Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


GECE BAŞLAYAN EMEK, GÜNDÜZ BİTMEYEN SORUN: ANKARA TOPTANCI HALİ’NİN DERİN KRİZİ

11.05.2025
Yaşam

 

Ankara’nın gıda kalbi Yenimahalle’deki Toptancı Hali’nde atıyor. Ancak bu kalp, son yıllarda sistemin çarpıklıkları nedeniyle düzensiz atıyor olabilir. Başkentteki sebze ve meyve tüketiminin yaklaşık yüzde 70’ini karşılayan bu hal, her gün milyonlarca liralık işlem hacmiyle devasa bir ekonomiyi yönetiyor. Ancak bu büyük organizasyonun arka planında, kayıt sistemindeki eksiklikler, denetim boşlukları, ekonomik baskılar ve altyapı yetersizlikleri dikkat çekiyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde başlayan ticaret hareketliliğiyle işleyen bu sistem, yüzlerce üretici, tüccar ve komisyoncunun emek gücüne dayanıyor. Fakat sağlık kontrollerinin yetersizliği, nakit akışında yaşanan sıkıntılar, mevsimsel risklere bağlı ürün kayıpları ve sabit fiyatlama yapılamaması gibi çok sayıda yapısal sorun, bu dev çarkın sürdürülebilirliğini tehdit ediyor.

 

Son yıllarda yaşanan ekonomik dalgalanmalar, döviz kurundaki yükseliş ve tarım sektöründeki yapısal sorunlar, meyve ve sebze fiyatlarında büyük değişimlere neden oldu. Ankara Toptancı Hali’nde yapılan araştırmalara göre, fiyat artışlarının en büyük sebepleri arasında üretim maliyetlerindeki yükseliş, lojistik giderler, iklim değişiklikleri ve piyasadaki dalgalanmalar yer alıyor. Bu sebeple Ankara Toptancı Hali’nin güncel durumunu, yapısını ve işleyişini ele almak adına Ankara Toptancı Hali İdari Amiri (Ziraat Mühendisi) İbrahim Kıran ve Toptancı Hali komisyoncularından Eren Gökay Öztürk ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

 

“Hal Kayıt Sistemi sayesinde ürünlerin künye bilgileri düzenli olarak takip edilebiliyor”

Gece yarısı başlayan yoğunluğun ve hareketliliğin sabahın ilk ışıklarına kadar sürdüğünü belirten Ankara Toptancı Hali İdari Amiri İbrahim Kıran, “Buradaki hareketlilik sabaha kadar yoğun bir şekilde sürüyor. Biz de elimizden geleni fazlasıyla yapıyoruz, ancak mesele sadece yoğunluk değil. Aynı zamanda giren ve çıkan ürünlerin kontrolleri de bizi oldukça zorluyor. Bu süreçte hem kontrol hem de denetimler uzun sürüyor. Burada yapılan satış ve alış işlemlerinde en ufak bir eksiklik yaşanmaması hedefleniyor. Ancak özellikle ürünlerin araçlara yüklenmesi sırasında karşılaşılan dara problemi, zaman zaman sorun oluşturabiliyor. Bu tür durumlarda ekiplerimiz hızlıca müdahale ederek dengeyi sağlamaya çalışıyor. Hal Kayıt Sistemi sayesinde ürünlerin künye bilgileri düzenli olarak takip edilebiliyor. Fakat üretim yerindeki sorunlara bizim burada müdahale etmemiz mümkün olmuyor.” dedi.

 

“Kalite kontrolü yalnızca evrak ve sistem üzerinden gerçekleşiyor”

Kalite kontrolünün toptancı halinde de yapılması gerektiğini vurgulayan Kıran, “Biz burada doğrudan tıbbi test yapamıyoruz. Kalite kontrolü yalnızca evrak ve sistem üzerinden gerçekleşiyor. Ürünler bize ulaşmadan önce Sağlık Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından denetleniyor, ancak bu denetimlerin yeterli olup olmadığı tartışılabilir. Örneğin, Çin’den gelen sarımsağın hangi aşamalardan ve testlerden geçtiğini bilmiyoruz. Bu da ciddi bir belirsizlik yaratıyor. Ülke genelindeki tüm toptancı hallerinde tıbbi testler yapılmalı. Bakanlıkların denetimleri önemli olsa da sadece onlar yeterli değil. Toptancı hallerinin de bu süreçte aktif olarak yer alması, ürünlerin güvenliğini sağlamak açısından büyük önem taşıyor. Özellikle gıda ürünlerinin halk sağlığını doğrudan etkilediği göz önüne alındığında, bu konuda ciddi bir eksiklik olduğunu söyleyebilirim. Test süreçlerinin, ürünler buraya gelmeden önce de sıkı bir şekilde uygulanması, ürün güvenliğini sağlamak ve olası sağlık sorunlarının önüne geçmek için oldukça kritik. Bu eksikliklerin giderilmesi gerektiğini düşünüyorum.” diyerek, gıda güvenliği ve denetim eksikliklerine dair endişelerini dile getirip sözlerini tamamladı.

 

“Toptancı Hali komisyoncuları, sektördeki belirsizlikleri en aza indirmek için yeni stratejiler geliştirmeye çalışıyor”

Ekonomik kriz ve artan maliyetlerin haldeki fiyat istikrarını ciddi şekilde zorladığını vurgulayan Toptancı Hali komisyoncusu Eren Gökay Öztürk, “Bu sektörde sabit fiyat uygulamak pek mümkün değil, çünkü fiyatlar birçok farklı faktöre bağlı olarak sürekli değişiyor. Özellikle mevsimsel ürünlerde fiyatlar büyük dalgalanmalar gösteriyor. Bu da hem üreticiyi hem de tüketiciyi zorluyor. Mevsimsel ürünlerdeki fiyat değişimlerinin en bariz örneklerinden biri, çilek, ananas ve mango gibi ürünlerdeki fiyat farklarıdır. Bu ürünler mevsime göre çok büyük fiyat değişiklikleri gösteriyor. Örneğin bir dönem bu ürünler oldukça ucuzken başka bir dönemde fiyatları aşırı şekilde artabiliyor. Tüketici bu durumu cebinde hissediyor, ancak biz komisyoncular da artan maliyetlerle baş etmekte zorlanıyoruz. İşçilik ve yakıt masraflarındaki artış da durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Bunun gibi onlarca, hatta yüzlerce problem yıllardır karşımıza çıkıyor. Sonuç olarak, ekonomik belirsizlik ve artan giderlerle mücadele eden komisyoncular, sabit fiyatla ürün satmanın giderek zorlaştığını biliyor. Bu durum sadece üreticileri ve tüketicileri değil, aynı zamanda sektörün genel sürdürülebilirliğini de olumsuz etkiliyor. Komisyoncular, bu soruna çözüm arayarak sektördeki belirsizlikleri en aza indirmek için yeni stratejiler geliştirmeye çalışıyor. Elimizden gelen pek bir şey olmasa da, var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Ancak her geçen gün artan maliyetler ve fiyat değişimleri, bu çözüm arayışlarını daha da karmaşık hale getiriyor.” dedi.

 

“Geceyi gündüz gibi yaşıyoruz”

Toptancı Hali’ndeki mesai saatlerinin diğer sektörlere oranla daha zor olduğuna dikkat çeken Öztürk, “Mesai saatlerinin farklılığı, bu sektörde çalışanlar için alışılmadık bir yaşam biçimi oluşturuyor. Özellikle gece boyunca süren yoğun tempo, hal çalışanlarının düzenini tamamen tersine çeviriyor. Gece saatlerinde başlayıp sabaha kadar devam eden bu süreç, işin doğası gereği oldukça yorucu ve zorlu oluyor. Geceyi gündüz gibi yaşıyoruz. Bu işi yapanların çoğu akşamdan sabaha kadar çalışmak zorunda kalıyor. Gece çalışmak, haliyle insanların biyolojik ritmini etkiliyor ve çoğu zaman sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Ancak bu mesai düzeni, ürünlerin zamanında alınıp satılması için kaçınılmaz gerekliliklerden biri. Kış aylarında ise bu tempo hem işçiler hem de ürünler için daha da zor hale geliyor. Soğuk hava, işçilerin çalışma koşullarını ağırlaştırırken, ürünlerin de sağlıklı bir şekilde depolanmasını ve taşınmasını engelliyor. Ürünlerin taze kalması ve taşınması, hassasiyet gerektiren durumların başında yer alıyor.” diye aktardı.

 

“Bu masrafları karşılamak için gelirimizin büyük kısmını harcamak zorunda kalıyoruz”

Toptancı Hali’ndeki nakit akışının duraksadığını ve giderek artan ödemelerin işletmelerdeki nakit döngüsüne zarar verdiğini bildiren Öztürk, “Kasamızı haftalık olarak sıfırlıyoruz ama nakit akışı sorunu yaşıyoruz. Kartla yapılan alışverişlerde banka komisyonu ödüyoruz. Giderler artıyor, kazanç azalıyor. Kredi kartıyla yapılan alışverişlerde ödenen banka komisyonları, özellikle küçük işletmeler için büyük bir yük haline geliyor. Bu durum, işletme sahiplerinin elde ettikleri gelirin büyük bir kısmının banka ve ödeme sistemi komisyonlarına gitmesine neden oluyor. Banka komisyonları gerçekten büyük bir problem haline geldi. Giderler arttıkça, kazancımızdan kalan miktar ciddi şekilde azalıyor. Bu da bizim için oldukça zorlayıcı bir durum oluşturuyor. Ekonomik dengeyi bozan faktör sadece ödeme sistemlerindeki zorluklarla sınırlı değil. Toptancı Hali’ndeki komisyoncular yüksek kira, stopaj ve personel giderleri gibi sabit maliyetlerle karşı karşıya kalıyorlar. Hem kira hem stopaj hem de personel masrafları devamlı artıyor. Bu masrafları karşılamak için gelirimizin büyük kısmını harcamak zorunda kalıyoruz. Özellikle pandemi sonrası ekonomik belirsizlikler ve artan maliyetler, sektördeki işletmelerin sürdürülebilirliğini ciddi şekilde tehdit ediyor. Komisyoncular, sürekli artan giderlerle başa çıkabilmek için çözüm arayışına giriyor. Ancak gelirlerin sabit kalması, işletmelerin ayakta kalma mücadelesini daha da karmaşık hale getiriyor.” şeklinde konuştu.

 

“Mevsimsel değişimler hem kaliteyi hem de ekonomik dengeyi olumsuz etkiliyor.”

Toptancı Hali’nde sadece fiyatların değil, ürün kalitesinin de mevsimsel koşullardan doğrudan etkilendiğini ve tarım ürünlerinin doğası gereği birçok risk barındırdığını aktaran Öztürk, “Mevsimsel değişimler hem kaliteyi hem de ekonomik dengeyi olumsuz etkiliyor. Yaz aylarında, özellikle çilek gibi hassas meyveler bir gün bile bekletilirse sulanır, yumuşar ve bozulur. Bu da hem üreticiye hem de satıcıya doğrudan zarar olarak yansıyor. Mevsimsel değişikliklerin etkisi sadece sıcaklıkla sınırlı değil; ürünlerin raf ömrünü etkileyen kimyasal süreçler de işin içinde. Elma ve muz gibi ürünlerin doğasında bulunan etilen gazı, uygun olmayan koşullarda çürümeyi hızlandırıyor. Bu ürünler aynı ortamda bekletildiğinde, etilen gazı yayarak yanlarındaki ürünlerin daha çabuk olgunlaşmasına ve hatta bozulmasına sebep olabiliyor. Özellikle yazın sıcaklıklar artığında, bu süreç çok daha hızlanıyor. Tüm bu faktörler, hal esnafı için ekonomik kayıplara yol açarken, ürünün tüketiciye ulaşana kadar yaşadığı süreci de hassaslaştırıyor. Ürün kalitesini korumak için ciddi bir çaba harcanıyor. Soğuk hava depoları, düzenli denetimler, hızlı satış ve sevkiyat gibi adımları sürekli olarak kontrol etmemiz gerekiyor. Aksi takdirde hem kalite düşüyor hem de zarar kaçınılmaz hale gelerek beklediğimiz gelirler gidere dönüşüyor.” diyerek sözlerini tamamladı.

 

Ankara Toptancı Hali’ndeki genel işleyişi, yaşanan aksaklıkları ve sorunları bizimle içtenlikle paylaşan Ankara Toptancı Hali İdari Amiri İbrahim Kıran’a ve Ankara Toptancı Hali komisyoncularından Eren Gökay Öztürk’e teşekkürlerimizi sunuyoruz.

 

Haber: Mehmet Yiğit Öçal

Fotoğraf: Ahmet Turğut

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

EN YÜKSEK SUÇ ORANI NEDEN AYDIN’DA?

  Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her yıl olduğu gibi bu yıl ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

ESKİ BİR TÜRKMEN ENSTRÜMANIN YENİDEN DOĞUŞU: ERBANE

  Eski çağlardan beri ritim ve müziğin vazgeçilmez bir enstrümanı olan ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00