Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü
Öğrenci Uygulama Haber Sitesi

Yaralı olan yırtıcı kanatlı hayvanları ve kafes kuşlarını koruma altına alarak tedavi uygulayan, üzerinde bilimsel çalışmalar yaparak yeni nadir renkler ortaya çıkaran ve uzuv kaybı olduğunda protez çalışmaları gerçekleştiren Kanat Ger Topluluğu aynı zamanda tüm üniversite öğrencilerinin katılımına açık olmasıyla öğrencilere sosyal yaşam ve çeşitli faaliyetler sunmaktadır. 

Ege bölgesi ve Aydın ilimiz, konumu itibariyle kanatlı hayvan türlerinin geçiş güzergahında olup aynı zamanda birçok çeşitli türe de ev sahipliği yapmaktadır. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Kanat Ger Topluluğu Başkanı Selahattin Eryılmaz ile topluluğun amaçları ve Veteriner Fakültesi öğrencilerine kattığı birikimler üzerine konuştuk. Kanat Ger topluluğu üyesi Veteriner Fakültesi 2'nci sınıf öğrencisi Ceren Yalçın ve 4’üncü sınıf öğrencisi Emirhan Koz ile de topluluğun öğrencilere sağladığı imkanları değerlendirdik. 

“Pratiklik, bilgi ve  birikim sahibi oluyoruz”

Kanat Ger topluluğunun 2013 yılında öğrencilerin özverisiyle kurulmuş bir üniversite topluluğu olduğunu belirten Selahattin Eryılmaz, başlıca amacının Doğa Koruma Milli Parklar Müdürlüğü ile yapmış oldukları protokol doğrultusunda, doğada bulunan yaralı kanatlı ve yırtıcı vahşi hayvanların tedavi ve rehabilite etmek olduğunu vurguladı. Eryılmaz, “Topluluk bazında baktığımızda Aydın Adnan Menderes Üniversitesinin Sağlık Kültür ve Spor Dairesine (SKS) bağlı olmaktayken fakülte bazında baktığımızda ise hastanenin yaban hayatı birimine de bağlı olan bir oluşum göstermekteyiz. En büyük gayemiz, bize yaralı olarak gelen kanatlı vahşi hayvanların doğal yaşamlarına tekrar dönebilmesidir. Veteriner Fakültelerine baktığımızda kanatlı yabani hayvanların tedavi sürecine ilişkin pratiğe dayalı bir eğitim görememekteyiz. Pratikle kalmayıp iş hayatında nadiren karşılaşacağımız ve ilk karşılaştığımızda nasıl yaklaşım sergileyeceğimizi bilemeyeceğimiz türleri burada görüp inceleyip tedavi uygulama sürecine katılıyoruz. Böylece bilgi, birikim ve pratik sahibi oluyoruz. Topluluğumuzda Veteriner Fakültesi öğrencilere tam olarak bunu sağlarken işleyiş kısmına baktığımızda ise temel yaklaşım becerileri, zapturapt, muayene, tür tayini ve türlere özel spesifik durumları inceleyebilmeyi sağlıyor. Farklı fakültelerden katılan arkadaşlarımız için de sosyal bir yaşam alanı ve daha önce görmediği, belki de göremeyeceği çeşitlilikte kanatlı hayvan görmeyi sağlıyor.” diyerek topluluğun gayesini açıkladı. 

“Üniversiteye  adapte olmamda çok yardımcı oldu”

Sosyalleşme açısından eğlenceli ve aktivite dolu bir topluluk yapısı olduğuna değinen Ceren Yalçın, “Kanatlı hayvan beslenmesi, bakımı, eğitimi gibi çok şey, derste teori üzerine öğrendiğim bilgileri pratiklikte pekiştirmemi sağladı. Daha öğrenciyken yırtıcı kanatlı hayvanları yakından inceleyip onlara nasıl yaklaşacağımı, nasıl tedavi altına alacağımı öğreniyorum. İlk geldiğim günden itibaren üniversiteye adapte olmamda da çok yardımcı oldu.” dedi. 

“Güvercine her zaman ayrı bir ilgim vardı”

Çocukluğundan itibaren bıldırcın, horoz ve tavuk beslediğini dile getiren Emirhan Koz, “Fakat güvercine her zaman ayrı bir ilgim vardı, özellikle de taklacı güvercin. Burada beslenme, günlük bakım, yavrulama ve günlük uçuş gibi durumlarıyla ilgilenerek hem hobimi gerçekleştiriyorum hem de topluluğa katkı sağlıyorum.” ifadelerini kullandı.

“En sık karşılaştığımız kanatlı hayvan leylek”

Kızıl şahin, bayağı şahin, atmaca, kerkenez ve gökdoğan türleriyle Ege’de karşılaştıklarını belirten Selahattin Eryılmaz, “En sık karşılaştığımız kanatlı hayvan leylek. Genellikle 10 vakadan 7’si ateşli silahla yaralanmış oluyor. Bir diğer sık karşılaştığımız yaralanma biçimi ise rüzgar sebebiyle yuvanın yıkılması, yuvadan düşme, elektrik çarpması ve saman balya ipinin dolanması. Özellikle Aydın bölgesinde leyleklerin yuvalanma biçimleri oldukça karmaşık ve dağınık. Hayvan sirkülasyonu ve popülasyonu çok değişken. Salınım oranımız da çok yüksek. En önemli özelliği uçabilmek ve avlanabilmek olan kanatlı hayvanların bu özelliklerinden uzaklaşmadığı ve doğada yaşayabileceği sürece salınımını gerçekleştiriyoruz.” şeklinde konuştu.

İhbar ve tedavi süreci 

İhbar geldikten sonra Doğa Koruma Milli Parklar Müdürlüğüne ait amirliklerin, ihbarın geldiği bölgeye giderek durumu değerlendirdiklerini ve hayvanı teslim aldıklarını söyleyen Selahattin Eryılmaz sürecin devamını şu şekilde anlattı: “Veteriner Fakültesi Hastanesine getirerek kayıt yaptırıyorlar ve tedavi süreci tam olarak bu noktada başlamış oluyor. Sürecin devamında ise ilk muayeneyi danışman hocamız gerçekleştiriyor. Öğrenciler ise süreci danışman hocanın direktifleri ve kontrolu doğrultusunda sürdürüyor. Uçuş ve kafes eğitimi ile doğaya olan adaptasyonu tekrar sağlayarak genellikle hayvanın bulunduğu bölgeye veya Doğa Koruma Milli Parklar Müdürlüğünün uygun gördüğü bölgelere bırakıyoruz.”

“Başarılı olduğumuz protez çalışmalarımız var”

Gelen yaralı kanatlı hayvanlar üzerinde yapılan çok sayıda çalışmaları olduğunu vurgulayan Selahattin Eryılmaz, “Yüksek lisans, doktora veya Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) için gerçekleştirilen bu çalışmaların bir kısmı hala devam etmekte. Örnek olarak daha önce Veteriner Fakültelerinde yapılmamış bir çalışma, gagasını veya pençesini kaybetmiş kanatlı hayvanlara üç boyutlu yazıcılarla birlikte protez uzuv çalışmaları gerçekleştirdik. Doğaya salınımını yaptığımız, başarılı olduğumuz protez çalışmalarımız var. Bir diğer örnek ise hobi olarak beslediğimiz kafes kuşları üzerinde veteriner fakültesi öğrencilerinden olan gönüllüler renk varyantları üzerinde çalışmalar gerçekleştiriyor. Özel renk oluşumunda çaprazlama ve eşleme çalışmaları yapılıyor.” diyerek topluluğun çalışmalarını açıkladı. 

“Doğru çalışmalar doğru yerde ve doğru zamanda yapılırsa”

Aydın çevresine bakıldığında en çok karşılaştıkları kanatlı hayvan türünün leylekler olduğunu vurgulayan Selahattin Eryılmaz, Aydın ili içerisinde yaralı kanatlı hayvan sayısını minimuma düşürecek önerilerde bulundu. Eryılmaz, “Bize ulaşan her 10 leylekten 7’sinin bize gelmesinin sebebi ne yazık ki uzuv kaybı. Uzuv kaybının sebebi ise köylü ve çiftçilerin doğaya bıraktığı çöpler. Leylekler yapısal olarak yuva yapabilecekleri tüm malzemeleri taşıyan ve yuvalarına ekleyen canlılar. Bu sebeple buldukları plastik ve balya ipi gibi çöpleri yuvalarına ekliyorlar ve yavru leylekler ya yuva içerisinde bunlara dolanıp yaşamlarını yitiriyor ya da vücutlarında kalarak bir uzvunun işlevini yitirmesine sebep oluyor. Rehabilitasyon ve Tedavi Merkezi olarak hiçbir kanatlı hayvanın insan tarafından yaralanmış vaziyette gelmesini istemeyiz. Bu konuda bilinçlenmenin ve doğru tedbirlerin alınmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Leyleklerin geçiş noktası olan Aydın’da çiftçilerin ve köylülerin, çöp ve atık konusunda dikkat etmesini diliyoruz. Doğru çalışmalar doğru yerde ve doğru zamanda yapılırsa bu tarz yaralanmaların önüne geçmek mümkün.” diyerek çevre halk üzerinde farkındalık yaratmak amacıyla kanatlı hayvanların durumunu açıkladı.

Kanat Ger Topluluğunun yaralı olan yırtıcı, kanatlı hayvan türleri üzerindeki koruyucu etkisini ve tedavi süreçlerinin detaylarını öğrendik. Kanat Ger Topluluğu Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğrencileri için eğitici ve öğretici  olmasının yanı sıra öğrencilerin sosyal anlamadaki gelişimlerini destekleyen ve bu alanda çalışmalar sunan bir üniversite topluluğudur diyebiliriz. 

Haber: Melih Şentürk