Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


COVİD-19’UN TOPLUMSAL DEĞERLERE ETKİSİ

06.04.2022
Dosya

Küresel bir sağlık krizi haline gelen COVID-19 (coronavirus), 2019 yılı Aralık ayında Çin’in Wuhan şehrinde başlamış ve daha sonra dünyanın birçok ülkesine yayılmıştır. Türkiye’de ilk coronavirus vakası 11 Mart 2020 tarihinde tespit edilmiş olup salgının ülkede yayılımının önlenmesi amacıyla birçok yeni karar ve kısıtlamalar uygulanmıştır. 16 Mart 2020 tarihinden itibaren ilkokul, ortaokul, lise ve üniversitelerin eğitim-öğretimine ara verilmiş ve öğretim uzaktan eğitim yöntemiyle sürdürülmeye başlanmıştır. 17 Mart 2020 tarihinde Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın korona virüsten vefat eden ilk vakayı açıklamasıyla, yeni tedbir kararları alınmıştır. 3 Nisan 2020’de Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kısmi sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir.

Pazar ve market gibi toplu bulunan alanlarda maske takma zorunluluğu getirilmiş, bazı şehirlere giriş çıkışlar durdurulurken yeni tedbirler de art arda açıklanmıştır. 65 yaş ve üstü bireylerin korona virüsten daha çok etkilenmesi nedeniyle bu yaş grubuna özel sokağa çıkma yasağı uygulanmaya başlanmış, bireyler arası mesafe 1,5-2,0 metre olarak belirlenmiş, halkın birbirleri ile olan ziyaretlerinin bir süre yapılmaması istenmiştir.

“Covid-19 toplumsal açıdan değerlerimizde de birtakım tahribatlara yol açmıştır’’
Bütün dünyayı etkisi altına alan ve maddi, manevi birçok tahribata yol açan Covid-19 virüsünün ortaya çıkardığı problemler arttıkça bireyin panik ve stres yaşamasına ve her zaman olduğundan daha farklı davranışlar sergilemesine neden olmuştur. Toplumu oluşturan bireydeki bu farklılık ile toplumda da bu değişim görülmeye başlanmıştır. Salgının etkisi eğitim, iletişim, sağlık, ekonomi vb. her alanda kendini gösterdiği gibi toplumsal açıdan değerlerimizde de bir takım tahribatlara yol açmıştır. Özellikle son günlerde sıklıkla dile getirilen değer ifadesi, insan ve insan yaşamıyla ilgili birçok disiplin alanıyla karşımıza çıkan, eğitimden iktisada, felsefeden psikolojiye, tarihten ilahiyata kadar birçok bilim alanında araştırılan ve barındırdığı soyut anlamsal yapı itibariyle farklı anlamlar içeren bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Eğitimsel perspektifle bakıldığında “değerler” birey ve toplumun ulaşmak istediği hedefleri, amaçları, arzulanan güzel tutum ve davranışları, toplumda yaşayan insanların bir arada huzurlu ve refah içerisinde bir yaşam sürmelerini sağlayan manevi unsurlar olarak tanımlanabilir.

Toplum değerlerinin algılanma şekli değişti
Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalında öğretim üyesi Doç. Dr. Beste Dinçer yazılı kuralların dahi çiğnendiği pandemi koşullarında, birleştirici temel unsurlar olarak görülebilen değerlere sahip çıkılmasının oldukça önem arz ettiğini belirtti. Lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde Değerler Eğitimi, Düşünme Eğitimi ve Öğretmen Eğitimi dersi veren Dinçer  “Değerlerimiz geleneklerimiz, örf ve adetlerimiz gibi yazısız kurallar olup insanlar için vardır. İletişim açısından kaybettiğimiz değerlere bakıldığında, bulaşıcı bir hastalıkla savaştığımız için pandemi insanları birbirinden uzaklaştırdı ve sosyalleşme ihtiyacı karşılanmadığı için de insanlar mutsuzlaştı ve yalnızlaştı. Virüsün yayılmaması için akraba, hasta ve taziye ziyaretlerinde elinden geldiğince uzak duruldu. Akraba, eş dost ziyaretleri nde gerçekleştirilen el öpme, sarılma gibi iletişim kurma yolları bu süreçte minimize edildi. Hatta bu süreçte bizler gibi aile büyüklerini veya evladını aylarca görmeyen ebeveynler bile vardı.”  diyerek bazı değerlerin algılanma şeklinin değiştiğini söyledi. Bu değişim ile iletişim alanında gidilen yeni normalleşmeye dikkat çeken  Dinçer, “Yüz yüze iletişim yerini sanal platformlara ve çevrimiçi uygulamalara bıraktı. Ziyaret yerine akıllı telefonlardan, bilgisayarlardan veya tabletlerden görüntülü veya sesli konuşarak iletişim kurmayı öğrendik. Yeni normalleşmeye başladığımız günlerde ise kişiler arası iletişimin başlangıcı olan selamlaşma değerimiz değişti.” diyerek tokalaşmak yerine dirsek ya da ayak selamı gibi yerleşmiş alışkanlıklarımızda da  değişim yaşandığını belirtti. 

Dinçer, özellikle toplumda her geçen gün yozlaşan saygı, sorumluluk ve hoşgörü değerlerinin, yaşanan pandemi süresince tahribata uğradığını ifade etti. Dinçer, temaslı olduğu halde dışarıya çıkarak insan sağlığını tehlikeye atan, maskesiz dolaşan ve mesafe kurallarına uymayan pek çok kişinin varlığının, kişilerin birbirine karşı olan saygısının yitip gitmekte olduğunun bir kanıtı olarak dile getirdi. Doç. Dr. Dinçer, “Yasağın ilk günlerinde sosyal medyada, zorunluluktan dolayı dışarıya çıkamayan 65 yaş üstü vatandaşlara karşı sergilenen yakışıksız videoların alay konusu haline getirilmesi ve rencide edici tutumlarda bulunulması oldukça üzücüydü. Bu olay en önemli değer olan saygının tahribata uğradığının göstergeleridir.” diyerek toplumda kişiler arası saygının olmadığı ortamlarda sabır değerinin ve hoşgörünün azalması, dolayısıyla insanların mutsuz olması ve gençler arasında geleceğe dair umutsuzluk hissinin hâkim olmasını pandeminin değerlerimizde yarattığı olumsuzluklar olarak ifade edilebilir olduğunu ifade etti.

Covid-19’un topluma kazandırdığı değerler
Pandemi sürecinin olumlu olarak bireye empati yapabilmeyi, hayatın kıymetini, sağlığın önemini, temiz olabilmeyi, ailenin, dostluğun, toplumun aidiyet değerini de beraberinde öğrettiğini aynı zamanda Covid-19’un topluma kazandırdığı ve hatırlattığı değerlerinde olduğunu belirten Doç. Dr. Beste Dinçer, salgınla gelen yaşam şartları nedeniyle bireyin hayatında yeni bir sayfa açıldığını belirterek, “İnsanlar, hastalığa yakalanan, tedavi altında olan ve yakınlarını kaybeden insanların yerine kendilerini koyarak empati yapabilmeyi hatırladı. Şu hayatta sağlığın her şeyden daha değerli olduğunun, eğer ki nefes alıyorsak şükretmek gerektiğinin, hayatın aslında ne kadar değerli olduğunun farkına varıldı. Pandemi den önce sürekli bir arada oldukları ancak şu şartlarda bir araya gelemedikleri ailelerinin, dostlarının, toplumun samimi ilişkilerinin önemi anlaşıldı. Ayrıca bu süreçte temizlik değerinin, temizliği alışkanlık haline getirmenin hayati önem taşıdığının farkına vardık. El yıkama, bireysel havlu kullanımı, dışarıdan aldığı ürünü yıkayarak giyme, meyve ve sebze seçimlerini dokunmadan yapma, eve ayakkabı ile girmeme, ortak alanları temiz kullanma davranışlarında olumlu yönde gelişmeler yaşandı’’ diyerek pandeminin öncelikle topluma empati, temizlik ve aile değerlerini hatırlattığını belirtti.

 

Haber & Fotoğraf: Edanur Gümüş

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

CUMHURİYET’İN İLK KADIN MUHTARI: GÜL ESİN

Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk kadınını modern toplumun simgesi ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

TÜRKİYE'NİN İLK MATEMATİK MÜZESİ

Aydın'ın Efeler ilçesinde, Türkiye'nin ilk matematik müzesi olma özelliğine sahip ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00