Çelik Şavk tarafından “Tehlikedeki Türk Dilleri Dergisi” kuruldu. Türk Dil Kurumu bünyesinde ağızların kaybolmaması için proje yürütülmektedir. Aydın’da Doç. Dr. Ali İhsan Yapıcı sorumluluğunda Aydın ağızlarının kaybolmaması için çeşitli derleme çalışmaları yapıyoruz.

 

Kaybolmaya yüz tutmuş Türk lehçeleri hakkında değerli bilgilerini bizimle paylaşan ve önerilerde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Cihan Doğan’a çok teşekkür ederiz.

 

Haber: Esra Yiğen

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

CUMHURİYET’İN İLK KADIN MUHTARI: GÜL ESİN

Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk kadınını modern toplumun simgesi ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00