Kaynaklara göre İstanbul tarih boyunca 32 kez kuşatılmış ama en sonunda bu toprakları Fatih Sultan Mehmet almıştır. Ne şanlıdır ki İstanbul’u aldıktan sonra şehrin en büyük kilisesini camiye çevirmiştir. Tarihi havası, etnik mimarisiyle bu yapı Arap Cami’dir ve 1307 yıldır yaşayan kültürel bir mirastır.
Arap Cami hakkında “Ezan sesinin duyulduğu ilk cami” rivayetleri dolaşsa da aslında Arap Cami, Fatih Sultan Mehmet’in şehre fetih hediyesidir. Fetih hediyesi olmakla kalmayıp, bu yapı farklı medeniyetlerin ibadethanesi olmuştur. Bu mirasın uzun geçmişini öğrenmek ve bugünlere nasıl geldiğine tanık olmak için Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Türk ve İslam Sanatları Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Osman Ülkü ile konuştuk. Şimdi gelin hep beraber bu köklü mirasın yorgunluğuna tanık olalım.
İki farklı dünyanın kapısı
İstanbul’un Beyoğlu ilçesinin Galata semtinde bulunan, günümüzdeki adıyla Arap Cami’nin Doğu ve Batı dünyası tarafından benimsediği iki farklı tarihi vardır. İslam ve Hristiyan aleminin yakıştırdığı bu tarihler, iki farklı dünyanın kapısını aralamaktadır. Kayıtlara 540’lı yıllarda kilise olarak geçen günümüzdeki caminin o dönemdeki adı Aya İrini’dir. Bu isme sahip olmasının önemini Osman Ülkü şu sözlerle anlattı: “İstanbul’da sadece iki tane Aya İrini adında kilise vardır ve Aya İrini ‘en kutsal’ anlamına gelir. Bu iki kiliseden bir tanesi de Arap Cami'dir. Diğeri Topkapı Sarayı’nın içerisinde bulunur. Arap Cami’nin bu kadar gözde olma sebebi Haliç’in, yani tarihi yarımadanın tam karşısında olmasıdır. Bilinen ilk ezan sesinin duyulduğu rivayetlerinin aksine bu cami kültürel bir miras ve Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’a nişanesidir.”
Kuşatılmalara doymayan yapı
İstanbul’a birçok kez kuşatma girişiminde bulunulmuştur. Bu konuda Ülkü, “İstanbul’u feth etmek herkes için büyük bir hayaldi. Emeviler 700’lü yıllarda İstanbul’un fethi için kuşatma başlatmıştır fakat Haliç’i aşıp tarihi yarımadaya ulaşamamıştır. Bu sırada Aya İrini 1200’lü yıllara kadar ulaşıyor lakin kuşatma sebebiyle harap şekilde. Sonrasında 1204 yılında 4. Haçlı Ordusu kuşatmıştır. Bu sefer büyük bir yağma yapılmıştır. İstanbul’u kuşatıp burada kalmak ve Latin bir devlet kurmak istiyorlardır. Bu istila sırasında bir önceki aldığı yaralarla birlikte hepten harap olan kilisenin yerine de bir Aziz Paolo Katolik Kilisesi kurulmuştur. Bu değişimin son değişim olduğunun düşünülmemesi gerekmektedir. Çünkü sonrasında bu kilise farklı kuşatmalarla daha da değişerek Dominik Kilisesi olarak düzenlenmiştir.” şeklinde konuşarak kuşatmalarla kilisenin nasıl farklı kültürlere geçtiğini aktardı. Kilise İstanbul’un fethine kadar bu değişimle gitmiş ve en son büyük kuşatmayla birlikte Fatih Sultan Mehmet tarafından 1472 yılında camiye çevrilmiştir.
İsminin hikayesi
Kilisenin camiye dönüştürülmesinden 20 yıl sonra Endülüs Müslümanları İspanya’da yaşanan katliamlar yüzünden göç etmek zorunda kalmış ve bu büyük tarihin etrafına yerleştirilmiştir. Endülüs Müslümanları’nın tarihi yapının etrafına yerleşmesinden dolayı da dönüşen camiye Arap Cami adı verilmiştir. Doç. Dr. Osman Ülkü, “Galata’nın meşhur perşembe pazarı denilen yerinde konumlanan cami birçok kez restore edilmiştir. Restorasyona ihtiyacı vardı çünkü çevresindeki oluşumlar o kadar camiye yaklaşmıştı ki cami adeta görünmez hale gelmişti. Bu değerli yapının ortaya çıkarılması adına bir temizlik yapılmıştır. Çevresindeki evler kaldırılmış, bu sayede cami serbest kalmıştır.” diyerek caminin restorasyonu hakkındaki bilgileri aktardı.
İlginç mimari
Her ne kadar betonların arasında sıkışıp kalsa da Arap Cami, dış mimarisiyle eşsiz bir değer olmaya devam etmektedir. Gotik mimari tarzıyla inşa edilen yapı İstanbul’daki camilere kıyasla farklıdır. Ülkü, Arap Cami’nin mimarisi hakkında, “İslam kültürü adına önemli olan bu yapı bazilika plan sisteminde yapılmıştır. Batılılaşmanın, ampir üslubun son aşamalarını bu yapıda görebilmekteyiz. Yapının inşaatı ise tamamen taş ve tuğladır. Caminin minaresi ise 3 katlı bir çan kulesinden dönüştürülmüştür ki bu da yapının aslında kilise olduğuna dair en güçlü kanıttır. Günümüzde hala kilise planına sahiptir. Ahşap yapısı ve diktörtgen mimarisiyle bu açıdan dikkat çeker. Klasik Osmanlı tarzından ayrılmaktadır. İslamlaşması adına atılan adımlardan biri de içerisine bir çilehane eklenmesidir.”dedi. Bu sözleriyle konuşmasını noktalayan Osman Ülkü son olarak, “Herkesin sandığının aksine Arap Cami İstanbul’un ilk camisi değildir. Bu yapı tamamen kiliseden camiye dönüştürülmüştür. Hatta İstanbul’un en büyük kilisesi olma özelliğine sahiptir. Arap Cami, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’a hediyesidir, fethin nişanesidir.” dedi.
Bu sayede görüyoruz ki eskiden kilise olan bu yapı farklı kültürler, farklı mezhepler için ibadethane olmuş ve kapıları insanlara hep açık kalmış, adeta yaşayan bir ruh olmuştur. İlk ezan sesinin duyulması ya da ilk cami olma sıfatlarına sahip olması bu kültürel mirasın bizler için değerini değiştirir miydi bilinmez. Lakin bilinir ki Arap Cami bu haliyle İstanbul için gözde bir değer olmaya devam edecektir. Bizlere bu kıymetli bilgileri aktaran değerli hocamız Doç. Dr. Osman Ülkü’ye teşekkür ederiz.
Haber: Şevval Kalkan
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...