Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİNİN İLGİNÇ TÜRÜ: HÖÖMEY

12.12.2022
Kültür Sanat

 

İlk emarelerine Güney Sibirya bölgesinde rastlanan ve dünyada eşi benzeri olmayan Höömey müziği, Türklerin ana yurdu olan Orta Asya’dan yayılan bir anlatım biçimidir. Kendisini Höömey ile Anadolu kültürü arasında köprü olarak gören Akdeniz Erbaş ile doktora çalışmasını bu müzik türü üzerine yapan ve Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Şan Hocalığı görevini yürüten Öğr. Gör. Dilek Yüksel, Türklerin geleneksel müzikleri arasında olan bu müzik türü hakkındaki bilgilerini bizlerle paylaştı.

 

Sosyal medya aracı üzerinden yayınladığı içerikler ile geleneksel Türk müziğinin sürekliliğini sağlamaya çalışan Akdeniz Erbaş, kadim tarihimizin bir parçası olan Höömey’i, günümüz Anadolu insanıyla buluşturma niyetinde oldukça kararlı. Nitekim sadece Türkiye’de yaşayan insanlara değil, farklı ülkelerde yaşayan insanlara da bu türün varlığını göstermeye çalışan Erbaş, icrası sırasında gırtlak ve kalp gibi organların oldukça yorulduğu bu müzik çeşidinin Türkiye’deki sayılı sanatçılarından birisidir. 

Müziğin ismi hakkında yaygın olan bir yanlışı düzelten Erbaş, “Bazen gırtlağın sıkılmasıyla ortaya çıkan sesi tanımlamak için Höömey müziğine, gırtlak müziği de denilebiliyor. Doğru olmayan bu ifade, İngilizceden çevrildiği zaman ortaya çıkıyor. Tekniğinden dolayı başına gırtlak ifadesi getirilen bu müzik aslında geleneksel kültürümüzde Höömey ismiyle biliniyor.” sözleriyle müziğin gerçek ismini belirtiyor. Ülkemizde Höömey hakkında sayıca az olan akademik çalışmalara katkı sağlamak isteyen Dilek Yüksel ise bu müziğin eğitim çevrelerince tanınması için gayret gösteriyor.

 

“Kırşehirli olduğum için Höömey’e yatkınlığım var çünkü bana hiç yabancı gelmiyor.”

Sesin boğazdan farklı teknikler sayesinde çıkmasıyla meydana gelen bu müzik, Erbaş’ın söylediğine göre geleneksel özelliklerini muhafaza ederken dünyada da yavaş yavaş tanınmaya başlıyor. Erbaş, müziğin eğitimine yönelik şunları söylüyor, “Höömey’in yaygınlaşmasında en fazla emeği geçen şüphesiz Tuva Türkleri’dir. Moğolistan’ın Kuzey bölgelerinde yaşayan Tuva Türkleri, Höömey tekniğinin eğitimini akademik şekilde sürdürüyor. Türkiye’de ise bu müziğin eğitimi verilmiyor. Geleneksel bir müzik olduğu için usta çırak ilişkisi şart. Kendim çaba sarf ederek, usta çırak ilişkisi olmadan Höömey müziğini öğrenmeyi başardım. İnternetteki profesyonel telaffuz sitelerinden yararlandım. Tuva’da buna yönelik her türlü imkan var. Gerekli disiplini gösterdiği takdirde kişinin bu müziği dokuz  ay içerisinde öğrenebileceğini söyleyebilirim.” 

Höömey ile olan ilişkisine de değinen Erbaş, “Kırşehirli olduğum için Höömey’e yatkınlığım var çünkü bana hiç yabancı gelmiyor. Sanki köyümden bir müzik ile uğraşıyormuş gibi hissediyorum.” ifadeleriyle Höömey ile arasındaki bağın organik olduğuna vurgu yapıyor.

 

“Höömey’in Türkiye’deki temsilcisi değil aktarıcısıyım.”

Bu müzik türünün Türkiye’deki en eski icracılarından olan Erbaş, 2013-2014 yılından beri bu müzik ile uğraştığını belirtiyor. Müziği özümsediğini söyleyen Erbaş, “Höömey’in üzerimde müthiş bir tesiri var. Anadolu insanına bu tesiri kanıtlayabilmek için müziğin tanıtımına yönelik elimden gelen her şeyi yapıyorum. Geleneksel bağlardan kopmamamız için aktarıcı görevini üstlenmeye çalışıyorum. Höömey’in Türkiye’deki temsilcisiyim diyemem ama aktarıcısı olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Anadolu müziğiyle olan benzerliği, geleneksel kültürümüzün bir parçası olması Höömey ile Anadolu insanının rahatlıkla ilişki kurabileceğini gösteriyor.” Erbaş’ın ifadesine göre ülkemizde 1990’lı yıllarda Höömey tarzı müzik ile uğraşanlar olmuş fakat tanıtmaya yönelik, Anadolu insanıyla diğer Türk toplulukları arasında bir bağ kuramamışlar. Höömey’in kültürümüzün bir parçası olduğunu aktarmaya çalışan Erbaş bunu gerek paylaştığı içerikler gerekse yaşam tarzıyla kanıtlar niteliktedir.

 

“Höömey, yanlış ve bilinçsiz teknikler ile uygulanırsa gırtlak kanserine sebep olabilir.”

Her insanın ses tellerinin bu şarkı söyleme türüne karşı yatkınlık ve dayanıklılık göstermeyebileceğine dikkat çeken Dilek Yüksel, sözlerine şu şekilde devam ediyor, “Höömey’in kimi türlerinde şarkı söylemeye yardımcı kaslar, (ses telleri, tüm larenks, boyun ve göğüs kasları gibi) normal şarkı söylerken olduğundan daha çok gerilip kasılmakta ve basınca maruz kalmaktadır. Ayrıca gırtlak müziğinin gelenek halinde yapıldığı coğrafyalarda bu eğitim çocuk yaşta başlamakta ve uzun yıllar sürmektedir. Genç yaşta, bilinçsizce, zorlanmaya rağmen ısrarla Höömey yapmaya çalışmak sese büyük zararlar verebilir.” Ciğer ve kalp kasları hasar gören sanatçıların olduğunu söyleyen Yüksel, Höömey’in doğduğu topraklar olarak kabul edilen Tuva Cumhuriyeti’nde, Höömey sanatçıları için erken emeklilik yasası çıkarıldığını belirterek müziği icra etmenin zor olduğuna dikkat çekiyor.

 

“Höömey’in bazı türleri, Bozlak ile benzerlikler taşıyor.”

Höömey’in, kimi türleriyle Bozlak ezgisi arasında benzerlikler olduğunu ifade eden Yüksel, “Höömey bazı türleriyle, Bozlakların ‘deve sesini taklit etmek’ amacıyla ortak özellikler taşıyor. Höömey, Anadolu’daki Bozlaklara evrilmiş olabilir. Bununla birlikte Anadolu’nun kimi yerlerinde görülen boğaz çalma geleneği, bazı yönleriyle bu müzik ile yakınlık gösteriyor.” şeklinde aktararak kültürümüzün bir parçası olan bu türün bize yabancı olmadığının altını çiziyor. Müzik kültürümüzün en ilginç türlerinden birisi olan Höömey hakkında bilgilerini bizimle paylaşmaya devam eden Yüksel, “Höömey’de bir temel sesle birlikte belirli doğuşkanlar da duyurulur. Diğer bir deyişle gırtlak müziğini icra eden kişi aynı anda iki ses çıkararak şarkı söylemektedir. Höömey sanatçılarının sahne performansları/konserleri dışında bahsi geçen coğrafyalarda halen bir kısmı göçebe olarak yaşayan insanlar, bu müziği hem iç içe yaşadıkları doğayla hem de dini ritüellerde tanrı ve diğer kutsal ruhlarla iletişim kurmak için kullanmaktadır. Bu iletişim sırasında kam, davul çalar ve gırtlak müziği tekniğiyle hırıltı, inilti ve kimi zaman böğürme benzeri sesler çıkarıp kendinden geçerek ruhlarla konuşurlar. Höömey şarkı söyleme stili, bu yönüyle sadece doğadaki sesleri taklit etmek olan gündelik kullanımından sıyrılarak ilahi ve kutsi bir karaktere bürünür.” ifadeleriyle Türk dünyasında kadim bir meslek olan Kaycılık yani destan anlatıcılığında da bu tekniğin kullanılabildiğini belirtiyor. 

 

“Ülkemizin tanınan değerli müzisyenleri Höömey’e yer vermelidir.”

Kendi has özelliklerin Höömey sanatını biricik hale getirdiğini söyleyen Yüksel, “Ülkemizde sadece Türk kültürüne özel ilgisi olup bu konuda araştırma yapan bireyler ile bazı yabancı rock/metal müzik gruplarının dinleyicileri, Höömey sanatı ile tanışmış durumda. Ülkemizin tanınan değerli müzisyenleri çalışmalarında bu müziğe ve müzisyenlerine daha fazla yer vererek bu kültürün daha çok kişiye ulaşmasını sağlayabilir.” ifadeleriyle Höömey’in ülkemizde yaygın hale gelmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

 

Haber: Erdem Karahan

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

CUMHURİYET’İN İLK KADIN MUHTARI: GÜL ESİN

Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk kadınını modern toplumun simgesi ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

TÜRKİYE'NİN İLK MATEMATİK MÜZESİ

Aydın'ın Efeler ilçesinde, Türkiye'nin ilk matematik müzesi olma özelliğine sahip ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00