Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


GRAMOFONUN RUHU

25.05.2023
Kültür Sanat

 

Gelişen teknolojiye rağmen, gramofonun kendisi için bir zaman makinesi olduğunu ve onu istediği her an geçmişe götürdüğünü ifade eden Raif Kara, 35 yıl boyunca gramofon ve plaklardan oluşan 165 parçalık bir koleksiyon oluşturdu.

 

Raif Kara’nın gramofonda taş plak dinleme tutkusu, geniş ve zengin bir koleksiyon oluşturmasına temel oldu. Kara, eski eşyalara olan merakının çok erken yaşta ortaya çıktığını ifade etti. Daha sonra bir antikacıda gramofona denk geldiğini ifade eden Kara, onu dinlediğinde diğer eşyalardan farklı olduğunu ve kendi söylemiyle “gramofonun bir ruhu olduğunu” keşfettiğini söylüyor. 35 yıl boyunca da gramofon ve taş plakları birbirleriyle buluşturan Kara, uzun yıllar süren gramofon serüvenini bizlerle paylaştı.

 

Öncelikle sizi tanıyalım, Raif Kara kimdir?

Ankaralı bir aileye mensup olarak 1962 yılında doğdum. Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Kütüphanecilik Bölümü mezunuyum ve üç çocuk babasıyım. Baba mesleği olan kırtasiye ticareti ile ilgilenmekteyim. Çocukluğumdan gelen hız merakım nedeniyle 1986-1990 yılları arasında pist yarışı ve 1994-1995 yılları arasında da go-kart yarışlarında Türkiye birinciliği, ikinciliği ve üçüncülüğü olarak çeşitli dereceler yaptım.

 

Gramofon koleksiyonu oluşturmanızdaki etken neydi? 

Koleksiyon merakım, yakın çevremdeki eski eşyaları toplayarak başladı ve ilerleyen yıllarda da eskici ve antikacılarla devam etti. 1984 yılında ilk gramofonumu aldığımda, gramofonun diğer tüm eski eşyalardan daha farklı olduğunu ve adeta bir ruhu olduğunu keşfettim. O günden beri geçen 35 yılda topladığım çok nadide gramofon ve taş plaklar, benim bu konuda Türkiye’nin bilinen en kapsamlı koleksiyoncusu olmamı sağladı.

 

Koleksiyonunuzda neler yer alıyor?

Sesin kaydedilebildiği dönem öncesi müzik cihazı olan Laterna’dan 5 adet, 1877 yılında Edison tarafından icat edilen dünyada sesin kaydedildiği ilk cihaz olan Fonograf’dan 6 adet bulunuyor. Türk ses tarihi açısından çok önem arz eden ve fonograflarda dinlenebilen, 1890’larda kaydedilmiş, Türk ses tarihinin ilk kayıtları olma özelliğine sahip ve bildiğim kadarıyla sadece benim koleksiyonumda olan Osmanlıca bal mumu kovan plaklardan 24 adeti koleksiyonumda yer alıyor. Yabancı sanatçıların seslendirdiği vinil kovan plaklardan 100 adet, tamamı orijinal ve çalışır durumda olan “Victor”, “His Master’s Voice”, “Sahibinin Sesi”, “Columbia”, “Pathé”, “Polyphon”, “Electrola” ve “Decca” gibi dünyaca tanınmış markalara ait 165 adet gramofon, 1924 yılında İsviçre’de üretilmiş olan dünyanın en küçük gramofonu “Mikiphone” ve Osmanlı Sarayı için 1912 yılında İngiltere’de özel olarak üretilmiş altın kaplama gramofon koleksiyonumda yer alıyor. 8 adet çocuk gramofonu ve bunlara ait 30 civarında özel plak, Hafız Burhan, Deniz Kızı Eftalya, Münir Nurettin Selçuk, Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Hamiyet Yüceses, Zeki Müren, Abdullah Yüce, Erol Büyükburç, Ayten Alpman, Ahmet Sezgin ve İlhan Gencer gibi tanınmış veya tanınmamış pek çok sanatçının doldurduğu ilk plaklar ve çeşitli markalara ait 20 adet pikap bulunuyor. Bir adet manyetik plaklı pikap, 5 adet makara teyp, 2 adet telli teyp, Atatürk’ün sesinden 10.yıl Nutku plağı, İstiklal Marşımızın farklı bestelerinin taş plakları, Hafız Sadettin (Kaynak)’in sesinden Türkçe ezan plağı, nadir bulunan 17 adet resimli taş plak ve çoğunluğu Türk Sanat Müziğinin çok kıymetli hafız ve sanatçılarına ait 5 bin 300 adet taş plak yer alıyor. 350 bin adet gramofon iğnesi, gramofonlara ait pek çok afiş, broşür, biblo, hediyelik eşya ve plak kılıfı, 3 bin adet Long Play plak, 3 bin adetten fazla 45’lik plak, 200 adet civarı resimli Long Play (Picture Disk), 75 adet kartpostal plak, 4 adet kitap plak ve 5 adet altın plak koleksiyonda yer alıyor.

 

Sizin için en önemli plaklarınız hangileri?

Zeki Müren’in 22 yaşındayken ilk plağı olan “Bir Muhabbet Kuşu”, benim için çok önemlidir. Ayrıca Nurettin Selçuk’un “Kalamış”, Gönül Yazar’ın “Aman Aman Gülpembe”, Müzeyyen Senar’ın “Feraye” ve son olarak da Abdullah Yüce’nin “Bu Ne Sevgi Ah Bu Ne Izdırap” isimli plaklarının benim için çok farklı bir önemi bulunuyor.

 

Bir gramofon, koleksiyona nasıl kazandırılır?

Gramofon ticareti yapanlar tarafından benim koleksiyon standartlarım zaten bilinir. Bu standartlara uygun, koleksiyonda yer almamış gramofonlar ile ilgili bilgilendirme yaparlar. Söz konusu gramofonun görsel, mekanik ve dinleme kontrollerini yaptıktan sonra; beğenirsem satın alırım. Hemen peşinden de Türkiye’deki en eski gramofon ustası olan ve Ankara’da yaşayan Kadir Usta’ya götürürüm. Kadir Usta gerekli bakımlarını ya da gerekiyor ise tamirlerini yapar. Sonrasında da koleksiyonun, yeni üyesinin kimlik kartı çıkartılır. Marka, model, üretici firma ve üretim yılını kapsayan demirbaş etiketi hazırlanır, fotoğrafları çekilir ve koleksiyondaki yerini alır.

 

Gramofonlarınızı nasıl muhafaza ediyorsunuz?

Genellikle boş vakitlerimi koleksiyonuma ayırıyorum. Koleksiyonumun, gelecek nesillere bugün olduğu gibi bakımlı bir şekilde ulaşabilmesi amacıyla gramofonlarımın temizliğini sadece kendim yapıyorum. Bunun dışında ortalama 5-6 yılda bir, tüm gramofonlar Kadir Usta tarafından kontrol edilir ve bakımları yapılır. Koleksiyonumu müze formatında ve 6 ayrı güvenlik protokolüne sahip bir mekanda muhafaza ediyorum. Diğer taraftan da yaz ve kış boyunca ısısı 22 derece ve nemi 40’ı geçmeyecek şekilde iklimlendirme yapıyoruz. Işığın bile gramofonların korunması açısından çok büyük bir önemi var.

 

Sizce iyi bir koleksiyoner olmak nedir?

Bana göre iyi bir koleksiyoner olmak, bir şeyleri biriktirip, onları sevip, kimselerle paylaşmamak değil. Öncelikle paylaşımcı ve yeterli bilgiye sahip olmak gerekiyor. Öğrendiğimiz bilginin de kendinizde kalması değil; diğer insanlara aktarılması önemlidir. Koleksiyoner olmak sadece toplayıp, korumak değil; daha sonra da koleksiyondaki parçaları geleceğe taşımak olmalıdır. Diğer türlü koleksiyoner değil, depocu olunuyor.

 

Açtığınız sergilerde gramofonlarınız insanlarla buluştuğunda neler gözlemlediniz?

Yaptığım sergilerde ziyaretçi sayılarının yaşlara göre dağılımını incelediğimde, ziyaretçilerin sanıldığı gibi orta yaş ve üzeri insanlardan oluşmadığını, her yaş grubundan ziyaretçilerin olduğunu ve özellikle gençlerin olduğunu mutlulukla gözlemledim.

 

Görüp alamadığınız, elde edemediğiniz bir gramofon oldu mu?

Almak isteyip de alamadığım birçok gramofon oldu. Ancak aralarında en çok 1895 yılı Amerikan yapımı, Victor marka gramofonu istiyorum. Bulduğumda koleksiyonuma kazandırmak için elimden geleni yaparım.

 

35 yıl boyunca oluşturduğu zengin ve kapsamlı gramofon koleksiyonu hikayesini bizimle paylaşan Raif Kara’ya teşekkür ederiz.

 

Haber: Doğukan Dere

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

CUMHURİYET’İN İLK KADIN MUHTARI: GÜL ESİN

Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk kadınını modern toplumun simgesi ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

TÜRKİYE'NİN İLK MATEMATİK MÜZESİ

Aydın'ın Efeler ilçesinde, Türkiye'nin ilk matematik müzesi olma özelliğine sahip ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00