Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


KAYBOLAN BİR MESLEK: SAATÇİLİK

07.01.2023
Yaşam

 

Özel günlerin estetik ve kullanışlı hediyesi olan saatler zamanla yeniliklere uğramıştır. Öyle ki, zamanın sayacı olan saatler için, günümüzde teknolojiyle birlikte son yıllarını yaşıyor denebilir. Klasik saatlerinden evrilerek, akıllı kol saatlerine geçildiği bu dönemde saatçilik mesleği de unutulan meslekler arasına karışmaya başladı.  

Saatçilik mesleğinin inceliklerini ve usta-çırak ilişkisine dair detayları İzmirli Emre Kaşlı ve Aydınlı Veysel Aydoğdu ile gerçekleştirdiğimiz röportajda öğrendik.

 

Saatçilik mesleğinde artık usta-çırak dönemi bitti

İzmir’de, dört nesildir saatçilik mesleğini devam ettiren ailenin meslekteki son temsilcisi Emre Kaşlı, saat tamirciliğinde çırak yetişmediğini vurgulayarak, “Saatçilik, biten sektörlerin arasına girmeye aday. Saat takmak yalnızca aksesuara dönüştü, saat tamirciliği ihtiyaç olmaktan çıktı. Teknolojiyle birlikte akıllı/dijital saatlere geçiliyor fakat bu yeni saatler sektörümüzü kapsamıyor. Teknolojinin değişmesi tamamen tüketime dönük oldu. Saat kullanımı, bozuk bir saat varsa ‘yenisini al, tak’ şeklinde ilerliyor. Tamircilikten çıkmak üzere olan bir sürece ilerliyoruz. Dolayısıyla yeni bir çırağa 1950 model bir Omega öğretmenin bir anlamı kalmıyor. Çünkü bu saatleri artık göremiyoruz.” sözleriyle saatçilik mesleğinin güncel durumu hakkında değerlendirmelerde bulundu. 

 

“Her saatin ayrı bir değeri var”

Her ürünün maddiyatını da, maneviyatını da belirleyenin saati getiren kişiler olduğunu belirten Kaşlı, “Aslında ürünler maddiyatına göre değişir. Fakat mesleğimizde tamir edilen parçanın çalışması bizim için önemli. Her saatin ayrı bir değeri vardır bu yüzden. Maddi değeri tamir etmekle eşdeğer olan bir saati atıp yenisi de alınabilir. Bunun yerine saati açıp bakıyoruz, kurtarmaya çalışıyoruz. Saatin manevi değeri varsa müşterilerimiz yaptırmak istiyor, yoksa tamir ettirmek istemiyorlar. Amacımız tamamen müşteriyi memnun etmektir. Yıllar önce tamir edilen ama sahiplerinin almadığı saatler de bulunuyor. Çalışır vaziyette, sağlam saatleri vitrinde sergilemeye başladık. Geçmişte moda olan saatler, günümüzde popüler olan ‘retro’ modasının etkisiyle ilgi görenler arasında” sözleriyle saatleri maddiyat ve maneviyat açısından değerlendirdi.

 

Asıl hüner, orijinalini yok etmeden çalıştırmak

Bir parçayı kullanışsız hale getirmeden, orjinalini bozmadan tamir edebilmek esastır. Bunu zevkle yapmanın da mesleğin bir parçası olduğunu söyleyen Kaşlı, “Asıl önemli olan verilen parçayı tamir etmek,  parçayı söküp yenisi ile değiştirmek değil. Onu düzeltebilmek büyük bir başarı ki zaten çoğu ürünün parçası artık bulunmuyor. Mesela, eski antika duvar saatleri geliyor, ona bir parça mandal yapmak gerekiyor fakat parça bulunmuyor. Saatleri açıyorum, tek tek inceliyorum. Oraya uygun parçayı bulup, saati hayata döndürüyorum. Belki ilerleyen zamanlarda onu da yapamayacağım. Belli bir yaştan sonra mesleği bırakmayı düşünüyorum.” ifadeleriyle sözlerini noktaladı.

 

“Mesleği icra edebilmek için sevmek lazım”

Aydın’da 13 yaşında saat tamirciliğine çıraklıkla başlayan Veysel Aydoğdu, 45 yaşında hala mesleğini icra ediyor. 20 yıl önce kendi dükkanını açan Aydoğdu, mesleğe ilk başladığı yıllara dair, “Kalfalık dönemim olan 90’lı yıllarda çok müşterimiz olurdu.  Gündüz çalışmaya başlar, akşam kepengi kapatarak tamire devam ederdik. Yoğun şekilde tamir yapıyorduk çünkü ertesi gün için yetişmesi gereken işlerimiz olurdu. O yıllarda çalar saat daha revaçtaydı. Şu an çalar saatin yerini cep telefonlarının aldığını görüyoruz. Tamir, yenileme için klasik saatler getiriliyor, klasik saatlerin dönemi bitti denilemez. Bir kol saatinin içinde 50-60 parça bulunuyor. Tüm bu parçaları söküp aynı şekilde tek tek toplamak ayrıca incelik isteyen bir iştir. Saatçilik özellikle sabrı öğreten bir meslektir. Bu mesleği icra edebilmek için sevmek lazım, ancak o zaman zor gelmez.” sözleriyle bu mesleği sevmenin önemini de dile getirdi.

 

Kaybolan mesleklerden birisi

Saatçilik mesleğinin gün geçtikçe yok olduğunu ve mesleği yaşatacak gençler olmadığını vurgulayan Aydoğdu, mesleğin durumuyla ilgili, “Mesleği öğrenmek için yanıma gelenler oldu ama devam eden olmadı. Mesleği yapacak bir nesil yetişmiyor, kendi çocuklarım dahil bu mesleği icra edecek çıraklar yok. Bizler de mesleği devam ettirmek, gençlere bırakmak istiyoruz. Fakat şu an çırak gelse bile ihtiyaç olmadığını söylüyoruz.  Saatçilik yok olacak, şu anki durum bunu gösteriyor. Eskidikçe atılan ve yenisi alınan eşyalar olmaya başladı. Bu durumu saatlerin yüksek fiyatlarından kaynaklı olduğunu görsek de ikinci el saatlere bir yöneliş var. Vitrinde sergilediğim saatlerin bir kısmı ikinci el saatlerdir.  Daha uyguna daha kaliteli saatlere ulaştırabilmek için ikinci el satış önemli.” cümleleriyle açıkladı.

 

“Maneviyat unsuru daha ön planda”

Saatlerde maneviyatın, memnuniyetin önemli olduğunu söyleyen ve ikinci el ürünlerin de piyasaya hareketlilik kattığını belirten Veysel Aydoğdu, “Müşterilerimizin getirdiği saatlerde maneviyat unsuru daha ön planda. Aile büyüklerinden kalmış veya hediye verilmiş olabiliyor, bir hatırayı saklıyor içinde. Müşterilerimiz, o hatırayı yaşatmak için tamir ettirmek istiyor. Bunun aksine de şahit oluyoruz. Hatırası kalmasını istemedikleri saatleri satmak için getirenler de oluyor. Bu saatleri, uygun fiyatla alarak ikinci el piyasada değerlendiriyoruz. Gelir açısından bize faydası oluyor. Saatte önemli olan makine sistemidir. Yalnızca tamir etmek değil, gerektiği zaman saatin estetiği de değiştiriliyor. Camı kırılmışsa, kordonu eskimiş veya bozuksa bu parçaları yeniliyoruz, ömrünü uzatıyoruz. Bu mesleği önemli kılan da tüm bu hatıralara saygı duymaktır” sözleriyle saatlerde orijinalliğin kıymetini vurgularken, mesleğin ince detaylarını bizimle paylaşarak cümlelerini sonlandırdı.

 

Haber: Evrim Tuna Şahin

Fotoğraf: Harun Kahya

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00