Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


DOĞANIN NADİR HAZİNESİ, SIĞLA AĞAÇLARI

22.05.2025
Yaşam

 

Sığla ağacı, yalnızca Türkiye’ye özgü endemik bir tür olarak doğanın korunması gereken nadir hazinelerinden biridir. Ancak iklim değişikliği ve insan müdahalesi bu değerli ağacın geleceğini tehdit etmektedir. Ormanların korunması ve gençlerin bilinçlendirilmesi, sığlanın varlığını sürdürebilmesi için kritik önem taşımaktadır. 

 

Anadolu’nun güneybatısında, yalnızca belirli bir coğrafyada varlığını sürdüren ve 65 milyon yıllık geçmişe sahip sığla ağacı, doğanın nadir hazinelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu endemik tür, ekosistemler için kritik bir öneme sahipken, iklim değişikliği, kuraklık ve insan müdahalesi gibi tehditler, sığla ormanlarının geleceğini risk altına almaktadır. Hem bölgeye özgü biyolojik çeşitliliği koruyan hem de yerel halk için kültürel ve ekonomik değer taşıyan bu ormanların sürdürülebilirliği, sadece çevresel değil, toplumsal bir sorumluluk haline gelmektedir.  Bu sorumluluk bilincini, Köyceğiz ilçesi Beyobası beldesi eski belediye başkanı Besim Özbek ve Türkiye Milli Botanik Bahçesi’ nde Dr. Biyolog ve Bitki Sistematiği Uzmanı Dr.Mehtap Öztekin bizlere aktararak sığla ağaçlarının ekosistemler için önemini vurguladı.

 

Muğla’nın Köyceğiz ilçesi Beyobası beldesinde doğan ve yıllarca belde belediye başkanlığı yapmış olan Besim Özbek, sığla ağaçlarının geçmişten bugüne nasıl bir mücadeleyle ayakta kaldığını anlatırken hem bölgenin hafızasını hem de doğayla kurulan bağı gözler önüne seriyor. 

1971 yılında Ankara’da doğan Dr. Mehtap Öztekin, Hacettepe Üniversitesi Biyoloji  Bölümünde öğrenim gördüğü sırada bitkilere olan ilgisini botanik alanında pekiştirdi. Şu anda Türkiye Milli Botanik Bahçesi’nde Dr. Biyolog ve Bitki Sistematiği Uzmanı olarak görev yapmakta ve aynı zamanda Milli Herbaryum’un kurucusu ve sorumlusu olarak çalışmaktadır. Arazide bitki toplayarak yeni yerler keşfetmek en büyük tutkusudur.

 

Anadolu’nun eşsiz hazinesi

Öztekin, yaptığı saha gözlemleriyle Anadolu sığlasının ekosisteme olan katkısını ve tehdit altındaki durumunu gündeme taşıyarak, “Sığla ormanları, yalnızca biyolojik çeşitlilik açısından değil, aynı zamanda kültürel ve ekonomik yönden de korunması gereken çok yönlü bir değerdir. Bu tür, dünyada yalnızca Anadolu’da geniş ormanlar oluşturabilmektedir. Başka hiçbir coğrafyada bu yoğunlukta yayılım göstermez.” diye ifade etti. Sığla ağacının kabuğundan elde edilen sığla yağı, yüzyıllardır yöre halkı için bir geçim kaynağı olmuştur. Kimya sanayisinde sabitleyici olarak kullanılan bu reçine, halk arasında “buhur” adıyla tütsü olarak yakılmaktadır. Efsaneye göre Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın aşk iksiri, tıp tarihine göre ise Hipokrat’tan bu yana şifalı bir ürün olarak bilinmektedir.

Antiseptik ve parazit öldürücü özelliklere sahip sığla yağı, cilt hastalıkları, mide yaraları ve çeşitli vücut rahatsızlıklarında doğal tedavi unsuru olarak kullanılmaktadır. Bu da ağacın sadece çevresel değil, halk sağlığı açısından da önemini ortaya koymaktadır.

Sığla ormanları, koyu gölgesi ve hoş kokusuyla doğa tutkunlarının ilgisini çeken yerler arasında olmaktadır. Özellikle Köyceğiz bölgesi, yürüyüş ve bisiklet rotalarıyla alternatif turizm potansiyeli sunuyor. Doğaya zarar vermeden düzenlenecek rotalar, kültürel etkinlik alanları ve festival düzenlemeleriyle bu bölgeler, sürdürülebilir turizm merkezlerine dönüşebilmektedir.

 

Doğanın zamanla yarışan hazinesi

Sığla ormanlarının korunması konusunda yalnızca bilim insanları değil, yerel halk da önemli bir rol oynamaktadır. Muğla’nın Köyceğiz ilçesi Beyobası beldesinde doğan ve yıllarca belediye başkanlığı yapmış olan Özbek, sığla ağaçlarının tarihsel sürecini şu sözlerle anlatıyor: “Sığla ağaçları sadece bizim için değil, dünya ekosistemleri için de büyük öneme sahip. Onların varlığı, bölgedeki biyolojik çeşitliliğin devamlılığına katkı sağlıyor. Bu ağaçlar geçmişte tütsü olarak kullanılırdı; halk için bir şifa kaynağı ve gelenekti.” Özbek, bölgenin özel iklimsel ve jeolojik yapısının, sığla ağacının yalnızca bu bölgede yetişmesini sağladığını belirterek, “65 milyon yıl önce bu bölgeye özgü vadilerde hayatta kalmayı başarmış bir türden söz ediyoruz. Bugün bu ağacın yok olması, binlerce yıllık bir doğal belleğin silinmesi anlamına gelir.” diye aktardı.

 

Doğanın zamanı daralmakta

İklim değişikliği, sığla ağaçları için en büyük tehditlerden biri olmaktadır. Sıcaklık artışı ve yağış rejimindeki değişiklikler, toprak altı su seviyelerinin azalmasına yol açmaktadır. Bu da ağaçların kurumasına, sığla yağı üretiminin düşmesine ve habitatların bozulmasına neden olmaktadır. Öztekin bu konuda, “İklim değişikliği sığlanın yaşadığı nemli mikroklimayı bozuyor. Tür izleme projeleri ve koruma planları artık ertelenemez bir öncelik haline geldi.” sözleriyle sığla ormanlarının geleceğinin ciddi risk altında olduğunu vurguladı.  Özbek de bu görüşü destekleyerek, “Sıcaklık artışı ve azalan su kaynakları, sığlanın geleceğini riske atıyor. Sığla, sadece doğa değil, kültür için de bir miras.” diyerek Öztekin’in görüşüne katıldı. Sığla ormanları, yalnızca Muğla il sınırlarında değil, tüm Türkiye’nin biyolojik ve kültürel zenginlikleri açısından eşsiz bir doğal mirasıdır. Bu ormanların korunması yalnızca çevresel bir sorumluluk değil, aynı zamanda kültürel ve ekonomik bir yükümlülüktür. Bu nedenle yerel yönetimler, akademik kurumlar, sivil toplum kuruluşları ve halk arasında güçlü bir iş birliği şarttır. Hem Dr. Mehtap Öztekin’in bilimsel çalışmaları hem de Besim Özbek’in yerel deneyimleri, sığla ormanlarının geleceği için umut verici bir yol haritası sunmaktadır.

 

Bu ormanlar, hem ekolojik dengede hem de yerel halkın geçim kaynaklarında kritik bir rol oynamaktadır. Ancak, hem iklim değişikliğinin etkileri hem de insan müdahalesi nedeniyle bu değerli ekosistemin geleceği tehdit altındadır. Besim Özbek’in ve Dr. Mehtap Öztekin’nin de belirttiği gibi, sığla ağaçları yalnızca doğanın değil, aynı zamanda bölgenin kültürel mirasının bir parçasıdır. “Günlük” yağı olarak bilinen sığla reçinesi, hem yerel halkın sağlık ihtiyaçlarına yönelik hem de geleneksel törenlerde kullanılmış ve bu ağacın kültürel bağlamda da ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, sığla ormanlarının korunması sadece bir çevre meselesi değil, aynı zamanda bir kültürel ve ekonomik sorumluluktur. Bu nadir ormanların geleceğini koruyabilmek için bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde işbirliği büyük önem taşımaktadır. Yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, akademik kurumlar ve halk arasında güçlü bir koordinasyon sağlanmalıdır. Özellikle köylerde yapılan eğitim çalışmaları ve yerel halkın bilinçlendirilmesi, doğa koruma bilincinin artırılması açısından kritik bir rol oynamaktadır.

 

Haber: Barış Özdemir

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

EN YÜKSEK SUÇ ORANI NEDEN AYDIN’DA?

  Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her yıl olduğu gibi bu yıl ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

ESKİ BİR TÜRKMEN ENSTRÜMANIN YENİDEN DOĞUŞU: ERBANE

  Eski çağlardan beri ritim ve müziğin vazgeçilmez bir enstrümanı olan ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00