Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü
Öğrenci Uygulama Haber Sitesi

Dijital oyunlar, özellikle gençler arasında giderek yaygınlaşırken, oyun bağımlılığı da ciddi bir sorun haline geldi. Peki, oyun bağımlılığı nedir? Nasıl etkiler yaratır ve bu bağımlılıkla nasıl başa çıkılır? İşte oyun bağımlılarının ve bir psikolojik danışmanın gözünden yaşananlar…

Oyun bağımlılığı, bireyin video oyunlarına aşırı zaman ayırarak günlük yaşamını, sosyal ilişkilerini ve sorumluluklarını ihmal etmesiyle ortaya çıkan bir durumdur. Dünya Sağlık Örgütü tarafından bir akıl sağlığı sorunu olarak tanımlanan bu bağımlılık, özellikle gençler arasında hızla yaygınlaşıyor. Peki, oyun bağımlıları bu süreci nasıl yaşıyor? Bu soruya yanıt bulmak için farklı profillerden oyun bağımlılarıyla görüştük. İrfan Arda Karaöz (23), 10 yıldır oyun oynayan bir üniversite öğrencisi olarak strateji ve rekabetçi oyunlara olan tutkusunu paylaştı. Kürşat Değirmencioğlu (25), 15 yıldır oyun dünyasının içinde olan ve çok oyunculu rol yapma oyunlarına kendini kaptıran bir serbest çalışan. Mustafa Şahin (20), 8 yıldır oyun oynayan ve oyunları bir stres atma yöntemi olarak gören bir üniversite mezunu. Hüseyin Telli (22), 6 yıldır oyunlara odaklanan ve bu oyunların sosyal bir ortam sağladığını düşünen bir lise mezunu. Ayrıca, Psikolojik Danışman Muhammed Demir, oyun bağımlılığının nedenleri ve çözüm yolları üzerine önemli bilgiler paylaştı. Bu bilgiler, oyun bağımlılığının etkilerini ve mücadele yöntemlerini gözler önüne seriyor.

Sanal dünyanın cazibesi

Dört farklı oyun bağımlısı, dijital oyunların hayatlarını nasıl şekillendirdiğini şöyle anlattı. Karaöz, strateji ve rekabetçi oyunları tercih etmesi hakkında, “Oyunlar hem strateji gerektiriyor hem de rekabet hissini yaşatıyor. Oyun içinde taktik kurmak ve kazanmak bana ayrı bir zevk veriyor.” dedi. Değirmencioğlu ise çok oyunculu rol yapma oyunlarına olan tutkusunu, “Arkadaşlarımla beraber oynayabileceğim oyunları seviyorum. Bu tarz oyunlar bana bir hedef sunuyor ve uzun süre sıkılmadan devam edebiliyorum.” şeklinde dile getirdi.

Şahin, oyun oynamanın kendisine bir özgürlük hissi verdiğini söylerken, “Oyun benim için bir eğlence aracı. Stres atma ve kafamı boşaltma yöntemi.” diye ekledi. Telli ise arkadaşlarıyla oynadığı nişancı oyunlarının sosyal bir ortam sağladığını belirterek, “Oyundaki muhabbetler ve şakalar beni çok eğlendiriyor. Dışarıda aktivite yapmak pahalı olduğu için bu tarz oyunlar daha cazip geliyor.” şeklinde ifade etti.

Zaman algısının kaybolduğu anlar

Oyun bağımlıları, genelde oyun oynarken zamanın nasıl geçtiğini anlamadıklarını ifade ediyor. Değirmencioğlu, “Oyun oynarken zaman algımı yitiriyorum. Gündüz veya gece olduğunu bile fark edemiyorum. Dışarıyla iletişimim kesiliyor, yemek için bile fast food sipariş edip, tekrar bilgisayarıma dönüyorum.” dedi. Telli’de benzer bir deneyim yaşadığını belirterek, “Zamanın su gibi geçip gittiğini fark etmiyorum. Bazen 24 saati aşan oyun maratonları yapıyorum.” diye ekledi. Şahin ise oyun oynarken zamanın hızla aktığına katılarak, “Bir oyunun süresi neredeyse 1 saati buluyor. Bu oyunu devamlı hale getirince saatlerin nasıl geçtiğini anlamıyorsun. Hatta günleri bile karıştırabiliyorsun.” ifadelerini kullandı.

Akademik ve sosyal hayata etkileri

Oyun bağımlılığı, akademik başarıyı ve sosyal ilişkileri ciddi şekilde etkiliyor. Değirmencioğlu, üniversiteyi bırakmak zorunda kaldığını itiraf ederken, “Lisede sabaha kadar oyun oynayıp ders saatlerinde uyurdum. Üniversitede de bu alışkanlığım yüzünden okulu bırakmak zorunda kaldım.” sözlerini söyleyerek, eğitim hayatını ne denli etkilediğini vurguladı. Telli ise oyun oynamanın derslerini ve okul hayatını olumsuz etkilediğini belirterek, “Oyun oynadığım zamanı başka işe yarar bir konuya ayırsaydım, o işte uzmanlaşabileceğimden eminim.” sözlerini ekledi. Karaöz, oyun oynamanın kendisini sosyal açıdan eksik hissettirmediğini söylese de Şahin, ailesiyle yaşadığı tartışmaların hayatını olumsuz etkilediğini ifade ederek, “Ailem, bilgisayar başında bu kadar vakit geçirilmez diye tepki gösteriyor. Bu durum aramızda sürekli tartışmalara neden oluyor.” sözlerini söyledi.

Psikolojik danışman gözüyle oyun bağımlılığı

Demir, oyun bağımlılığının özellikle gençler arasında yaygın bir sorun olduğunu vurguladı. Demir, “Aile içi dinamikler, oyun bağımlılığının en önemli etkenlerinden biridir. Çocuklar, ailelerinin ilgisizliği nedeniyle oyunlara yöneliyor ve bu durum bağımlılığa dönüşebiliyor.” dedi. Demir, oyun bağımlılığıyla mücadelede süre kısıtlaması, alternatif aktiviteler ve aile desteğinin önemine dikkat çekerek, “Öğrencilerle birlikte bir program hazırlıyoruz. Bu program oyun sürelerini kademeli olarak azaltıyor. Boşalan zamanlara zeka oyunları, spor veya aile aktiviteleri ekliyoruz.” diye belirtti. Ayrıca, okullarda Yeşilay ile iş birliği içinde yürütülen bilinçlendirme çalışmalarının da bu sorunla mücadelede önemli bir rol oynadığını belirtmekle beraber, “Teknoloji bağımlılığı konusunda eğitimler veriyoruz. Ancak, ailelerin de bu sürece aktif olarak katılması gerekiyor.” diyerek sözlerini tamamladı.

Oyun bağımlılığı, günümüzde giderek artan bir sorun haline geldi. Ancak, bu sorunla mücadelede bilinçli adımlar atıldığında başarılı sonuçlar alınabiliyor. Demir, oyun bağımlılığıyla mücadelede ailelerin, okulların ve toplumun iş birliği içinde olması gerektiğini vurguladı. Oyun bağımlıları ise bu süreçte kendilerine alternatif aktiviteler bulmanın ve zaman yönetimini öğrenmenin önemine dikkat çekti. Oyun bağımlılığı, sanal dünyanın gerçek etkileriyle yüzleşmeyi gerektiriyor, ancak doğru yaklaşımlarla bu sorunun üstesinden gelmek mümkün.

Haber: Erdi Maden