Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


KADİM MİLLETİN KADİM ALFABESİ

14.01.2024
Kültür Sanat

 

Çeşitli kültürlere, dinlere, dillere, komşuluklara ev sahipliği yaparak kültürünü günümüze kadar ulaştırmayı başaran Türkler, Hunlar’dan beridir değişmeye, kendisini kültürel anlamda pek çok açıdan geliştirmeye devam etmiştir. Bu gelişme sürecinde Türkler pek çok alfabe kullanarak kültürlerinin sınırlarını genişletmiştir. Bu alfabeler arasında olan Göktürk alfabesi, Türk kültürünün kökenini, törelerini, adetlerini, kültürünü ve ortaya çıkışını temsil eden, tüm dünyaya Türk milletinin kadimliğini gösteren bir alfabe olarak tarihte önemli bir yere sahip olmayı başarmıştır.

 

Türk dili ve alfabelerinin kökenini anlayabilmek ve kavrayabilmek amacıyla, Türklerin en eski alfabesi olan Göktürk alfabesinin bilinmeyen yönleriyle ilgili, bu konuda detaylı araştırmalar yürüten ve uzmanlık alanı eski Türk Dili ve alfabeleri olan Doç. Dr. Mehmet Mustafa Karaca ile konu hakkında detaylı bir röportaj gerçekleştirdik.

 

Göktürkçe ve Göktürk alfabesi nedir? Ne zaman ortaya çıkmıştır?

Tarihte Göktürk adıyla kurulmuş iki tane Türk devleti bulunmaktadır. Bunlar birinci ve ikinci Göktürk devletleridir. Bu devletler döneminde kullanılan Türkçe’ye Göktürkçe, Orhun Türkçesi gibi adlar verilmektedir. Diller kimi zaman dönemin siyasi gücü veya devletinin adıyla adlandırılabilmektedir. Örneğin Uygur Türkçesi, Osmanlı Türkçesi gibi dil isimlendirmeleri buna örnek olarak gösterilebilir. Göktürkçe de yaygın olarak dönemin devleti olan Göktürk devletinin adıyla adlandırılmıştır. Türk dilinin günümüzden 1200-1300 yıl önceki halidir.

 

Göktürkçe ve Orhun Türkçesi 7-8. yüzyıllarda kullanılan Türkçedir. Bu dönem ve yüzyıllar aynı zamanda Türk dilinin tarihini bildiğimiz ilk yazılı metinlerinin meydana getirildiği dönemdir. Bu dönemde meydana getirilen yazılı metinler Göktürk Alfabesi dediğimiz alfabe ile yazılmışlardır.

 

Tarihini bildiğimiz Türk dilinin ilk yazılı metinleri İkinci Göktürk Devleti döneminde yazılmış olan Tonyukuk, Köl Tigin ve Bilge Kağan adına dikilmiş abidelerden oluşmaktadır. Bu yazıtlardan öncesine ait 689-692 yılları arasında yazıldığı düşünülen Çoyr yazıtı bulunmaktadır. Ancak bu metin oldukça kısa bir metin olduğundan dönemin dili, kültürü, sosyal veya siyasi yaşantısı hakkında herhangi bir bilgi verecek düzeyde değildir.


Göktürk alfabesinin kökeni nereye ve ne zamana dayanmaktadır?

Göktürk alfabesini köken bakımından farklı alfabelere dayandıran görüşler olsa da yaygın kanaat, Türkler tarafından meydana getirilen bir alfabe olduğudur. Alfabe dediğimiz şey konuşma esnasında çıkartılan seslerin, bazı sembollerle yazıya aktarılmasında kullanılan bir işaret sistemidir. Bu işaret sistemi kimi zaman bazı işaretler veya semboller olduğu gibi kimi zaman Sümerler’de olduğu gibi resimlerden oluşabilir. Göktürk alfabesiyle ilk yazılı metinlerin dönemi 7-8. yüzyıllara isabet etse de alfabenin işlenmişlik düzeyi dikkate alındığında araştırmacılar, bu alfabenin en az söz konusu yüzyıllardan üç veya dört yüzyıl daha eskiden beri kullanılmış olduğu görüşündedir. Tabi biraz önce bahsettiğimiz gibi dil ile alfabeyi birbirinden ayrı değerlendirmek gerekiyor. Burada Göktürk alfabesinin yaşı bize Türk dilinin yaşını vermez. Kimi araştırmalar Türk dilinin ilk izlerini Sümer dilinde milattan önce 4000-3500 gibi tespit etse de kimi araştırmacılar, Türk dilinin yaşını günümüzden 7-8 bin yıl önceye kadar dayandırır. Dolayısıyla Türk dili hem yaşı hem de ilk yazılı metinlerinin tarihi bakımından dillerin en eskilerindendir.

 

Türk dilinin yaşını Göktürklerle başlatmak mümkün değildir. Bu dönemden önce de Türk dili mevcuttu. Hunların da kullandığı dil muhtemelen Türkçenin Göktürkçeden daha eski bir şekliydi. Tabi dil tarih boyunca kimi coğrafi, siyasi, sosyal ve en çok da doğal yapısı gereği sürekli bir değişim içerisindedir. Bu değişim bütün diller için söz konusu olduğu gibi Türk dili için de söz konusudur. Bu durum da lehçe ve ağız dediğimiz dilin farklı kollarının meydana gelmesini sağlamıştır. Diller kimi zaman bu ağız veya lehçe farklılıklarıyla da gruplandırılabilir.

 

Göktürk alfabesinin kullanımı ne zaman ve neden bırakılmıştır?

Geçmişte ve günümüzde kullanılan alfabelerin Türk dilinin seslerini yazıya aktarma açısından pek çok eksiklikleri oldu. Bu durum Göktürk, Uygur, Arap veya günümüzde kullanılan Latin temelli alfabe için de geçerlidir. Tarihi alfabelerimizin özellikle ünlü seslerin yazıya aktarılmasında bazı eksiklikleri olduğu doğrudur. Bu eksiklik bugün yapılan dil çalışmalarında bazı zorlukların kaynağını oluşturur. Latin alfabesi de Türk dilinin ağız veya lehçelerinde bulunan bütün sesleri karşılamak bakımından eksik olsa da, standart yazı dilimiz olan İstanbul Türkçesinin genel özelliklerini yazıya aktarmak bakımından ihtiyacı karşıladığı söylenebilir.

 

Göktürk alfabesi günümüzde halen kullanılabilir mi? Kullanılması durumunda oluşacak olumlu veya olumsuz sonuçlar neler olacaktır?

Günümüzde Göktürk alfabesinin kullanımı ancak bazı ıslah faaliyetleriyle mümkün olabilir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi özellikle ünlü sesleri ve kimi ünsüz sesleri gösterecek işaretlerin eksikliği mevcut haliyle alfabeyi kullanmamıza olanak tanımaz. Bu ıslah faaliyeti dediğimiz gibi hem Göktürk, hem Arap temelli Türk alfabesi için de düşünülebilir. Örneğin bugün Uygur Türkleri bu ıslah çalışmasını Arap alfabesi üzerinde yapmış ve Yeni Uygur alfabesi dediğimiz Arap temelli alfabeyi kullanmaya başlamışlardır. Elbette Türkiye Türkçesi için düşünülecek bir alfabenin diğer Türk toplulukları dikkate alınmadan yapılması mümkün değildir. Bunlar ortak yazı dili veya ortak Türkçe çalışmaları ekseninde değerlendirilecek konulardır.

 

Göktürk alfabesi günümüzde mevcut haliyle ihtiyacı karşılayacak seviyede ve pratikte kullanım imkanına sahip olmasa da bir kültür alfabesi, milli bir değer olarak kullanılabilir. Türk kültürünün devamlılığı, zenginliği ve gücünü yansıtmak bakımından böyle bir uygulama faydalı olacaktır.

 

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Göktürk alfabesi bizim milli kültürümüzü, dilimizin zenginliğini yansıtmak bakımından önemlidir. Türk dilinin ilk yazılı belgeleri Göktürk alfabesiyle yazılmış yazıtlardan meydana gelmektedir. Dilimizin ve milli kültürümüzün kadimliğini ve kudretini göstermek ve gelecek nesillere aktarmak bakımından, elbette bu alfabenin öğrenilmesi, öğretilmesi ve yaşatılması faydalı olacaktır. Her millet, kültürünün eskiliği ve zenginliği ile övünür. Milli değerlerimizi yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak geleceğe daha güçlü adımlarla yürümemize imkan tanıyacaktır.

 


Kadim ve eski bir kökene sahip olan Türk milletinin dilinin ve bilinen en eski alfabesinin bilinmeyen yönleri ile ilgili bizleri bilgilendirdiği için Doç. Dr. Mehmet Mustafa Karaca’ya teşekkür ederiz.

 

Haber: Ali Osman Korkmaz

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00