Van’ın Başkale ilçesinde yıllardır süregelen çorap örücülüğü geleneği hala devam ediyor. Doğu Anadolu’nun gelenekçi yapısını koruyan şehirlerinden bir tanesi olan Van’da kadınlar, yüzyıllık gelenek olan çorap örücülüğünü sanat haline getirdi. Başkale ilçesinin kadınları, el sanatı haline getirdikleri bu geleneği bizler için anlattı.
Doğunun incisi olarak bilinen ve birçok geleneğe sahip olan Van, çorap örücülüğü geleneğini hala koruyor. Üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen ilk günkü gibi ilgi gören yün çoraplar, kadınların ellerinde bir sanat haline geliyor. Özellikle kış aylarında soğuktan korumasının yanı sıra asırlık geleneğiyle de bölgedeki kızların çeyizinde vazgeçilmez bir parça oluyor. Yılların geleneğini bir de ustalarından dinleyelim.
“Çeyizlerin vazgeçilmez bir parçası”
Doğu Anadolu’da örgü çorapların nasıl bir öneme sahip olduğunu aktaran 95 yaşındaki Meryem Ayhan, “Ben 95 yaşındayım. Bu yaşıma kadar çok şey gördüm, çok şey öğrendim. Bunların en güzellerinden bir tanesi de hayal ettiğimiz desenleri el örücülüğüne dökmemizdi. Hayal ederdik, kafamızda bir şeyleri tasarlardık daha sonra onları yaptığımız patiklere aktarırdık. İlk öğrenme aşamasında çok fazla zorlandık tabii. Ancak daha sonra zamanla işi öğrendik. Bizlerin eskiden yaptığı el örgülerdeki iplikler, desenler, motifler çok değerliydi. Şu an hiçbir yerde o iplikler bulunmuyor, çok kaliteliydi. Ancak şuna çok seviniyorum bizim yaptığımız desenler veya iplikler olmasa da gelenek olarak devam etmesi çok güzel. Ben büyük kızımı evlendirdiğimde çeyizine yünden yapılmış yüz tane patik koymuştum. Oğlumun çeyizi için de elli tane hazırlamıştım. Günümüzde de aynı bu şekilde devam ediyor. Herkes kızların çeyizine yüz adet erkeklerin çeyizine de elli adet patik koyar. Artık kızların çeyizinde vazgeçilmez bir parça haline geldi. Yüzyılların geleneği ve hala devam ediyor olması beni mutlu ediyor.” dedi.
“Gelenek hala ilk günkü gibi devam ediyor”
Yaşadığı hayat şartlarının kendisini patik örücülüğüne yönelttiğini söyleyen Güneş Tarlak, "Ben 32 yaşındayım. Üç kız iki erkek çocuk annesiyim. Evliliğin getirdiği sorumluluklarla hayata biraz erken başladım. Evlendiğim zaman evde sürekli tek başıma kalmaktan çok sıkılıyordum. Eşim çalışıyordu, ben de sabahtan akşama kadar tek başıma vakit geçiriyordum. Köyde yaşadığımız için aktivite çok yoktu. Örgü işlerini yapmaya başladım. Birazda yalnızlık beni bu örgü işlerine itti diyebiliriz. Daha sonra bu iş çok zevkli gelmeye başladı. Ben de annem ve kayınvalidemden lif ve patik örücülüğünü öğrendim. Kendimi geliştirdim. Şu an istediğim motifi patiğe dökebiliyorum. Vakit buldukça patik örüyorum. Çocuklarım daha küçük ama şimdiden çeyizleri için patik yapmaya başladım çünkü bizim geleneğimiz gereği kızların ve erkeklerin çeyizine çok patik koyulması gerekiyor. Benim çeyizimde anneannemin yaptığı patikler bile var. Şu an benim de patik örücülüğünü öğrenmem çok iyi oldu. Geleneğin hala devam etmesi ve benim de devamını sağlayanlardan olmam beni çok mutlu ediyor. Bu yöre için şunu söyleyebiliriz; patik örücülüğü geleneği ilk günkü gibi devam ediyor.” şeklinde konuştu.
“Patikler kişiye özel dikiliyor”
El işine olan ilgisini önce annesinden aldığı destekle, daha sonra da gittiği kurslarda geliştirdiğini vurgulayan Leyla Bakır, “Van’ın Başkale ilçesine bağlı Azıklı köyünde yaşıyorum. Benim yünden yapılan her şeye ilgim vardı ancak burada en çok patik yapıldığını görünce ben de ona yöneldim. Sadece patik yapmaya başladım. Kendimi bu konuda geliştirdiğimi düşünüyorum. Artık sipariş almaya başladım. Kişiye özel patik yapıyorum. Patik ördürmek isteyen kişi istediği deseni gösteriyor ben de o şekle göre yapıyorum. Böylece köyde yaşasam da eşime maddi açıdan destek sağlamış oluyorum. Bununla mutlu oluyorum. Ördüğüm her çorabı kişinin ayak ölçüsüne göre örüyorum. Son derece yoğun bir talep var.” diye aktardı.
“Bizim için çok önemli bir değer”
Yünden yapılmış çorap örücülüğünün zamanla evrilse de hala değerini koruyan bir gelenek olduğunu belirten Başkale’nin Oğulveren köyünde yaşayan Delal Dündar, “Ben çok küçük yaşta annemden çorap örmeyi öğrendim. Üç ablamın çeyiz patiklerini de ben ördüm. Hatta zamanla sanat haline dönüşebiliyor, yaparken çok keyif alıyorum. Örneğin motifler tasarlıyoruz. Özellikle bizim yörede bu gelenek çok yaygın. Burada yaşayan hemen hemen her kadın yünden çorap örmeyi biliyor. Bizim için bunları çocuklarımıza aktarmak çok önemli. Bu gelenek uzun yıllar nasıl devam ettiyse bundan sonra da umarım devam edecektir. Bizim için çok önemli bir değer.” ifadelerini kullandı.
Uzun bir tarihe sahip olan yün örücülüğü üretimi patik çoraplar zamanla daha fazla çeşitlenen bir örücülük halini almış ve bu alana yoğun bir talep de oluşmuştur. Doğu Anadolu kadınları, geleneğin izlerini nesilden nesile aktarmanın en güzel örneklerinden birini çeyizleri süsleyen el emeği göz nuru yaptıkları yün çoraplarla, patiklerle sergiliyorlar.
Haber & Fotoğraf: Aydan Kayhan
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...