Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


DİZİLERİN ARKASINDAKİ GÖRÜNMEZ MESLEK: STİLİSTLİK

12.12.2022

 

Ekranlarda seyrettiğimiz diziler sadece oyunculardan ibaret değil. Bu işin arka planında ciddi bir emek yatıyor. Sahnenin hazırlanmasından oyuncuların ne giyeceğine kadar karar veren ve neredeyse dizilerin iskeletini oluşturan bir meslek var; stilistlik.

 

Hayatın getirdiği bir şansı değerlendirerek, İstanbul’da mağaza müdürlüğünden “Jet Sosyete”, “Yalan Dünya”, “Galip Derviş” gibi popüler dizilerin stlistliğini, kostüm tasarımcılığını yapan Can Alaosman ile modanın görsel şov kısmını ve stilistlik mesleğinin bilinmeyen yönlerini ele alarak samimi bir röportaj gerçekleştirdik.

 

Merhabalar Can Bey, ilk olarak kendinizi tanıtıp ardından modanın sizin için anlamından bahseder misiniz?

4 Nisan 1984’te Hatay’da doğdum, okul hayatım da orada geçti. 2005 yılından beri İstanbul’da yaşamaktayım. İstanbul’da yaşadığım süre içerisinde mağaza müdürlüğü, vitrin, görsel tasarımcılığı, kostüm tasarımcılığı ve stilistlik yaptım. Stilistlik mesleği de aslında kendiliğinden gelişen ve önüme çıkan bir durum. Ben de bu durumu güzel değerlendirdiğimi ve şansımı iyi kullandığımı düşünüyorum. Benim için modanın hiçbir anlamı yok, tamamen görsel şov ve ticari bir durum. Moda dediğiniz şey geçici ama stil kalıcıdır. Ben stile inananlardanım.

 

Ürettiğiniz stillerde en beğendiğiniz tema nedir?

İşe göre değişen bir şey bu ama en çok önem verdiğim detay inandırıcılık ve kişinin taşıyabileceği bir stil yaratmak. Örnek verecek olursam, bir şey çok popüler olabilir, çok pahalı bir marka da olabilir ama kişide iyi durmuyorsa durmuyordur. Benim amacım giydirdiğim kişiye dışarıdan bakıldığında bu kişi bunu giyebilir düşüncesi yaratmak ve buna inandırmak. Slogan gibi, istersen özgür ol, özgün ol, rahat ol, kendin ol. Bu slogana çok yakın bir şekilde 2018 yılında çalıştığım bir firma için ürün seçtim ve benim adıma İstinye Park mağazasında satışa çıktı, “Can Alaosman’ın seçtikleri köşesi” adı altında.

 

Bir çok ünlü isimle çalıştınız, en zorluk yaşadığınız anınız nedir? 

Gerçekten çok zorluk yaşadığım bir olayım yok çünkü buna izin vermedim. Kendime saygımdan bana yanlış gelen her şeyi anında kişilerin yüzlerine söyledim. İki tanesi aklımdan çıkmaz, ilkinde argo bir kelime yüzünden bir oyuncuyla kavga etmiştim. İkincisinde ise Türkiye’nin eski, tanınmış bir kadın tiyatrocu ve kadın oyuncusunun kendi kız kardeşinin yerime geçmesi için bana karşı numara yapmasıdır. Bu numara karşısında cevabını güzelce verdiğim için provayı terketti. O günün akşamında yapım şirketini aratıp “Seninle çalışmayacağız” dedirtti. Bu durum bana çok komik geldi. Kendisi çok beğendiğim ve saygı duyduğum bir insandı. Gözümde bu kadar küçülmesinden ben bile utandım.

 

Dizilerde stilistlik yapmak nasıl bir duygu, size neler kattı?

Mesleki olarak sadece kıyafetle karakter yaratmayı öğretti. Karakter yaratmayı çok seviyorum. İnsan olarak da büyük tecrübe kattı. TV’de gördüğün insanların özeline dahil olmuş oluyorsun. Kimi zaman hayal kırıklığı yaşıyorsun, kimi zaman hayranlığın iki katına çıkıyor. Gülse Birsel’in zekası, gündemi çok hızlı yakalaması ve cesurca bunu kaleme dökmesi ona karşı hayranlığımı, egosuz bir şekilde ekiple kaynaşması sevgi ve saygımı arttırdı. Olgun Şimşek, Engin Günaydın, Altan Erkekli’nin oyunculukları, insanlığı ve yardımseverliği beni çok etkiledi. Ayrıca Altan Erkekli hayatımda tanıdığım en iyi insanlardan biri olabilir. İyi insan olmayı öğrenebileceğiniz insanlardan. Herkesin onu tanımasını isterdim. Herkese dokunabilecek ve yetebilecek bir enerjisi var. Kendi akranlarımdan Sarp Apak, Öner Erkan, İrem Sak, Gupse Özay, Bartu Küçükçağlayan, Ömür Arpacı, Derya Karadaş, Algı Eke için de “iyi ki tanımışım” derim hep. Hasibe Eren ve Füsun Demirel’i de insan olarak yine keşke tanısa herkes. Sayacak çok insan var. Bu insanlar hayatımda yer etmiş ve bir şekilde bana dokunmuşlardır. Unuttuğum varsa da çok özür dilerim.

 

Dizide bir sahnede renk ve stil uyumunu nasıl yakalıyorsunuz?

Dizide giydirdiğin karakterin özelliklerine göre inandırıcı olması çok önemli. Homeless birini giydiriyorsan izleyen inanmalı. Her zaman modayı takip eden ya da stil sahibi olan bir karakter giydirmiyorum. İlk olarak karakter analizi yaptıktan sonra hangi sahnelerde görüneceğine, o sahnedeki mekân, duvarların rengi, aksesuarların rengine (koltuk, dolap vs.), yanında başka bir oyuncu gelecekse onun giydiklerinin rengine göre ve diğer birçok detaya göre kombinleri oluşturuyorum.

 

Günlük yaşantınızda nasıl bir stil tercih ediyorsunuz?

Ben kendimi bildim bileli hep rahat, kafam ne eserse onu giydim. Beni kimse ne okulda ne de işte bir kalıba sokamadı. Şimdilerde moda olan street style/urban kavramı benim tarzımın karşılığını yansıtıyor, ama günümüzdeki gibi hazır giyim, al-giy olarak değil. Benim dönemimde giymek istediğini ya da hayal ettiğini bulamazdın. Bu yüzden kıyafetlerime kendim dokunur, bir şeyler katardım. Bu bir imzam, yani stilim olurdu. Ben 90’lara ve hatta 2010’lara kadar böyle giyindiğim için serseri gibi sıfatları alırken; sonraki dönemlerde böyle giyindiğim için iş verdiler. Şu anki street style al-giyden ibaret oldu. Kopyala-yapıştır bir jenerasyon var.

 

Moda sektöründe çalışmak isteyenlere tavsiyeniz nedir?

Her şeyi gözlemleyin, vizyonunuz kendi tarzınız kadar olmasın. Farklı kültürleri, farklı tarzları, sevmediğiniz şeyleri bile öğrenin. Bazı karışımlar ya da birleşimler size yeni bir pencere açacaktır. Lütfen özgün olun.

Can Alaosman’ın da dediği gibi “Özgür ol, bu bunla olur mu, bunu giysem yanlış mı olur diye düşünme, sen yap, olsun…”

 

 

Haber: Yankı Köseoğlu

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

EN YÜKSEK SUÇ ORANI NEDEN AYDIN’DA?

  Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her yıl olduğu gibi bu yıl ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

ESKİ BİR TÜRKMEN ENSTRÜMANIN YENİDEN DOĞUŞU: ERBANE

  Eski çağlardan beri ritim ve müziğin vazgeçilmez bir enstrümanı olan ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00