Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


İDRİS KARDAŞ: “DEZENFORMASYONLARIN YAYILMASI NOKTASINDA GAZETELERİN, MEDYANIN ROLÜ ÇOK GÜÇLÜ”

02.03.2024
Kampüs

 

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Koordinatörü İdris Kardaş ile dezenformasyondan, medyadaki dönüşümlerin dezenformasyon üzerindeki durumundan, gazeteciliğin dezenformasyona olan etkilerinden, yapay zekâ ve genç iletişimcilere önerilerinden bahseden keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. 

 

Cep telefonları ile eskiye oranla bilgiye erişmek günümüz koşullarında çok kolaydır. Fakat eriştiğimiz her bilginin doğruluğunu sorgulamak günümüzde çok yaşadığımız bir durumdur. Dezenformasyon; yanlış bilgi, bilginin çarptırılması gibi anlamlara gelmektedir. Ülkemizde yayılan dezenformasyonla mücadele için yakın zamanda bir merkez oluşturulmuştur. Bu merkezin kurulması ile dezenformasyonla mücadele edilmekte, önlemler ve tedbirler üzerinde çalışmalar yürütülmektedir.

 

Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?

Ben İdris Kardaş, aslen Diyarbakırlıyım. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde eğitim hayatımı tamamladıktan sonra Bilgi Üniversitesi’nde beş yıl kadar koordinatörlük yaptım. Bunun sonrasında da İstinye Üniversitesi’nde akademik hayatım başladı. Halk arasında araştırmacı ve yazar kimliğim ile yaptığım televizyon programlarıyla bilindim.  Yaklaşık bir buçuk yıl önce İletişim Başkanlığı bünyesinde kurulan Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’ne Koordinatör olarak atandım. 

 

Ülkemizde dezenformasyonla mücadele için bireylere düşen görevler nelerdir?

Dezenformasyon ile mücadele hususunda bireylerin iyi bir medya okuryazarı olmaları önemlidir. Herkes medyayı okurken, medyadaki medya araçlarını okurken, sosyal medyayı ya da televizyonları izlerken neyin doğru neyin yanlış olabileceği noktasında daha bilinçli olmalıdır. Doğruyu yanlışı o anda birey kendisi fark edebilirse bu zaten mücadeleyi kolaylaştıran bir etken olur. Bireylerin ulaştıkları enformasyon karşında sorgulayıcı bir tavırları olmalıdır. Her duyulan ve her görünenin kesinlikle doğru olmadığı bilinmelidir. Toplumun yalana karşı bir tepkisi olmalıdır. Kim yapıyorsa, nereden geliyorsa, hangi siyasi görüşten, hangi kesimden olduğunun önemi olmayacak şekilde, yalana karşı topyekûn bir tepkisel bir hassasiyetimiz olursa bu da elbette mücadele için büyük bir kazanım olur.

 

Konvansiyonel medya ile yeni medyayı kıyasladığımızda sizce hangisinde daha fazla dezenformasyona rastlanmaktadır, neden?

Yeni medyada özellikle sosyal medya platformlarında daha fazla dezenformasyona rastlamak mümkün. Çünkü sosyal ağlarda enformasyon yayılımı herkes tarafından yapılabiliyor. Konvansiyonel medyada dezenformasyon çok nadir. Çünkü bir gazete, bir televizyon haber yaparken bunu defalarca düşünür, defalarca sorgular, doğru olup olmadığına bakar buna göre aktarım gerçekleştirir. Ayrıca konvansiyonel medyada bir itibar söz konusudur. Konvansiyonel medya sahipleri bu itibarı kaybetmek de istemez kolay kolay ama sosyal medya araçları öyle değildir. Yani bir paylaşım yaparsınız yalan yanlış çıkar. Bunu silmeden devam edebilirsiniz ki genelde öyle oluyor, insanlar da unutuyor, üzerinden geçiyor. Ama büyük bir gazete, büyük bir televizyon bunu çok kolay yapamaz. Bu nedenle dezenformasyon sosyal medya araçlarında tabii çok daha fazla yayılır. Özellikle X’te olan bir paylaşım bir anda çok fazla bir kitleye erişim sağlayabiliyor. Hatta orada paylaşılan yanlış bir bilgi nedeniyle kamuoyunda gündem bile oluşabiliyor. Bizler de yeni medya araçlarında yayılan dezenformasyonla daha çok mücadele ediyoruz.

 

Dezenformasyonun yeni medya tabanlı sosyal ağlar üzerinde daha çok yayıldığını belirttik. Peki aynı zamanda bu dezenformasyonun hızlı bir şekilde gerçeğe kavuşmasında yeni medya avantaj da olabilir mi?

Elbette. Ama araştırmalar da gösteriyor ki yalan bilgi 6 kat daha fazla, daha hızlı yayılıyor ve daha çok kesime ulaşıyor. Düzeltmek inanın öyle değil. Yalan bir bilgiyi paylaşanların aldığı etkileşim sayısı, doğrusunu yayınladıktan sonra aldığı etkileşimin 2 katından bile fazla. Bu durum da gerçek çok daha az etkileşimli oluyor. Bu da bilimsel olarak da kanıtlanmış bir şey zaten.

 

Günümüzde basında en sık rastlanılan dezenformasyon nedir?

Basın hayatında yer alan dezenformasyon örnekleri dönem dönem değişiyor. Ülkemiz bir seçim döneminde ise seçimle ilgili dezenformasyon örneklerine rastlıyoruz. Afet dönemlerinde afet ile ilgili dezenformasyon görünüyor. Yaz aylarındaysak orman yangınları ile ilgili dezenformasyon oluyor. Fakat medyanın en sevdiği dezenformasyon ne diye sorarsanız, siyasi diyebilirim. Siyaset ile ilgili dezenformasyon örneğine her gün rastlayabiliriz. Bir de bizim dışımızda kalan ilgilenmediğimiz bir dezenformasyon daha var basında, bu da magazindir. Biz magazinle ilgili dezenformasyonda bir şeyler yapmıyoruz. Bunun dışında kalanların tümü ile ilgili mücadelemiz her geçen gün ilerliyor. 

 

Gazeteciliğin dezenformasyon üzerinde etkisi var mıdır?

Tabii ki de var. Dezenformasyonların yayılması noktasında gazetelerin, medyanın rolü çok güçlü. Gazeteler, gazeteciler, ünlü gazeteciler tarafından yayılan dezenformasyonlar toplum tarafından hemen kabul edilebiliyor. Çünkü toplum ve bireyler gazeteciler veya gazeteye işin ustası gözüyle baktığından güven noktasında güvenmemek gibi bir durumda kalmıyorlar. Bu durumda gazeteler ya da gazeteciler aracılığı ile yayılan dezenformasyon çok geniş kitlelere ulaşabiliyor. Dolayısıyla medyanın rolü burada çok önemli. Medya dezenformasyon istese de istemese de, bazı dönemlerde isteksizce de olabilir, bazı dönemlerde bilerek de yapmış olabiliyor.

 

Yapay zekâ gazeteciliğin önüne geçecek midir? Genç iletişimcilere önerileriniz nelerdir?

Bazıları teknolojinin bu kadar ileri düzeye gelmesinin insan faktörünü ortadan kaldıracağını belirtse de ben buna inanmıyorum. Yapay zekânın veriyi aldığı yer yanlış olduğunda dezenformasyon yayabilecek bir unsur olduğu bilinmektedir. Bu nedenle gazetecilik yapay zekâ karşısında da değer kazanabilecek bir meslek. Benim iletişimci genç arkadaşlarıma naçizane tavsiyem: kitap okumayı, bilgiyi araştırmayı, makale yazmayı, haber yazmayı sevmeliler. Bu sevgilerinin peşinde, gerçeğin ışığında ilerlemeli ve bırakmamalılar.  Yapay zekâyı bir tehdit unsuru olarak görmemeliler. Çünkü bir yerde, bir noktada elbette insana ihtiyaç duyulacaktır. Dolayısıyla da ben hala klasik gazetecilik formasyonunun önemli olduğunu, kıymetli olduğunu, bununla beraber yeni medya araçlarını da kullanabilen, bunlara da yabancı olmayan iletişimcilerin önümüzdeki dönemlerde daha rahat hem mesleklerini icra edebileceklerini hem de daha başarılı olabileceklerini düşünüyorum.

 

Bu keyifli ve değerli röportaj için Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Koordinatörü İdris Kardaş’a teşekkür ederiz.

 

Haber: Berna Turan

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

CUMHURİYET’İN İLK KADIN MUHTARI: GÜL ESİN

Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk kadınını modern toplumun simgesi ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

TÜRKİYE'NİN İLK MATEMATİK MÜZESİ

Aydın'ın Efeler ilçesinde, Türkiye'nin ilk matematik müzesi olma özelliğine sahip ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00