Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


ENGELSİZ TİYATRO

27.11.2022

 

Aydın Kuşadası’nda bulunan Erdoğan Öven Engelliler Köyü özel ihtiyaç sahibi birçok bireylere yeni bir alan sağlıyor ve bu bireylerin hobilerini geliştirmelerine katkıda bulunuyor. El işleri, beden eğitimi ve tiyatro eğitimleri gibi aktiviteleri gönüllü şekilde öğrencilerine sunuyor.

Özel ihtiyaç sahibi bireyler, aktif yaşama dahil olmakta zorluklar çekmektedir. Bu durumu kolaylaştırmak adına önemli bir adım atan Erdoğan Öven Engelliler Köyü, sağladığı imkanlar ve gönüllü çalışanları ile öğrencilerini aktif yaşama dahil etmeye çalışıyor. Burada gönüllü olarak tiyatro eğitimi veren Mehmet Turan, sergiledikleri oyunları ve düzenledikleri etkinlikleri bizlere anlattı. 

 

Mehmet Turan kimdir?

Ben Kuşadası Belediyesi’nde tiyatro biriminden sorumlu Mehmet Turan. Yaklaşık yedi yıl önce İzmir'den Kuşadası'na geldim. 2017’den beri Erdoğan Öven Engelliler Köyü'nde gönüllü olarak drama ve tiyatro eğitimi veriyorum. Bu süreçte, Bir Orman Şenliği ve Bana Bir Masal Anlatsana isimli iki oyun sergiledik. Bu oyunlarımız ve çalışmalarımızla da sosyal sorumluluk projesi ödülü aldık. 

 

Erdoğan Öven Engelliler Köyü nasıl kuruldu?

Erdoğan Öven Engelliler Köyü, 1995 yılında Canan Güler başkanlığında kuruldu. Önce Canan Hanım’ın küçük bir bürosunda başladık. Önceliğimiz çocuklara bir alan sağlayıp onlarla vakit geçirmekti. Böylelikle aileleri için de vakit yaratmış olacaktık ve çalışmaya bu şekilde başladık. Daha sonra bağışlar oldu, faaliyetler artmaya başladı. Bu nedenle bir okul açma kararı aldık. 

Önce bir apartmanın bodrum katını okul haline getirdik. Daha sonra Kuşadası'ndaki engelli öğrencilerimize ulaştık. Onları burada buluşturduk. Öğrencilerimiz okula belediyenin bağışladığı servisle gelmeye başladılar. Zaman geçtikçe öğrencilerimizin artmasından dolayı artık okula sığamamaya başlamıştık. Biz yeni bir yer düşünürken, hiç konuşamayan bir öğrencimizin velisi, kızının burada aktif yaşama katıldığını ve şarkılar söylemeye başladığını görünce bize bu köyü bağışlamak istedi. Biz de hayalimizi gerçekleştirmiş olduk. Halkın bağışları ile burayı geliştirdik. Buradaki öğrencilerimizin yaş aralığı 23 ile 50 arasında. Hepsi hemen hemen 10 yaşından beri birbirlerini tanıyorlar. Bir aile gibiyiz, gönüllü işler yapıyoruz ve öğrencilerimiz de birbirlerine çok bağlı.

 

Bu gönüllü projeye ve kursa nasıl başladınız?

Gönüllü tiyatro eğitimi fikrini bir gazetede görmüştüm. Daha sonra derneğin kurucusu Canan Hanım ile görüştüm ve böyle bir katkıda bulunmak istediğimi anlattım. Beş yıldır severek bu işi yapıyorum. Kursumuza ilk önce yaratıcı drama ile başladık. Daha sonra, tiyatronun doğaçlama dediğimiz alanıyla ilerlemeye devam ettik. Şu an büyük ölçüde doğaçlama üzerinden ilerliyoruz, bir şey kurguluyoruz ve öğrenciler de onun üzerinden doğaçlama yeteneklerini sergiliyorlar. 

 

Siz eğitime başladıktan sonra alışma süreci nasıl gelişti?

Hepsi birbirini çok uzun zamandır tanıdığı için zaten kaynaşmış durumdalardı. Hatta benim alışmam daha zor oldu. Onlarla vakit geçirdikten sonra burayı çok sevdim ve zamanla bir aile gibi olduk.  Ayrıca burada farklı etkinlikler de gerçekleştiriyoruz. Hatta iki kere yaptığımız el işi etkinliklerini sergileme fırsatı da bulduk. 

Aralarında ağır otizmli, hiç konuşmayan arkadaşlarımız var. Bu engellere rağmen çok sıcak bir ortam oluştu. Hatta bazen buraya gelemediğimde bana kızıyorlar, eğitimi aksatmamı istemiyorlar. Çoğu, sosyal bireyler oldukları için tiyatro gibi etkinliklerden de zevk alıyorlar. Oyunlarımızı sergilerken daha rahattık. Hepsi bu işi severek yapıyordu. Benim amacım, onları aktif yaşama dahil etmekti. Bu hayalimi de gerçekleştirmiş oldum.

 

Seyirciyle buluşan oyunlarınızı bize anlatabilir misiniz?

“Bir Orman Şenliği” oyunu, ormanda yaşayan hayvanların hikayesini anlatıyor. İnsanların ormana gelip bina yapmak istediği, hayvanların da buna karşı çıktığı bir hikâye. Bir peri insanlara, ormanlara yaptıklarının sonuçlarını gösteriyor ve böylelikle insanlar ormanlara zarar vermeme kararı alıyor. Oyunun sonunda insanlar ve hayvanlar birlikte yaşıyorlar. 

“Bana Bir Masal Anlatsana” oyunumuz ise Beralt Brecht'in “Kafkas Tebeşir Dairesi” oyunundan uyarladığımız bir oyundur. Emek ve kan bağı üzerine kurguladığımız bu oyunda, bir kral,  kraliçe  ve  bir çocukları var. Tüm varlıklarını para üzerine kurmuş olan bu aile, ülkede savaş çıktığında  ilk kaçanlar oluyor ve çocuklarını geride bırakıyorlar. Sonra, sarayın hizmetçisi çocuğu sahipleniyor, kendi köyüne götürüyor ve orada büyütüyor. Bir süre sonra çocuğun babası ölünce, varisi olarak tüm krallık çocuğa kalıyor. Bunu duyan kraliçe çocuğunu geri almak istiyor ve böylelikle mahkemeye gidiyorlar. Sonra mahkeme, çocuğu en çok emek gösteren kişiye yani hizmetçiye veriyor. Bu hikâye, emeğin kan bağından daha önemli olduğunu anlatıyor. Öğrencilerimiz bu oyunları sergilerken hikâyelerin amacını ve değerini anlamış oluyor.

 

Son olarak Mehmet Turan, “Gönül ister ki bu etkinlikleri ve oyunları tüm Türkiye'ye gösterebilelim. Öğrencilerimiz, özel bakıma ihtiyaç duyan bireyler olduğu için, ulaşım zorluklarından dolayı etkinliklerimize sadece Kuşadası'nda devam ediyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.

 

Haber: Fatma Sevdi

Fotoğraf: Mazhar Taha Akkaya

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

EN YÜKSEK SUÇ ORANI NEDEN AYDIN’DA?

  Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her yıl olduğu gibi bu yıl ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

ESKİ BİR TÜRKMEN ENSTRÜMANIN YENİDEN DOĞUŞU: ERBANE

  Eski çağlardan beri ritim ve müziğin vazgeçilmez bir enstrümanı olan ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00