Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


DENİZİN DERİNLİKLERİNDEN YÜKSELEN ADRENALİN: TÜPLÜ DALIŞIN HEYECAN VERİCİ DÜNYASI

09.03.2025
Spor

 

Tüplü dalış, denizin derinliklerine yapılan bir yolculukla su altı dünyasının zenginliğine ulaşmayı sağlayan heyecan verici bir spor dalıdır. Dalgıçlar su altındaki muazzam ekosistemleri keşfederken eşsiz bir deneyim yaşama fırsatı buluyor. Deniz altındaki mercan resifleri, rengarenk balıklar ve batıklar her dalışı benzersiz kılarken, tüplü dalış hem bir keşif hem de doğaya duyduğumuz saygıyı yansıtan bir spor olarak giderek daha fazla ilgi görüyor. 

 

Fırat Çelik, tüplü dalış sporuyla ilgilenen bir uzman olarak Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu’na bağlı eğitimler vermektedir. CMAS- 2 Yıldız Dalış Eğitmeni, Uzman Dalıcı Eğitmeni ve Rehber Dalıcı olarak görev almaktadır. Yağız Kurt ise uzun yıllardır sanayi dalgıçlığı (su altında gemi tadilatı v.b. işleri ) yapan profesyonel bir dalgıç olup, aynı zamanda sualtı arama-kurtarma teknisyenliğinde de deneyimlidir. Bu sporu tanıtmak ve ilgililerine ışık tutmak amacıyla kendileriyle değerli bir görüşme gerçekleştirdik.

 

Dalışa başlamadan önce doğru planlama ve eğitim şart

Çocukluk yıllarından itibaren su altına olan ilgisini ve su altında kendini bulduğunu belirten Fırat Çelik, tüplü dalışa dair önemli bilgiler paylaştı. Çelik, “Her spor dalında olduğu gibi, tüplü dalışta da dikkat edilmesi gereken temel kurallar ve şartlar vardır. Bunlardan ilki, dalışa başlamadan önce acele etmeyip doğru bir planlama yapmaktır. İyi bir planlama, güvenli ve verimli bir dalış için gereklidir. Bunun ardından, doğru bir eğitmenle çalışmak büyük önem taşır. Eğitmenler, dalıcıların hem güvenliğini sağlamak hem de dalış tekniklerini doğru bir şekilde öğrenmelerine yardımcı olmak açısından kritik bir rol oynar. Bir dalıcının kariyerinde ilerlemesine yardımcı olmak, eğitmenin en önemli görevlerinden biridir.” şeklinde ifade etti. Çelik, ayrıca sağlık koşullarının tüplü dalış için çok önemli olduğunu da vurguladı. “Dalış için sağlıklı olmak şarttır. Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu, dalıcıların belirli sağlık koşullarını taşımalarını zorunlu kılar. Bu şartlar arasında son 5 yıl içinde uyuşturucu ya da alkol bağımlılığı tedavisi görmemiş olmak, hamilelik durumu, şeker hastalığı, kalp rahatsızlıkları ya da akciğer hastalıkları gibi sağlık sorunlarına sahip olmamak yer alır. Fiziksel ve zihinsel olarak sağlıklı bir bireyseniz ve bu spora olan merakınız da varsa, tüplü dalışa başlamak için hiçbir engel yoktur.” diye aktardı. “Önemli olan, doğru eğitimi alarak güvenli bir şekilde adım atmak ve var olan merakı sürdürerek su altının gizemli dünyasından vazgeçmemektir.” diyerek sözlerini tamamladı. 

 

Derinlik ve süre yönetimi

Tüplü dalışta dalış süresi ve derinliği hakkında bilgiler veren Profesyonel Dalgıç Yağız Kurt, “Normal şartlarda, 1 yıldız dalıcı lisansına sahip bir kişi, yasal olarak 18 metreye kadar dalış yapabilir. Hava tüketimi iyi ve deneyimli bir dalıcı 35-40 dakika, hatta bazı durumlarda 45 dakikaya kadar su altında kalabilir. Bu süre, kullanılan tüpün kapasitesine ve dalıcının deneyimine bağlı olarak değişir.” dedi. Kurt, dalışın genellikle belirli bir profil izlediğini de söyleyerek, “Dalışın ilk aşamasında, yavaşça 18 metre derinliğe inilerek, bu derinlikteki deniz yaşamı gözlemlenir. Taşların altı incelenir, balıklar ve diğer deniz canlıları gözlemlenir ve fotoğraflar çekilir. Ardından, dikkatlice ve yavaşça yüzeye doğru yükselme başlar. Hava tüketimi iyi olan bir dalıcıyla yapılan dalışlar yaklaşık olarak 35 dakika sürer.” diye belirtti.

 

Yüzme ve dalış aynı şey değildir

Yüzme ile donanımlı dalışın birbirinden çok farklı olduğunu söylemek doğru olur. Bunu, voleybol ile basketbol arasındaki benzerliğe benzetebiliriz; her ikisi de elle oynanıyor ancak kuralları ve teknikleri farklı. Bununla ilgili Fırat Çelik şu görüşlere yer verdi: “Yüzme bilmeyen birisine tanıtım dalışı yaptırmak mümkündür. Çünkü dalışta, yüzmede olduğu gibi kulaç atma gibi bir refleks göstermiyoruz. Dalışta ellerimizi kullanmadan genellikle önümüzde birleştiriyor veya karnımızın üzerinde tutuyoruz. Su altındaki hareketlerimiz çoğunlukla ayaklarımızla sağlanıyor. Bu sebeple, yüzme bilmeyen bir kişi de dalış yapabilir. Ancak dalışa başlamadan önce, yani tanıtım dalışını geçtikten sonra ‘1 yıldız dalış kursuna başlamak istiyorum.’ veya ‘lisans almak istiyorum.’ diyen bir kişi için temel yüzme becerisi arıyoruz. Burada kastettiğimiz temel yüzme becerisi, kişinin ayağının basmadığı bir yerde başını suyun üstünde tutabilmesidir. Yani herhangi bir ekipman kullanmadan denize girdiğinizde, boyun hizasını aşan bir derinlikte, köpekleme usulüyle dahi olsa başınızı suyun üzerinde tutabiliyorsanız, bu bizim için yeterli bir yüzme becerisi anlamına gelir. Bu beceri, özellikle acil durumlarda, dalış ekipmanınız olmadığı ve hava şartlarının kötü, denizin dalgalı olduğu durumlarda bile başınızı suyun üstünde tutabilmeniz açısından önemlidir.”

 

“Suyun altındaki herhangi bir problemi yine suyun altında çözmeliyiz”

Tüplü dalış sporunda belirli fiziksel ve mental özelliklerin olması gerektiğine değinen Çelik, “Eğer kilo fazlanız varsa, suyun kaldırma kuvvetinden daha fazla etkilenirsiniz ve batabilmek için ağırlık almak zorunda kalırsınız. Bu da sağlıklı bir şekilde batmanızı engelleyebilir. Dolayısıyla ne kadar fazla ağırlık alırsanız, o kadar konforsuz bir dalış yaparsınız çünkü suyun altında daha fazla efor sarf etmeniz gerekir. Bu nedenle, boy ve kilo oranının orantılı olması gerekmektedir. Mental açıdan ise özellikle panik atak veya klostrofobi gibi durumların olmaması büyük önem taşır. Suyun altında, örneğin dalışınızın 20. dakikasında, “Artık sıkıldım, çıkmak istiyorum.” deyip aniden çıkmaya karar veremezsiniz. Suyun yüzeyine hemen çıkmanız mümkün olmaz. Dolayısıyla dalışa başlamadan önce öğrencilerimize vermek istediğimiz vizyon her zaman şudur: Suyun altındaki herhangi bir problemi yine suyun altında çözmeliyiz. Yüzeye çıkış, bizim için bir çözüm olmamalıdır. Bu nedenle, sakinliğinizi korumanız ve 18-25 metre derinlikte bile sükunetinizi kaybetmemeniz gerekmektedir. Dolayısıyla, öğrencilerimizden mental olarak sabırlı olmalarını ve sıkıntı hissediklerinde sakin kalmalarını bekliyoruz.” şeklinde ifade etti.

 

“Her dalış bir keşif, her dalış farklı bir hikaye”

Tüplü dalışın kendisi için bir spor olmanın ötesinde, içsel bir keşif ve doğa ile derin bir bağ kurma deneyimi olduğunu söyleyen Yağız Kurt, “Bu spor, teknik beceriler kazandırmanın yanı sıra sabır, disiplin ve dikkat gerektiren bir alan. Her dalış, dikkatli bir hazırlık ve odaklanma gerektiriyor.” diye aktardı. Su altında karmaşık duygulara kapıldığını da dile getiren Kurt, “Adrenalinin verdiği korku ve heyecan, bir yandan vücuda farklı bir enerji verirken diğer yandan keşfetme hissini tetikliyor. O dünyayı, o sessizliği, o sakinliği  yaşamak bambaşka bir deneyim. Suyun altında olmak, sanki tüm dünyadan soyutlanmışsınız gibi hissettiriyor. Her şeyin dışındasınız, sadece kendiniz ve etrafınızdaki su var. O huzuru, o özgürlüğü ve keşfetme duygusunu herkesin yaşamasını isterim. Çünkü su altı, insanların ruhunu dinlendiren, zihnini boşaltan ve fiziksel olarak da bedenini zinde tutan bir dünya. Her dalış bir keşif, her dalış farklı bir hikaye.” şeklinde konuştu.

 

Tüplü dalış, yalnızca bir spor değil aynı zamanda doğanın derinliklerine inmeyi, su altı dünyasının benzersiz güzelliklerini keşfetmeyi sağlayan bir yolculuktur. Fırat Çelik ve Yağız Kurt gibi uzmanlar, bu yolculuğun güvenli ve bilinçli bir şekilde yapılabilmesi için hem teknik hem de psikolojik açıdan önemli bilgiler sunmuşlardır. Onların rehberliğinde dalıcılar, yalnızca su altındaki güzellikleri keşfetmekle kalmaz aynı zamanda kendilerini ve çevrelerini daha iyi tanıma fırsatı bulurlar. Su altının keşfedilmeye değer gizemlerini güvenli bir şekilde yaşamak isteyen herkese yol gösterdikleri için kendilerine teşekkür ederiz.

 

Haber: Mehtap Başer

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00