İklimler ve hava koşulları insanlığın yaşamını doğrudan etkilemektedir. Diğer ülkelere nazaran ülkemizde 3 farklı iklim türünün (Karadeniz, Akdeniz ve ılıman) gözlenmesi, coğrafi konumu ile Türkiye’yi zengin kılmıştır. Konum ve yer farklılıkları sayesinde bir yerde kar yağıyorken başka bir yerde güneşli ılık bir hava gözlemlenebilir. İklimler ve iklim değişiklikleri küresel ısınmayla ve ozon tabakasının incelmesi ile birlikte etkilerini günümüzde gösteriyor.
İşe gitmek ve bulaşık yıkamak gibi yaşamsal faaliyetlerimizi yerine getirirken dünya ve doğa, biz insanoğlu karşısında önlemini alır. Sanayi devrimiyle birlikte gelişen ve değişen dünya düzeninde araç ve gereçlerin çoğalmasıyla çevresel atıklar her geçen gün kat ve kat fazlalaşıyor. Çorlu Belediyesi İklim Değişiklikleri ve Sıfır Atık Müdürü Dr. Ozan Deniz, konu hakkındaki sorularımızı cevaplıyor.
Kendinizden bahseder misiniz?
Ben Ozan Deniz. Trakya Üniversitesi Çevre Mühendisliği mezunuyum. Daha sonra İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Çevre Bilimi alanında yüksek lisans yaptım. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’nde doktoramı tamamladım. Şu an ise Çorlu Belediyesi İklim Değişiklikleri ve Sıfır Atık Müdürlüğü’nde müdür olarak görevimi yapıyorum.
İklim nedir?
İklim, bir bölgedeki hava olaylarının uzun yıllar içerisindeki yansımasıdır. İklim genellikle meteorolojiyle karıştırılır. Meteoroloji günlük ya da çok kısa vadedeki ölçümlerin sonucudur. İklim ise uzun yıllar araştırılan birtakım ölçümlerin ortalamasının sonucudur. Meteoroloji, günlük hayattaki değerlerdir ve o anki hava akımlarına bağlı olarak farklı sonuçlar çıkarılabilir. Bunlar değişkenlik ve ekstrem değerler gösterebilir. İklim ise bu değerlerin uzun yıllar içerisindeki ortalamasının bir sonucudur. Bu sebeple iklim daha kalıcıdır. Kalıcı olmalıdır çünkü eğer iklimde bir değişiklik varsa çok ciddi sorunların olduğunu görebiliriz.
İklimler değiştirilebilir mi?
İklimlerde, dünyanın kurulumuyla, dünyanın güneşe uzaklığıyla ve zaman zaman periyodik hareketleriyle ilgili değişimler gözlemlenebilir. Dünya, Güneş’in etrafında dönerken bir eksen üzerinde dönüyor. Bunun yaklaşık olarak 30-40 bin yılda bir yakınlaşma ve uzaklaşması iklim değişikliğine sebep olabilir ve bu veriler dışında, dünyadaki volkanlar da buna sebep olabiliyor. Bazı durumlarda da atmosferdeki farklı gazların artışları belli sebepler nedeniyle iklimi değiştirebiliyor. Doğal olaylardan dolayı iklim değişebilir ancak bu son yüzyılda, insanlar doğaya müdahale ederek iklimi değiştirdiler. Daha doğrusu endüstriyel gelişim ve sanayi devrimiyle beraber karbonmonoksit ve karbondioksit gazlarını atmosfere salarak iklime müdahale ettiler. Ancak bunu farkında olmadan yaptılar. Sonradan önemini anladılar ve şu anda tekrar düzeltmeye yönelik çalışmalara başladılar. İklimlerin değiştirilebileceği konusunda elimizde henüz somut bir çalışma yok. Belirli işlem ve metotlarla birlikte Çin’in bir projesi var. Bir yansıtıcı yardımıyla güneş ışığını, güneş görmeyen soğuk yerlere yansıtmak ya da belirlenebilir sinyalizasyon ile kasırgaların yönünü değiştirerek o bölgeyi kurtarmak gibi projeleri var. Bilimin ışığı çok yüksek, umarım gelişen ve değişen teknolojiyi yararlı bir şekilde kullanabiliriz.
İklimler nasıl ölçülüyor ve çeşitlendiriliyor?
Birçok bölge, il, ilçe veya merkezde meteorolojik data (veri) istasyonları var. Bu istasyonlar ölçümü yapıyorlar ve bu ölçümler istatistik olarak karşımıza çıkıyor. Artık, grafiklerde yıllar içerisindeki kar ve normal yağışların azaldığını, sıcaklıkların arttığını, ekstrem hava olaylarının arttığını ve buzulların eridiğini görebiliyoruz. Bu verileri bir araya getirdiğimizde iklim değişikliği çok net bir şekilde anlaşılıyor. Bilgisayar veri ve modelleri önümüzdeki 20-30 yılın sonuçlarını bize sunuyor.
Hava durumu nasıl tahmin ediliyor?
Yerel anlamda barometre, termometre, rüzgâr yönü, bulut şekli gibi fiziksel parametrelerden yararlanıyoruz. Özellikle son yıllarda dünyada matematiksel yüksel modeller, belirli bir havuza toplanır ve bize belli günler adına sunduğu ara yüzeylerle çıkış değerlerini verir. Bunlar bir görsel ve harita üzerinde geliyor. Bizler de artık telefonlar, basın ve sosyal medyayla bu sonuçları sentezleyip aktarıyoruz. Aslında bunu yapan, matematiksel hava tahmin modelleri dediğimiz bilgisayar tabanlı sistemlerdir. Onlar bize bu sonuçları veriyor. Daha önceden ise hava basıncındaki ve sıcaklıktaki değişim, nem, bulut yönü, bulut cinsi ve rüzgâr yönü gibi olaylardan yola çıkılarak hava tahminleri yapılabiliyordu.
İnsanlar iklimi korumak adına ne yapabilir?
İlk olarak sera gazları azaltılmalıdır. Atmosferde güneş ışınlarını geçiren bir katman var ve katmandaki sera gazlarını süzüyor. Sera gazları ne yazık ki çok zararlıdır. Bizler sanayiyle ve ısınmayla havaya gaz yayıyoruz. Atıkların işlenmesi sırasında da gaz yayıyoruz, ne kadar çok atık olursa maddelerin atmosfere yayılması daha da artıyor. İnsanlar bunları azaltma kararı alarak yani en azından iyi bir şekilde dönüştürerek iklimi korumak için adım atmış olur. Sanayi kısmında, yöneticiler aldığı kararlarla ve yönetmeliklerle, insanlar da kendi bilinçleri ve eğitimle bunu azalttığı zaman bir düzenlemeye gidilebilir. Fabrikalar filtre ve doğru değerlerle gaz salınımı yapmalıdır. Önlemler çoğaltıldığı zaman dünyamız iyileşmeye başlar.
İklim değişikliği ozon tabakasını nasıl etkiler?
İklim değişmesinin temel sebebi gazların atmosferde yoğunlaşmasıdır. Bu gazlar atmosferden çıkmadığı takdirde iklimler değişir ve ozon tabakası zarar görür. Ozon tabakası son 20 yıl öncesine kadar yeni başlayan bir süreçte incelmeye başlamıştı. Hatta bazı yerlerinde delikler açıldı. Antarktika üzerinde belli bir bölge tamamen delindi. Ozon tabakası, güneşteki zararlı ışınları bizim için süzer. Örneğin gözümüzde katarağa yol açabilen, deri kanseri yapabilen, birçok bitkiye ve hayvana zarar verebilen zararlı ışınları süzer. Ancak biz insanlık olarak bilmeden kloroflorokarbon gazlarıyla (parfüm veya deodorantların içinde bulunan madde) ozon tabakasını parçalamış olduk. Zaman içerisinde alınan bazı önlemlerle, örneğin parfümlerin içindeki bu etkiyi sağlayan gazları azaltılmasıyla ozon tabakasında son birkaç yılda düzelme olduğu kaydedildi. Pandemi dönemi de iyileşme sürecine çok büyük bir katkı sağladı.
Atık nedir?
İnsanların tüketimi sonucunda ortaya çıkan organik, organik olmayan ve geri dönüştürülebilir olabilen ve dış ortama bırakılan malzemelerdir. Kâğıt, cam, metal gibi atıklar geri dönüştürülebilir. Evsel atıklar çürümeye maruz kaldıkları için organik atık sınıfına giriyor. Siyanür ve baz içeren atıklar ise inorganik yani organik olmayan atıklardır. Kullanılmış yağların tekrar kullanılması çok sakıncalıdır ve buna çok dikkat edilmelidir. Bir damla yağın, denizlerde veya suda bir metreküp suyu kullanılmaz hale getirdiğini ifade etmeliyim. Bu sebeple yağların işlenmeden alıcı ortama verilmesine engel olmak konusunda bilinçlenmeliyiz.
Atıklar doğaya nasıl zarar verir?
Alıcı ortama yağ döküldüğünde, yağ deniz yüzeyinde birikir. Alıcı burada denizdir. Yağ burada yayılır ve atmosferden suya geçmesi gereken oksijene, yağ tabakası engel olur. Bu olay, en büyük zararı doğaya vermiş olur. Çevredeki hayvanlar ve bitkiler ölebilir, dolayısıyla da hava kirliliği yaşanır. Bütün canlı sistemi oksijen ve suyla yaşar. Suya zarar vermek insanlığın en son yapması gereken şeydir, çünkü su olmadan hayatta kalmak mümkün değildir. İnsan, önce su ile yaşar. İkincil olarak yerini yemek alır çünkü yemeği yapmak ve üretmek suya bağlıdır.
Gelecek nesillere güzel bir dünya bırakmak ve hayatı kolaylaştırmak için çevresel bilinç düzeyimizi geliştirmemiz gerekir. Ozan Deniz’e röportajımızı kabul ettiği ve sorularımızı cevapladığı için teşekkür ederiz.
Haber & Fotoğraf: Sude Anğiş
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...