Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


DOĞA YÜRÜYÜŞÜ: SAĞLIK, HUZUR VE KEŞİF DOLU BİR YOLCULUK

10.05.2025
Yaşam

 

Doğa yürüyüşü, doğayla iç içe, sakin ve farkındalık dolu bir yolculuktur. Şehir hayatının stresinden uzaklaşmak, temiz havayı solumak ve doğanın sunduğu eşsiz manzaralar eşliğinde yürümek isteyenler için hem bedensel hem de ruhsal bir yenilenme fırsatıdır. Patika yollar, kuş cıvıltıları ve yeşilin binbir tonuyla buluşan yürüyüşçüler, sadece adım atmakla kalmaz; aynı zamanda içsel bir keşfe de çıkar. Doğa yürüyüşleri, bireylerin hem sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanmasına hem de doğa sevgisini pekiştirmesine katkı sağlar. Bu spor, fiziksel dayanıklılığı artırmanın yanı sıra stresle başa çıkma becerisini geliştirir ve ruhsal dengeyi sağlar.

 

Tülay Kalkanoğlu, doğa yürüyüşleri ve doğa sporları konusunda uzman bir isim olarak Türkiye Dağcılık Federasyonu’na bağlı eğitimler vermektedir. Dağcılık, spor tırmanışı, kanyon geçişi ve daha birçok farklı alanda uzmanlığı bulunan Kalkanoğlu, bu alanlarda da rehberlik yapmaktadır. Özgür Gürocak ise uzun yıllardır doğa sporlarıyla kesintisiz şekilde ilgilenen tutkulu bir doğaseverdir. Doğa yürüyüşünü tanıtmak ve ilgililerine yol göstermek amacıyla kendileriyle bir görüşme gerçekleştirdik.

 

Doğa yürüyüşünde planlama

Uzun yıllardan beri doğa yürüyüşleriyle ilgilenen rehber Tülay Kalkanoğlu, Doğa yürüyüşlerinde güvenli ve keyifli bir deneyim yaşamak için yürüyüş öncesi yapılacak doğru planlamanın büyük önem taşıdığını vurguladı. Kalkanoğlu, “Doğa yürüyüşlerine çıkmadan önce rota hakkında detaylı bilgi sahibi olmak, yürüyüş yapılacak bölgenin zorluk derecesini bilmek ve hava durumunu mutlaka kontrol etmek gerekir. Gerekli ekipmanları eksiksiz ve doğru şekilde hazırlamak, ayrıca kendi fiziksel kondisyonunuzu da gerçekçi bir şekilde değerlendirmek gerekir. Bu hazırlık süreci ne kadar basit görünse de, yürüyüş boyunca karşılaşılabilecek pek çok riski önceden ortadan kaldırır. Planlama aşamasını atlayan kişiler, çoğu zaman yön kaybı, hava koşullarına hazırlıksız yakalanma veya ekipman eksikliği gibi beklenmedik durumlarla karşı karşıya kalıyor. Oysa iyi bir hazırlık, yürüyüşü sadece daha güvenli hale getirmekle kalmaz, doğayla daha sağlıklı bir bağ kurmayı da mümkün kılar. Doğada geçirilen zamanın keyfini tam anlamıyla çıkarabilmek için bu adımları atlamamak çok önemli.” dedi.

 

“Sağlık bilgileri, rehberin en önemli rehberidir.”

Doğa yürüyüşleri her ne kadar huzur verici ve keyifli bir aktivite olsa da, katılımcıların sağlık açısından dikkatli olması büyük önem taşıyor. Bu konuda bilgiler veren Kalkanoğlu, “İlk kez doğa yürüyüşüne katılacaklar için, Türkiye Dağcılık Federasyonu’nun sağlık açısından belirlediği bazı kurallar bulunmaktadır. Çünkü doğa, her zaman öngörülebilir değildir ve bazı durumlarda yaşanan sorunların telafisi zor olabilir. Bu yüzden katılımcıların sağlık durumlarını net bir şekilde beyan etmeleri bizim için çok önemlidir. Yüksek tansiyon, şeker hastalığı, epilepsi, sara gibi ani müdahale gerektiren ya da doğada tedavisi zor olan hastalıkların mutlaka önceden bize bildirilmesi gerekiyor. Bunun yanında, bazı kişilerin ciddi arı alerjileri olabiliyor. Bu tür sağlık durumları olan kişileri, yürüyüş rotasının zorluk derecesine ve doğa şartlarına göre değerlendirdikten sonra genellikle kabul etmiyoruz. Çünkü yürüyüş esnasında bir rahatsızlık yaşanması halinde, doğa şartları nedeniyle bir sağlık ekibinin ya da araçların olay yerine ulaşması oldukça güç olabilir. Dolayısıyla, katılımcıların hem kendi sağlıkları hem de grubun güvenliği açısından bize karşı dürüst olması ve bu süreci hafife almaması büyük önem taşıyor. Biz rehberlerin her zaman söylediği şey şudur: ‘Sağlık bilgileri, rehberin en önemli rehberidir.” şeklinde konuştu.

 

Yürüyüşle gelen orman banyosu

Doğa yürüyüşünün aslında yalnızca yürümekten ibaret olmadığını vurgulayan Tülay Kalkanoğlu, doğaseverlerin farkında olmadan orman banyosu da yaptığını dile getirdi. Kalkanoğlu, “Birçok kişi doğa yürüyüşü yaptığını düşünüyor ama aslında farkında olmadan orman banyosu yapıyor. Japonya’da ‘Shinrin-yoku’ olarak bilinen bu yöntem, doğayla derin bir bağ kurmayı amaçlıyor. Yavaş adımlarla yürüyerek, çevreyi gözlemleyerek, ağaçlara dokunarak ve kuş seslerine kulak vererek doğayı tüm duyularla hissetmeyi ifade ediyor. Bu, doğayla bilinçli bir temas kurma şeklidir.” dedi.

 

Yürüyüş için temel ekipmanlar ve ipuçları

Doğa yürüyüşlerinde doğru ekipman seçiminin önemli olduğuna değinen Kalkanoğlu, “Yürüyüşe başlarken ilk dikkat edilmesi gereken şey, doğru sırt çantası seçimidir. Elde bir şey taşımamak, rahatlık açısından çok önemlidir. Bu yüzden 25-30 litre kapasiteli sırt çantalarını tercih ediyoruz. Ayakkabı seçimi de son derece kritiktir; aslında en önemli ekipman ayakkabıdır. Doğada kayma riski olduğu için, sert tabanlı ve bileği saran botları öneriyoruz. Spor ayakkabılar zemine uygun değilse kayabilir ve bu da güvenlik açısından büyük bir risk oluşturur. Ayrıca, yürüyüş sırasında dengeyi korumak ve dizlere binen yükü hafifletmek için çift baton kullanımı çok önemlidir. Batonlar, doğada hem dengenizi sağlar hem de vücudunuzun yükünü eşit şekilde dağıtır. En gerekli malzemelerden biridir. Giysi seçiminde ise pamuklu kumaşlardan kaçınılmalıdır, çünkü pamuk teri emip ıslanmasına neden olur ve bu durum soğuma riskini artırır. Bunun yerine, hızla kuruyan kumaşları tercih etmek daha uygun olacaktır.” diye ifade etti.

 

Doğada yalnızca ayak izleri belli olmalı

Doğa yürüyüşlerinde yürüyüşçülerin dikkat etmesi gereken bazı önemli kurallar olduğuna değinen Gürocak, şu görüşlere yer verdi: “Yürüyüşlerde öncelikle işaretli patikalardan ilerlemek gerekir, çünkü yeni yollar açmak doğaya ciddi zararlar verebilir. Aynı şekilde, hayvanların geçiş alanlarına saygı göstermek de büyük önem taşır. Doğada bulunduğumuz sürece arkamızda en küçük bir çöp bile bırakmamalı,  yalnızca ayak izimizi bırakmalıyız. Bir diğer önemli kural ise doğadaki hiçbir bitkiyi ya da doğal unsuru koparmamaktır. Özellikle meyve bahçelerinden geçerken, ‘göz hakkı’ gibi söylemlerle meyve toplamak doğru değildir. Toplu yürüyüşlerde herkes böyle davransa, geriye hiçbir şey kalmaz. Bu nedenle doğaya zarar vermeden, çevreye duyarlı, sessiz ve dikkatli bir şekilde hareket etmeli; doğayla uyum içinde yürümeyi ilke edinmeliyiz.”

 

Doğada ruhsal yenilenme ve içsel keşif

Doğa yürüyüşünün kendisi için bir spor olmanın ötesinde, içsel bir keşif ve doğa ile derin bir bağ kurma deneyimi olduğunu söyleyen Özgür Gürocak, “Doğa yürüyüşlerine çıktığımda yalnızca fiziksel değil, ruhsal ve zihinsel bir yolculuğa da çıkıyorum. Her adımda bedenimi ve zihnimi keşfetmek, doğanın sunduğu huzuru içimde hissetmek bana büyük bir içsel tatmin sağlıyor. Doğada geçirilen zaman, insanın kendini yenilemesine, stresinden arınmasına ve daha dengeli bir zihin yapısına kavuşmasına yardımcı oluyor. Doğa ile kurulan bağ, sadece anlık bir rahatlama sunmakla kalmıyor, hayata bakış açımızı da kökten değiştiriyor. İnsan, doğada yalnızca fiziksel değil, duygusal ve ruhsal anlamda da büyüyor. Ayrıca, bu sporun sosyal bağlar açısından da büyük bir anlamı var. Bu deneyimi başkalarıyla paylaşmak, yürüyüşe derin bir anlam katıyor. Yürüyüş boyunca kurulan güçlü bağlar, paylaşımlar ve samimi sohbetler grup dinamiklerini pekiştiriyor. Doğa, hepimize ortak bir alan sunarak insanları daha da yakınlaştırıyor ve sıcak ilişkilerin kurulmasına olanak tanıyor.” dedi.

 

Rehber Tülay Kalkanoğlu ve Özgür Gürocak’a, doğa yürüyüşü konusunda paylaştıkları değerli bilgiler ve tecrübeleri için teşekkür ederiz. Onların rehberliğinde, doğa ile daha derin bir bağ kurmanın ve güvenli bir şekilde bu eşsiz yolculuğa çıkmanın yollarını öğrendik. Hem fiziksel hem de ruhsal yenilenme fırsatı sunan doğa yürüyüşlerinin, her birimizin hayatına daha fazla huzur ve denge katacağına inanıyoruz. Yürüyüşçülere verdikleri yol gösterici tavsiyeler ve doğaya olan saygıyı her zaman hatırlatmaları, bu sporu daha anlamlı ve sürdürülebilir kılmaktadır.

 

Haber: Mehtap Başer

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

EN YÜKSEK SUÇ ORANI NEDEN AYDIN’DA?

  Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her yıl olduğu gibi bu yıl ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

ESKİ BİR TÜRKMEN ENSTRÜMANIN YENİDEN DOĞUŞU: ERBANE

  Eski çağlardan beri ritim ve müziğin vazgeçilmez bir enstrümanı olan ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00