50 yıllık yorgan ustası olan Mustafa Sait Çivici, geçmişten günümüze yorgancılığı anlatırken, gençlerin yorgancılık mesleğini tercih etmediği için artık bu mesleğin yok olacağını belirtti. En genç kalfa ve çıraklarının 45'li yaşlarda olduğunu ve bu mesleğin gençlere pek cazip gelmediği için küçük yaşta çırak olmadığını ve yetiştiremediklerinin üzüntüsünü dile getirdi.
Yıllar önce her mahallede birden fazla bulunan yorgancılara artık günümüzde pek de rastlamak mümkün değil. Son dönemde ise bazı mahallelerde tek yorgancı varken, bazılarında ise yok. Aydın’ın Efeler ilçesinde 50 yıldır yorgancılık yapan Mustafa Usta, mesleğinin geçmişteki durumunu hüzünlenerek anlattı.
"Yün ve pamuk yorganın değeri bilinmiyor"
Hayatının yarısından fazlasını yorgancılık yaparak geçiren Mustafa Sait Çivici, geçmişte gelen işlere yetişemediklerini belirterek, “13 yaşımdan beri yorgancılık mesleğinin içindeyim. Herkes yorgan diktiriyordu eskiden. O kadar çok iş geliyordu ki yetiştiremiyorduk bile. Ama o zamanlar yün yorgandı. Elyaf olmadığı için yün veya pamuktan yapılıyordu. Şimdi elyaf hâkim piyasaya. Şimdi her ne kadar elyaf yorganlar kullanılsa da sağlığını düşünenler yünden ya da pamuktan yorgan yaptırıyorlar” dedi. Mustafa Sait Çivici, günümüzde artık insanların yün ve pamuk yorganlarının değerini bilmediğini ve yorgan diktirmeyi tercih etmediklerini belirtti. Artık kendisinin de eskisi gibi yorgan dikemediğini belirten Çivici, mesleğin geleceği hakkında ise kaygılarının olduğunu dile getirerek, “Aydın' da en genç çırak ve kalfa 45’li yaşlarında yani daha gençini bulamazsınız. Çünkü yok, yetiştirecek çırak bulamıyoruz, bunu söylerken çok hüzünleniyorum mesleğimiz yok oluyor.” dedi.
"Yorgancılık mesleği 1986-1996 yılları arasında altın dönemini yaşadı"
Yorgancılık mesleğinin 1986-1996 yılları arasında altın dönemini yaşadığını aktaran Çivici, "O dönem saten yorganlar, saten karyola örtüleri, dantel desenler zirve yapmıştı. Bazı büyük firmaların reklamlarıyla beraber elle yapılan yorgancılık gerilemeye başladı. Sentetik ürünler ön plana çıktı. Sentetik yorgan daha ucuz ve daha ulaşılabilir olduğu için çıkan reklamlarla birlikte insanlar onlara rağbet etti." şeklinde konuştu.
"Yün doğal bir klimadır"
Mustafa usta, yorgan da yünün kullanılmasına dikkat çekerek ve sağlık açısından önemini şu sözleriyle dile getirdi, "Yün doğal bir klimadır. Yazları serin, kışları ise sıcak tutar ve terletmez. En sağlıklısı da yatağı, yorganı ve yastığı yünden yapmaktır. Ama günümüzde artık insanlar sanayileşmenin ürünü olan elyafı tercih etmektedir. Nedeni ise yüne göre daha ucuz olmasıdır " dedi.
Türk sinemalarından görmeye alışkın olduğumuz hallaç işlemini daha modern bir şekilde gerçekleştiren Çivici, belli aşamaların ardından uygun ebatlarda yorgan dikiyor. Yorganın kaliteli olabilmesi için kumaşın da pamuklu olması gerektiğini söyleyen Çivici, "Bunun için de organik pamuk veya yün kullanılıyor. Böylece yorgan hem daha güzel hem daha sağlıklı oluyor. Pamukla yaptığımızda pamuğu kabartma işlemi var, buna 'Hallaçlama' deniliyor. Hallaç eskiden yay ile yapılıyordu, biz artık makine ile yapıyoruz. Yün de hallaç makinesinden geçiriliyor, yüne de zarar vermiyor. Yün atma ve yün ya da pamuğun, hallaç makinesinden geçtikten sonra elle yayılarak yorgan kumaşına döşeniyor” dedi. Çivici ayrıca, kızılcık sopasıyla yünün kumaş üzerine dağıtıldığını, bir sonraki aşamanın ise sarma işlemi olduğunu ifade ederek, pamuk ya da yünün yorganın içine geçirildikten sonra ağızının dikilerek, her tarafının eşit şekilde sopalandığını anlattı. Yorgan yapımının tamamlanma süresinin işçiliğine göre değiştiğinden de söz eden Çivici, kullanılan yün miktarının da değişkenlik gösterdiğini belirtti.
İyi bir yorgan için malzemenin kaliteli olması kadar yorganın hazırlanış biçiminin de önemli olduğunu kaydeden Çivici , iyi bir ustanın yaptığı yorganın her tarafının eşit ağırlıkta olması, yün ya da pamuğun eşit miktarda dağıtılıp dikilmesi gerektiğini aktardı. Eğer bir ürün iyi yapıldıysa üzerinden zaman geçse de müşteri tarafından unutulmadığını belirten Çivici , bazı müşterilerinin gelip kendisini bulup yeniden yorgan siparişi verdiğini de sözlerine ekledi.
"Mesleğin geleceği yok"
Mustafa Sait Çivici , mesleğin geleceği olmadığını söyleyerek, “Şuan mesleğin geleceği kapalı. Yeni yetişen elemanımız yok. Kalfa yoktur. 10 seneye yakın bu meslek biter. Bu bitik bir meslek. El sanatlarının şu an kıymeti bilinmiyor. Taleplerimiz yüksek ama el sanatı olduğundan dolayı yeni yetişen elemanımız yoktur’’ dedi.
Haber & Fotoğraf: Dilan Özkan
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...