Karadeniz, doğa ile iç içe olan bir yapıya sahiptir. Doğa ile iç içe olması, eşsiz güzelliklerini de beraberinde getirmektedir. Bu güzellikleri anlatmak ve aktarmak için yöreye ait müzikler ön plana çıkmaktadır. Bu sebeple kendine has müzikleri ile beraber oyunlarından da bahsetmek mümkündür. Karadeniz kültürünün bir parçası olan horon oynamak ve yöre halkının kullandığı tulum denilen üflemeli çalgı aletiyle Karadeniz’e has havaları dinlemek, bu yörede yaşayan insanların en büyük zevklerinden biridir.
Çoğu insanın Karadeniz müziği diyerek teke indirdiği eşsiz ezgiler, aslında farklı havaları ve müzikleri bünyesinde barındırır. İşte bunlardan biri de Karadeniz yöresine ait “yol havası” ve yol havasına eşlik eden müzik aleti tulumdur. Tulum ve yol havası ile ilgilenen, yurt dışında birçok çalışma yapan ve aynı zamanda birçok sanatçıyla sahne paylaşan müzisyen Aycan Yeter, tulum ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
“Tulumu o bölgenin insanlarıyla buluşturdum”
1984 yılında İstanbul'da doğan Aycan Yeter, aslen Rize Pazarlı’dır. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladıktan sonra müzik ve dil eğitimi için Amerika’ya giden Yeter, şu sözlerle kendini tanıtmaya devam etti; “İki yıl San Francisco’da yaşayarak hem dil eğitimini tamamladım, bir yandan da farklı festival ve konserlerle tulumu o bölgenin insanlarıyla buluşturdum.” 2005 yılından beri, profesyonel olarak müzikle ilgilendiğini söyleyen Yeter, “Enstrümanım olan tulum ile birçok sanatçı ve grubun albüm ve sahne çalışmalarında yer aldım.” dedi.
“Rock müziği ve karadeniz müziğini harmanladım”
Tulumu hem otantik hem de farklı çalma tarzları ile birlikte icra etmeye çalıştığını söyleyen Yeter, “Kendi müziğimi ve enstrüman kültürünü tanıtmak amacıyla New York, Los Angeles ve San Francisco’da çeşitli “workshoplar” ve konserler verdim. Uluslararası San Francisco Bagpipe Drone Magic Festivali’nde ve Uluslararası Silkroad Festivali’nde Türkiye’yi temsil ettim.” Hep aynı tarzda çalmanın onu farklı müzik arayışlarına ittiğini aktaran Yeter, “Rock müzik dinlemekten keyif aldığım için, rock müziği ve Karadeniz müziğini harmanladım diyebilirim.” ifadelerini kullandı.
“Bilgi kutsaldır, öğrenmek değerlidir”
2016 yılında yörede kullanılan tulum kaidelerinin bir kısmını orijinal isimleriyle birlikte bir albümde toplayarak yayınladığını aktaran Yeter, “Bilgi kutsaldır, öğrenmek değerlidir.” diyerek Yıldız Teknik Üniversitesi Konservatuarı Ses Tasarım Bölümü öğrencisi olduğunu belirtti. Ses Tasarım Bölümü öğrencisi olan Yeter, müzik yönetmenliğinin yanında, kurucusu olduğu ‘Gromot’ ile müzik serüvenine devam etmektedir.
“Dedem bana o aşkı aşılamıştı”
Tulumun, dedeleri sayesinde hayatına girdiğini ve dedesinin kendi öğrendiklerini ona öğretme çabasında olduğunu söyleyen Yeter, “Çocukluğumda dedem Bahattin Yeter, beni yanına oturtur bir yandan kasetçalara tulum kaseti koyar, bir yandan da tulum çaldığında başımı öperek tulum çalarmış gibi yapardı.” dedi ve çocukluğunda İstanbul’da yaşadığını belirtti. Yeter, tuluma ve yol havasına hasret kaldığını, bu hasretini gidermek için yazın ailecek köye gittiklerini söyledi ve ekledi: “Nerede bir tulum sesi duysam hemen koşardım. Dedem bana o aşkı aşılamıştı bir kere.”
“Çöp poşetinden tulum yapmıştım”
Ailesinin müzikle iç içe yaşadığını ve her iki dedesininde müzisyen olduğunu ifade eden Yeter, “Diğer dedem ise kemençe ustasıydı ve her sabah bize kemençe çalardı. Pazar’da yaşayan abimin de enstrüman dükkanı vardı. Hatta bir keresinde çift sipsi almıştım.” Tulum alacak bütçesinin olmadığını söyleyen Yeter, “Çöp poşetinden tulum yapmıştım. O sipsilerle ilk çaldığım ‘Nani Nani Oy’ türküsünü bana dedem öğretti.” dedi.
“Meğerse Kazım Koyuncu uzaktan seyrediyormuş”
Dedesinin öğrettiği türkü ile aslında aklında tulum çalmak gibi bir fikrinin olmadığını dile getiren Yeter, tulum eşliğinde horon oynamanın ona büyük keyif verdiğini aktardı ve ekledi: “Bir gün katıldığım bir etkinlikte o zaman hayranlıkla izlediğim sevgili Kazım Koyuncu da vardı. Kalabalık bir etkinlikti ve dört beş tane horon halkası vardı.” Horonu iyi yönettiğini için sürekli oynadığını dile getiren Yeter, “Meğer Kazım Koyuncu uzaktan seyrediyormuş, haberim yoktu. Yanına gittiğimde bana, ‘sen tulum çalıyor musun?’ diye sordu, ben de ‘hayır ağabey’ dedim, sonra bana enteresan bir şekilde ‘sen kesinlikle tulum çalmalısın çünkü çok iyi horon oynatıyorsun, yeni tulumculara ihtiyacımız var’ dedi.” O günden sonra tulumun ve müziğin artık hayatında bir yaşam biçimi ve bir tutkuya dönüştüğünü vurguladı.
“Önce işin özünden başlasınlar”
Müzisyen Aycan Yeter konu hakkında tavsiyeler verirken, bu tarz müziklerle ilgilenenlerin, ne yapmak istiyorlarsa öncelikle yapmak istedikleri şeyi çok iyi tanımalarını ve tarihini, ustalarını otantikliğini çok iyi bilmeleri gerektiğini vurguladı. Yeter, “Önce işin özünden başlasınlar ki farklı ufuklara giderken rahat olabilsinler. İşin özü çok önemli.” diyerek cümlelerini noktaladı.
Karadeniz dağlarından mistik bir ezgiyle süzülen yol havası ve ona eşlik eden tulum, birçok sanatseveri ve meraklısını mest etmeye devam etmektedir. İşinin ehli olan sanatçılar, tulumun Karadeniz insanındaki yerini anlatmak ve asırlık bir kültüre katkı sağlamak adına çalışmalar yapmıştır. Bunun örneklerinden biri olan Aycan Yeter ile görüştük. Tulum eşliğinde yol havasını farklı yorumlamasıyla bunu dünyada daha da yaygınlaştırıp, bu kültürü benimsetmek adına çalışmalar yapmıştır. Yaptığı çalışmaları aktardığı için ve konuya ilişkin bilgi verdiği için Aycan Yeter’e teşekkür ederiz.
Haber: Özge İşik
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...