Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü
Öğrenci Uygulama Haber Sitesi

Kayropraktik, halk adıyla “Manuel Terapi”, insanların daha çok kas ve tutulma şikayetleri üzerine başvurdukları bir tedavi yöntemidir. Son yıllarda sosyal medya sayesinde de popüler hale gelen kayropraktik uygulamasına daha çok anlık çözümler için başvurulmaktadır. Herkesin kendine bilinçsizce kayropraktik uygulamasını yaptığı bugünlerde, kayropraktik uygulamasının önemli noktaları hakkında Uzman Fizyoterapist Yasin Vahid ve Adnan Menderes Üniversite Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji bölümünde hizmet veren Fizyoterapist Ergün Kanat bizlere bilgiler verdi.

Aslen Azerbeycanlı olan Yasin Vahid, eğitimini Karabük Üniversitesi’nde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon üzerine tamamladı. 10 yıldır Aydın’da olan Vahid, son 3 yıldır da bu alanda şikayetleri olan hastalara hizmet vermektedir. Ortopedi alanında uzman Ergün Kanat ise 2017 yılında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden mezun olmuş, şu anda da Aydın Adnan Menderes Üniversite Hastanesi’nde aktif olarak hizmet vermektedir. 

“Kayropraktik uygulaması devlet hastanelerinde tercih edilmez”

Kayropraktik tedavisi hakkında Fizyoterapist Ergün Kanat, “Kayropraktik uygulaması devlet hastanelerinde tercih edilmez. Fizik tedavi departmanında hekimlerin bu uygulamayı tercih etmeme sebebi, SGK kapsamında olmamasıdır. Bu yöntem genellikle kliniklerde ve özel hastanelerde uygulanır, bu alanda da tedavi ücreti hastanın kendisinden temin edilir.” diyerek tedavinin devlet hastanelerinde neden tercih edilmediğini açıkladı.

“Tedavi süreci hastadan hastaya değişiyor”

Kayropraktik uygulamasına başlamadan önce izlediği yolları bize anlatan Ergün Kanat, “Tedavi süreci hastadan hastaya değişiyor. Biz kayropraktik uygulamasını elimizle yapıyoruz ama bu süreçte herhangi bir sorunla karşılaşmamak için uygulama öncesi hastadan MR görüntüleri istiyoruz. Kas-eklem testleri yapıyoruz, eklem açıklarında sorun olup olmadığını tespit ediyoruz, sinir sıkışması var mı yok mu bu gibi sorunlara da önceden bakıp tedavinin uygulanabilir olup olmadığını değerlendiriyoruz. Bunun dışında hastanın geçmişi çok önemlidir. Hasta, geçmişte kalp sorunu yaşadıysa, vücudunun herhangi bir yerinde yırtılma meydana geldiyse, ilaç kullanıyorsa, bel fıtığı varsa, tansiyonu varsa bu bilgileri de uygulama öncesi öğreniyoruz. En önemlisi kas ve eklemlerde sorun olup olmadığı, bunu öğrenip ona göre bir protokol uyguluyoruz.” diyerek kayropraktik uygulamasına başlamadan önce nasıl önlemler alındığını bizlere aktardı.

“Kayropraktik sadece uzmanların uygulayabilecekleri tamamlayıcı bir tedavi”

Kayropraktik uygulamasının detaylarından bahseden Ergün Kanat, “Kayropraktik sadece uzmanların uygulayabilecekleri bir tedavidir. Bu işlemi yaparken elimizi kullanırız, vücutta kas ve eklemlerin olduğu bölgeye uygularız. Duruş bozukluğu gibi sorunlara, kas-kemik ağrısı gibi durumlara iyi gelir. Sadece manuel terapi hastada sürdürülebilir bir etki bırakmaz, bunun için de bir egzersiz programı hazırlarız. Hareketli bir hayat her zaman yaşam kalitesini arttırır.” diyerek egzersizlerin ve hareketli yaşamın önemine de vurgu yaptı.

“İnsanların yüzde 70’i bu tedaviden faydalanabilir”

Kayropraktik tedavisinin kimler için sakıncalı olabileceğinden bahseden Vahid, “Menopoza girmiş hastalarda, romatizması olanlarda ve kemik erimesi olanlarda bu tedaviyi uygulayamayız. Menopoza girmiş hastalarda uygulamama sebebimiz kemik erimesinin manuel tedavide risk oluşturmasıdır. Bunun dışında yaşlı hastalarımıza da uygulayamıyoruz, yaşlı hastalarda bu uygulama kemiklerin kırılmasına neden olabilir. Genel olarak bakacak olursak insanların  yüzde 70’i kayropraktik uygulamasından faydalanabilirler, bir sakıncası yoktur.” sözlerini kullandı.

“Daha çok boyun ve sırt ağrısıyla başvuruyorlar”

Hastaların hangi şikayetler üzerine kayropraktik tedavisine başvurduklarına değinen Vahid, “Şikayetler genellikle standart oluyor. Daha çok boyun ve sırt ağrısıyla başvuruyorlar. Bir de bizim toplumumuz biraz stresli bir toplum, ‘Sabah kalktım boynumda tutukluk oluştu, sağa çeviremiyorum, öne eğemiyorum.’ tarzı şikayetlerle de gelenlerin sayısı fazladır.”dedi.

“Tedaviye gerek kalmadan önlemek asıl amaç olmalı”

Tedavi sonrası alınması gereken önlemler hakkında Ergün Kanat, “Hastaya bu uygulamayı yaptık evet, ama sonrasında tekrar eden ağrılar yaşanmasını istemiyorsak bazı alışkanlıklardan vazgeçmesi gerekiyor. Tedaviye gerek kalmadan önlemek asıl amaç olmalı. İlk olarak omurga yapısını bozan davranışlardan kaçınılmalı. Bacak bacak üstüne atmak omurga dizimini kötü şekilde etkiler ve bunu hemen hemen herkeste görebiliriz. Yanlış pozisyonlarda uyumak, hareketsiz bir yaşam, dengesiz beslenme de tedavi ihtiyacı doğuran davranışlardan.” dedi.

“Tedavi sonrası genellikle olumlu sonuçlar alıyoruz”

Tedavi sonrası hastalardan aldığı geri dönüşler hakkında ise Yasin Vahid, “Tedavi sonrası genellikle olumlu sonuçlar alıyoruz. Bunun nedeninin bir yönden uygulama esnasında çıkan kütleme sesi olduğunu düşünüyorum. Buna placebo etkisi de diyebiliriz, hasta o anki kütleme sesini duyuyor ve ‘Çok iyi geldi, rahatladım’ diyor. Hasta bu kütleme sesiyle tatmin oluyor ama bilmiyor ki biz o aşamaya gelene kadar masajlarla ya da çeşitli aletlerle bölgeyi rahatlatmaya çalışıyoruz. Önemli olan tedavi sonrası yirmi dört saatte vücudun nasıl reaksiyon gösterdiği.” ifadelerini kullandı.

“Tedaviye geç başvuran hastalarda iyileşme daha geç sağlanıyor”

Kayropraktik uygulamasında hastaların ne kadar sürede sonuç aldığından bahseden Yasin Vahid, “Birinci evrede olan hastalar çabuk tedavi olabiliyorlar ama uzun süredir sorun yaşadığı halde tedaviye başvurmayan hastalarda iyileşme daha geç sağlanıyor. Bazı hastalar ha bugün ha yarın giderim mantığıyla yıllarca aynı ağrıyla yaşıyorlar. Bir uzmana başvurduklarındaysa artık çok geç oluyor. Hemen tedavi olan hastalar bir seansta bile sonuç alırken böyle hastalar sekiz seans bile gelse iyi sonuç alamayabiliyorlar. Bu hastaları zaten egzersizlerle tedavi ediyoruz. Pilates gibi uygulamalar da esnemeyi arttırdığı için iyi geliyor.” diyerek erken tedavinin önemine değindi. 

“Dışarıdan bir kütleme sesi geliyor olabilir ama bu sesin kaynağı bilinmiyor”

Son olarak bu uygulamayı bilinçsizce yapan insanlara uyarıda bulunan Vahid, “Bu uygulamayı herkese yaptırmamak lazım. Eğitim almış kişilerden, fizyoterapistlerden destek alınmalıdır. Sonuçta sizin bedeniniz, sizin kararlarınızdır. Evet, dışarıdan kütleme sesi geliyor olabilir ama bu sesin kaynağı bilinmiyor. Ani bir hareket felçle bile sonuçlanabilir. Bu refleksle kişi sakatlanabilir, herhangi bir sinirde baskı oluşabilir, kütleme esnasında beyin silkelendiği için beyinde kalıcı hasarlar, travmalar medyana gelebilir, ayarsız güç sonucu kemikler kırılabilir. Bilinçsiz manuel terapi uygulamanın bunlar gibi birçok zararlı ihtimali var.” dedi. 

Bu haberi yapmamızda bizlere yardımcı olan ve keyifli bir röportaj gerçekleştirmemizi sağlayan Uzman Fizyoterapist Yasin Vahid ve Ergün Kanat’a  teşekkür ederiz. 

Haber: Esin Türk