Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


HUKUK PERSPEKTİFİNDEN BASININ YERİ

15.11.2023
Yaşam

 

Basın ve hukuk her zaman birbirleriyle ilişki içerisindedir. Davaların basına yansıması, basın ve basın mensubunun hangi hallerde kişilik haklarını ihlal ettiği gibi durumları Cumhuriyet Savcısı Aydın Karabıçak ve Avukat Osman Semih Bayraktar ile detaylı bir şekilde ele alıp  inceledik.

 

Basın ve hukuk arasında belli sınırlar bulunmaktadır. Basın mensupları bu sınırları zorladığı ve aştığı takdirde, kişinin hak ve özgürlüklerini ihlal etmiş olur ve bu durumda cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalır.

 

Toplumun habere ulaşmasında basın çok önemlidir

Basının bilgiye ve habere ulaşılması noktasında önemli bir yere sahip olduğunu söyleyen Savcı Karabıçak, “Basın-yayın organları, haberi topluma ulaştırırken daha fazla dikkat çekmek amacıyla haberi olabildiğince ‘sansasyon’ yaratacak şekilde yayımlamayı tercih etmektedirler. Okuyucunun ilgisini çekebilmek için yargılama süreci devam eden olayları haberleştirirken de bu yönteme sıklıkla başvurmaktadırlar. Yetkili makamların basına yansıyan davalar hakkında basın ve yayın organlarına yeterli bilgi akışı sağlamamaları da bir eksiklik olarak göze çarpmaktadır. Bunun yanında konuyu haberleştirenlerin hukuki konularda yeterli bilgiye sahip olmadan, olayı haberleştirip topluma sunmaları da bu eksikliğin bir parçasıdır. Ayrıca siyasal ve ekonomik nedenlerle basının dava süreçlerine yanlı yaklaşması tarafsız ve bağımsız basın için engel teşkil etmektedir.” dedi.

 

Mutlak bir özgürlük söz konusu değildir

“Basın; habere ulaşma, haber toplama, düşüncelerini açıklama ve bunları yayma noktasında özgürdür.” diyen Savcı Karabıçak, mutlak bir özgürlüğün söz konusu olmadığına da dikkat çekti: “Anayasa ve yasal metinlerde basın özgürlüğüne ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. Ancak basının bunu yaparken kişilerin temel hak ve özgürlüklerini zedelememesi gerekmektedir. Bu durum, yargılama süreci devam eden olayların basın çalışanları tarafından kamuoyuyla paylaşılmasında da geçerlidir. Bu tür haberleri yaparken dikkat edilmesi gereken nokta, sanıkların mahkeme kararınca cezalandırılmadan toplum nezdinde cezalandırılmasına neden olabilecek şekilde sunulmasıdır. Yani dava konusu olay, objektif ve gerçeğe uygun bir şekilde haberleştirilmelidir. Kişilerin lekelenmeme hakkına saygı duyulmalı ve kişilik haklarına bu çerçevede zarar verilmemelidir. Örneğin, ‘X şahsı tecavüzle suçlanıyor.’ şeklinde verilen bir haber içeriğinde, şahıs hakkında yargılama devam etmesine rağmen mahkum olduğu anlamına gelecek bir haber yapılması, lekelenmeme hakkını ihlale yol açacaktır.” açıklamalarında bulundu.

 

Haber subjektif şekilde yapılmamalı

Basının haber verme hakkını kullanırken haberin gerçek ve güncel olması, haberin verilmesinde kamu yararı bulunması ve nesnellik ilkesine uygun şekilde konunun işlenmesi gerektiğini dile getiren Savcı Karabıçak, “Haberin görünür gerçeği yansıtmaması ve kamu yararını gözetmeden, subjektif bir şekilde yapılması kişilik haklarının ihlaline yol açacaktır. Ayrıca haberin konusuna ilişkin yasal metinlerde yer alan düzenlemelere uygun davranılmaması da sorumluluklara neden olacaktır. Örneğin, devam eden soruşturma ve kovuşturma aşamalarının TCK'nın 285. maddesindeki düzenlemeye uygun şekilde haberleştirilerek okuyucu ile paylaşılması gerekmektedir. Maddenin ilk fıkrasında, soruşturma süreci devam eden olaylara ilişkin yapılan haberlerin maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engellemeye elverişli olması ve masumiyet karinesinden yararlanma hakkının ihlal edilmesi halinde suç teşkil edeceği belirtilmiştir. Maddenin son fıkrasında ise soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin haber verme sınırları aşılmadan haber konusu yapılmasının suç oluşturmayacağı ifade edilmiştir.” açıklamasını yaptı.

 

Haber suç teşkil ediyorsa soruşturma açılır

Basın yoluyla kişilik haklarının ihlalinin hem hukuki hem de cezai sorumluluğa yol açtığını ifade eden Savcı Karabıçak, “Burada Türk Ceza Kanunu'nda yer alan haberleşmenin gizliliğini ihlal (TCK md. 132), özel hayatın gizliliğini ihlal (TCK md. 134), hakaret (TCK md. 125) gibi suçlar oluşabildiği gibi bazı suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi (örneğin TCK md. 215 suçu ve suçluyu övme) ise cezada ağırlaştırıcı neden olarak dikkate alınacaktır. Yine Basın Kanunu'nda da ceza davasına muhatap olacak sorumlular ile cezai yaptırımlara ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. Ülkemizde yetkili makamlarca suç işlenildiğinin öğrenilmesi ile soruşturma işlemlerine başlanmaktadır. Basında yer alan bir haberin suç teşkil etmesi üzerine sorumlular hakkında soruşturma açılarak suç unsurlarının oluşması halinde ceza davası açılmaktadır. Bunun yanında kişilik hakları ihlal edilenler ceza davası dışında hukuk mahkemelerinde tazminat davası da açabilmektedir. Örneğin, iki kişi arasındaki iletişimin basın yoluyla ifşa edilmesi haberi yapan kişiler açısından suç teşkil ettiği için hakları ihlal edilenler tazminat davası açabileceklerdir.” dedi.

 

“Yargılamada en hassas grup çocuklardır”

Çocukların suçun faili veya mağduru olmaları halinde basının daha özenli davranması gerektiğini söyleyen Savcı Karabıçak, “Yargılamada en hassas grup çocuklardır. Bu nedenle çocuk soruşturmaları yaşı büyüklerden ayrı yürütülmektedir. Yasa Koyucu'da bu nedenle mağdur ve suça sürüklenen çocuklar açısından 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nda özel düzenlemelere yer vermiştir. Yukarıda bahsettiğimiz haberin gerçek ve güncel olması, haberin verilmesinde kamu yararı bulunması ve ölçülülük ilkelerine riayet edilmesinin yanında, haberin öznesinin çocuk olduğu durumlarda mağdur çocukları bir kez de toplum nezdinde mağdur etmemek veya suça sürüklenen çocukları toplumun önünde de yargılamamak adına daha özenli davranılması gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.

 

Davaların basına yansıması gayet hukukidir

Ceza yargılamasının soruşturma aşaması, kovuşturma aşaması ve infaz aşaması olmak üzere 3 aşamadan oluştuğunu dile getiren Av. Bayraktar, “Ceza yargılamasında soruşturma aşaması mahiyeti gereği gizlidir. Soruşturma mahiyeti gereği gizli olduğu için basın mensupları da dâhil olmak üzere üçüncü kişilerin, yani taraflar harici kişilerin soruşturma dosyasından bilgi ve veri alması yasaktır. Ancak kovuşturma aşaması, mahkemeler ve duruşmalar alenidir. Duruşmalarda kayıt almak, fotoğraf ve video çekmek yasaktır. Ancak istediğiniz şekilde not alabilirsiniz. Davaların basına yansıması, mahkemelerin aleniyet ilkesi gereği gayri hukuki bir durum değildir. Fakat izin olmaksızın duruşmada çekilmiş bir fotoğrafın, videonun veya ses kaydının yansıması gayri hukukidir ama duruşma içerisinde geçen, duruşma ile ilgili olan hadiselerin yansıması gayet hukukidir.” açıklamalarında bulundu.

 

Basın mensubu meslek etiğine uygun hareket etmeli

Basına tanınan özgürlüğün, kişinin hak ihlaline neden olduğu zamanlar olduğunu söyleyen Av. Bayraktar, “Biz de bu konuyla alakalı tecrübe sahibi olduk. Bu aslında basın mensubunun kendi meslek etik anlayışına uygun hareket edip etmediği noktasında önem arz eden bir durumdur. Yani bir basın mensubu kendi meslek etiğine, meslek ilkelerine uygun hareket ettiği takdirde hiç kimsenin kişisel veya toplumsal bir  mağduriyetine sebep olmaz.” ifadelerinde bulundu.

 

Vermiş oldukları değerli bilgiler için Cumhuriyet Savcısı Aydın Karabıçak ve Avukat Osman Semih Bayraktar’a teşekkür ederiz. Bütün meslek grupları kendi mesleğinin etik ilkeleri ve kuralları çerçevesinde hareket ettiği sürece, hiç kimse hukuki veya cezai bir yaptırımla karşı karşıya kalmaz. 

 

Haber: Melisa Kaygısız

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

CUMHURİYET’İN İLK KADIN MUHTARI: GÜL ESİN

Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk kadınını modern toplumun simgesi ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

TÜRKİYE'NİN İLK MATEMATİK MÜZESİ

Aydın'ın Efeler ilçesinde, Türkiye'nin ilk matematik müzesi olma özelliğine sahip ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00