Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


DENİZİN KARDEŞLİĞİ: BODRUMLU KUZENLERİN SÜNGERCİLİKLE YOĞRULAN HAYATI

19.05.2025
Yaşam

 

Bodrum’un denizleri, bir zamanlar yaşamını bu sularda süngercilikle kazanan yüzlerce aileye ev sahipliği yapıyordu. Ancak bu gelenek, zamanla yok oldu. Bir zamanlar Bodrum’un geçim kapısı olan süngercilik, bugün yok olmak üzere. Bu mesleğin yaşayan son temsilcilerinden İsmet Şanlı ve kuzeni Ömer Şanlı, denizle iç içe geçen bir yaşamın izlerini ve kaybolan bir geleneği anlattı.

 

Bodrum'un derinliklerinde deniz süngerinin peşinden giden son kuşaklardan ikisi, İsmet ve Ömer Şanlı, kaybolan bu mesleği ve ardında bıraktığı hatıraları yaşatmaya devam ediyor. Süngerciliği, hem meslek olarak hem de bir yaşam tarzı olarak sürdüren Şanlı ailesinin iki kuzeni, yıllar içinde birbirlerine hem iş arkadaşlığı hem de aile bağlarıyla destek oldular. Bu haberde, İsmet ve Ömer Şanlı'nın denizle iç içe geçen hayatını, süngerciliğin değişen dünyasını ve bir zamanlar Bodrum’un geçim kaynağı olan bu mesleğin ardında bıraktığı izleri anlatıyoruz.

 

Bir mesleğe dalış: Süngerciliğin ilk yılları

1959 yılında Bodrum’da doğan İsmet Şanlı, denizle iç içe büyüyen bir çocuktu. 18 yaşında İstanbul Çubuklu’da denizcilik ve dalış eğitimleri alarak mesleğe ilk ciddi adımını attı. Ardından Mersin Silifke’de bir süre usta sünger avcılarıyla çalışarak bu işin inceliklerini öğrendi. Her işin gönülden sevmekten geçtiğini vurgulayan Şanlı, “İlk başlarda zordu tabii. Ama insan sevince, o korkuyu bile bastırabiliyor. Her şey denizin altında başlıyordu bizim için.” dedi.

 

Derinlikte hayat: Tehlike ve emek dolu günler

Süngercilik yalnızca bir meslek değil, aynı zamanda cesaret ve sabır isteyen bir yaşam tarzıydı. İsmet Şanlı, 50-60 metrelik dalışları, zaman zaman 80 metreye kadar uzandığını söylüyor. Dönemin teknolojik yetersizlikleri ise işi daha da riskli hale getiriyordu. Yakın arkadaşlarını bu mesleğin içerisinde kaybettiğini belirten Şanlı, “Arkadaşlarımızı vurgun yüzünden kaybettik. Bugünkü dalış ekipmanları o zaman yoktu. Tüpümüzle, hortumumuzla, nefesimizi ve zamanımızı çok dikkatli kullanmak zorundaydık.” ifadelerini kullandı. Bu tehlikeli yolculuklar her zaman maddi karşılık bulmuyordu. Ancak deniz süngerinin yüksek talep gördüğü yıllarda, alınan riskler karşılığını veriyordu.

 

Süngerle Kurulan Bir Hayat

Geçimini tamamen bu işten sağlayan İsmet Şanlı, süngerciliğin hayatındaki önemini, “Evimizi, arabamızı, hatta düğünümüzü bile bu iş sayesinde yaptık. O dönem sünger değerliydi. Firmalar bizden alıp yurt içine ve yurt dışına gönderirdi. Özellikle kozmetik sektöründe çok kullanılırdı.” cümleleriyle ifade etti. Şanlı'nın anlattığına göre süngerin değeri yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda kültürel bir zenginlikti. Her bir sünger, denizin dibinden sabırla çıkarılır, işlenir ve yaşamın bir parçasına dönüşürdü.

 

Çernobil'in gölgesi: Bir mesleğin çöküşü

1986 yılında yaşanan Çernobil nükleer felaketi yalnızca karasal alanları değil, deniz yaşamını da olumsuz etkiledi. İsmet Şanlı, bu olayın süngerciliğe etkisini şu sözlerle anlattı: “Çernobil’den sonra deniz altındaki süngerler yavaş yavaş ölmeye başladı. Süngerin bittiği yerde bizim de işimiz bitti. Bodrum’da bu işten geçinen birçok insan başka mesleklere yönelmek zorunda kaldı.” O dönemle birlikte sünger avcılığı bir geçim kaynağı olmaktan çıkıp geçmişe dair bir hatıraya dönüştü.

 

Kuşaktan kuşağa: Ömer Şanlı’nın tanıklığı

İsmet Şanlı’nın kuzeni Ömer Şanlı da aynı denizlerde sünger avladı. O da bu mesleğin usta-çırak ilişkisiyle öğrenildiğini, zamanla herkesin kendi teknesini, ekipmanını kurarak bağımsızlaştığını anlatıyor. Şanlı, “Deniz bizim okulumuzdu. İsmet ağabeyle aynı sularda daldık. Artık kimse bu mesleği yapmıyor. Öğreten de kalmadı, öğrenen de yok.” diyerek mesleğin yavaş yavaş yok oluşunu vurguluyor.

 

Bir dönemin sessiz tanıkları

İsmet ve Ömer Şanlı’nın hikâyesi, yalnızca süngercilik mesleğinin değil, Bodrum’un dönüşümünün de sessiz bir tanıklığı. Bugün turizmle anılan Bodrum’un geçmişinde, geçimini derinlerden çıkaran onlarca ailenin emeği, alın teri ve kayıpları var. Zamanla teknoloji değişti, pazarlar küçüldü, çevresel felaketler denizin dengesini bozdu. İsmet Şanlı’nın dediği gibi: “Severek yaptık, her şeye rağmen yaptık.” Ancak süngercilik artık yalnızca anılarda yaşıyor. Geriye, denizin derinliklerinden çıkarılmış hikâyeler kaldı. 

 

Bizlere değerli vakitlerini ayırdıkları için sevgili İsmet Şanlı ve Ömer Şanlı’ya teşekkür ederiz.


Haber: Tuna Algan

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

EN YÜKSEK SUÇ ORANI NEDEN AYDIN’DA?

  Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her yıl olduğu gibi bu yıl ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

ESKİ BİR TÜRKMEN ENSTRÜMANIN YENİDEN DOĞUŞU: ERBANE

  Eski çağlardan beri ritim ve müziğin vazgeçilmez bir enstrümanı olan ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00