Günümüzde, doğanın muazzam güzelliklerini belgelemek ve paylaşmak amacıyla gerçekleştirilen vahşi yaşam fotoğrafçılığı, doğadaki her biri kendi eşsiz dünyasına sahip olan hayvanları, fotoğraf sanatçılarının objektifine takılarak izleyicilere doğanın zenginlikleriyle dolu bir dünyanın kapılarını aralıyor.
Dünya genelinde birçok farklı coğrafyada faaliyet gösteren vahşi yaşam fotoğrafçıları, doğanın içine girerek eşsiz anları ve çeşitliliği objektiflerine taşımaktadırlar. Afrika'nın savanlarında dolaşan gizemli aslanlar, Güney Amerika'nın tropikal ormanlarında renk cümbüşüne bürünen ara papağanlar, Asya'nın ıssız ormanlarında gizemli kaplanlar... Her bir kare, izleyicilere doğanın bu çeşitliliğini bir araya getirerek görsel bir şölen sunuyor. Türkiye’nin ilk vahşi yaşam fotoğrafçısı olan Suha Derbent de bu fotoğraf sanatının bir temsilcisi olarak, deneyimlerini bizlere aktardı.
Doğanın derinliklerinde bir pencere
Vahşi doğanın derinliklerine bir pencere açan Derbent, vahşi yaşam fotoğrafçılığının geniş ve her tür hayvana açık bir alan olduğunu vurgulamaktadır. Birçok fotoğrafçının hayatını belirli bir hayvan türünün fotoğraflarına adadığını belirten Derbent, doğa sevgisi ve orada olmanın verdiği hazzın, vahşi yaşam fotoğrafçılığına olan ilgisinin temelini oluşturduğunu söyledi. İlk başlarda yaban hayatı fotoğrafları çekmeyi hedefleyen fotoğraf sanatçısı, zaman içinde doğada bulunmanın kendisi için daha önemli hale geldiğini ve fotoğraf çekmenin ikinci planda kaldığını ifade etti.
Vahşi yaşam fotoğrafçısının olmazsa olmazları
Derbent, başarılı bir vahşi yaşam fotoğrafçısının olmazsa olmazları arasında doğayı ve kendini iyi tanımak, doğaya ve hayvanlara saygı göstermek, onları anlamak için çaba harcamak olduğunu aktardı. Ayrıca, “Teknolojik ekipmanların yanı sıra, hayvan davranışları konusunda bilgi sahibi olmak önemli. Vahşi yaşam fotoğrafçılığında kullanılan ekipmanlar arasında 400, 500, 600 milimetre gibi tele objektifler ve zum objektifler yer alıyor.” dedi. Zorlu doğa koşullarına hazırlıklı olmanın ve bu koşullara uyum sağlamanın, teknik olarak zorlu çekimlerde başarı için kritik olduğunu da vurguladı.
“Gorillerle geçirdiğim 10 gün”
Dünyanın en büyük 7 kedisini fotoğraflayan 8 kişiden birisi olan Derbent'e en etkileyici deneyimlerini sorduğumuzda, “Her biri benim için ayrı bir etki yarattı ve hepsini birbirinden ayırt etmek zor. İlk olarak büyük kedileri fotoğraflamaya başladım. Zamanla bu işi tamamladıktan sonra, Afrika fillerine ve daha da fazlasına yönelik bir ilgi geliştirdim. Ancak özellikle gorillerle geçirdiğim 10 gün, benim için son derece zevkliydi ve bu, benim için anlamlı bir yolculuktu.” şeklinde aktardı.
Doğada yaratılan farkındalık
Doğa koruma konusunda bir etki bırakma amacı taşıyan Derbent, fotoğraflarını paylaştığı mecralarda zaman zaman doğa koruma ve vahşi yaşam hakkında farkındalık yaratmaya çalıştığını belirtti. Ancak bu işi kendisi için bir misyon olarak görmediğini, fotoğraflarının öncelikle kendisi için bir araç olduğunu ve amacının orada bulunmak ve istediği hayatı yaşamak olduğunu ifade etti.
Kaçırdığımız anlar çektiklerimizden fazla
Vahşi yaşam fotoğrafçılarının gelecekte çekmek istediği fotoğraflar arasında belirgin bir hedef olmadığını ifade etmesine rağmen, her zaman yeni ve etkileyici fotoğraflar çekme arzusunu taşıdığını söyledi. Ardından sözlerine şu şekilde devam etti: “Bizim mesleğin en önemli özelliklerinden biri her zaman kaçırdıklarımızın, çektiğimizden kat kat fazla olmasıdır. Dolayısıyla çekmek istediğim ama çekemediğim bir sürü davranış fotoğrafı var. Çekmeyi düşünüp çekmediğim tür pek kalmadı. Yani aklımdakilerin hepsini çektim. Sadece bazı davranışları görüntüleme, bazı ekstrem davranışlar kaldı.”
Son olarak, vahşi yaşam fotoğrafçılığına ilgi duyan gençlere ve fotoğrafa ilgi duyan genç fotoğrafçılara maddi anlamda bu işi yapabilmenin yollarını oluşturmaları ve hayatlarını garanti altına almaları gerektiği tavsiyesinde bulunan Derbent, bu işi severek yapmanın ve hedeflere ulaştıkça yeni hedefler koyma gerekliliğini vurguladı.
Doğanın derinliklerindeki vahşi yaşamın güzelliğini bizlere ulaştıran ve bu büyüleyici dünyayı daha yakından tanımamıza olanak sağlayan ayrıca sunduğu bilgilerle vahşi yaşam fotoğrafçılığı hakkında bizlere vermiş olduğu bilgilerden dolayı Suha Derbent’e teşekkür ederiz.
Haber: Emine Kaçar
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...