Aydın’ın İncirliova ilçesinde bağlama yapımı ve tamiri ile uğraşan Mehmet Ali Keskin, unutulmaya yüz tutmuş sanatlardan bağlamayı yaşatmak için uğraşıyor. Keskin, dört nesildir devam eden bu zanaatkârlığı sürdürmeye devam ediyor. Uzun yıllardır bu mesleği yapan Keskin, mütevazı dükkânında el yapımı eserler üretiyor.
1961 yılında Aydın’da dünyaya gelen Mehmet Ali Keskin, 50 yıldır bağlama işçiliği ile uğraşıyor. Uzun yıllardır bu işe emek veren Keskin, kendine ait küçük dükkânında makineleşmiş dünyada el işçiliğinin bitmediğini gösteriyor. Geçimini sadece bu işten sağlayan Keskin, türküler eşliğinde sorularımızı cevapladı.
Kendinizden ve mesleğinizden biraz bahseder misiniz?
Ben Mehmet Ali Keskin, 1961 doğumluyum ve İncirliova’da yaşıyorum ama esas kökenim Karagözler Köyü’ne dayanmaktadır. Ben bağlama çalmayı kendi kendime öğrendim, hiçbir notayı bilmem ama kulaktan iyi çalarım. Uzun yıllardır dinlediğim için repertuvarım gelişmiştir. Yaklaşık 50 senedir bu işin içindeyim. Dedemin babası da bu işi yapıyordu. Bu mesleğe dört kuşaktır devam ediyoruz. Benden sonra da oğlum mesleğimizi devam ettirecek. Babam 1960 senesinden bağlama yapımı ve tamir işini yapıyor. 2007 yılında vefat ettikten sonra işi ben devraldım. O dönemden beri resmî olarak burayı ben işletiyorum.
Bu mesleği çok seviyorum, sadece para için yapsam bu kadar gelişemezdim. Baba mesleği diyerek öğrendim ve sevdim. Ben ek olarak senelerce demircilik de yaptım, sıcak demir dövdüm. O yüzden oymacılığa elim hızlıca alıştı.
Sadece bağlama yapımından mı geçiminizi sağlıyorsunuz?
Sadece bağlama yapmıyorum, onun dışında bağlamaların tamirini de yapıyorum. Geçimimi de çoğunlukla bağlama tamirinden sağlıyorum. Çünkü bağlama tamiri yapan usta fazla bulunmuyor. Ustalar artık tamir işleriyle uğraşmıyorlar. Denizli’den İzmir’e kadar tek tamir yapan kişi benim. Burada gördüğünüz bağlamalardan 10 tanesi bile yeni değildir. Diğerleri tamir üzerine gelen bağlamalardır. Bazen branşım olmayan ut, gitar ve kemençe getiriyorlar. Ben pek bilmesem de onlar için elimden geleni yapıyorum.
Gelen müşterilerim ya tanıdıklar sayesinde geliyor ya da internetten görerek beni buluyorlar. Onun harici yeni iş pek fazla olmuyor. Okullarda kurs gibi eğitimler açıldığında, öğrenciler bağlamaları için bana geliyor.
Bağlama yapımı kolay mı? Yapımından bahseder misiniz?
Elle oyduğumuz için zor oluyor. Ağaçların kesim zamanı vardır. Sonbaharda ağaçların içindeki suyun tabandan toprağa çekildiği anda biz ağaçları kesiyoruz. Suyu tamamen aksın diye kestikten sonra 10-15 gün kendi hâlinde bekletiyoruz. Ondan sonra artık ne kadar büyük kullanacaksak teknelerin ağaçlarını o boyda kesiyoruz. Parçayı burada hızarla veya baltayla tasarlayıp şekil verdikten sonra içini oyuyoruz. Bu iş, bir iki gün sürüyor. Ağzına gergilerini koyup içeriye diziyoruz. Daha sonra kendi hâlinde beklemeye bırakıyoruz ve kurumasını bekliyoruz.
Bu bekleyiş ağacın kuruluğuna göre değişir. Eğer yaş bir ağaç ise altı aya kadar kurumaya bırakılması gerekir çünkü sobada kurutamıyoruz. Kurutmayı denersek çatlamalar oluşabilir. Oyma bağlama, yapıştırma değil her şeyiyle bütün hâlinde oluyor. Sadece ağzıyla göğsünü birleştirdiğimiz zaman ek yapıyoruz. Onun dışında teknesi yekparedir.
Yaprak bağlamanın yapımı daha kolaydır. Çünkü tamamıyla kuru malzeme kullanıldığından daha hızlı yapılır. İşlem gereken tek şey parçaları ısıtarak yapıştırmaktır. Şu an ağaç bulamadığımızdan oyma işi fazla olmuyor. Yaprak biraz daha ucuz olduğu için genelde yaprak bağlamalar tercih ediliyor.
Benim küçük bir dükkânım var ve burada el işi yapıyorum. Artık bu meslek makineleşti. İzmir’de bir bağlamacıya gittim ve bana bir haftada 30-40 tane bağlama yaptığını söyledi. Ben burada kendi başıma çalışıyorum. Arada oğlum öğrenmek için yanıma geliyor ve bana yardımcı oluyor. Artık yaşlandım, benden sonra burayı o işletecek.
Yaprak bağlama ile oyma bağlama arasında fiyat farkı var mı?
Malzeme olarak oyma işi, yaprak bağlamaya göre daha pahalıdır. Çoğunlukla sipariş zamanı fiyat biçmiyoruz çünkü bağlama yapımı en az 6 ay sürdüğü için malzeme fiyatları değişiklik gösteriyor. O yüzden iş bitince bir fiyat belirliyorum.
Ağaç bulmakta zorluk çekiyor musunuz?
Tekne oyma işi artık bitiyor. Oyma işçilik çok zor olduğu için herkes yaprağa yöneldi. Eskisi gibi ağaç bulmakta zorlanıyoruz. Kesilen ağaçların yerine yenileri dikilmeyince Aydın’da ağaç bulamaz olduk. O yüzden çoğu kişi yaprak bağlamaya döndü. Küçük bir ağaçtan yaprak bağlama yapabilirsin ama oyma bağlama yapabilmek için en az 50 cm’lik ağaç gerekiyor ki kalıp çıkarıp oyabilecek yer olsun. Ağaçların en küçük hâllerini bile değerlendirmeye çalışıyorum çünkü ağaç bulamıyoruz. Burada potansiyel yok, gönül veren yok. Eskiden Aydın’da mobilyacılar vardı. O yüzden ceviz ağacı geliyordu ama şimdi böyle bir şey yok. Ağaç için İzmir’e ya da Kocaeli taraflarına gidiyoruz. Ancak oralarda ağaç bulabiliyoruz.
Ne tür ağaçlardan bağlama yapılabilir?
Bizim burada kestane, gürgen, ceviz ve dut ağacı var. Eskiden ustalar söğüt ağacından bile bağlama yaparlardı. En çok tercih edilen ağaç dut ağacıdır. Biz çam ağacı derken ladin veya köknarından bahsediyoruz, onları da bağlamanın kapağı için kullanıyoruz. Sapı için de beyaz akgürgen kullanıyoruz. Teknesi için dut ağacını, sapının üstünü de venge veya maun ağacı ile yapıyoruz. Maun ve venge ağacını yurt dışından getirtiyorum. Bu ağaçları Türkiye’de bulmak neredeyse imkânsız. Bulursanız da kuru hâlde bulursunuz. Onu da soymak aşırı zor oluyor.
Bağlama yapımının en önemli noktası nedir?
En önemlisi sesidir. Sesi güzel olmadıktan sonra her tarafı altından kaplama olsa ne yapayım o bağlamayı. Malzemeleri kullanırken, birleştirirken o ayarı yapıyorsunuz. Biz, onun sesini yaparken anlıyoruz. Hata yaptığım çok nadirdir. Uzun yıllardır olan bağlama tecrübelerim sayesinde ses ayarını rahatça yapabiliyorum. Her bağlamanın farklı farklı sesleri oluyor. Oymanın ayrı, yaprağın ayrı bir sesi vardır.
Başınızdan geçen ilginç bir olay var mı?
Babalar gününde Aydın’daki okullardan bir öğrenci Ankara’ya gidecekti. Bana gelip, “Zeybek oynayacak bir öğrencimiz var. Ona zeybek çalar mısın?” dediler. Ben de kabul ettim. Ankara’nın Çankaya ilçesine gittik. O zamanlarda rahmetli Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı idi. Bize buradan araba tuttular ve Çankaya Köşkü’ne gittik. Büyük toplantı salonunda bizi, Demirel karşıladı ve bizimle birlikte oturdu. Çocuğumuz oynadı, ben bağlamayı çaldım. Ayrılırken Aydın’dan getirdiğimiz hediyeleri verdik. Sonrasında fotoğraf çekildik. Böylelikle Süleyman Demirel ile büyük bir anım oldu. Yıllar geçti, hâlâ bu anı unutamam.
Gençlerden merak edip gelenler oluyor mu?
Şimdiki zamanda bağlama çalmayı öğrenmek için pek talep olmuyor. Bizim zamanımızda ustalar vardı ama o ustalara ulaşıp onlardan bir şey öğrenmek çok zordu. Şimdi eğitim daha kolay. Halk eğitim merkezleri kuruldu ve okullarda kurslar açıldı ama insanların öğrenme arzusu eskisi gibi yok. Halk müziği bizim bir kültürümüzdür. Bunu kaybetmememiz gerekiyor.
Bağlama yapmak için gelen gençler oluyor, ancak bu işi severek yapmak gerekiyor. Çünkü severek yaparsan işi hakkıyla yerine getirmiş olursun, bu sayede de paranı hakkınla alırsın. Bu işi sevmeden yapmanın imkânı yoktur. Bağlama çalmayı ve yapmayı öğrenmek isteyen herkese kapım sonuna kadar açık.
Yarım asırdır bu işin içinde olan Mehmet Ali Keskin, bağlama yapımı ve tamiriyle ilgili bilgileri bizlere türküler eşliğinde aktardı. Kendisinin ailedeki dördüncü kuşak olduğunu belirten Mehmet Ali Keskin, kendisinden sonra bu işçiliği oğlunun devam ettireceğini vurguladı. Paylaştığı bilgiler için kendisine teşekkür ederiz.
Haber & Fotoğraf: Oğuz Nihat Hacıabdurrahmanoğlu
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...