Çarşamba'nın ünlü yumurta topuk ayakkabıları hem bir giyim aracı hem de bir kültür mirası olarak nesilden nesile aktarılıyor. Yüzyıllardır süregelen bu geleneksel zanaat, sadece Çarşamba'nın sembolü değil, aynı zamanda Türk el sanatlarının da değerli bir örneği. Yumurta topuk ayakkabılarının üretim süreci, kullanılan malzemeler ve sosyal anlamları, her bir ayrıntıda tarih ve kültür barındırıyor.
Yumurta topuk ayakkabılarının tarihi, Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar uzanır. İlk zamanlarda daha basit ve sade bir yapıya sahip olan bu ayakkabılar, başlangıçta yemeni şeklindeydi. Ancak zaman içinde, ustaların elinde estetik ve işlevsel anlamda büyük bir evrim geçirdi. Usta zanaatkarlar, ayakkabının tasarımına topuk ekleyerek hem görsel hem de kullanım açısından farklılıklar yarattılar. Böylece “yumurta topuk ayakkabı” doğdu. Geleneksel Türk el sanatları arasında kendine özgü bir yer edinen bu ayakkabılar, yalnızca estetik değil aynı zamanda derin bir kültürel anlam taşır. Yumurta topuk ayakkabıları, zaman içinde değişen sosyal yapılar ve tüketim alışkanlıklarıyla birlikte evrim geçirse de Çarşamba'nın yerel kimliğini oluşturan en önemli unsurlardan biri olma özelliğini hala koruyor. Bizlere yumurta topuklar hakkında bilgi vermesi için Usta Yusuf Puslu, Usta Ahmet Şahin, Usta Mithat Özcan ve Çarşamba Kunduracılar Esnaf Odası Başkanı Osman Aydın ile görüştük.
Ustaların imzasını taşıyor
Yumurta topuk ayakkabılarının üretim süreci, tamamen el işçiliğiyle gerçekleştirilir ve bu süreç, zanaatkarların tecrübe ve becerileriyle hayat bulur. Özcan, “Her bir ayakkabı ustanın ellerinde bir sanat eserine dönüşür. Bir çift yumurta topuk, genellikle 1 hafta ila 10 gün içinde tamamlanır ve her ustanın kendine özgü bir iş yapma yöntemi vardır, bu da her çifti farklı ve özel yapar.” sözleriyle bu emeğin özverisini dile getirdi. Ayakkabıların kişiye özel üretildiğine dikkat çeken Şahin, “Her ayakkabı sahibinin ölçülerine göre benzersiz bir şekilde tasarlanır ve ustaların bireysel dokunuşlarını taşır. Taban tasarımları, yükseklik ayarları ve dikiş teknikleri, her ustanın kendine has usulünü yansıtır. Yani ayakkabıya bakıldığında bunu hangi ustanın yaptığı kolayca anlaşılır.” ifadeleriyle bu zanaatın kişiselleştirilmiş inceliklerini vurguladı.
“Topuklarının çıkardığı ses, adeta bir imza gibidir.”
Tasarım açısından incelendiğinde, yumurta topuk ayakkabılarının en belirgin özelliği, topuğunun yuvarlak ve bombeli formudur. Bu tasarımın, sadece estetik bir yön taşımadığını bunun yanında kullanıcılarının rahatlığı ve dengesi için de önemli bir işlevi olduğunu dile getiren Puslu, “Ayakkabıların topuğundaki eğim, vücut ağırlığının düzgün bir şekilde dağılmasını sağlar. Bu, uzun süreli yürüyüşlerde rahatlık sağlar ve özellikle dans gibi faaliyetlerde tercih edilir.” diyerek, tasarımın işlevselliğine dikkat çekti. Bu ayakkabıların ayrıca özel bir ses imzasına sahip olduğunu söyleyen Puslu, “Yumurta topuklarının çıkardığı ses, adeta bir imza gibidir. Bir kişi yumurta topukla yürüdüğünde çıkan ses hemen tanınır ve kişinin sosyal statüsünü de simgeler.” sözleriyle, ayakkabıların sadece görsel değil, işitsel bir özelliğe de sahip olduğunu belirtti.
Çevreye duyarlı bir şekilde üretiliyor
Yumurta topuk ayakkabılarının yapımında kullanılan malzemeler de bu zanaatın kalitesini belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Özcan, “Ayakkabılar, tamamen tek parça halinde deriden üretilmektedir ve derinin seçimi oldukça önemlidir. Sadece fiziksel özellikleriyle değil, aynı zamanda hayvanın nasıl beslendiği ve çevresinin nasıl olduğu da deriyi etkiler. Bu da ayakkabının hem estetiğini hem de dayanıklılığını belirler.” ifadeleriyle, derinin kalite ve uzun ömürlü olması açısından önemini vurguladı. Ayakkabıların iç kısmının da tamamen sığır derisinden yapıldığını belirten Şahin, “Bu sayede ayakkabılar kesinlikle terleme, koku yapmaz ve son derece dayanıklıdır.” sözleriyle, bu ayakkabılarda kullanılan derinin, terlemeyi engelleyen özelliği olduğunu söyledi. Organik deriler, bitkisel boyalar ve yöreye uygun ahşap malzemeler kullanılarak üretilen ayakkabıların sürdürülebilir bir üretim anlayışını benimsediğini anlatan Şahin, “Bu ayakkabılar tamamen organiktir. Kullanılan her malzeme çevreye minimum zarar verir ve doğal kaynaklarla uyumludur. Bu yüzden, sürdürülebilirlik anlayışıyla da uyum içindedir.” diyerek çevreye olan duyarlılıklarını belirtti.
Ayakkabıdan daha fazlası
Yumurta topuk ayakkabılar, yalnızca bir giyim eşyası değil, Çarşamba’nın kültürel kimliğini oluşturan bir unsurdur. Aydın, “Bu ayakkabılar, Çarşamba’nın coğrafi işareti olmuştur. Hem tarihi hem de kültürel bağlamda çok önemli bir yere sahiptir. Çarşamba’nın sembolüdür ve bu zanaat, yerel halk için büyük bir gurur kaynağıdır.” sözleriyle, ayakkabının yerel kültürdeki önemini vurguladı. Yumurta topuk ayakkabı zanaatının genellikle erkeklerin tekelinde olduğu düşünüldüğüne de dikkat çeken Aydın, “Çoğu insan bu zanaatın erkeklere ait olduğunu sanır. Ancak, bazı bölgelerde kadınlar da özellikle süsleme ve dikiş aşamalarında önemli bir rol oynar.” ifadeleriyle bu iş dalında kadınların da olduğunu belirtti.
“Varlıklı ailelerin tercihiydi.”
Yumurta topuk ayakkabıları, başlangıçta klasik siyah renkte üretilse de zaman içinde özel tasarımlar eklenmiştir. Özellikle düğünlerde, kırmızı ve kahverengi gibi renklerde üretilen ayakkabılar, zengin ailelerin ve düğün sahiplerinin tercihi olmuştur. Özcan, “Günümüzün yanı sıra geçmişte de kırmızı ve kahverengi gibi renklerde yumurta topuklar yapılırdı. Bu tasarımlar, genellikle düğün sahipleri ve varlıklı ailelerin tercihiydi.” ifadeleriyle, yumurta topukların sosyal statüyü simgeleyen özelliğine dikkat çekti. Yumurta topuk ayakkabılarının zanaatı hem geleneksel işçilik hem de toplumsal etkileriyle dikkat çeker diyen Aydın, “Bazı durumlarda ustalar, ayakkabılara sahibinin ismini veya aile arması gibi sembolleri işlerdi. Bu da ayakkabının sadece bir giyim aracı değil bir de prestij simgesi olduğunu gösterir.” diye belirterek durumu daha da pekiştirdi.
Hala prestij simgesi olarak kullanılıyor
Ayakkabıların, eskisi kadar rağbet görmediğini, geleneksel el işçiliğiyle yapılan ürünlerin modern seri üretimle rekabet etmekte zorlanmasından kaynaklandığını dile getiren Puslu, “Eskiden bu ayakkabılar daha çok talep görüyordu. Ancak günümüzde hem üretim zorlukları hem de gençlerin ilgisizliği nedeniyle bu ayakkabıyı üretecek çırak artık yetişmiyor ve rağbeti azalmış durumda.” diye anlatarak, zanaatın karşılaştığı zorlukları dile getirdi. Ancak, ünlü isimlerin bu ayakkabılara olan ilgisinin hala devam ettiğini söyleyen Aydın, “İbrahim Tatlıses ve orkestrası, Şevket Çoruh, Alişan, Hasan Yılmaz gibi ünlü isimler özel siparişle yumurta topuk ayakkabılar almıştı. Ayrıca merhum Ümit Yesin oynadığı bir dizide bu ayakkabıları giymişti. Yani bu durum ayakkabının hala prestijli bir eşya olarak kabul edildiğinin bir göstergesidir. Özellikle ünlüler, hala bu ayakkabıları sosyal statülerinin bir simgesi olarak kullanmaya devam ediyor.” sözleriyle, ayakkabıların popülerliğini koruduğuna dikkat çekti.
Gelecekte yine popüler olabilir
Günümüzde bu ayakkabılar eskisi kadar tercih edilmese de yumurta topuk ayakkabılarının yeniden ilgi görebileceği, geleneksel zanaat ile modern tasarım anlayışının birleşimiyle mümkün olabileceğini düşünen Şahin, “Bugün gençler, yumurta topukları nostaljik bir obje olarak görüp koleksiyonlarına ekliyorlar, ancak bu ayakkabılar yeniden modaya girebilir. Geleneksel el işçiliği, sürdürülebilirlik ve estetik gibi unsurlar, bu ayakkabıları yeniden ilgi çeken bir nesne yapabilir.” diyerek, yumurta topuk ayakkabılarının geleceği hakkında umutlu olduğunu belirtti. Çarşamba’nın yumurta topuk ayakkabıları hem bir kültürel miras hem de sürdürülebilirlik açısından mükemmel bir örnek olarak, gelecekte yeniden popüler olabilir.
Çarşamba'nın yumurta topuk ayakkabıları, zamanla bir gelenek haline gelmiş ve yerel kültürün ayrılmaz bir parçası olmuştur. Ancak, modern dünyada bu zanaat, seri üretimin ve değişen tüketim alışkanlıklarının etkisiyle eskisi kadar ilgi görmemektedir. Yine de ünlü isimlerin bu ayakkabılara olan ilgisi, geleneksel zanaatın hala prestijli bir değer taşıdığını gösteriyor. Bizlere Yumurta topuk ayakkabının tarihini ve bilinmeyenlerini anlattıkları için Usta Yusuf Puslu, Usta Ahmet Şahin, Usta Mithat Özcan ve Çarşamba Kunduracılar Esnaf Odası Başkanı Osman Aydın’a teşekkür ederiz.
Haber: Emircan Yaman
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...