Özdemir Birsel, 1929 yılında İzmir'de doğmuş ve Türk sinemasına önemli katkılar yapmış bir yapımcı, senarist ve yönetmendir. 1951 yılında kardeşi Nüzhet Birsel ile birlikte Birsel Film’i kurarak sinemaya adım atan Birsel, 1968'de Hisar Film’i kurarak büyük başarılara imza atmıştır. "Küçük Hanımefendi" serisi ve "Yunus Emre" gibi filmleriyle tanınan Birsel, Türk sinemasının altın çağına damga vurmuştur.
Havva Çetintürk ile Hisar’dan Taşdöner Sineması'na kadar olan sinema yolculuğu,Özdemir Birsel’in hikayesi üzerine bir röportaj gerçekleştirdik. Aydın'da yaşayan ve mezun olduğu Aydın Lisesi'nde 30 yıl fizik öğretmeni olarak görev yaptıktan sonra 2000 yılında emekli olan Havva Çetintürk, birçok araştırmaya imza atmıştır. Emekliliğinin ardından, Aydın Eski Eserleri Sevenler Derneğine başkanlık yapmış ve çeşitli yerel gazetelerde ve dergilerde araştırmaları ve köşe yazıları yayımlanmıştır.
Taşdöner Sineması'nın tarihi üzerine yaptığı çalışma ile ödül kazanan Havva Çetintürk, sinemanın ilk adı olan Hisar Sineması'ndan günümüze kadar olan hikayesini detaylı bir şekilde anlattı. 1970 yılında Hisar Sineması'nın adı Taşdöner Sineması olarak değiştirilmiş ve bu değişiklik, sinema tarihi açısından önemli bir dönüm noktası olmuştur. Özdemir Birsel'in Türk sinemasındaki iz bırakan yolculuğunu anlatan bu haber, sinemanın Aydın'ın sosyal hayatındaki rolünü ve sinemanın arkasındaki hikayeleri gün yüzüne çıkarıyor.
Taşdöner Sineması: Aydın'ın unutulmuş tarihi
Taşdöner Sineması, bir dönemin Aydın sinema tarihini ve yanı başımızdaki unuttuğumuz tarihi simgeliyor. Havva Çetintürk, sinemanın başlangıcını, "Takvimler 1950'li yılları gösterince hikayenin başlangıcına gitmek gerekiyor." diye belirtti. Çetintürk, Aydın'ın Umurlu Mahallesi'nde, pamuk zengini ailelerin yaşadığı köyde, Çallı ailesinin Nigar, Bedia ve Belkıs adında üç kızı ve Emin Çakmar adında bir oğlu var.” şeklinde aktardı. Çetintürk, "Belkıs Hanım İzmir'e gelin giderek Birsel ailesine katıldı. Eşi Neşet Bey'in kardeşi Salah Birsel, dönemin önemli yazar ve film yönetmenlerindendi. Neşet Bey ve Belkıs Hanım'ın çocukları Özdemir Birsel ve Nüzhet Birsel'di. Belkıs Hanım, kayınbiraderinin sinemayla uğraşmasından dolayı çocuklarının da sinemayla ilgilenmelerine sıcak bakıyordu ve onların bu alanda çalışmalarını destekliyordu." diyerek eklemelede bulundu.
Hisar sinema kültürünün doğuşu ve Belgin Doruk'un serüveni
Havva Çetintürk, Çallı ailesinin en büyük kızı Nigar Hanım'ın eşi, İhsan Çörüş'ün yeğeni, Doğan Çörüş'ün Demokrat Parti İl Başkanı olduğunu söyledi. Atalay Çörüş ile Doğan Çörüş'ün Aydın'a sinema yapmaya karar verdiklerini ifade eden Çetintürk, "Aydın'da arazileri olan bu ailelerin, Çakmar'a kadar uzanan mülkleri vardı. Aşiyan'da evleri ve Beyoğlu'nda Alkazar Sineması ile Birsen Film'in sahibi, Özdemir Birsel de bu ortaklıkta yer aldı. Sinemanın temelleri atıldı ve Özdemir Birsel sık sık Aydın'a gelerek inşaat aşamasında kontrollerde bulundu. Birsen Film'den ayrılarak, 'Artık Hisar Film'in kurucusu ve yapımcısı olmak istiyorum,' dedi. Böylelikle Hisar Film kuruldu." diye ifade etti. Çetintürk, "1959 yılında, dönemin Aydın Belediye Başkanı İsmet Sezgin ve Doğan Çörüş başta olmak üzere, Aydın'ın ileri gelenleriyle sinema açıldı ve adı Hisar Sineması olarak kondu." sözlerini söyleyerek eklemede bulundu.
Belgin Doruk, 'Dokuz Dağın Efesi' için Aydın'a geldi
1951 yılında Yıldız Dergisi'nin amatör oyuncu seçmelerine katılan Belgin Doruk, jüri üyelerinden biri olan Faruk Kenç ile tanıştı ve yarışmayı kazandı. İlk filmi 'Dokuz Dağın Efesi' için Aydın'a gelen Doruk'un sinema dünyasına adım atışını, Havva Çetintürk, “Belgin Doruk, Çakmar Çiftliği'nde kaldı ve burada Faruk Kenç ile evlendi. Daha sonra Zeki Müren ile 'Kırık Plak' filminde rol aldı ancak mutsuzdu. 1960'ların başında Birsen Film'den 'Yeşil Köşkün Lambası' filmi için teklifi aldı ve Özdemir Birsel ile tanıştı. Özdemir Birsel’e aşık olup Faruk Kenç'ten ayrılarak, 1961 yılında Özdemir Birsel ile evlendi. Oğullarına 'Aydın' ismini verdiler.” şeklinde aktardı.
Hisar Sineması'nın tarihi ve Özdemir Birsel ile bağlantısı
Havva Çetintürk, Hisar Sineması'nın Aydın'ın merkezi bir yerinde, Büyükşehir Belediyesi'ne yakın bir konumda olduğunu ve yanından demir yolu geçtiğini belirtti. Hisar Sineması'nın hem kışlık hem de yazlık olarak hizmet verdiğini söyleyen Çetintürk, "Kışlık sinemanın arkasında, sanatçıların dinlenmesi için şık bir salon vardı." diye belirtti. Çetintürk, ailesinin 1980 yılında Aydın'a taşındığını ve Hisar Sineması'nın bir de yazlık kısmı olduğunu ifade etti. Yazlık sinemanın bahçesine bakan bir evde oturduklarını ve akşamları sandalyelerin aralarının sulanıp misafirlerin geldiğini anlattı. Yazlık sinemada kış ve bahar aylarında da sanatçıların sahne aldığını, kışlık sinema ile yazlık sinema arasında bir koridor bulunduğunu belirtti. 1983 yılında yazlık sinemanın yerini apartmanlara bıraktığını ve kışlık sinemanın kaldığını ifade etti.
Havva Çetintürk'ün Hisar Sineması Hakkındaki Görüşleri
"1973-1974 yıllarında, lise yıllarımda bu sinemada pek çok anım var. Gençlerin olduğu gibi, şimdi benim yaşımda olanların da hepsinin bir anısı var." diye söyleyen Havva Çetintürk, Hisar Sineması'nın gençler ve aileler için önemli bir buluşma noktası olduğunu belirtti. "Çok güzel bir sinemaydı ve iyi filmler gelirdi. Hafta sonları sinemaya gitmek alışkanlık olmuştu. Özellikle Zafer Mahallesi'nde oturan aileler sinemaya gelirdi. O yıllarda aileler çocuklarını sinemaya göndermezdi, ama bu sinema bir istisnaydı." diye ekleyen Çetintürk, “Belgin Doruk ve Özdemir Birsel tanıştı ve evlendi. Onların sinemaya katkıları, dönemin siyasi liderlerinin de emeği olduğunu öğrenmemize vesile oldu." dedi.
Hisar Sineması neden Taşdöner oldu?
"1959 yılında Hisar Sineması, birçok sanatçıyı gala günlerinde misafir etmiş ve altın çağını yaşamıştır. Bu dönemde, Özdemir Birsel'in çektiği 'Menderes Köprüsü' filmi de büyük ilgi görmüştür. Ancak bu altın çağ uzun sürmemiştir." diyen Havva Çetintürk, "Çörüş ailesinin Aydın'dan taşınması ile ortaklık bozulmuş, Hisar Sineması önce İzmirli bir iş adamına devredilmiş, daha sonra Nazilli'de sinemaları olan ve İzmir'de sinema işletmeciliği yapan Zeki Taşdöner ve ağabeyi tarafından satın alınmıştır. 1970 yılında Hisar Sineması'nın adı Taşdöner Sineması olarak değiştirilmiştir." diye belirtti.
Taşdöner Sineması'nın tarihi önemi
Havva Çetintürk, "Taşdöner Sineması'nın tarihi önemi, Aydın'ın 1950'li yıllarındaki sosyal, siyasi yapısını, eğlence kültürünü ve sinema tiyatro kültürünü yansıtmaktadır. Ancak, restorasyon çalışmalarının başlamasının önünde büyük sıkıntılar bulunmaktadır." diye açıkladı.
Restorasyon sorunları
Restorasyona başlanamamasının nedeninin mirasçıların vefatı olduğunu söyleyen Havva Çetintürk, 80’li yıllarda hâlâ çalışan Taşdöner Sineması'nın günümüzde harap durumda olduğunu belirtti. Çetintürk ayrıca, Taşdöner Sineması'nın restore edilerek kültür merkezi ve sanat uygulama atölyeleri şeklinde kullanımının ilin eğitim, kültür ve sosyal hayatına büyük katkı sağlayacağını ifade etti.
Miras sorunları
Havva Çetintürk, anlatısına Taşdöner Sineması'nın geçmişine duyduğu derin hüzünle başladı. Zeki Taşdöner’in yeğeni Neşe ve oğlunun Cenk olduğunu belirten Çetintürk, "Cenk benim öğrencim olmuştu, özel ders vermiştim." diye anılarını paylaştı. Taşdöner Sineması ile ilgili tek mirasçı olarak Neşe Hanım’ın kaldığını, abisini, annesini ve babasını kaybettiğini belirterek, restorasyonu başlatmanın bu yüzden büyük bir sıkıntı olduğunu vurguladı. "Mirasçılar bulunmuyor ya da para konusunda anlaşamıyorlar." diye ekledi.
Çetintürk, Aydın halkının Taşdöner Sineması'nın restore edilmesini istediğini söyledi. Mahalle sakinleri, sinemanın yıkık durumda olduğunu ve madde bağımlılarının burada bulunmasından rahatsız olduklarını belirtiyor. Çetintürk, “Mahallede yaşayan bir birey olarak, yıkılmadan restore edilmesini istiyorum. Ayakta kalan dört duvarı var ama hiç olmazsa o da yıkılmadan değerlendirilsin ve kışlık kısmı yapılsın." şeklinde aktardı.
Yaptığımız röportaj ile Hasan İnce'den aldığı bilgileri derleyerek bizlere aktaran Havva Çetintürk'ten, Özdemir Birsel’in hikayesi, Hisar Sineması’nın Taşdöner Sineması'na dönüşme süreci hakkında değerli bilgiler edindik. Bu bilgileri bizimle paylaştığı kıymetli bilgiler için teşekkür ediyoruz.
Haber: Kader Demir
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...