Dünyada milyonlarca izleyicisi olan anime, Türkiye’de de hatırı sayılır bir izleyici kitlesine sahiptir diyebiliriz. İzleyicisine görsel şölen yaşatan, kısa ve uzun metrajlı olarak çekilen bu tür, sinema ile televizyonda yerini alıyor. Günümüzde, internet üzerinden de takip edilebilen farklı konulardaki animeler, izleyicisini tutkuyla kendine bağlamanın ötesinde, kişilerin yaşam tarzını da şekillendirebiliyor. Japonya’ya ait manga çizim sanatının hayat bulmasıyla ortaya çıkan anime, hem çizgi film hem de bir animasyondur. Ege Üniversitesi Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Onur Orkan Akşit ve anime tutkunlarının ifadeleriyle bu özgün animasyondan bahsedeceğiz.
Japon kültüründen izler taşıyan ve dünyada milyonlarca kişi tarafından takip edilen animeler oldukça ilgi görüyor. Cosplay çalışması kapsamında karakterlerinin canlandırılması, merakla okunan mangalar, izlenen film ve diziler, anime takipçilerinin kuvvetli bağ kurduğu tutkulardan birkaçıdır. Türkiye’de genç kesimin yoğun ilgi gösterdiği bu animasyonlar, yaşça büyük kişiler tarafından da izleniyor. Dizi halinde yayınlanan animelerin bir bölümü ortalama 20 dakikalık izleme süresine sahiptir. Anime filmlerinin süresi ise konusuna göre değişkenlik gösterebilir.
‘‘Temelde çizgi filmdir, ancak yetişkinlere yönelik içeriklerin derinliği ve fazlalığı ile batıdaki örneklerinden ayrılıyor’’
Kaynağını, “manga” adı verilen Japon çizgi romanlardan alan animeler, Ege Üniversitesi Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Onur Orkan Akşit’in söylediğine göre Türkiye’de büyük bir ilgi görüyor. Akşit, “Sözlük anlamıyla ve teknik olarak bakıldığında anime, temelde çizgi filmdir, ancak yetişkinlere yönelik içeriklerin derinliği ve fazlalığı ile batıdaki örneklerinden ayrılıyor diyebiliriz. Türkiye’de, Uzak Doğu kültürüne olan meraktan dolayı artan bir ilgi olabilir. Sanat bağlamında da animelerin, kendine özgü çizim tarzını öğrenmeye çalışan bir kesimden bahsetmek mümkün.” ifadeleriyle hem animenin tanımından hem de ülkemizde animeye duyulan ilginin nedenlerinden bahsediyor.
“Anime, Japonca’yı öğrenme ve yeni arkadaşlıklar kurmamı sağladı”
Yüzlerce anime izleyen Ege Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı öğrencisi Dilan Boğukoğlu, “300’e yakın anime izledim. 12-13 yaşlarında İngilizce alt yazılı veya Japonca dublajlı animeleri izliyordum. O yıllarda Türkçe diline sahip içerikler bulamadığım için, anlamasam da farklı şekilde algılayabiliyordum. Sonrasında, yine o yıllarda Japonca basit kelimeleri anlayabildiğimi ve konuşabildiğimi ailemle birlikte fark ettik.” şeklinde aktararak izlediği animelerin dil öğrenimi bakımından kendisine katkı sağladığını belirtiyor. Sosyalleşmesini sağlayan arkadaşlıkların çoğunu izlediği animeler sayesinde kazandığını söyleyen Boğukoğlu, “Anime, Japonca’yı öğrenmemi ve yeni arkadaşlıklar kurmamı sağladı. Ortak bir alanda birleştiğim ve kendime yakın gördüğüm insanlarla ilişkim, sahip olduğum anime tutkusundan kaynaklanıyor diyebilirim.” sözleriyle bu tutku sayesinde hem kültürel hem de sosyal anlamda bir doyuma ulaştığını ekliyor.
“Cosplay, karakterin sadece kostümünü giymek değildir. Kostümü giyilen karakter aynı zamanda canlandırılır”
Cosplay’in kısaca “Kostüm Oyunu” olduğunu ifade eden Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde Moda Tasarım öğrencisi olan Ali Eren Alkaç, çizgi film, sinema, dizi ve video oyunlarındaki karakterlerin kostümünü giyerek gerçekleşen bu etkinliğin, ülkemizde yavaş yavaş bilinmeye başladığını belirtiyor. Alkaç, “Cosplay, karakterin sadece kostümünü giymek değildir. Kostümü giyilen karakter aynı zamanda canlandırılır.” ifadeleriyle, canlandırılan karakterin kişiliğine uygun tavır ve hareketleri sergileme yeteneğinin, kişide olması gerektiğinden söz ediyor. Animeyi, diğer animasyonlardan ayıran farklar olduğunun altını çizen ve sahne ismi “Nomadcosplay” olan Alkaç, “Çizim stili, karakter gelişimleri, kurgu ve hikaye örgüsü en büyük farklardır. İzleyicilerin algılarına bağlı olarak Japonca’nın da anime içerikleri sayesinde öğrenilebileceğini düşünüyorum. Japon kültüründen izler taşıyan bu içerikler, aynı zamanda bilgilendirici bir niteliktedir diyebiliriz.” sözleriyle, animelerin birçok önemli farkı olduğunu ifade ediyor. 50’ye yakın anime izlediğini ifade eden Alkaç, “Bazı anime izleyicileri, karakteri çok benimsiyor. Kurgu bir karakteri, aşırı derecede benimseyen kişi, kendi kişiliğini yok edebiliyor.” diyerek izleyicinin Cosplay’i abartması durumunda olumsuz etkilenebileceğine vurgu yapıyor.
“Animelerin birçoğu dostluk, sadakat ve mücadele etmeyi insana aşılayan içeriklere sahip”
Animelerin geniş bir konu yelpazesine sahip olduğunu belirten Marmara Üniversitesi Coğrafya Bölümü öğrencisi Eda Dura, seyrettiği animeler için “İzlediğim içeriklerde hayattan kesitler var. Animelerin birçoğu dostluk, sadakat ve mücadele etmeyi insana aşılayan içeriklere sahip. Dostluğu, sadakati, inançlı olmayı, başarmayı ve mücadele etmeyi konu alan birçok içerik var. Bu animeleri izlerken doğal olarak etkileniyorum ve bu durum bana olumlu olarak yansıyor.” dedi. 100’e yakın anime izlediğini belirten Dura, “Farklı bir kültür ile etkileşim sağladığını düşündüğüm animeler sayesinde, bilgi birikimime katkı sağlıyorum. 7 yıldır sıkı bir şekilde takip ettiğim animelerin, olumsuz içeriğe sahip olanlarından uzak durmaya çalıştım. Her içeriğin iyisi kötüsü olduğu gibi animelerin de olumsuz etki oluşturacak konulardaki içeriğe sahip olduğunu biliyorum.” sözleriyle, animelerin iyi yanları olduğu gibi şiddete yönlendirici birkaç tane olumsuz içeriği olduğunu da ortaya koyuyor. Dura’ya göre, Türkiye’de anime 2020 yılına kadar fazla bilinmiyordu. Dura, bunun başlıca nedeni, “Pandemide insanlar evlerinde daha fazla vakit geçirmeye başladı. Evde yapacak aktivite arayışına girdikleri için farklı şeyleri keşfettiler. Anime de bunlardan biriydi.” sözleriyle açıklayarak cümlelerini sonlandırdı.
Japonya’ya özgü manga çizim sanatıyla çizilen animeler, her yaştan kişiye hitap ediyor ve insanları keyifle ekranların başında tutuyor. Türkiye’de de her geçen dönem büyüyen bir kitleye sahip olan bu içerikler, gençlerin ilgi odağı olmaya devam edecek gibi gözüküyor.
Haber: Erdem Karahan
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
CUMHURİYET’İN İLK KADIN MUHTARI: GÜL ESİN
Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk kadınını modern toplumun simgesi ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
Zeytinyağı mucizesini bilmeyen yoktur. Kalp ve damar sağlığı başta olmak ...
TÜRKİYE'NİN İLK MATEMATİK MÜZESİ
Aydın'ın Efeler ilçesinde, Türkiye'nin ilk matematik müzesi olma özelliğine sahip ...
DOĞUNUN SAKLI CENNETİ: CİLO DAĞLARI SAT BUZUL GÖLLERİ MİLLİ PARKI
Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı, 3 bin 400 rakımlı Saklı Cennet ...
Birçok alanda olduğu gibi tarım alanı içinde meydana gelen pek ...