Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü
Öğrenci Uygulama Haber Sitesi

Halter sporu, yüksek yoğunluklu ve fiziksel olarak zorlu bir spor dalıdır. Halter, genellikle kas gücü ve dayanıklılığı geliştirmek için yapılmaktadır. Halter sporu ayrıca vücuttaki yağ oranını azaltmak, kas kütlesini artırmak, kemik yoğunluğunu artırmak ve postürü geliştirmek gibi birçok fayda sağlamaktadır. Halter sporu, profesyonel olarak yapılabilen bir spor dalıdır ve dünya çapında bu sporla ilgili birçok yarışma ve turnuva düzenlenmektedir.  

Son yıllarda kadınların halter sporuna ilgisi artmış ve halter, kadınlar arasında giderek daha popüler hale gelmiştir. Halter sporu, kadınların fiziksel güçlerini ve özgüvenlerini artırarak kadınların güçlü, sağlıklı ve özgüvenli hissetmelerine yardımcı olabilir. Ermenistan’da düzenlenen Büyükler Avrupa Halter Şampiyonası’nda 3. Avrupa Gençler Rekoru kırarak 3 altın madalya ile Türkiye’ye dönen, geçmişte de birçok dünya ve Avrupa şampiyonluğu bulunan 19 yaşındaki genç kadın sporcu Cansu Bektaş ile röportaj gerçekleştirdik.

Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?

Ben Cansu Bektaş. Giresun’da doğup büyüdüm. 19 yaşındayım. Yaklaşık 5 yıldır halter sporu ile ilgileniyorum. Selçuk Üniversitesi Antrenörlük Bölümü ikinci sınıf öğrencisiyim. Halter branşında ilk başarım Yıldızlar Dünya Şampiyonası'nda Dünya Şampiyonu olmamdı. Daha sonra birçok Avrupa ve dünya şampiyonluğu elde ettim. En büyük hedefim 2024 Dünya Olimpiyatları’nda nişan elde etmek.

Spor hayatınıza nasıl girdi?

6 yıl jimnastik sporu ile ilgilendim. Geçirdiğim bir tedavi sonucu jimnastiği bırakmak zorunda kaldım. Geri döndüğümde jimnastik antrenörümün mesleği bıraktığını öğrendim ve halter salonuna yönlendirildim. Başlarda hemcinslerimin bu sporu yapmaması nedeniyle çekincelerim olsa da, bu algımı bir süre sonra yendim. Giresun’un küçük bir şehir olmasından dolayı halter sporu, kız çocukları tarafından çok fazla ilgi görmüyordu. İlk yarışmada Türkiye ikincisi oldum ve kız arkadaşlarımı da bu spora yönlendirmeye çabaladım. Başta istemeseler de, ben başarılı oldukça halter sporu kız arkadaşlarımın da ilgisini çekti ve onlar da ilgilenmeye başladılar. 

Aileniz sporcu olmanızla ilgili ne düşünüyor?

Beş kardeşiz. En küçük kardeşim 1 buçuk yaşında. Ben kamptayken doğdu ve doğumunu kaçırdım. Spor şu an hayatımın büyük bir bölümünü kapsamakta, spor bu yüzden ailemle iletişimim minimum düzeyde kalıyor diyebilirim. Açıkçası bu duruma üzülüyorum. Annem başlangıçta fiziksel olarak çok yara aldığım ve vücudumda morluklar, çizikler olduğundan dolayı bu sporu yapmamı istemiyordu. Babam hep beni destekledi. Ne zaman pes etsem benim yanımda oldu ve sporu asla bırakmamam konusunda beni motive etti. Olimpiyatlara gitmem konusunda da ailem oldukça hırslıydı açıkçası. 

Spor hayatınızda neleri değiştirdi?

Bence her kız çocuğu sporla ilgilenmeli. Spor, sağlık açısından da büyük bir kazanç sağlamakta. Şunu da belirtmem gerekir; spor, özgüvenimin artmasına çok yardımcı oldu. Beni iyileştiren bir güç olduğunu düşünüyorum. Çevremdeki sporcu kişilerden gözlemlediğim kadarıyla kötü alışkanlıklarından uzaklaştıkları ve yanlış kişileri çevrelerinde tutmadıklarını fark ediyorum. 

Hayatlarını düzene sokmak, sağlıklı bir hayat edinmek isteyen gençler, ilgilerini çeken herhangi bir spor dalına yönelebilirler. Halter sporunu da tavsiye ediyorum tabii ki. Halter, benim kendimi önemli ve özel hissetmemi sağladı. Şampiyonluklarım sonrasında herkes tarafından saygı duyulan, gurur duyulan birisi oldum ve bu beni oldukça mutlu ediyor. 

Kamp hayatınız nasıl geçiyor? 

Kamp hayatı oldukça zorlu fakat bir o kadar da eğlenceli. Kamplarda normalden çok daha düzenli bir hayat beni karşılıyor. Her sabah düzenli olarak çift antrenman yapıyorum. Her şeyim düzenli bir şekilde ilerliyor. Hangi saatte ne yapacağım belli diyebilirim. Her gün çifte antrenmanımı yapıyor ve tartılıyorum. Sonrasında sıra kahvaltıya geliyor. Yoğun bir antrenman süresinden sonra yorgunluğum nüksediyor ve tekrar uyumak, dinlenmek için zaman tanıyorum kendime. Gün sonunda tekrar uzun bir antrenman süreci başlıyor ve böylelikle bir kamp günüm bitiyor. 

Spordan vazgeçmek istediğiniz anlar oldu mu?

Tabii ki zaman zaman zorlandığım, daha sosyal bir hayat istediğim anlar olmuyor değil. Kampta yalnız olduğum, yorucu bir günün ardından başımı yastığa koyduğum an, bu yorgunluğu en çok hissettiğim an diyebilirim. Tabii ki bir de aile ve arkadaş özlemi var. Fakat sabah kalkıp tekrar antrenmana gittiğimde, ailem ile görüştüğüm zaman hevesim, enerjim yerine geliyor. Beni motive eden, en büyük destekçim ailem. Onlar başarılarımın en büyük kaynağı.

Bir idolünüz var mı?

Spor tarihinin büyük efsanesi Naim Süleymanoğlu benim en büyük idolüm. Kendisinin o zorlu şartlarda başardıkları, ülkemize getirdiği başarıları bana güç veriyor. Umarım bir gün ben de onun gibi İstiklal Marşımızı tüm dünyaya duyurabilir, ezberletebilirim. 

Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Biz kadınlar çok güçlüyüz. Her geçen gün, tüm camialarda olduğu gibi sporda da kadınların gücü ve başarıları artıyor. Bizler istersek dünyayı değiştirebiliriz. Bunun farkında olmalıyız. Kadınlar korkmayın, kendinize güvenin!

Dünya Şampiyonu Milli Sporcumuz Cansu Bektaş’a bize zaman ayırıp sorularımızı cevapladığı için  teşekkür ederiz. 

Haber: Duygu Karaman