Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


GÜZELLİK TANRIÇASININ KENTİ: APHRODİSİAS

29.12.2021
Seyahat

‘Bu kent, benim, bütün Asya’da kendim için seçtiğim, benim diyebileceğim bir kenttir. Bu kent halkının benim halkım gibi korunması dileğimdir…’ demiş Julius Caesar, Stephanus’a yazdığı bir mektupta. Öyle bir kent ki bu izleri binlerce yıl sonra bile gezginler tarafından hayranlıkla araştırılıyor. Dönemin tanrıları, mitolojik kahramanları yan yana dizilmiş ziyaretçilerini bekliyor. Tetrapylon kapısından geçtikten sonra adeta bir zaman makinesine binmiş gibi Antik Dönem insanlarının dünyasına giriş yapıyorsunuz. Bu büyüleyici kentte yaşam devam ediyor. UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alınan bu kente görevliler, ziyaretçiler yılın her günü bir sebeple adım atıyor. Tesadüfen keşfedilen Aphrodisias’a modern insanın ilgisi ve merakı artarak devam ediyor.

Aphrodisias Antik Kenti, Aydın ili Karacasu ilçesinin Geyre Köyü yakınında bulunmaktadır. İsmini aşk, güzellik ve doğa tanrıçası Aphrodite’den alan antik yerleşim, 1960 yılına kadar Geyre Köyü ile iç içeyken daha sonra ise köy, antik yerleşimin 2 kilometre batısına taşınmıştır. Kent, Salbakos Dağı’nın güneybatı kısmında yaklaşık 600 metre yükseklikte olan bir plato üzerine kurulu. İlk yerleşim Pekmez Tepe’den başlayıp Akrapaol’e kadar devam ediyor. Roma Dönemi’nden günümüze kadar ulaşan yapılarıyla hem Aydın halkının hem de Dünyanın her tarafından gelen ziyaretçilerin ilgisini çeken kentin yeniden keşfedilmesi 17. yüzyıla kadar gidiyor. Hristiyanlık, Paganlık gibi birçok inanışa ev sahipliği yapmış kentte bölgeden geçen fay hatları sebebiyle dönem dönem yıkılmalar yaşanmıştır. M.S. 4. yüzyıl surlarının onarılamaz duruma gelmesiyle tiyatronun olduğu höyük üzerine bir savunma kalesi yapıldı. Arap saldırılarına da maruz kalan kent 1080-1256 yılları arasında Menderes Vadisi’nde bulunan her kent gibi Anadolu Selçukluları’nın egemenliğine girdi. Kentin ören yerinde ziyaretçileri Aphrodite Tapınağı, stadyum, hamamlar, Agora ve tiyatro karşılıyor. İlk olarak ziyaretçilerin karşılaştığı görkemli yapı ise Tetrapylon. 17. yüzyıldan beri gerek gezginler gerek araştırmacılar tarafından keşfedilmeye devam eden kentin ilk kazıları 1904 yılında amatör olarak arkeologluk yapan Fransız Paul Gaudin tarafından başladı ve sonrasında ise Gustave Mendel tarafından devam etti. 1961 yılında Prof. Kenan Erim tarafından kazılara tekrar başlandı ve 1990 Erim’in ölümüne kadar aralıksız sürdü. Günümüzde ise New York Üniversitesi desteğiyle Klasik Arkeoloji ve Sanat Profesörü R.R.R. Smith tarafından kurulmuş olan bilim ekiplerince kazı ve restorasyon çalışmaları devam etmektedir. Kazılardan gün yüzüne çıkarılan önemli eserlerin sergilendiği bir de müzesi bulunan kentin, 2009 yılında yeni düzenleme ile misafirlerine kapıları yeniden açıldı. 

 

‘Aphrodisias bilimsel anlamda çok besleyici bir yer’’

Antik Dönem insanının iç dünyasının adeta gözler önüne serildiği kent, akademisyenlerin de ilgisini çekmeye devam ediyor. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Sedat Akkurnaz, kendisi ile gerçekleştirdiğimiz görüşmed, ‘‘Aphrodisias bu civarda bize en güzel bilgi veren yer. Mekânlar, binalar hakkında gidip gördüğümüz zaman bilimsel olarak bize çok değerli bilgiler veriyor. Tapınağın mimarisine baktığımızda yine dönemin mimarisini anlıyoruz. Tiyatro, stadyum o döneme ait en iyi korunanlardan bir tanesi ve hiçbiri gelişi güzel inşa edilmemiş. Genişlikleri, yükseklileri, aralıkları hepsi bir mimari plan çerçevesinde yapılmış. Dolayısıyla o dönemdeki bilgileri sağlıklı bir şekilde inceleyip karşılaştırabiliyoruz. Yine Sebasteion’a baktığımızda dönemin imparatorlarının günümüze ulaşmış heykellerini, portrelerini görüyoruz. Bu kadar çok eser barındıran bir kent bilimsel anlamda da çok doyurucu, besleyici bir yer. Hatta kentin kendisine ait bir müzesi bile var. Ziyaretçiler kenti gezdikten sonra, bu müzede kentten çıkan kıymetli eserleri görebiliyor, kentin görkemini ve zenginliğini daha iyi anlıyor.’ diyerek,  Efes Antik Kenti kadar popüler olmadığı için öğrencilerinin ilk etapta bu kenti bilmediğini aktarmış ve ‘biz bahsettikçe buranın değerini,  önemini çok daha iyi anlıyorlar. Bizim bütün öğrencilerimiz 4 yıllık eğitimleri boyunca en az 1-2 defa bu kente gidip geziyorlar, görüyorlar. Biz bazen uygulama derslerini yine orada yapıp, müzeyi gezdiriyoruz. Biz bahsettikçe onlarda bilinçlenip, önemini daha iyi kavrıyorlar.’’ diyerek kente dair önemli bilgiler vermiştir.

 

Ziyaretçilerin dinlenme noktası: Aphrodisias müze mağazası

Kentte ziyaretçiler dışında bir de orada düzenli olarak çalışan görevliler bulunuyor. Doğru konumlandırılmış bir mağaza, müze deneyiminin vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Aphrodisias müze mağazasında çeşitli takılar, Aphrodisias baskılı tişörtler, kitaplar ve tanrıların minimal büstleri satılıyor. Aynı zamanda çay, kahve hizmetiyle bir kafe görevi üstleniyor kentte. Mağazada dokuz yıldır çalışan Mustafa Apaydın, ‘‘Çok yoğun geçmesine rağmen aslında zevkli bir iş. Günlük ziyaretçi sayısı 500 ile 1000 kişi olurken kış sezonun da en fazla 50 ile 100 arasında ziyaretçi geliyor.  Sabah geliriz mağazayı açıp temizliğe başlarız. Ziyaretçiler gelene kadar çayımızı, kahvemizi her şeyi hazır etmek zorundayız. Bu şekilde gün başlar ve devam eder.’’ diyerek çok sayıda yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği kentte bu müze mağazasının da oldukça ilgi gördüğünü aktardı.

 

‘İmkânlarınızı değerlendirin, ülkeye faydalı olun’’

Aşkın ve güzelliğin tanrıçası Afrodit’in kenti olarak bilinen Afrodisias Antik Kenti’nin, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dâhil olmasının ardından ziyaretçi sayısı arttı. O ziyaretçilerden biri olan Metin Bür’ün de bu kente ilgisi yoğun. Üçüncü kez kenti ziyaret eden Bür, ‘‘Türkiye’nin her yerinden tarih fışkırıyor, hemen hemen her bölgede bir antik kent mevcut. Aphrodisias’ta bizden evvel burada medeniyetler, insanlar yaşamış. Ancak biz bu güzelim tarihimize gereken değeri vermiyoruz.’’ sözleriyle sitemini dile getiriyor. Gençlere bu kültürün değerini bilmelerini nasihat eden Bür, ‘‘İmkânlarınızı değerlendirin, ülkeye faydalı olun.’ ‘ diye ekliyor.

 

Aphrodisias dolayları

Karia Bölgesi; Aydın, Muğla ve Denizli ilinin batı ucunu kapsıyor. Birçok antik kentin bulunduğu bu bölgede Aphrodisias’ın Güneydoğusunda yer alan Apollonia Salbake, Sebastapolis, Tabai; Doğusunda ise Herakleia Salbake ve Herakleia Hieron yer alıyor. Aydın merkeze 2 kilometre uzaklıktaki Tralleis ve Sultanhisar’ın 3 kilometre kuzeyindeki Nysa Antik Kenti de rotadaki yerlerden. Gezginler, araştırmacılar ve meraklılar için Karia bölgesi, adeta bulunmaz bir nimet özelliği taşıyor.

 

Haber & Fotoğraf: Dilan Azizoğlu

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

CUMHURİYET’İN İLK KADIN MUHTARI: GÜL ESİN

Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk kadınını modern toplumun simgesi ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00