Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


DİJİTALİN ENLERİNDEN: AŞIKLAR BAYRAMI

31.03.2023
Dosya

 

Bir dijital yayın platformunda yayımlanan ve yönetmenliğini Özcan Alper’in üstlendiği, başrollerinde Kıvanç Tatlıtuğ, Settar Tanrıöğen, Uğur Uzunel’in bulunduğu Âşıklar Bayramı filminin aslında bir kitap olduğunu biliyor muydunuz? 

 

Yazılarında kırık aşk hikayesini ve baba-oğul ilişkisini beraber ele alarak aslında iki aşkı da değerlendirebilen kitabın yazarı Kemal Varol, 2018’de Sait Faik Hikâye Armağanı, 2019’da Notre Dame de Sion Lisesi (NDS) Liseler Arası Edebiyat Ödülü, 2019’da Dünya Kitap, Yılın Telif Kitabı Ödülü, 2020’de 5. Atillâ İlhan Roman Ödülü ve 2021 yılında Fransa-Türkiye Edebiyat Ödülü gibi ulusal ve uluslararası birçok ödüle sahiptir. 11 eseri olan 45 yaşındaki Kemal Varol ile Âşıklar Bayramı adlı kitabı üzerine sohbet ettik.

 

Yazarlık hayatına ilk hangi eserinizle başladınız? Özellikle tercih ettiğiniz bir tür var mı?

2001 yılında “Yas Yüzükleri” adlı şiir kitabımla başladı her şey. Hem roman hem öykü hem de şiir yazdım. Hepsini deneyimledim ama bana göre en zoru öyküdür. Öykü, Türkiye’de çok gelişmiş ve zor bir tür. Roman ve şiiri yurt dışına sunma şansımız bence çok sınırlı ama, Türk öykücülüğü bu anlamda çok büyük bir kanal açtı. “Sahiden Hikâye” adlı kitabımda, bir çocuğun gözünden bir şeyler anlatmak istedim. Aslında biraz kendimi de anlatmak istedim. “Sahiden Hikâye”, bu konuda küçük bir romandı benim için. İçerisinde biraz roman, biraz da öykü var. Kendimi hiçbir zaman öykücü olarak yorumlamadım ama, yazdığım tek öykü kitabıyla da Sait Faik Hikâye Ödülü’nü aldım. Açıkçası tek bir kitapla bu ödülü almak benim için biraz ürkütücüydü. Öykücülerden de bu konuda biraz çekinirim.

 

Kitaplarınızda kullandığınız üçleme tekniği hakkında bilgi verir misiniz?

Aslında aklımda üçleme bir kitap yoktu. Ama ben, kitaplar arasında tuhaf bir bağlantı kurma sevdalısıyım. Bir gönderme ve metinler arası ilişki hoşuma gidiyordu. “Ucunda Ölüm Var’ı” yazmaya başladığımda, gazetede gördüğüm ağıtçı kadınlar geldi aklıma ve, ‘Ne kadar güzel, bu işi devam ettirenler var’ dedim, sonrasında da ağıtçı bir kadının aşk hayatını ele aldım. Kitaplarımda dönemin politik ve ekonomik şartları da mevcut. “Ucunda Ölüm Var’ı” bitirince “Heves Ali’ye ne oldu?” diye düşünerek devam niteliğinde olmayan ama o hissi de veren bir şeyler yapmak istedim. Heves Ali’yi düşünerek onun oğlunu ve aralarındaki ilişkiyi kurguladım ve “Âşıklar Bayramı” ortaya çıkmaya başladı. Hatta “Âşıklar Bayramı” ile beraber “Kara Sis” romanını da ele aldım.

 

Yazdığınız eserlerde olay örgüsü için bir ön çalışma yapıyor musunuz?

Evet, genelde her şeyi tasarlarım. “Babamın Bağlaması’nı” yazarken, aslında ilk defa bir romanın sonunun nasıl olacağını bilmiyordum. Ben, genelde bir romanı en başından tasarlarım. Romanda tasarım, aslında nasıl başlar ve nasıl devam eder, düşüncesidir. Bunu bilmeden asla masaya oturmam. Hikâyemi, zihnimde tamamlamaya çalışır ve öyle yazmaya başlarım. İlk kez bir romanı nasıl yapacağıma dair bir fikrim yoktu. Kitabı 8-9 ay içerisinde yazdım. Sonu ne olacak korkusuyla yazdığım ve çöpe gitme ihtimali yüksek olan bir kitaptı benim için. Kitabın finaline, önce kendim ikna olmalıydım. Hep bu şekilde baktım, daha çok planlı ilerliyorum.

 

Dijital platforma uyarlanması nasıl tepkilere sebep oldu? Filmin uyarlanma sürecinden bahseder misiniz?

Çok değişiklik olduğu söylenemez. Hatta bence kitaba olan ilgi daha da arttı ve romanı koruma durumu ortaya çıktı. Kitapta diyaloglar az olduğu için filme de bu yansıdı elbette. Ben az söz ile çok şey anlatmak istedim. Yönetmen Özcan Alper ile Kırşehir’e gittik. Yerinde görüp inceledik. Az sözle ne anlatılabilir ona baktık. Bir dijital yayın platformu ile yaptığımız sözleşme gereği çok ayrıntı veremeyeceğim. Kıvanç Tatlıtuğ’un oynadığı Yusuf karakteri, sessiz çığlıkları canlandırırken aynı zamanda baba-oğul ilişkisini de ele alıyor. Bazen anne-babayla asıl konuşmak istenilen, dertleşme ortamı çoğu zaman oluşmaz ya, onu oluşturup aralarındaki iletişimsizliğin, ilişkilerine etkisini yansıtmak istedim. Bence bu durum filme de yansıdı. Gelen yorumlar arasından, ‘Ben de babamla bu durumdayım’ ifadesi her şeyi açıklıyor zaten.

 

Birçok daldan ödüller aldınız. İlk ödülünüz ve sonraki süreçten bahseder misiniz?

İlk aldığınız ödül sizi çok heyecanlandırır. Bütün yazarlık kariyerinizin bambaşka bir yere sürükleneceğini düşünürsünüz. Ödülü aldıktan sonra aslında sizi çok geniş kitlelere ulaştırmayacağını anlıyorsunuz. ‘Bu kitap ödül aldı, okuyayım’ durumu yok, biz öyle düşünürdük. Benim için bütün ödüller kıymetlidir. Ancak beni en çok etkileyen, Fransa’da aldığım ödüldü. Ben, hiçbir zaman kitaplarımın başka dillere çevrilebileceğini düşünmedim. Amacım küçük, yerel hikâyeler anlatmaktı. Hem filmde hem de kitapta, hayali bir köy yarattığımı ve her şeyin orada geçtiğini görebilirsiniz. Ödülü aldığımda da çok şaşırmıştım. Ödülün yanı sıra, açıklaması da etkilemişti beni. O söz, bir şeyleri başardığımı gösterdi bana. ‘Kendi küçük, yerel hikâyesini, bir köpeğin gözünden anlatma başarısı…’ diye açıklamışlardı. Orada büyük yazarlar da vardı. ‘Neden ben?’ diye sorduğumda, ‘Benzerleri zaten bizde yazılıyor, bir köpeğin gözünden şiddet ortamını, kendi hikâyenizi yazmanız daha büyük bir şey’ cevabını almıştım. Dolayısıyla ne kadar kıymetli olduğunu ve doğru yolda olduğumu da anlamış oldum.

 

Okuryazarlığın ve yazmanın bu kadar az olduğu zaman diliminde, yazarlığın önemini ve bireylerin duygusal yönünü yazıyla tamamlayarak içsel çözümlemeyi ele alan Kemal Varol’a teşekkürlerimizi sunuyoruz. 

 

Haber & Fotoğraf: Esra Utku

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

CUMHURİYET’İN İLK KADIN MUHTARI: GÜL ESİN

Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk kadınını modern toplumun simgesi ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

TÜRKİYE'NİN İLK MATEMATİK MÜZESİ

Aydın'ın Efeler ilçesinde, Türkiye'nin ilk matematik müzesi olma özelliğine sahip ...

HAMUR YAĞI MUCİZESİ

Zeytinyağı mucizesini bilmeyen yoktur. Kalp ve damar sağlığı başta olmak ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00