Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


FOLKLORİK GİYSİLERLE YÖRÜK BEBEK YAPARAK GEÇMİŞİ GELECEĞE TAŞIYOR

31.12.2024
Kültür Sanat

 

Balıkesir’de yaşayan, Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçısı olan Fatma Oya Kocataş, Yörük kültürünü folklorik bebekler aracılığıyla geleceğe taşıyor. Geleneksel motifler ve yöresel dokularla hazırladığı bebeklerle hem kültürel mirası yaşatıyor hem de kadınların ekonomik hayata katılımını destekliyor. 

 

Yörük bebeklerini yaparken yalnızca geleneksel motiflere sadık kalmayıp, her bir bebeği bir hikâye olarak tasarlıyor. Yörüklerin geçmişten günümüze kadar gelen kültürünü, modern dokunuşlarla birleştirerek, bu bebeklerin her birini bir kültürel miras olarak günümüze taşıyor. Sabır, hayal gücü ve geleneksel el sanatlarına olan bağlılık, Kocataş’ın tasarımlarının temelini oluşturuyor. Her bir bebek, Kocataş için yalnızca bir figür değil, aynı zamanda bir kültürün, bir halkın geçmişini simgeliyor. Bu bebeklerin yapımı sırasında Kocataş, geleneksel el sanatlarıyla modern tasarımları bir araya getirerek, Yörük kültürünü yaşatmaya devam ediyor.

 

"Kültürümüzün renklerini ve dokusunu geleceğe taşıyan bir hikâye anlatıyor."

Yörük bebek yapımı fikrinin nasıl ortaya çıktığını ve her bebeğin bir hikâyesi olduğunu ifade eden Fatma Oya Kocataş, “Çocukluğumda annemin sandıklarından çıkan yöresel kıyafetler hep ilgimi çekerdi. Kumaşların dokusu, desenleri beni büyülerdi. Yıllar sonra, geleneksel kıyafetlerimizi yaşatmak ve Yörük kültürümüzü geleceğe taşımak için folklorik bebek yapmaya karar verdim. Bu bebekler, yalnızca birer oyuncak değil, aynı zamanda geçmişten bugüne uzanan bir kültür köprüsü. Her bebek, kültürümüzün renklerini ve dokusunu geleceğe taşıyan bir hikâye anlatıyor. Yörük kültürünün derinliklerinden ilham alarak, her bebek özgün bir tasarımla hayat buluyor. Bu bebekler, geçmişin geleneklerini korurken, aynı zamanda modern dünyada da kültürel bir miras bırakmayı amaçlıyor.” ifadelerini kullandı.

 

“Yöresel kumaşları geri dönüştürerek değerlendiriyoruz”

Atıl durumda olan eşyaları geri dönüştürerek değerlendirdiğini belirten Kocataş, “Bebeklerin yapımında eski dokuma kumaşlar, yemeniler ve Yörük motiflerini taşıyan parçalar kullanıyoruz. Özellikle atıl durumda olan yöresel kumaşları geri dönüştürerek değerlendiriyoruz. Geri dönüşüm süreci, bu kumaşların yeni bir hayat bulmasına olanak tanırken, kültürümüzün izlerini de canlı tutuyor. Bebeklerin yüzleri genellikle kil veya hamurdan yapılıyor. Saçları ise yün veya iplerden hazırlanıyor. Her detayda Yörük kültürünün otantik ruhunu yansıtmaya özen gösteriyoruz. Örneğin, bir bebekte kullanılan her düğme ya da bir yemeninin kıvrımı, bir dönemin izlerini taşıyor.” dedi.

 

“Bu bebekler yalnızca Türkiye’de değil, yurt dışına da hediye olarak gönderiliyor”

Yörük bebeklerin sadece Türkiye’de değil yurt dışında da talep gördüğünü belirten Kocataş, “Başlangıçta aileme ve çevreme yapıp hediye ettim. Daha sonra festivallerde ve fuarlarda sergilemeye başladım. Sosyal medyada paylaşınca yaptığımız bebeklere talep arttı. Bir gün Afyon Hocalar Belediyesi’nden 500 tane Yörük bebek siparişi aldık. 500 tane sipariş alınca bunu tek başıma yapmam çok zordu. Ben de kursiyerlerime ve komşularıma 500 tane bebeğin üretimini pay ettim. Aile ekonomilerimize katkı sağlaması için 500 Yörük bebek yapıp Afyon Hocalar Belediyesi’ne gönderdik. Bu bebekler yalnızca Türkiye’de değil, yurt dışına da hediye olarak gönderiliyor. Özellikle yurtdışındaki Türkler için bu bebekler, vatan özlemini gideren ve kültürel bağlarını güçlendiren bir sembol haline geldi. Tanıtım sürecinde bebeklerin hikâyesini anlattığımızda daha da etkileyici bir hale geliyor.” şeklinde konuştu.

 

“İnsanlara,  Yörük bebeklerin sadece bir obje olmadığını yansıttım”

Yörük bebek yapımında karşılaştığı zorluklara değinen Kocataş, “Öncelikle, bu kültürel mirası doğru şekilde yansıtmak için derinlemesine bir araştırma yapmam gerekiyordu. Geleneksel motiflerin detaylarını öğrenmek, doğru kumaşları bulmak ve bu işin sürdürülebilirliğini sağlamak ciddi bir emek gerektiriyordu. Ayrıca el yapımı ürünlerin değerini anlatmak da bir başka zorluktu. İnsanlara Yörük bebeklerin sadece bir obje olmadığını yansıttım. Her birinin el emeğiyle, özenle yapıldığını ifade etmek için büyük bir sabırla çalıştım. Her detayı, kültürümüzün izlerini taşır şekilde anlatmaya gayret ettim ve her bebek, yalnızca fiziksel bir varlık değil, bir hikâyenin taşıyıcısı oldu.” ifadelerini kullandı.

 

“Kadınların birlikte üretmesi, kendilerine olan güvenlerini artırıyor”

Bu mesleği yaparak kadınların sosyalleştiğini ve istihdam sağladığını ifade eden Kocataş, “İlk olarak kadınların ev ekonomisine destek olmasını sağlıyor. Aynı zamanda üretim süreci, insanlara hem maddi hem manevi bir tatmin sunuyor. Özellikle atölyeler düzenleyerek kadınların hem beceri kazanmasını hem de sosyalleşmesini sağlıyoruz. İşin içine ailem de dâhil oldu. Torunlarımın ve eşimin destekleriyle daha güçlü bir bağ kurduk. Ben evde bebekleri yaparken eşim de bana yardım ederek o da Yörük bebeğin halı dokuma tezgâhını, testileri ve bunun gibi parçaları yapmaya başladı.  Bunun yanı sıra, bu çalışmalar toplumsal dayanışmayı artırıyor. Kadınların birlikte üretmesi, kendilerine olan güvenlerini artırıyor ve bu, toplumun geneline olumlu bir şekilde yansıyor.” dedi.

 

“Hem el becerilerini geliştiriyorlar hem de kültürel miraslarına sahip çıkmayı öğreniyorlar”

Atölyeler kurarak yeni nesillere Yörük bebek yaparak kültürel değerleri öğrettiklerini belirten Kocataş, “Gençlere ve yeni nesillere bu kültürü aktarmak için derneğimiz aracılığıyla çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Atölyelerde gençlerle ve çocuklarla birlikte çalışarak onlara bu kültürü tanıtıyoruz ve bebek yapım sürecini öğretiyoruz. Özellikle ortaokullarda atölye kurarak çocuklarla etkileşimde bulunuyoruz. Bu süreçte çocuklar geleneksel motifleri öğrenirken aynı zamanda yaratıcı yönlerini geliştirme fırsatı da buluyorlar. Böylece hem el becerilerini geliştiriyorlar hem de kültürel miraslarına sahip çıkmayı öğreniyorlar. Bu tür çalışmalar çocukların hem geçmişle bağ kurmalarına yardımcı oluyor hem de bu değerleri gelecek nesillere aktarmada bir köprü işlevi görüyor.” şeklinde konuştu.

 

“Hayallerinizden asla vazgeçmeyin” 

Bu işi yapmak isteyenlere cesur olmalarını ve hayallerinden vazgeçmemelerini tavsiye eden eden Kocataş, “Öncelikle kültürümüze olan sevgiyi kaybetmemek gerekiyor. Bu iş sabır ve hayal gücü gerektiriyor. Geleneksel motiflerden ilham alın ama modern yorumlarla özgün tasarımlar yapmaya çalışın. Ayrıca bir işe başlarken cesur olun, zorluklar sizi yıldırmasın. Her bebek, yapılan emekle bir hikâye taşıyor. Hayallerinizden asla vazgeçmeyin çünkü bu hayaller sizi başarıya taşıyacak en önemli güçtür. Yaptığınız her bebek yalnızca bir sanat eseri değil, aynı zamanda kültürel bir mirasın taşıyıcısıdır. Her emek bir hikâye anlatır ve bu hikâyeler geleceğe bırakacağınız en büyük armağandır. Bu süreçte sabır, sevgi ve kararlılıkla çalışmayı asla bırakmayın.” ifadelerini kullandı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçısı da olan Fatma Oya Kocataş el becerisini Yörük kültürü ve hikâyelerle buluşturuyor, geçmişi geleceğe taşıyarak hem kültürel mirası yaşatıyor hem de kadınların ekonomik hayata katılımını destekliyor.

 

Haber: Ömer Faruk Yalçın

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00