Çoğu genç ailesi ile yaşadıkları sorunları problem haline getirmektedir. Çalışan işçi patronuyla, iş arkadaşıyla olan sorununu görmezden gelerek hayatına devam etmektedir. Bu şekilde bastırılan sorunlar, belirli bir noktada kaçınılmaz olarak açığa çıkmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 1975-2022 Kaba İntihar Hızı Raporu’na bakıldığında Türkiye son 50 yılın en yüksek kaba intihar hızına ulaşmış durumda. Bu rapora göre 2017-2021 yılları arasında yaşanan 1,04 puanlık bir kaba intihar hızı artışı gözlemlenmektedir.
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İnsan Ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Kurumlar Sosyolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayhan Delibaş, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İnsan Ve Toplum Bilimleri Fakültesi Klinik Psikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Tolga Köskün ve Ege Üniversitesi Hastanesi Başhekim Yardımcısı Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sercan Yalçınlı ile bu bağlamda gerçekleştirilen söyleşide, konuya ilişkin farklı perspektifler ele aldık. İntiharları etkileyen çok sayıda faktör vardır. Bu faktörleri Delibaş, “Ekonomik kriz durumu, yoksulluğun artması, toplumda birlik ve dayanışmayı düşürücü etkenler, genel kriz hali, mevcut değer sistemlerinin yetersiz olması, normsuzluk bazen de çok aşırı norm intihara yol açabilir. Örf ve adetlere aşırı bağlılık (töre cinayeti vb.), uyuşturucu, hastalıklar, borçlanma, aile içi şiddet gibi etkenler intihar oranındaki artışa sebep olmaktadır.” diye belirtti. İntiharı etkileyen faktörlere ilişkin ise Delibaş, “Bazısı geçim sıkıntısından, işsizlikten, bazısı yalnızlıktan bazısı ise akran zorbalığından, medyanın rolünden, bazısı ise sadece özentilikten canlarına kıymaktadır.” açıklamalarında bulundu.
Yaş aralığı nedir?
İntihar vakalarının artmasında birçok faktör etkili olmuştur. Psikolojik olarak bakıldığında belli yaş gruplarına göre değişmektedir. Her yaş grubu farklı etkenlerle intihara başvurmaktadır ve her yaş grubunda bıraktığı etki de ona göre farklılık göstermektedir. Bu konu hakkında Dr. Öğr. Üyesi Tolga Köskün, “Ergenler için bakıldığında ebeveyn çatışmaları, aile içi şiddete tanıklık, bir takım psikolojik problemler, akran zorbalığı, aile ilişkileri, madde bağımlılığı ergen kesimde büyük risk faktörleri arasındadır. Gençlik dönemine baktığımızda psikolojik durumlar burada önemli bir faktör haline geliyor. Özellikle borderline kişilik bozukluğu, bipolar bozukluk önemli risk faktörlerindendir. Her şeyi fazlasıyla isteme duygusu, fazla yemek yeme isteği ve fazla alışveriş yapma isteği gibi farklılıklar ve anlık durum değişiklikleri ortaya çıkmaktadır. Anlık ruh değişiklikleri meydana gelmektedir.” şeklinde konuştu. Diğer kesim olan yaşlı grup için ise, “Özellikle fiziksel sağlıklarının zarar görmeye başlaması, bakıma muhtaç olması, yalnız yaşıyor olması, sosyal destek kaynaklarının giderek azalması ve kendi bakımlarını sürdürememe gibi unsurlar, bu grupta önemli risk faktörleri arasına girmektedir. Yaş aralıklarına baktığımızda genellikle üretken nüfusta (25/35 yaş) biraz daha fazla olduğunu görmekteyiz. Sebebi ise çoğunlukla başarısızlıklardan (iş, okul vb.) ve duygusal ilişkilerde kabul görmeme gibi etkenlerden kaynaklanmaktadır.” diyerek bilgilerini aktardı.
Bireysel bir sorun olsa da toplumsal bir meseledir
İntihar oranlarına yönelik artış ile ilgili bilgi veren Köskün, “Nitelikli çalışan bir insan hedefini yitirip, yalnızlaşması onun kalitesini değerlendiremeyen toplumun ve devletin şapkasını çıkarıp önüne koyup düşünmesi gereken bir durumdur.” dedi. Kişiye değer vermek ve desteklemek hepimizin ortak sorumluluğudur. 2022 TÜİK raporlarına baktığımızda, illere yönelik intihar sayısı ve kaba intihar oranı Türkiye’de en yüksek Tunceli, Uşak, Karaman, Aydın, Muğla gibi şehirlerde görülmektedir. İntiharı etkileyen sosyal faktörleri bilimsel çerçevede dile getiren Prof. Dr. Kayhan Delibaş eğitim durumlarının, medeni halin, cinsiyet durumlarının tesir ettiğini bizlere aktardı. 2012’den beri Aydın Efeler Belediyesi ile birlikte intihar olaylarına yönelik çalışmalar gerçekleştiren Delibaş, bu kapsamda intihar eden 12 kişinin yakınlarıyla görüşme gerçekleştirdiğini ve 500 kişilik bir anket yaptıklarını belirtti. Bunun sonucunda da intiharı etkileyen faktörleri ele alan ‘İntihar Raporu’ adlı bir kitap çıkardıklarını söyledi. Bu araştırmalar sonucunda Delibaş, “İlkokul mezunlarında daha fazla görülen intihar oranı günümüze geldikçe yükseköğretim mezunlarında da görülmeye başlandı. Bunun da kişinin bilgisiz veya cahil olmasından kaynaklı değil, toplumun kişilere vermiş olduğu sorumluluklardan kaynaklı olduğundandır. Kişi üzerindeki fazla baskı, gelecek kaygısı, toplum baskısı gibi unsurlar intihara yönelmelerindeki sebeplerdendir. Medeni haline bakıldığında ise evli kişilerin hiç evlenmeyen kişilere göre daha fazla intihar girişiminde bulunduğu gözlemlenmiştir. Bu girişimde bulunan kişilerin çoğunluğunu erkekler oluşturmaktadır. Erkeklerde intihar 3/4 oranında ölümle sonuçlanırken kadınlarda bu oran 1/4’dir. Kadınlar intihar girişiminde bulunurken kendilerine amaçlarına ulaşamayacak şekilde zarar veriyorlar. Erkekler ise daha kesin çözüm gördükleri şekilde bir girişimde bulunuyorlar. Kadınların ki genelde şiddetten, aile geçimsizliğinden kaynaklanan bir ses, bir çığlık. Erkekte ise sorumluluğun vermiş olduğu baskıdan kaynaklanan bir girişim olduğu gözlemlenmiştir.’’ Bu konuya yönelik, intiharın toplumsal baskılar ve cinsiyet temelli farklarla nasıl şekillendiğine de dikkat çekti.
İntihar bir yardım çığlığıdır
İntiharı düşünen kişilerin yaşadıkları duygusal sorunlar ve acılar genellikle çevrelerindeki insanlar tarafından fark edilmez veya ciddiye alınmaz. Bu konuyu ele aldığımızda Köskün, “İntiharı düşünen insanlarda bir takım davranış değişiklikleri gerçekleşir. Sık sık ölümle ilgili konuşmaya başlarlar, değerli eşyalarını sevdiklerine vermek isteyebilirler, kendisi için ölüm sonrası düzenlemeler yapabilir (miras vb.), öz bakımı azalabilir, sosyal biriyken içe dönük birisi haline gelebilir ve genelde risk almaya yatkın olurlar. İntiharı düşünen kişilere yönelik doğru ve zamanında yapılan psikolojik destek onların hayatta kalma şansını artırabilir. Bilinen hatalardan biri intihar hakkında konuşursam aklında yoksa bile kişinin aklına sokar mıyım düşüncesidir. Bu düşünce yanlış bir görüştür. Asıl siz kişiye bu konu hakkında soru sorarsanız kendisini önemsediğinizi, sizler için değerli olduğunu anlamasını sağlayacak ve o kişiyi bu eylemden uzaklaştırmaya olasılık sunacaktır.” diyerek intihara eğilimli bireylerin davranışlarını ve onlara yönelik etkili müdahalelerin hayatta kalma şansını artırabileceğini belirtti.
Medyanın intihar artışlarındaki etkisi
Medyanın haberleri sansasyonel sunma gayretiyle, intihar yöntemini öne çıkarması, intihar eden kişiyi romantize edecek içerikte haberlerin sunulması intiharın artmasına sebep olabilecek faktörlerdir. Buna yönelik açıklamalara ilişkin Doç. Dr. Sercan Yalçınlı, “Çoğunlukla kopyalama olarak görülüyor. İntihar ediş biçimlerini etkiliyor, kişiyi özendiriyor. Sosyal medya bir takım kimlik bozukluklarına sebep olabiliyor. Madde bağımlılığı, bir kayıp öyküsünün olması, travmatik bir geçmişinin olması, ani kayıplar, sosyal destek kaynaklarının az olması risk faktörlerindendir.” diye belirtti.
Bu konu hakkında bizlere bilgilerini aktaran Prof. Dr. Kayhan Delibaş, Dr. Öğr. Üyesi Tolga Köskün, Doç. Dr. Sercan Yalçınlı hocalarıma teşekkür ederim.
Haber: Sıla Yıldırım
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...