Chia, Çiya, Çia… İspanyolca yağlı anlamına gelen chian kelimesinden türemiştir. Chia, bilimsel olarak Salvia Hispanica olarak da bilinen bir bitkinin aslında yenilebilir tohumuna verilen isimdir. Enerji sağlamak, hayvanların dayanıklılığını arttırmak ve ilaç yapımında kullanmak amacıyla kullanılan chianın tarihi MÖ 3500 yıllarına dayanmaktadır. O dönemlerde chia, Aztekliler tarafından koşu besini ve güç olarak tanımlanmıştır.
Aktif olarak Efeler Belediyesi Psikososyal Destek ve Beslenme Danışmanlığı Merkezi’nde çalışan Diyetisyen Ceren Özmoral ve glutensiz ürünler, tahıl teknolojisi gibi konularda araştırmalarına devam eden Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Gıda Mühendisliği Arş. Gör. Aslı Yıldırım Vardin ile chia üzerine konuştuk.
“Sütten 6 kat daha fazla kalsiyum içerir.”
İçeriğinde yaklaşık olarak %16.5 protein, %30 yağ, %18 n-3 yağ asidi, %35 toplam diyet posası barındırdığını söyleyen Özmoral, chia tohumunun içeriği ile ilgili, “Protein, yağ karbonhidrat, diyet posası, niasin, A vitamini, potasyum, kalsiyum, magnezyum ve fosfor içeriği açısından yüksek; sodyum, demir, çinko ve C vitamini açısından ise düşüktür. %55-60 ALA (omega 3), %18-20 LA (omega 6) içermektedir. Antioksidan özelliğine sahip toplam 0,75 g fenolik bileşen içermektedir. Sütten 6 kat daha fazla kalsiyum içerir. Demir içeriği ise ıspanaktan çok daha fazladır. Kendi ağırlığının 27 katı kadar su tutma özelliğine sahip bir besindir. Diyet posası, mineral, protein ve yağ gibi sağlık bileşenleri içermesinden dolayı tüketiminin tokluk şekerini düşürdüğü, sistolik kan basıncını(büyük tansiyon) azalttığı ve doygunluk indeksini arttırdığı bilinmektedir.” dedi.
“Tavsiye edilen chia servis miktarı 1 yemek kaşığı”
Chia tohumunun tüketimi konusunda özellikle yetişkinler için tüketimin 48 günü aşmamasına ilişkin uyarıda bulunan Özmoral, “Tavsiye edilen chia servis miktarı 1 yemek kaşığı yani 12 gramdır. Bu miktar yetişkin bir bireyin günlük omega-3 gereksinimin tamamını karşılar. Chia, tüm yiyecek ve içeceklerin içine eklenebilir. Tahıllarla birlikte, sosların içine, sebzelere, yoğurt ve sütün içine eklenebilir. Su ile karıştırılıp jel haline gelmiş şekilde puding ve çorbalarda kullanılabilir. En sık salata, smoothie, yulaf ve içecekler ile tüketilir. Keyfini çıkararak tüketmelisiniz.” dedi.
“Farklı glutensiz ürünlerin üretiminde kullanılıp alternatif olarak piyasaya sunulabilir.”
Chia tohumunun gluten intoleransı olanlara uygunluğuyla ilgili Arş. Gör. Vardin, “Chia tohumu glutensiz olarak geçiyor. Dolayısıyla yapılan çalışmalarda çölyak hastalarının tüketimine uygun bir tahıl olduğu belirtiliyor. Glutensiz ürünlerin üretiminde çok fazla çeşitlilik yok. Olan ürünlerde de temel problem aslında besleyiciliğinin birazcık düşük olması, bu yüzden yapılan çalışmalarda genellikle ürünlerin besleyiciliğinin arttırılması yoluna gidiliyor. Chia tohumu da besleyicilik yönünden oldukça zengin olduğu için glutensiz ürünlere güzel bir alternatif olabilecek niteliktedir. Piyasada çok yaygın olarak görmesek de yapılan çalışmalarda chia tohumu unundan üretilen makarna, ekmek, bisküvi gibi ürünler var. Chia tohumu özellikle fitokimyasal yönünden zengin olduğu için glutensiz ürünlerde daha yaygın kullanım potansiyeline sahip. Farklı glutensiz ürünlerin üretiminde kullanılıp alternatif olarak piyasaya sunulabilir. Şu an piyasada chia tohumu unundan yapılmış ürünler görmüyoruz. Umarım uzun vadede raflarda bu tarz ürünleri daha fazla görürüz.” şeklinde konuştu.
“Kilo kaybı yarattığını söylemek için daha fazla araştırma sonucu görmek lazım”
Chia tohumunun içerisinde bulunan mineral, protein, yağ ve diyet posası yönünden zengin olduğunu ve bu sayede açlık hissini azalttığını aktaran Özmoral, “Chia, kilo kaybı için yapılacak programlarda iyi bir alternatiftir. ABD’de yapılan bir araştırmada 12 hafta süresince chia tüketen kişiler incelenmiş ancak kilo verdirici bir etki gözlemlenmemiştir. Chia zayıflamayı sağlayan olarak değil de posa, omega-3 gibi içerik çeşitliliğinden dolayı faydalı olabilir. Tok tutmaya yardımcı olması sebebiyle diyete ekleyebiliriz ancak büyük bir kilo kaybı yarattığını söylemek için daha fazla araştırma sonucu görmek lazım. Yine de besin öğeleri içeriğine bakıldığında kalp, kemik, sindirim sağlığına faydalı olabileceğini söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.
“Sosyal medyada viral olan Internal Shower (iç organ duşu), müshil etkisi gösterip anlık kabızlığa iyi gelebilir.”
Chia tohumunun genelde karındaki şişlik için tüketildiğinden bahseden Özmoral, “Chia tohumu suyla karıştırıldığında ağırlığının 27 katı kadar sıvı emiyor böylece dışkının yumuşatılmasında ve bağırsaklardan geçişinde kolaylık sağlar. Aynı zamanda chia, prebiyotik içeriği sayesinde bağırsak sağlığına destek oluyor. Bilinenin aksine chia tohumunun bilimsel olarak kabızlığı tedavi edici bir etkisi yoktur. Sosyal medyada viral olan Internal Shower (iç organ duşu) müshil etkisi gösterip anlık kabızlığa iyi gelebilir ancak kabızlık üzerinde kalıcı bir etkisi yoktur. Bu içeceğin sürekli olarak içilmesi bağırsaklardaki hareketliliği artırabileceği için sindirim sistemimizin sağlıklı bir şekilde çalışmasına engel olabilir. Bu durum uzun vadede vitamin ve mineral eksikliği olarak karşımıza çıkabilir. Çok fazla chia tohumu tüketilmesi bağırsaklarda tıkanmaya dahi sebep olabilir, sindirim sistemi hastalığı olan ve ilaç kullanan kişilerin hastalık durumlarını kötüleştirebilir. Internal Shower hakkında hiçbir bilimsel kanıt yoktur. Sağlıklı bir beslenme bir bütündür; ne internal shower ne de onun türevleri bedeniniz için tek başına olumlu bir etki göstermez. Bilinçsizce kullanımı birçok tehlike içerebilir.” diyerek uyardı.
“Su ile temas ettiğinde şiştiğinden dolayı mutfaktaki çok yönlülüğü artırır.”
Ülkemizde yetişen keten tohumu gibi besinler varken ülkemizde yetişmeyen chia tohumunun tercih edilmesinin nedeni ile ilgili Özmoral, “Bu konuda en büyük etkenin popülerlikle ilgisi olduğunu düşünüyorum. Diğer etkenler ise, chianın daha düşük kalori alımı ve yüksek mikro besin içeriğine sahip olması. Aynı zamanda su ile temas ettiğinde şiştiğinden dolayı mutfaktaki çok yönlülüğü artırır.” Chianın fayda ve zararları ile ilgili Özmoral, “Chia kolesterolü düşürmede etkilidir, kan basıncını düzenleyerek yüksek tansiyon riskini ayrıca damar sertliğini önleyerek kalp rahatsızlıklarını önler. Kan şekerini düzenlediği için diyabet hastaları tercih edebilir. Posa içeriği bağırsak tembelliğini ortadan kaldırır, içeriğindeki antioksidanlar sayesinde kanserli hücrelerin oluşmasında vücutta kalkan görevi görür. Kalsiyum ve fosfor içeriği kemiklere faydalıdır. Bunların yanı sıra chianın çok fazla tüketimi midede hazımsızlık yapar. Prostat kanserine engel olmadığı, alerjik olabileceği söylenmektedir. Çok tüketmek kalpte çarpıntı yapabilir.” ifadelerini kullandı.
“Hiçbir zaman mucizevi bir besin yoktur.”
“Süper Gıda” olarak tanıtılan ve yeni besin trendlerinden olan chia ile ilgili Vardin, “Süper Gıda olarak adlandırmak ne kadar doğru olur bilmiyorum fakat yapılan çalışmalarda pek çok farklı tohuma göre protein, yağ, diyet lifi, antioksidan yönünden oldukça zengin olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla chia, çok şey barındırıyor bu yüzden de süper besin olarak adlandırılıyor.”dedi.
Chia için kullanılan Süper Gıda kavramını doğru bulmadığını belirten Özmoral, “Son yıllarda gelişen endüstriden dolayı çok fazla diyet çeşidi, çok fazla besin popüler oldu. Unutulmamalıdır ki hiçbir zaman mucizevi bir besin yoktur. Beslenme bir bütündür, tek başına hiçbir besin ne kilo verdirir ne de kilo aldırır.” şeklinde konuştu.
Özellikle sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle pek çok besin mucizevi bir şekilde yansıtılmaktadır. Chia ile ilgili böyle bir durumun söz konusu olmadığının farkında olmak ve diğer tüm besinler için de bilinçli tüketici olmak birey sağlığı için hayati önem taşımaktadır. İç organ duşu kavramıyla birçoğumuzun dikkatini çeken ve hayatına giren chia ile ilgili verdikleri ayrıntılı bilgiler için Diyetisyen Ceren Özmoral ve Arş. Gör. Aslı Yıldırım Vardin’e teşekkür ederiz.
Haber: Mısra Öztop
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...