Geçmişten günümüze birçok önemli gazeteciyi bünyesinde barındıran, başkanlığını Turgay Olcayto’nun yaptığı, Babıâli’de bulunan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti günümüzde de gazeteciler için birçok çalışma yapmaya devam etmektedir.
İstanbul’da 10 Haziran 1946 yılında kurulan ve gazetecilik meslek örgütü olan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, gazetecilerin haklarını savunmaya ve korumaya çalışmaktadır. Ekibiyle birlikte gazeteciliğin daha doğru yollardan geçmesini sağlamaya çalışan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, gazetecilik için “Bu bir meslek değil, iştir.” dedi ve bizlere Babıâli’nin gazeteciler için önemini anlattı.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Benim adım Turgay Olcayto. 1961 yılında gazetecilik mesleğine başladım. Mesleğe başladığım ilk gazete ‘‘Son Posta’’ gazetesiydi ve ardından bir askerlik dönemim oldu. Askerlikten sonra TRT’ye geçtim ve uzun yıllar TRT Haber Merkezi’nde görev yaptım. Oradan ayrıldıktan sonra Türkiye Gazeteciler Cemiyeti yönetimine Nail Güreli ile birlikte girdim. Emeklilikten sonra sekiz yıl boyunca Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde profesyonel olarak genel sekreterlik yaptım. Basın sorumlusu ve sendika başkan yardımcılığı görevlerinde bulundum. 2013 yılında kendi listemle seçimlere girdim ve kazandım. O günden beri de bu cemiyetin başkanlığını yapıyorum. 2006’dan beri Evrensel gazetesinde köşe yazarlığı yapıyorum ve bu köşe yazarlığı işi hâlâ devam ediyor.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin geçmişini anlatabilir misiniz?
İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı döneminde, tek parti döneminden kalma tek tip gazetecilik yapan bir kurum vardı. Adı Türk Basın Birliği’ydi. Bu birlik varlığını 1946’ya kadar devam ettirdi. Sonra İstanbul'da, Ankara'da ve İzmir'de gazeteci cemiyetlerinin kurulmasına izin verildi. Sedat Simavi'nin kuruculuğunda İstanbul Gazeteciler Cemiyeti kuruldu. Erol Simavi de Gazeteciler Cemiyeti'nin gelişmesine oldukça yardım etmiştir. Bir dönem başkan yardımcılığını yapmış, sonraki seçimde seçimi Cevat Fehmi kazanmıştır. O dönemdeki siyasi durumlar nedeni ile Cevat Fehmi belli bir süre sonra görevi Burhan Felek’e bırakmıştır. Burhan Felek'ten sonra Nezih Demirkent gelmiştir. Neyse ki Demirkent biraz daha cemiyeti dışa açan bir adamdı. İşte Basın Müzesi de o zamanlarda kuruldu. Nezih Demirkent'ten sonra Necmi Tanyolaç başkanlığa gelmiştir. Tanyolaç’tan sonra biz Tahir Günel ile bir ekip oluşturduk ve 1994 yılında seçimi kazandık. Nail Gürel kendi isteğiyle başkanlıktan ayrıldıktan bir süre sonra Orhan Erinç başkan oldu. 2013’de Orhan'ı destekleyen grup ve ben ayrı listelere girdik. Fakat seçimi biz kazandık. İşte 2013’den beri de ben başkanlık yapıyorum.
Babıâli’nin gazeteciler için önemi nedir?
Ben Babıâli’ye spor muhabiri olarak gitmiştim. O zamanki cemiyetin genel sekreteri bana “Eğer iyi bir gazeteci olmak istiyorsan polis muhabiri olacaksın.” demişti. Ben de o zamandan sonra meslek hayatıma mecburen polis muhabiri olarak devam etmiştim. Bazen aynı haberlere beraber giderdik. Yardımlaşma vardı o zamanlarda. Babıâli'nin kalkması ile tabii ki gazetecilikte pek çok şey geriledi. En çok da arkadaşlık. Meslek dayanışması yok oldu. Bugün artık gazetecilik ve meslek dayanışması var diye kim söylüyorsa yalan söylüyor. Meslek dayanışması yok. Gazeteciler birbirinin kuyusunu kazıyor.
Gazetecilik ve gazeteciler için yaptığınız çalışmalar neler ?
Sedat Simavi'nin çok önemli bir lafı vardır. Simavi, “Kaleminin efendisi ol ama sakın satma.’’ diyor. Bizim için çok önemli bir laftır. Gazeteci halkın haber alma hakkı için emek verir, bu sebeple gazetecilik bir iştir. Gazeteciliğin meslek olması için doktorluk gibi olması lazım. Bu düşünceyi değiştirmek için çabalıyoruz. Bunun için de 1968’de o dönemin yönetim kurulu tarafından Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ni çıkarmıştır. Ben görevdeyken o bildirge üzerinde çalışma yaptık. Günümüze uygun yeni maddeler koyduk ve genel kuruldan geçip kabul edildi. “Sedat Simavi” gibi ödüllerimiz var. Sedat Simavi Ödülleri, Türkiye'de dokuz dalda verilen tek ödüldür. Edebiyat alanında da önemli ödüller veriyoruz. Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri veriyoruz. Bu ödül gazetecilerin çalışmalarını değerlendirdiğimiz bir ödüldür. Seneye gazetecilerin çalışma yaşını 65’e, çalışma süresini de 50 yıla düşürmek gibi planlarımız var ve bu konu hakkında çalışmalar yapmaktayız.
Verdiği değerli bilgiler ve bize ayırdığı vakit için Turgay Olcayto’ya teşekkür ederiz.
Haber: Çağla Kaya
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...