Türkiye’nin ilk kadın müzesi olan İzmir Kadın Müzesi 23 Ocak 2014 tarihinde İzmir’in Basmane semtinde açılmıştır. Müzenin bu başarısı ve etkisi diğer illerde de yankı getirmiş beraberinde Antalya, İstanbul ve Mersin’de de kurulan Kadın Müzesi, dayanışma açısından aktif rol oynamıştır. Müze, geleneksel Türk mimarisinden ve Avrupa’dan izler taşımaktadır.
Müzenin kuruluş amacı Anadolu kadınlarının unutulması ve bu unutulan gücü dünyaya tekrardan hatırlatmak ve Anadolu kadınının yaratıcılığını ortaya çıkarıp, kendilerine olan güveni desteklemek amaçlıdır. Sanatçılar tarafından kadını anlatan bir çok eser müzede bulunmaktadır. Antik dönemde kadın yaşamının izlerini aktaran müze, kazılar ile ortaya çıkarılan seramikler, mozaikler ile halka sunulmuştur. Osmanlı ve Cumhuriyet Döneminde sanata katkıda bulunan ve tarihte ilklere imza atan Türk kadınlarımızın maskları, objeleri, biyografileri ve görselleri yer almaktadır. Müzenin önemli bir başka özelliği ise, nesne merkezli müzecilik yerine insan, birey merkezli müzecilik anlayışının en önemli örneklerinden biri olmasıdır. Müze ayrıca sadece Kadın Müzesi olarak değil “İzmir Evi” ya da “Etkileşim Evi” olarak da anılmaktadır. Halka açık 13 odanın bulunduğu müzede, Protesto ve Kadınlar Odası, kadınların toplumsal yaşamdaki direniş öykülerini canlandırmaktadır. Bunun yanında; Sergi Salonu, Geçmişten Günümüze Kadınlar, Protesto ve Kadınlar, Kütüphane, Video Art, Antik Dönemde Anadolu’da Kadınlar, Koleksiyon Eserler, Öncü Kadınlar, Enstelasyon Odası, Atölye, Depo, Arşiv ve Yönetici Odası ile halka hizmet vermektedir.
Türkiye’nin ilk kadın müzesi ve butik müzecilik anlayışı ile açılan 5. müze özelliği olan İzmir Kadın Müzesi
İzmir’de butik müzecilik anlayışını İzmir halkına tanıtan eski siyasetçi dönemin Belediye Başkanı olan Hakan Tartan, Oyun ve Oyuncak Müzesi, Mask Müzesi, Neşe ve Karikatür Müzesi, Radyo ve Demokrasi Müzesi ve son olarak da Kadın Müzesini açarak Türkiye’de bir ilki gerçekleştirirken açtığı butik müzeleri İzmir’e kazandırmaktadır. Hakan Tartan müzenin amacını şu şekilde anlatıyor: “Bu mekanda hedeflenen, kadını içinde yaşadığı toplumdan soyutlayıp bir kadın erkek ayrımcılığı yaratmak değil, kadının yaratıcılığını ve üretkenliğini ortaya çıkaracak orijinal eserlerin ve görsel işitsel malzemelerin bir araya getirilmesiyle toplum ile olan bağlarını güçlendirmek ve unutulan geçmişini bir müze ile fark edilir kılmaktır” ve ayrıca tüm toplumların bildiği fakat bir şey yapılmadığı “kadının yanındayız” diyoruz fakat bunu göstermekte yeterli değiliz.
İzmir Kadın Müzesi
Kadın Müzesi Türkiye'de ilk olma özelliği taşıyor. O dönem İzmir ‘e kazandırdığım (Oyun ve Oyuncak + Mask + Neşe ve Karikatür + Radyo ve Demokrasi) müzelerden biri. Bunlar dünyadaki gelişen butik müzecilik anlayışının çağdaş uygulamaları. Amaç; kadının toplumsal yaşam içindeki önem, güç, değer ve farkındalığını ortaya koymaktı. Biz burada kadın ve sanat, kadın ve başarı, kadın ve üretkenlik, kadın ve yaratıcılık olgularını öne çıkardık. Özellikle kadına şiddetin önlenmesi için de simgesel bir başkaldırıydı.
Butik müzecilik anlayışına 5. Olarak eklenen Kadın Müzesi halktan nasıl tepki aldı?
Herkes çok sevdi. Bütün butik müzeler herkes için önemli bir ziyaret adresi.
Müze kimler için daha çok tercih ediliyor?
Her kesim ilgi gösteriyor. En çok da gençler galiba. Gençlerin sahiplenmesi bizler için çok değerli.
Müzenin kuruluş amacında bu gibi kadın ve kadın dayanışması adına sizce toplumda iyi sonuç aldı mı?
Elbette bir dayanışma ruhunu oluşturdu. Kadın sesini yükseltti. Bu Müze bir güç merkezi oldu.
Müzenin açılış röportajında “Kadının yanındayız fakat bunu göstermekte yeterli değiliz” gibi bir cümleniz var. Bununla ilgili çalışmalarınız neler olmuştur ve kadına şiddet ve cinayetlerin önüne geçilmesi için hangi çalışmalar yapılabilir?
Ben görev sürem boyunca Kadın Müzesi’nin zorluk çeken, baskı ve şiddet gören kadının bir ayakta durma, başkaldırı merkezi olması için çaba gösterdim. Bugün de aynı mücadelenin içindeyim. Toplumu eğitmek, kadının yolunu açmak, fırsat eşitsizliğini ortadan kaldırmak gerekir. Ceza yasaları yeniden tanımlanmalı ve ağır cezalar getirilmeli. Eşini öldürüp kravat takan ceza indirimi almamalı.
Haber: Melis Şeker
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...