İzmir’in Kemeraltı Çarşı’sında, Kızlar Ağası’nın giriş kapısında dükkanları olan Mehmet Özgönül ve İlhan Saygıner, uzun yıllardan beri ustası oldukları doğal taşların üzerine yaptıkları takı tasarımını, belli başlı zorlukları olsa da severek yapmaya devam ediyorlar.
Doğal taşlar son yıllarda giderek popüler hale gelmiştir. İnsanların bir kısmı bu taşların sağlık veya hastalık için bir şifa kaynağı olarak görmüştür. Kimi insanlarda bunları şık bir aksesuar olarak benimsemiştir. Bu nedenle doğal taş sanatını iyi bilen ve Kemeraltı’nda kalan son iki gümüş ustalarından olan İlhan Saygıner ve Mehmet Özgönül,piyasayı, iş hayatına girişlerini, işin inceliklerini ve bu mesleğin zorluklarını bize anlattı.
“36 yıldır bu işi yapıyorum”
Dokuz Eylül Üniversitesi Takı Tasarım Bölümü mezunu olan İlhan Saygıner, mesleğe başlangıcı ile ilgili şöyle konuştu, “Ben bu sanata üniversitede eğitim görerek başladım, daha önce kafamda böyle bir iş fikri yoktu. Bölüme girince mesleği giderek sevmeye başladım. Yaklaşık 36 yıldır bu mesleği severek yapıyorum ve yapmaya devam edeceğim.” dedi. Mehmet Özgönül gençliğinde bu işe başladığını söyleyerek şöyle konuştu: “Ben gençliğimden itibaren bu işe meraklıydım. Bu yüzden sermaye mi oluşturur oluşturmaz kendi dükkanımı açıp işe koyuldum.”
“Mutluluk Önceliğimiz”
Aldığı eğitimin iyi olmasından ötürü takı alanında her işi yapabildiğini söyleyen Saygıner, “Bize getirilen veya istenen her şeyi yapabiliyoruz. Müşterilerimiz genelde takıların üstüne doğal taş tercih ediyor. Bazen de tesbih yapımı için gelen oluyor. Biz bu tür durumlarda müşterilerimizin istediği şekilde yapıyoruz. Bu yüzden bizim için önemli olan müşterilerimizin mutluluğudur.” ifadelerine yer verdi. Özgönül ise “ Müşterilerimiz bizim için son derece değerlidir. Bizden müşterilerimiz gümüş almayı tercih ediyor bazen de kullandıkları gümüşün üstüne doğal taş yapılmasını istiyorlar. Bizde elimizden geldiğince onları mutlu etmeye çalışıyoruz.”şeklinde konuştu.
İncelik gerektiren bir iş
Bu işin ciddi bir emek ve incelik istediğini söyleyen Saygıner, “850 derecede gümüşü eriterek başlıyoruz. Daha sonra doğal taş kullanarak ya da yarı değerli taşlar kullanarak yüzük, tesbih, kolye, küpe ve mücevherleri bunun gibi ürünlerin üstüne ya da yanına takı olarak ekliyoruz. Bu herkesin yapabileceği bir meslek değil. O yüzden artık bu işi yapan sayısı oldukça azaldı.” Yapabildiği kadarını el işi ile yaptığını belirten Saygıner, “Biz işi olabildiğince el ile yapmaya çalışıyoruz. Çünkü el işi, makineyle yapılan işe göre daha zor olsa da sonuçları makinenin yaptığından daha etkileyici ve güzel oluyor. Bazen her ürünü el ile yapma imkânı olmuyor bu yüzden biz yapabildiğimiz kadarını el ile yapmaya çalışıyoruz.” diyerek yaptığı işe ne kadar önem verdiğini anlattı. Özgönül bu noktada, “Bizim tercihimiz en kaliteli nasılsa o şekilde oluyor. El ile yaparız bazı yerlerde makineyi kullanırız. Bunu belirleyen kriter o ürünün en iyi nasıl şekilde müşterinin isteklerine göre şekilleneceğidir.”dedi.
“Bazı taşları insanlar şifa kaynağı olarak görüyor”
Saygıner, “Bazı taşları insanlar şifa kaynağı olarak görüyor. O taşlarla ilgili bize sürekli siparişler geliyor. Bu bazen ametist oluyor bazen lapis lazuli taşı bazen de akik oluyor. Bu zaman zaman değişiklik gösteriyor. Bu taşlar böyle şifa kaynağı olarak görüldüğü için kimi zaman müşterilerimizin yoğun ilgisi ile karşılaşıyor. Ben meslek hayatım boyunca bu ilgi duyulan doğal taşları yoğun olarak işledim. Daha önce söylediğim gibi akik, ametist, firuze, ay taşı, zümrüt ve kehribar gibi taşlar müşterilerin ilgi odağı oldu.” dedi. Özgönül ise, “Bize gelen müşterilerin istedikleri belirli taşlar oluyor ama biz genel kapsamda bütün taşlara yönelik satış yapıyoruz. Bu yüzden bizim satışlarımız biraz daha genele.” şeklinde konuştu.
“Meslek için insan yok”
Mesleğin geleceği için insan yetişmediğini söyleyen Saygıner, “8 yıllık kesintisiz eğitimden sonra usta çırak ilişkisi neredeyse bitti. Artık adam yetişmiyor. Bu bölümü okuyan kişiler de artık mesleği yapmıyor. Mezun olan 100 kişi ise sadece 3’ü bu mesleği yapıyor. O yüzden bu mesleğinde bir geleceği yok artık.” dedi. Özgönül konuyla ilgili olarak, “ Genel olarak bir çok meslek için artık eleman yetişmiyor, bu meslekte onlardan biri. Bizler bu işleri bıraktığımız zaman bizim yerimize gelecek kimse yok artık.” dedi.
“Sadece kendime yetecek kadar kazanıyorum”
Son olarak bu işin ne kadar kazandırdığı ile ilgili Saygıner, “Bu meslekten daha önceleri para kazandığını söyleyen Saygıner, “Ben daha önceleri ciddi paralar kazanıyordum. Ancak özellikle son yıllarda kazancımız giderek düştü. Şimdi sadece kendime yetecek kadar kazanıyorum. Bu nedenle bu sanatı seviyorsanız ancak o zaman parayı dert edinmiyorsunuz.” Özgönül ise şöyle dedi, “ Ben Allaha çok şükür kendime, aileme, ve dükkanıma yetecek kadar kazanıyorum. Bu yüzden benim açımdan bu işten para kazanmadığımızı söylemek doğru olmaz.”
Haber&Fotoğraf: Oğulcan İrden
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...