Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


EGE'DE MALTA BAYRAĞI PARADOKSU: TİCARİ ESNEKLİK VE BÜROKRATİK AÇMAZ

29.11.2025
Dosya

 

Ege’deki armatörler (gemi sahipleri ve işletmecileri) için sunduğu yasal ve mali kolaylıklarla öne çıkan Malta Bayrağı, Avrupa Birliği (AB) üyesi olmasının da etkisiyle, AB dışı gemi personeline Schengen rejiminin katı vize zorunluluklarını beraberinde getiriyor. Bu durum, denizcilik sektörünü operasyonel bir ikilem ve hukuki bir açmazla karşı karşıya bırakıyor. İzmir merkezli Fahri Konsolosluk, Malta’nın sunduğu ticari esneklik ile Avrupa Birliğinin güvenlik odaklı vize protokolleri arasındaki bu sistemik çatışmanın merkezinde yer alıyor. Bu bürokratik paradoks, Ege’deki denizcilik operasyonlarının verimliliğini ve maliyet yapısını doğrudan etkilerken, armatörleri bayrak tercihi stratejilerini yeniden değerlendirmeye zorluyor.

 

Ege’deki armatörler için Malta Bayrağı, sunduğu ticari esneklikler ile Avrupa Birliğinin katı Schengen vize zorunlulukları arasında temel bir sistemsel paradoks teşkil etmektedir. Denizcilik sektörünün yüksek operasyonel temposu, Avrupa Birliği dışı gemi personeli için gereken güvenlik odaklı ve zaman alıcı vize rejiminin bürokratik süreçleriyle doğrudan çelişmektedir. Bu hukuki ve operasyonel açmaz, armatörler için öngörülemeyen maliyetler ve lojistik gecikmeler yaratırken; fahri konsoloslukları da bu bürokratik çatışmanın çözüm merkezine konumlandırmaktadır. Ege’deki bu bürokratik paradoksun hukuki altyapısını ve denizcilik sektörü üzerindeki operasyonel etkilerini; Malta Cumhuriyeti İzmir Fahri Konsolosu, Türkiye Fahri Konsoloslar Derneği Başkan Yardımcısı, Konsolosluk Erkanı Üyeleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Türk Deniz Hukuku Derneği Üyesi, Türk Deniz Çevresi Koruma Derneği Üyesi, Piri Reis Denizcilik Vakfı Üyesi ve deniz hukuku avukatı Dr. Ahmet Çalık’a sorduk.

 

Öncelikle bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Ben Ahmet Çalık. Asıl mesleğim avukatlık olup, 20 yılı aşkın süredir ihtisas alanım, uluslararası deniz ticareti, deniz sigorta hukuku ve taşıma hukuku üzerinedir. Bu hukuki formasyonumun yanı sıra, Akdeniz'in stratejik denizcilik ülkelerinden biri olan Malta Cumhuriyeti’nin İzmir Fahri Konsolosluğu görevini yürüterek diplomatik bir misyon üstlenmiş bulunmaktayım. Sektörün kurumsal hafızasına ve gelişimine katkı sunmak adına; Türkiye Fahri Konsoloslar Derneği Başkan Yardımcılığı ve Konsolosluk Erkanı Üyeleri Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerimle, diplomasi ve ticaret arasındaki köprüleri işlevsel kılmaya çalışıyorum. Ayrıca denizciliğimizin uluslararası regülasyonlara uyumu, hukuki standartların yükseltilmesi ve deniz çevresinin korunması adına Türk Deniz Hukuku Derneği, Piri Reis Denizcilik Vakfı ve Deniz Temiz Derneği (TURMEPA) gibi sivil toplum kuruluşlarında aktif görevler alarak tecrübelerimi sektöre aktarmaya gayret ediyorum.

 

Malta Bayraklı bir gemide çalışacak Avrupa Birliği dışı denizcilik personelinin, Schengen vizesi alması sürecinde karşılaşılan en temel bürokratik engeller ve sistemsel gecikme nedenleri nelerdir?

Buradaki temel asimetri ve sorunun kök nedeni; deniz ticaretinin saniyelerle yarışan, sürekli işleyen dinamik operasyonel yapısı ile vize bürokrasisinin mesai saatlerine sıkışmış statik işleyişi arasındaki derin uyumsuzluktur. Bir geminin limana varış saati (ETA),  anlık değişen hava koşulları, limanlardaki rıhtım doluluk oranları, yük operasyonlarının hızı veya teknik arızalar nedeniyle sürekli revize edilirken; konsoloslukların vize prosedürleri aylar sonrasına verilen randevu takvimlerine ve katı inceleme sürelerine tabidir. Sistemsel tıkanıklığın en büyük sebebi, mevcut Schengen vize rejiminin, gemi insanını değerlendirirken onu standart bir turist profilinden yeterince ayrıştırmayan bir algoritma ile çalışmasıdır. Oysa gemi insanı, uluslararası bir uzlaşmanın parçasıdır. Personelin iş sözleşmesi, akredite acente garantisi, geminin rotası ve limanda kalış süresi resmi evraklarla sabit olmasına rağmen uygulanan güvenlik soruşturmaları, geminin limanda kalış süresini aşan bir zamana yayılmaktadır. Geminin fiziksel hızı ile bürokrasinin dijital hızı arasındaki bu senkronizasyon hatası, sürecin kilitlenmesine ve personelin gemiye zamanında katılamamasına neden olmaktadır.

 

Bu vize gecikmelerinin veya olası ret kararlarının, Ege'deki armatörlerin operasyonel planlamalarına ve sefer maliyetlerine ölçülebilir etkisi nedir?

Bu etkinin mali boyutu, sadece ödenen bir vize harcı veya yanan bir uçak bileti ile açıklanamaz; burada ticari zincirin tamamen kopması ve çok ciddi tazminat yükümlülüklerinin doğması söz konusudur. Uluslararası denizcilik kuralları gereği, her geminin güvenli seyir yapabilmesi için belirlenmiş bir “Asgari Emniyetli Donatım (Safe Manning)” sertifikası vardır. Vizesi yetişmediği için gemiye katılamayan kritik bir personel, geminin bu yasal standartların altına düşmesine neden olur. Bu durumda gemi hukuken “seyre elverişsiz” sayılır ve Liman Başkanlığı gemiye kalkış izni vermez. Gemi limandan kalkamadığı her saat ve gün için armatör, yük sahibine veya kiracısına karşı on binlerce doları bulan cezaları ödemek zorunda kalır. Eğer gemi süreli kira sözleşmesindeyse, “kira kesintisi (off-hire)” durumuna düşer ve o günkü kazancını tamamen kaybeder. Daha vahim olanı, armatörler bu riski yönetebilmek için gemiyi operasyonel olarak en mantıklı rotadan saptırarak, personel değişiminin vizesiz yapılabildiği ancak lojistik maliyeti çok daha yüksek olan uzak limanlara yönlendirmek zorunda kalmaktadır. Bu durum, rasyonel ticaretin yerini zorunlu ve pahalı çözümlerin almasına neden olmaktadır.

 

Bir Fahri Konsolos olarak, armatörlerin acil personel değişikliği talepleri ile Malta'nın ve Avrupa Birliğinin standart vize prosedürleri zamansal olarak çatıştığında, bu süreci hukuki veya diplomatik yollarla hızlandırma imkanlarınız nelerdir?

Öncelikle belirtmek gerekir ki Fahri Konsolosluk makamı bir kural koyucu değil, diplomatik misyon ile yerel ticari aktörler arasında işleyen, güvene dayalı bir doğrulama ve referans mekanizmasıdır. Avrupa Birliğinin sınır güvenliği politikaları Brüksel merkezli kararlara ve Schengen kurallarına bağlıdır. Dolayısıyla yerel inisiyatiflerle bu kuralların tamamen dışına çıkılması veya prosedürlerin yok sayılması hukuken mümkün değildir. Ancak kriz anlarında, sürecin tıkanıklığını açmak adına “kolaylaştırıcı” rolümüzle devreye girebiliyoruz. Eğer talebin teknik gerekliliğini ve haklılığını teyit edersek, durumu İstanbul Başkonsolosluğuna resmi diplomatik kanallardan raporlayarak dosyanın ivedilikle incelenmesini ve öne çekilmesini talep ediyoruz. Buradaki rolümüz bürokrasiyi ortadan kaldırmak değil; bilgi kirliliğini önleyip doğru veriyi sunarak, karar verici otoritenin daha hızlı ve isabetli aksiyon almasına zemin hazırlamaktır.

 

Schengen sisteminin yarattığı bu operasyonel zorlukların, Ege'deki bazı armatörleri Malta gibi AB bayraklarının avantajlarını yeniden değerlendirmeye ve vize süreçleri daha esnek olan başka bayrak sicillerine yönelmeye teşvik ettiğine dair gözlemleriniz var mı?

Armatörler bugün “Ticari Prestij” ile “Operasyonel Esneklik” arasında zorlu bir dengeleme yapmak zorundadır. Malta bayrağı, Paris Memorandumu (Paris MoU) denetimlerinde “Beyaz Liste” de yer alan, uluslararası bankalar ve sigorta kuruluşları nezdinde yüksek kredibiliteye sahip bir AB bayrağıdır. Ancak gemisi sürekli Avrupa hattında çalışmayan, düzensiz seferler yapan armatörler için vize engeli yönetilemez bir operasyonel risk haline geldiğinde ibre değişmektedir. Bu noktada armatörler; Panama, Liberya veya Marshall Adaları gibi “Kolay Bayrak (Flag of Convenience)” ülkelerine yönelebilmektedir. Dolayısıyla sektörde, operasyonel hızı ve esnekliği önceleyenler ile kurumsal itibarı ve finansal gücü önceleyenler arasında belirgin bir sicil ayrışması yaşanmaktadır.

 

Bir deniz hukuku uzmanı olarak, denizcilik sektörünün acil personel ihtiyaçları ile AB'nin güvenlik odaklı vize yönetmelikleri arasındaki bu sistemik çatışmayı çözmek için spesifik yasal veya prosedürel önerileriniz nelerdir?

Çözüm, ulusal güvenliği asla riske atmadan, denizcilik mesleğinin “sınıraşan” niteliğine uygun özel bir hukuki statünün tanınmasındadır. Benim somut önerim: AB vize rejimi içerisinde, denizciler için dijital altyapısı güçlü, “Hızlı Geçiş (Fast-Track)” özellikli mesleki bir vize kategorisinin oluşturulmasıdır. Geçmişi temiz, güvenilirliği kanıtlanmış armatörlerin kefaletinde, personelin konsolosluk randevu yükünü ortadan kaldıran ve doğrudan liman hudut kapılarında verilecek süreli transit izinlerinin kapsamı genişletilmelidir. Küresel tedarik zincirinin kesintisiz sürmesi için gemi personelini potansiyel bir göçmen statüsünden çıkarıp, uluslararası ticaretin vazgeçilmez “kilit personeli” olarak gören modern yasal düzenlemelere ihtiyacımız var.

 

Konunun çok yönlü analizine sunduğu değerli katkılardan dolayı Malta Cumhuriyeti İzmir Fahri Konsolosu, Türkiye Fahri Konsoloslar Derneği Başkan Yardımcısı, Konsolosluk Erkanı Üyeleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Türk Deniz Hukuku Derneği Üyesi, Türk Deniz Çevresi Koruma Derneği Üyesi, Piri Reis Denizcilik Vakfı Üyesi ve deniz hukuku avukatı Dr. Ahmet Çalık’a teşekkürlerimizi sunarız.

 

Haber: Mehmet Yiğit Öçal 

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

EN YÜKSEK SUÇ ORANI NEDEN AYDIN’DA?

  Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her yıl olduğu gibi bu yıl ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

ESKİ BİR TÜRKMEN ENSTRÜMANIN YENİDEN DOĞUŞU: ERBANE

  Eski çağlardan beri ritim ve müziğin vazgeçilmez bir enstrümanı olan ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00