Aydın Kültür ve Turizm Derneği, unutulmaya yüz tutmuş Sümerbank kültürünü yeniden gün yüzüne çıkarmak için anlamlı bir projeye imza attı. Dernek Başkanı Fatma Yazıcı’nın öncülüğünde yürütülen projede, Türkiye’nin dört bir yanından kadınlar, annelerinden kalan kumaşlarla tasarımlar yaptı, podyuma çıkarak kendilerini ifade etti. Hem nostaljik bir yolculuk hem de kadın emeğine saygı niteliği taşıyan bu çalışma, Sümerbank’ın yalnızca bir marka değil, bir kültür olduğuna da dikkat çekti.
Aydın’da hayata geçirilen bu projeyle, Sümerbank kültürü yeniden canlandı. Kadınlar, sandıklardan çıkardıkları kumaşlarla kıyafetler tasarladı ve podyuma çıktı. Projeyi yürüten Dernek Başkanı Fatma Yazıcı, “Amacımız Sümerbank’ı yaşatmak.” dedi.
“Ben bir Sümerbank çocuğuyum”
Sümerbank’ı yeniden hatırlatmak ve yaşatmak amacıyla yola çıktıklarını ifade eden Aydın Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Fatma Yazıcı, “Aslında başta defile yapmak gibi bir düşüncemiz yoktu. Amacımız Sümerbank’ı yeniden hatırlatmak, yaşatmaktı.” dedi. Sümerbank’ın Türkiye’nin dört bir yanında iz bıraktığını ifade eden Yazıcı, “Ben bir Sümerbank çocuğuyum. Bayram geldiğinde babam elimizden tutar, 'Hadi çocuklar bayramlık almaya gidiyoruz' derdi. Nereye? Tabii ki Sümerbank’a. O dönem Türkiye’nin her yerinde Sümerbank ürünleri olurdu. Ayakkabısından elbisesine, çarşafından battaniyesine kadar her şey… Her evde mutlaka bir Sümerbank ürünü bulunurdu. O günleri özledik. Günümüzde ise naylon, estetik kumaşlar çoğaldı ve pamuk üretimi azaldı.” şeklinde ifade etti. Sümerbank’ın tarihsel önemine de dikkat çeken Yazıcı, “Ben Aydınlı değilim ama 25 yıldır buradayım. İlk Sümerbank basma fabrikası Nazilli’de açılmıştı ve Atatürk bizzat açılışına katıldı. Bu nedenle de bu projeye ilham veren en büyük motivasyonlarımdan biri oldu.” diye konuştu.
Kadınlar Cemil İpekçi’yi bile solladı
Projeye beklenenden daha fazla ilgi olduğunu ifade eden Yazıcı, “Açıkçası başta pek ilgi beklemiyordum. Daha önce Kent Konseyi’nde bir fotoğraf yarışması düzenlemiştik, on başvuru bile zor gelmişti. Bu projeye de ilk hafta 50 kişi başvurdu. Sonra 500, 700 derken sayı 1753 kişiye ulaştı. Her biri birden fazla kıyafetle katıldı ve toplamda 2000’in üzerinde eser geldi. Kadınlar öyle tasarımlar yaptı ki, Cemil İpekçi’yi bile sollayacak derecede güzeldi.” dedi.
Sandıklardan çıkan hatıralar
Kadınların önce kendi sandıklarını karıştırarak annelerinden ve ninelerinden kalan kumaşları bulduklarını ifade eden Yazıcı, “Bulamayanlar bit pazarlarını, antika pazarlarını gezdi. Minder yüzlerinden, yorgan örtülerinden kumaşlar çıkardılar. Bazıları birebir Sümerbank desenlerini boyayarak oluşturdu. İki katılımcı bu şekilde orijinal deseni yakaladı ve dereceye girdi.” diye konuştu.
Manken yoktu, halk podyuma çıktı
Yarışmanın başlamasının ardından kıyafetlerin hızla geldiğini belirten Yazıcı, “Yedi kişilik bir jüri oluşturduk. Jürilerden biri Sümerbank desinatörü, biri de 30 yıllık Sümerbank araştırmacısı. Tüm kıyafetler 1 ile 10 arasında puanlandı. En yüksek puanı alanlar birinci oldu ama sahneye çıkan 80 kıyafeti seçerken daha çok karakterine baktık. Turizm Haftası'nda Kültür Müdürlüğü’nün önerisiyle kıyafetler sahneye çıkarıldı. Manken bulamamıştık, halktan bazı kişiler giydi kıyafetleri. Kimse podyum yürüyüşü bilmiyordu ama çok doğaldı ve çok ses getirdi.” şeklinde konuştu.
Sümerbank bizim kültürümüzdür
Sümerbank’ın kültürel mirasının yaşatılması gerektiğini dile getiren Yazıcı, “Bir kadın bana şöyle demişti, ‘Bu çiçekli basmaları giyen teyzeler olmasa, tarlada çalışan, sekiz köşeli kasketli Ahmet amca olmasa size bu ürünleri kim üretirdi?’ Gerçekten de öyle. Şimdiye kadar 23 belediyeden teklif aldık. ‘Bizim ilimizde de bu defileyi yapın, tüm masrafları biz karşılarız’ dediler.” şeklinde ifade etti.
Kadınlar kendini değerli hissetti
Kadınların projeyle özgüven kazandığını söyleyen Yazıcı, “Kendi hayallerindeki kıyafeti tasarlayıp, giyip ve podyuma çıkmak onlar için çok özel bir deneyim oldu. Kendilerini değerli ve başarılı hissettiler.” dedi.
Sümerbank’ın kültürel mirası nasıl yaşatılmalı?
Sümerbank’ın sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da bile birçok eve girdiğini ifade eden Yazıcı, “Bu miras yaşatılmalı. Biz bu kıyafetlerle bir müze kurulmasını istiyoruz. Nazilli’de küçük bir müze var ama bu işin her aşamasını anlatan, büyük bir Sümerbank Müzesi kurulmalı. Nerede kurulursa kurulsun, yeter ki kurulsun ve yaşatılsın.” diye vurguladı.
Bir tütün işçisinin nasırlı elleri
Projeye katılan bir tütün işçisi kadının emeğine dikkat çeken Yazıcı, “Karacasu’dan katılan bir tütün işçisi kadın, beş kıyafetle yarışmaya katıldı ve kendisi ilkokul mezunu. Tütün elleri karartır, bilirsiniz. Makine bile kullanmadan, dikiş iğnesiyle dikmiş. Kadının bir kıyafeti üçüncü oldu, bir diğeri ise jüri özel ödülünü aldı. Bana şöyle demişti, ‘Çiçekli fistanlarla biz ürettik tütünü, mısırı, buğdayı. Kocamın başından sekiz köşeli kasket eksik olmazdı. Biz olmasak üretim de olmazdı.’ ” şeklinde konuştu.
Sırada üniversiteli gençlerle yeni bir proje var
Yeni projeler üzerinde çalıştıklarını ifade eden Yazıcı, “Eylül-Ekim gibi büyük bir projeye başlıyoruz. Aydın’da bir pilot köy seçtik. ODTÜ (Orta Doğu Teknik Üniversitesi), Boğaziçi ve İstanbul Üniversitesi gibi okullardan 50 öğrenci getirilecek. Onlara bir haftalık kamp programı uygulayacağız. Projeyi henüz tam anlamıyla açıklamak istemiyorum, çünkü başka yerlere kaymasın.” dedi.
Sümerbank gençlere örnek olmalı
Sümerbank’ın gençlere örnek olması gerektiğini söyleyen Yazıcı, "Şu an dernek olarak 65 öğrenciye burs veriyoruz. Bu sayı da artacak. Çünkü etkinliğin gelirini bu öğrencilere ayırıyoruz. Başarılı, kültürüne değer veren ve okumaya istekli olan gençlere destek veriyoruz.” diye belirtti.
Sümerbank’ın kültürel mirasını yeniden hatırlatan bu anlamlı projede emeği geçen Aydın Kültür ve Turizm Derneği’ne ve Dernek Başkanı Fatma Yazıcı’ya teşekkür ederiz.
Haber: Yusuf Konrat
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
EN YÜKSEK SUÇ ORANI NEDEN AYDIN’DA?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her yıl olduğu gibi bu yıl ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
ESKİ BİR TÜRKMEN ENSTRÜMANIN YENİDEN DOĞUŞU: ERBANE
Eski çağlardan beri ritim ve müziğin vazgeçilmez bir enstrümanı olan ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...