Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü
Öğrenci Uygulama Haber Sitesi

Kökeni Antik Mısır'a dayanan, minyatür sanatının İslam dünyasında ve Osmanlı saray yaşamında önemli bir yeri vardır. Geleneksel sanatların çoğunda olduğu gibi bu sanat dalında da ince işçilik önemlidir. Şimdilerde minyatür sanatını atölyesinde yaşatmaya çalışan genç sanatçı Özge Özcan, bizlerle minyatür hakkında değerli bilgilerini paylaştı.

Resim sanatının bir dalı olan minyatür ya da diğer adıyla nakkaş, Osmanlı’nın saray kültürünü yansıtan, tarihi çok eskilere dayanan ve özveri isteyen bir sanat dalıdır. Günümüzde maalesef unutulmaya yüz tutmuş diğer sanatlar içerisinde yerini almış durumdadır. Hat, tezhip, ebru ve cilt sanatlarıyla da ilişkili olan minyatür sanatı, çok az bir kitle tarafından devam ettirilmektedir. Gelin bu güzel sanatı genç sanatçıdan dinleyelim. 

İlgim sevgiye dönüştü… 

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Minyatür Anasanat Dalı mezunu olan ve İstanbul’un Kadıköy ilçesinde küçük bir atölyesi bulunan Özcan, kendisini şu sözlerle anlattı, “Kendimi öğrenmeye devam eden bir sanatçı adayı olarak tanımlamam daha doğru olur. Yirmi sekiz yaşındayım ve hayatımın tam üretim dönemindeyim. Daha sıkı çalışarak üretmeye gayret gösteriyorum. Geleneksel Türk Sanatlarından olan hat, tezhip ve minyatür dallarında da bir takım çalışmalar yaptıktan sonra kendimi minyatüre daha yakın hissettim ve derinlerine indikçe ilgimin adeta bir aşka dönüştüğünü fark ettim. Minyatür sanatı diğer sanat dallarına göre daha geniş bir yelpazeye sahip olduğu için de kendimi daha özgür hissediyorum.” 

Kitap için sanat

Minyatür hakkında bilgi veren Özge Özcan, “Minyatür, genel olarak yazma eserlerin yanında betimleyici özelliğiyle karşımıza çıktığından dolayı konuyu anlatmada yardımcı niteliktedir. Yazıyla doğrudan bağlantısı bulunduğu için buna bir nevi kitap için sanat da diyebiliriz. Minyatürün bu özelliği onu daha da özgür kılmaktadır. En önemli özelliği anlatılmak isteneni eksiksiz bir şekilde anlatmak olan minyatür sanatında, figürler birbirinden ayrılmış ve gölgelerden arındırılarak icra edilir” dedi. Özcan ayrıca, minyatür sanatını daha iyi bir şekilde icra etmek adına uzun bir yolunun olduğunu da sözlerine ekledi. 

Uzun ve sancılı bir süreç  

Görünüşte çok güzel detaylar ve canlı renkler barındıran minyatür sanatının nasıl bir süreçten geçtiğini ve ne gibi püf noktalar içerdiğini açıklayan sanatçı, “Minyatür özünde detay sanatıdır. Küçük büyük fark etmeksizin her şeyin detayı ince ince düşünülmüş olmalı. İlk başta yapacağım eserle ilgili taslaklarımı çıkartırım ve kullanacağım boyalarla önceden denemelerimi yaparım. Bilinçli şekilde yol çizmeye özen gösteririm. Bundandır ki benim için eserimi ortaya çıkarmak çok sancılı bir süreç. Minyatürün bir sabır işi olduğuna da inanıyorum. Kendi adıma konuşacak olursam sabretmeyi öğrendiğimi düşünüyorum. Öz olarak ortaya iyi bir eser çıkarmak için her detayı düşünmem gerekiyor bu da süreci uzatıyor” dedi. Sanatının devamını sağlamak adına ücretsiz eğitim vermek gibi hayalinin olduğuna da değinen Özcan, minyatür eserlerinde gerçek üstü bir anlatımın olmadığını, sadece anlamı olmayan bazı detayların var olduğunu belirterek gerçekçi bir yaratıcılığın esas olduğunun da altını çizerek sözlerini noktaladı. 

Haber: İshak Yazıcı

Fotoğraf: Nihal Senem Acar