Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


ELEKTRİKLİ ARAÇLAR GERÇEKTEN KARBON AYAK İZİNİ KÜÇÜLTÜYOR MU?

24.03.2025
Bilim ve Teknoloji

 

Son yıllarda dünya genelinde fosil yakıt kullanımını azaltma ve çevreyi koruma amacıyla elektrikli araçlara geçiş hız kazandı. Birçok ülke, karbon ayak izini küçültmek için içten yanmalı motorlardan vazgeçerek elektrikli araçların kullanımını teşvik ediyor. Ancak elektrikli araçların gerçekten çevreye beklenen olumlu katkıyı yapıp yapmadığı konusunda bilim insanları ve çevre uzmanları arasında tartışmalar devam ediyor. 

 

Bu konuyu daha iyi anlamak için Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mümtaz Yılmaz ve Çevre Mühendisi Aykut Savaş ile görüştük.

 

Üretim sürecinin karbon yükü

Elektrikli araçların karbon salınımını düşürme potansiyeli büyük olsa da üretim süreci önemli bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Elektrikli araçların özelliklerinden bahsederek sözlerine başlayan Mümtaz Yılmaz, “Elektrikli araçların en önemli bileşeni olan lityum-iyon bataryalar, lityum, kobalt ve nikel gibi madenlerden üretiliyor. Bu madenlerin çıkarılması ve işlenmesi sırasında ciddi miktarda karbon salınımı gerçekleşiyor. Bu yüzden bir elektrikli araç üretilirken içten yanmalı bir araçtan daha fazla karbon salınımı ortaya çıkabiliyor. Ancak aracın kullanım ömrü boyunca sağladığı düşük emisyon, bu açığı zamanla kapatabiliyor.” ifadelerine yer vererek özellikle batarya üretiminin yüksek enerji tüketimi gerektirdiğini belirtti. Aykut Savaş ise benzer bir noktaya dikkat çekerek bataryaların geri dönüşümü konusunda yaşanan sorunları şu şekilde vurguladı: “Elektrikli araçların çevresel etkilerini değerlendirirken, batarya geri dönüşüm süreçlerini de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Şu an için bataryaların verimli bir şekilde geri dönüştürülmesi oldukça maliyetli ve teknik olarak zor. Eğer bu süreçler geliştirilmezse, elektrikli araçların karbon ayak izi beklenenden yüksek olabilir. Elektrikli araçlar, karbon emisyonlarını azaltmak adına önemli bir adım olsa da üretim süreçleri, elektrik üretim kaynakları ve batarya geri dönüşümü gibi faktörler göz önünde bulundurulmadan tam anlamıyla çevreci olarak değerlendirilemezler. Gerçekten düşük karbonlu bir ulaşım sistemine geçiş için sadece elektrikli araçlara yönelmek yetmez. Toplu taşımayı teşvik etmek, yenilenebilir enerji yatırımlarını artırmak ve araç üretim süreçlerini daha sürdürülebilir hâle getirmek de gereklidir.” 

 

Elektriğin kaynağı kritik bir faktör

Elektrikli araçların çevresel faydasını belirleyen en önemli etkenlerden biri, kullanılan elektriğin nasıl üretildiğidir. Eğer bir ülke elektrik üretiminde büyük oranda kömür veya diğer fosil yakıtlara bağımlıysa, elektrikli araçların karbon ayak izinde beklenen azalma gerçekleşmeyebilir. Bu konu ile ilgili olarak konuşan Yılmaz, “Norveç gibi ülkelerde elektrik üretiminin büyük kısmı hidroelektrik gibi yenilenebilir kaynaklardan sağlanıyor. Bu nedenle, elektrikli araçların karbon emisyonlarını azaltma potansiyeli oldukça yüksek. Ancak Çin gibi büyük ölçüde kömüre dayalı enerji üretimi yapan ülkelerde, elektrikli araç kullanımı karbon salınımını azaltmaktan çok, sadece emisyonun kaynağını değiştirmiş oluyor. Türkiye’de ise enerji üretiminde hâlâ kömür ve doğal gaz önemli bir paya sahip. Bu yüzden, elektrikli araçların çevresel avantajları, enerji üretim sistemimiz yenilenebilir kaynaklara kaymadıkça tam anlamıyla ortaya çıkmayacaktır.” ifadelerini kullandı. 

 

Elektrikli araçlarla geleceğe yeşil ışık

Elektrikli araçların karbon ayak izi değerlendirilirken, üretimden geri dönüşüme kadar olan tüm süreçler dikkate alındığında, genel olarak içten yanmalı araçlardan daha çevreci olduğu görülüyor. Ancak bu durum, aracın ne kadar süre kullanıldığına da bağlı. Bu konuya da dikkat çeken Savaş, “Bir elektrikli aracın üretim sürecinde içten yanmalı araçtan daha fazla karbon salınımı gerçekleşiyor. Ancak araç belirli bir kilometreye ulaştığında bu fark kapanıyor ve elektrikli araç daha çevreci hâle geliyor. Bir elektrikli aracın içten yanmalı bir araçtan daha düşük karbon ayak izine sahip olması için yaklaşık olarak 60-70 bin kilometre kullanılması gerekiyor. Bu mesafeyi aşan elektrikli araçlar, gerçekten çevreye daha az zarar veriyor, diyebiliriz.” cümleleriyle, halihazırda kullanımda olan elektrikli araçların 60-70 bin kilometreyi rahatlıkla geçtiğine şahitlik edebileceğimizi ve elektrikli araçların tercih edilmesinin karbon ayak izimizi küçülteceğine vurgu yaptı.

 

Bu bilgiler ışığında, elektrikli araçların karbon ayak izini küçültmede etkili olduğunu ancak bunun birçok değişkene bağlı olduğunu söyleyebiliriz. Gelecekte teknolojinin gelişmesiyle birlikte bu araçların daha çevreci hâle gelmesi ise kaçınılmaz görünüyor. Elektrikli araçlar, doğru koşullar sağlandığında karbon ayak izini küçültme potansiyeline sahip. Ancak, üretim süreçlerinden enerji kaynaklarına kadar birçok faktör bu etkinin ne kadar büyük olacağını belirliyor. Fakat enerji üretiminde hâlâ fosil yakıtlara bağımlı ülkelerde, elektrikli araçların çevresel avantajları sınırlı olabilir. Bununla birlikte, enerji dönüşümü hızlandıkça ve batarya geri dönüşüm sistemleri iyileştikçe, elektrikli araçların fosil yakıtlı araçlara kıyasla daha çevreci olduğu gerçeği oldukça net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Son olarak, uzmanlara göre karbon ayak izini küçültmek için yenilenebilir enerjiye yatırım yapmak, geri dönüşüm sistemlerini geliştirmek ve ulaşımda toplu taşıma ve bisiklet gibi alternatilfleri teşvik etmek de büyük önem taşıyor. Karbon ayak izini gerçekten küçültmek ancak bu şekilde mümkün olabilir.

 

Haber: Serdar Yılmaz

Fotoğraf: Abdurrahman Gürbüz

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00